Başbakan Binali Yıldırım, "Vefa demek, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta, Türkiye sevdalısı Tayyip Erdoğan'a kurulan komploya, tezgaha milyonlarla karşı koymak, ona sahip çıkmaktır. Vefa demek, geçmişinin gücünü geleceğe taşımak demektir" dedi.
Yıldırım, Tuzla Şifa Mahallesi'nde bir ailenin iftar sofrasına konuk olduktan sonra, AK Parti Tuzla Teşkilatı'nın Ay Yıldız Tesisleri'ndeki iftar programına katıldı.
BEŞ SEFER DÜŞÜNMELERİ LAZIM
"Bizim dostluğumuz iyidir ama bizim düşmanlığımızdan da bize düşmanlık yapanlar da bir sefer değil, beş sefer düşünmeleri lazım." diyen Yıldırım, milletin çok badirelerden geçtiğini, bin yıldır bu topraklarda görmedik, yaşamadık olayın kalmadığını belirterek, şunları kaydetti:"Çanakkale'yi mi dersin, Kurtuluş Savaşı'nı mı dersin, Sakarya Meydan Muharebesi'ni mi dersin, Sarıkamış'ı mı dersin, Kutül Amare'yi mi dersin. Hep destanlar yaza yaza geldik. Hesabı yanlış yapanlar, bunun bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Bu milleti bölmeye hiç kimsenin ama hiç kimsenin gücü yetmeyecek çünkü biz, kadim medeniyetin mensuplarıyız. Onun için artık terör belasını gündemimizden çıkarınca süratle doğuyla batıyı, kuzeyle güneyi birbiriyle buluşturacağız. Ayrışmayı, kutuplaşmayı ortadan kaldıracağız. Gelecek için daha güzel günler için hep birlikte çalışacağız."
AK Parti Tuzla Teşkilatı'nın ilçe başkanını ve bütün teşkilat mensuplarını tebrik eden Yıldırım, "AK Parti'nin ne kadar büyük bir aile olduğunu bu iftar sofrasında bir kez daha gösterdiler. Vefa önemli bir şey. Vefa borcu, kredi kartıyla ödenmez. Vefa borcu, bir ömür boyu devam eder. Vefa demek, Gezi olayları'nda, 17-25 Aralık'ta Türkiye sevdalısı Tayyip Erdoğan'a kurulan komploya, tezgaha milyonlarla karşı koymak, ona sahip çıkmaktır. Vefa demek, geçmişinin gücünü geleceğe taşımak demektir." ifadesini kullandı.
Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı'nın, Tuzla Belediyesi Ay Yıldız Tesisleri'ni yapmak için çok çaba sarf ettiğini dile getiren Yıldırım, "Ankara'ya gitti geldi, gitti geldi, başımın etini yedi. Ama güzel bir şey oldu değil mi? Tuzla'nın değerine değer kattı. Hızlı tren de buradan geçiyor. Gebze'den geçeceksiniz, Bursa'ya gideceksiniz yarım saatte. Yarım saatte vapura binemiyordunuz, kuyrukta bekliyordunuz. Prensibimiz ne? Ulaşımda 14 yıl boyunca az vakit, az nakit, az yakıt. Bu esasa göre yollar yaptık. Şimdi yollarda daha az yakıt harcanıyor, daha az masraf yapılıyor ve daha çabuk gidiliyor. Bölünmüş yollar hayat kurtarıyor." diye konuştu.
