Dünya sessiz.
Darfur yanıyor.
Ve o sessizlik, sadece kulakları değil, vicdanları da yakıyor.
Birleşmiş Milletler yine kınadı. Her zaman olduğu gibi… Bir kez daha “endişeliyiz” dediler. Onlar endişeliyken, orada çocuklar ölüyor. Kadınlar kaçıyor. İnsanlar diri diri gömülüyor.
Küresel düzen dedikleri şey, vicdanın cenaze törenine dönüşmüş durumda.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin o bölgedeki milisleri beslediği, uydu görüntüleriyle kanıtlanmış. Ama kimsenin umurunda değil. Çünkü petrolün kokusu, insan kanının kokusunu bastırıyor.
Ruanda’da “bir daha asla” diyen insanlık, Darfur’da “bir daha” diyor. Ne acı değil mi? Artık utanç bile utanmıyor.
Bu tabloyu izleyen dünyaya rağmen Türkiye kendi yolunda ilerliyor.
Altay tankı üretim hattına girdi.
Bu, sadece bir mühendislik başarısı değil, bir karakter meselesidir.
Kendi gövdesini, kendi iradesini, kendi çeliğini üreten bir milletin sessiz devrimidir bu.
17 milyon saat, 800 mühendis, 90 alt yüklenici…
Yani bir tank değil, bir irade inşa edildi.
Vecihi’nin uçağı düştüğünde ona “uçma” diyenler vardı. Şimdi aynı zihniyet, Altay’ı küçümsemeye çalışıyor.
Ama bilmezler: Bu millet ne zaman “yapamazsın” dense, tarihi yeniden yazar.
Eurofighter alımı meselesi…
Bazıları hâlâ “Niye dışarıdan alıyoruz?” diyor.
Cevap basit: Çünkü akıllıyız.
Çünkü planlıyız.
Kaan, Hürjet, Kızılelma gökyüzüne çıkarken, ara dönemi boşa bırakmıyoruz.
Bu bir eksiklik değil, strateji.
Ama Avrupa çıldırıyor. Çünkü “Türk kendi uçağını yapamaz” diyenler, şimdi Türk’ün gökyüzünü konuşuyor.
Onlar rahatsız.
Biz ilerliyoruz.
Ve sonra, futbola dönüyoruz.
Milletin nefes aldığı tek alan, orada da adaletin nefesi kesilmiş.
Bahis çeteleri, hakemler, kirli ilişkiler…
Erzurumspor’un yıllardır çalınan puanları, aslında bu ülkenin vicdanından eksilen puanlardır.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun yapması gereken basittir:
O kulüplerin hakkını ödeyeceksin!
O tazminatı vereceksin!
Çünkü bu sadece bir para meselesi değil, bir onur meselesidir.
Adaletin olmadığı yerde futbol, futbol değildir.
Bir hakemin kaleminde bahis parası varsa, o artık düdük değil, hançerdir.
Ve o hançer, milletin kalbine saplanmıştır.
Darfur’da insanlık susuyor.
Sakarya’da çelik konuşuyor.
Sahada adalet susmamalı.
Çünkü milletin vicdanı bir kez paslanırsa, o çeliği bile pas tutar.