Hayvancılıkta organik açılım

Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler Birliği (DATÜB) tarafından hazırlanan ‘Doğu Anadolu organik hayvancılık projesi’ kapsamında 2011’den itibaren organik hayvanlar yetiştirilmeye başlanacağı bildirildi. Proje kapsamında çiftçinin üreteceği organik yemlerin gelecek yıldan itibaren havyanlara yedirilmeye başlanacağını belirten DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı, “Birkaç yıl içerisinde artacak organik üretimle hayvanlar değerlenecek” dedi.

Organik tarım konusunda uluslararası üne sahip olan DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı’nın girişimleriyle hayata geçirilen Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi, bölgedeki hayvancılık potansiyelinin değerlendirilmesi için önemli bir fırsat olarak görülüyor. Erzurum, Aşkale, Aziziye, Pasinler, Horasan, Köprüköy, Kars, Sarıkamış, Akyaka, Arpaçay, Selim, Digor, Ardahan, Göle, Çıldır ve Hanak’tan yaklaşık 4 bin çiftçinin katılımıyla başlatılan organik hayvancılık projesiyle ülkenin et ve süt ihtiyacının karşılanmasına önemli bir katkı yapılması hedefleniyor.

Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığı, Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Doğu Anadolu Veteriner Araştırma Enstitüsü tarafından desteklenen proje, iki aşamalı olarak uygulanacak. 663 bin liralık projenin ilk aşamasında organik hayvan yemi üretilmesi ve yonca, korunga, fiğ ile çayır ve merada üretilen yem bitkilerine, ikinci aşamasında ise, çiftçinin sahip olduğu hayvanların organik sisteme alınarak organik et ve organik süt üretilerek organik ürün sertifikası alınması sağlanacak. Proje kapsamında çiftçilere eğitim verileceğini belirten DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı, toprak bitki analizlerinin yapılamaya başlandığını söyledi.

Doğu Anadolu’da var olan organik hayvansal üretim potansiyelini değerlendirerek organik tarım kanunu esaslarına göre organik hayvansal üretimi uygulamak, yayılmasını ve gelişmesini sağlamayı amaçladıklarını kaydeden DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı, “Türkiye’de mera varlığının yüzde 21'ine hayvan varlığının yüzde 9'una sahip Doğu Anadolu Bölgesi, hayvancılık yönünden önemli bir potansiyele sahip. Ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın kayıtlarına göre Doğu Anadolu Bölgesi, hayvan hastalıkları yönünden arınmış bir bölge değil. Hastalıkların yaygın olduğu bu bölgede hayvancılık oldukça risklidir. Hayvancılığın riskli olduğu bir bölgeye hangi projeyi uygularsanız uygulayın, hangi destek ve teşviki verirseniz verin, hangi kültür ırkından hayvan getirirseniz getirin, hayvancılığı geliştiremezsiniz. Hayvancılık için risk oluşturan hayvan hastalıklarından en iyi korunma yöntemi olan şab aşısını, karma aşıyı tüm hayvanlara vurmaz, Tüberküloz ve Burucella testi yaptırmazsanız hayvancılığı geliştiremezsiniz. Doğu Anadolu’ da yaygın olan ahır ve nahır sistemiyle hayvancılığı geliştiremezsiniz. Doğu Anadolu’daki mandıraların kaliteli vasıflı süt değil de ucuz süt talebi sürdükçe hayvancılığı geliştiremezsiniz. Doğu Anadolu’da hayvancılık böyle geldi böyle gitmez diyerek, çıtayı yüksek tutarak, bu projeyi hayata geçirdik” diye konuştu.

Organik hayvancılık uygulamasında deneyimli IFOAM-International Federation of Agricultural Movements, (Bonn/Germany) ve Forschungsinstitute für biologischen Landbau Deutschland’in de yabancı ortak olarak yer aldığı projeyle organik hayvancılıkla sisteme alınacak hayvanların brusella, tüberkiloz testleri, süt analizi, kuru madde, protein, laktoz, yağ, somatik hücre, ph, özgül ağırlık, toplam bakteri sayımı analizleri yapılacağını anımsatan Ilıcalı, “Besiciye ahır hijyeni, meme hijyeni, sağım hijyeni takip edilecek soğuk zincir kuralı öğretilecek. Doğu Anadolu ve ülke hayvancılığına büyük katkı sağlayacak projeyle üretilen et ve süt AB standarlarını yakalarken besiciye de para kazandıracak. Gelecek yıldan itibaren organik yemler ekilmeye başlanacak. Elde edilecek ürünlerle ilk organik havyan üretimine 2011’den itibaren başlanacak” diye konuştu.