KARDEŞLİK VURGUSU
Başbakan Yıldırım, Ramazan-ı Şerif'in kardeşliğin artarak devamına vesile olmasını dileyerek, bu mübarek günlerde Türkiye'dekiler kadar şanslı olmayan milyonlarca din kardeşinin olduğunu, onların evinden, barkından ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
‘BİZE YAKIŞAN BU’
Yıldırım, 3 milyon kardeşe kucak açıldığını ifade ederek, "Onları bağrımıza bastık. Az önce İl Başkanımız söyledi, 500 bine yakın Suriyeli mülteci kardeşimizi burada misafir ediyoruz, onlara ev sahipliği yapıyoruz. Bize yakışan bu. Biz böyle bir inançtan geliyoruz. Tabi ki yapacağız. Bunu Avrupalılar anlamaz, anlayamıyorlar. 'Biz bu Türkleri anlayamıyoruz, niye bu kadar insanları kabul ediyorlar.' Bırakalım da onlar o zulmün altında öldürülsün mü? Öldürmek bizim işimiz değil, bizim iyimiz yaşatmaktır. Hep yaşatmak için çalıştık, bundan sonra da yaşatmaya devam edeceğiz. Bayramınızı da şimdiden kutuluyorum." şeklinde konuştu.
Bayram tatiline giderken herkesi dikkatli olmaya çağıran Yıldırım, "Kurallara uyun, yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur." dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti kurucularından biri olarak siyasette gözünü açtığı yerin Tuzla olduğunu söyledi."Onun için Tuzla'nın benim zihnimde çok özel bir yeri var." diyen Yıldırım, "AK Parti 11 Ağustos 2001'de kuruldu, 71 kurucu arasında ben de varım. Ama bizim başımızda İstanbul'u belediye başkanlığı sırasında çöpten, çamurdan, çukurdan, susuzluktan kurtarmış AK Parti davasının lideri, memleket sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan var. Onunla çıktığımız bu yolda, o günden bugüne ülkemiz için, milletimiz için AK Parti'nin başarısı için vefa gösteren ve bu yolda konumu ne olursa olsun, ister başkan olsun, ister önceki başkan olsun, isten mahalle temsilcisi olsun, ister sadece bir üye olsun ama hedef hep aynı, heyecan hep aynı. Halka hizmet Hakk'a hizmet. İnsanı yücelt ki devlet yücelsin." şeklinde konuştu.
KOALİSYON DÖNEMLERİ
O günkü koalisyon hükümetinin süresini bile tamamlayamadığını hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"İşte o günlerde İstanbul'dan yükselen ses Ankara'da yankı buldu. Ne dedik: Yakın ışıkları, Tuzla aydınlansın. Yakın ışıkları, Türkiye aydınlansın. Tek başına iş başına. O heyecan Tuzla'dan başladı, İstanbul'dan, Türkiye'nin her köşesine yayıldı. AK Parti kuruluşundan 15 ay sonra tek başına iktidar oldu. O seçim zamanı, zamanımın çoğu Tuzla'da geçti. Tuzla'da karargah kurduk, çalıştık, arkadaşlarımızla çalmadık kapı bırakmadık, tutmadık, sıkmadık el bırakmadık. Sağ olsunlar, Tuzla'da yaşayanlar bize güvendiler, destek verdiler ve AK Parti'yi tek başına iktidara getirdiler."
Başbakan Yıldırım, Tuzla'nın kendi siyasi yaşamı için çok önemli bir yer tuttuğunu dile getirerek, şöyle konuştu:"Hemşehrilerimiz, Tuzla'da yaşayanlar bize güvendiler, destek verdiler ve AK Partiyi tek başına iktidara getirdiler. Onun için Tuzla önemli, Tuzla siyasetin, benim için başladığı yerdir. Bizi bugünlere bu önemli sorumluluğu almamıza vesile olan yer Tuzla'dır, sizin gibi Tuzla'nın güzel insanlarıdır. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bugün sorumluğumuz daha fazla, daha ağır. O gün birinci bölge Tuzla'yla sınırlı siyasi sorumluluğumuz varken bugün 780 bin kilometrekare vatan toprağı 79 milyon vatan evladının sorumluluğu üzerimizde. Bu onurlu, şerefli görevi layıkıyla en güzel şekilde yapmak için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Bundan emin olabilirsiniz. Geçmiş 14 yıla bakarsanız Türkiye için nereden nereye geldiğimiz kolayca görülebilir. Değerli kardeşlerim AK Parti iktidarı ilk gün neredeyse 14 yıl sonra da aynı yerde. Ne anlamda söylüyorum, halkın içinden hiç kopmadım. İlk gün de halk içinde halkla beraberdik, bugün de aynı şekilde halkın içinde halkla beraberiz. Çünkü bu bizim inancımızın gereğidir. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyerek Osmanlı 6 asır, 619 yıl üç kıtada iktidar oldu, hüküm sürdü. O ecdadın torunları olarak da biz de insanımızı yücelteceğiz, insanımızı yaşatacağız ki devlet yaşamış olsun."
"Yolları böldük ama gönülleri birleştirdik. Hava yolunu halkın yolu yaptık. Hızlı tren bir rüyaydı, bir özlemdi. Bu özlemi gerçeğe dönüştürdük. İletişimde Türkiye'yi Afrika seviyesinden aldık Avrupa'nın en ileri ülkeleri arasına soktuk" diyen Yıldırım, Türkiye'ye yakışanın bu olduğunu ifade etti.
Osman Gazi Köprüsü'nün 30 Haziran'da açılacağını anımsatan Yıldırım, "Olur mu olmaz mı, yapılır mı yapılmaz mı, 50 senedir konuşuluyor. AK Parti öyle bir parti ki dağ gibi sorunları, dağ gibi hizmetlere dönüştüren partinin adıdır AK Parti. Sorunlarımızı asla torunlarımıza havale etmedik. Onların daha güzel bir gelecekte yaşamaları için elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik." diye konuştu.
TERÖR
Ramazan ayının kardeşliğin arttığı, kırgınlıkların, dargınlıkların ortadan kalktığı, dayanışmanın, paylaşmanın had safhaya ulaştığı bir ay olduğunu ifade eden Yıldırım, "Gel gör ki canımızı yakan bu terör belasının hiçbir kutsalı yok. Ne ramazan, ne oruç ne bayram diyor, günahsız insanları gözlerini kırpmadan, vicdanları sızlamadan öldürüyorlar. Genç polisimizi, askerimizi şehit ediyorlar. Bunlar milli değil, yerli değil. Bunların Türkiye, Türk Milleti gibi bir dertleri olmadığı gibi Kürt halkı için de dertleri yok. Öldürülen Kürt, öldürülen Türk. Daha dün Ahlat’ta genç bir kardeşimizi toprağa verdik. Bunlar ipleri üst aklın elinde olan taşeronlardır. Bunların amacı Türkiye'yi bölmektir. Çünkü efendileri böyle söylüyor.Ama hiç merak etmeyin. Ekmeğimizi böleriz, Türkiye'yi böldürtmeyiz. Yolları böleriz, milleti böldürmeyiz." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdi iyice telaşlandılar. Doğuda da Güneydoğu'da da Batı'da da millet gerçeği gördü. Bunların çirkin yüzünü gördü. Bunların kimin emrinde olduğunu, kimin adına iş yaptığını millet anladı. Bunun bir bedeli oldu. Ancak bu bedellerin hepsini öderiz. Yeter ki birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. Şimdi AK Parti teşkilatları, batıdan doğuya akın akın giriyor. Orada terör belasından mağdur olan, evinden barkından olan kardeşlerimizle dayanışma içinde onların acılarını paylaşıyor. Dün, İstanbul teşkilatımız oradaydı. 3-4 bin Sur'daki kardeşimizle oturdular, iftar sofrasında ekmeklerini onlarla paylaştılar, acılarını hafiflettiler. Bizim ihtiyacımız bu. Bizim, bizden başka dostumuz yok. İçeride, dışarıda Türkiye'nin iyi gün dostları var biliyoruz ama gün bugündür, gerçek dostluğun sınandığı günlerden geçiyoruz .Bu günlerin hepsi gelip geçecek, hiç endişeniz olmasın. Ama bunların sırtını sıvazlayan, bu katil terör örgütünün sırtını sıvazlayan sözde dostlarımız, günü gelince bu milletin yüzüne bakamayacak hale gelecekler. Bugünler de yakındır."