İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Şu ana kadar şunu söylemek isterim ki girilmeyen her yere girmeye çalışıyor, her yerde üst bölgesi yapmaya çalışıyor ve her yerde terör örgütlerine nefes aldırmamaya çalışıyoruz. Kafalarını çıkaramıyorlar'' dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 13. Büyükelçiler Konferansı’nda konuştu.
Bakan Soylu burada yaptığı konuşmasında, küresel aktörlerin yetişemediğini ve iflas ettiğini, pandemi süreci ve etkileri, göç, enerji krizi, ve ekonomi olmak üzere 4 problemin olduğunu dile getirdi. Soylu, ‘’Pandemi sürecini gördük. Elindeki aşıyı paylaşamayanları. Çaresiz Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile karşı karşıya kaldık. Başka ülkelerin maskelerine el koymak zorunda kalan ülkelerle karşı karşıya kaldık. Göç meselesinde; ülkemizde 400 bin sığınmacı mülteci var. Her gün Afganistan ve Pakistan sınırını konuşuyoruz. Batı, meseleyi göç meselesi olarak görmüyor. Batı bunu sınır güvenliği olarak görüyor ve -mış gibi politika üretiyor. Meseleyi Yunanistan-Türkiye arasındaki sınırlara sıkıştıran bir dünya tablosuyla karşı karşıyayız’’ dedi.
“Terör örgütlerine nefes aldırmamaya çalışıyoruz”
“Özellikle Suriye kesiminde hem Amerika’nın hem Avrupa’nın destekleriyle beraber oradaki PKK-PYD kendi varlıklarını devam ettirmeye çalışacaklar” diyen Soylu, şöyle devam etti:
‘’Biz Türkiye sınırına dahil olan bölgenin tamamını kapatacağız. 25-30-40 kilometre aşağıya inerek Kandil gibi terörün merkezi olan ana üstleri ortadan kaldırarak Türkiye’ye yönelik güvenlik konusundaki açığı bir vesileyle mümkün olduğunca azaltmaya çalışacağız. İçeride ne yapacağız; şu ana kadar şunu söylemek isterim ki girilmeyen her yere girmeye çalışıyor, her yerde üst bölgesi yapmaya çalışıyor ve her yerde terör örgütlerine nefes aldırmamaya çalışıyoruz. Kafalarını çıkaramıyorlar. Çıkardılar mesela. Bu gece saat bir buçuk civarında Batman’da çıkardılar. Yürüyüşe başladılar. İHA’larımız, SİHA’larımız kontrol altına aldı. Saat 04.40’ta 2 tane terörist etkisiz hale getirildi. Bir tanesi turuncu kategori de. Yani en yükseğin bir altı kategori. Geçen hafta vatandaşlarımızla birlikte Cudi’deydik. Terör örgütünün bin 500-2 bin teröristinin istediğini yapabildiği, oradan Şırnak’ı, her yeri baskı altına aldığı Cudi’de; Diyanet İşleri başkanımızla ve Şırnaklı hemşerilerimizle birlikte hakikaten bir şenlik içerisindeydik. Bu işler kolay değil. Terörle mücadele ve teröristle mücadelede bu konuyu hemen bir noktaya taşıyabilmenin de kolay olmadığını söylemek isterim.”
Soylu, göç meselesinin devam ettiğini aktararak, ‘’3 milyon 650 bin Türkiye’deki geçici koruma statüsünde Suriyeli var. 1 milyon 406 bin ikamet izniyle kalan var. 322 bin 417 uluslararası koruma statüsünde, bizim mülteci dediklerimiz var. Diyorlar ki ‘Türkiye’nin göç politikası yok’ 2011 yılında sizler vasıtasıyla ve yine 2011 yılında Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle birlikte şu iç savaş başladığında biz ne yaptık; sınırlarımızın ötesinde göçü karşıladık. Sınırlarımızdan onların her birinin verilerini alarak Türkiye içerisine geçmesi lazım gelenlerin geçmesini sağladık. Kamplar yaptık. Her birisinin Sağlık Bakanlığı tarafından korumasını yaptık. Onun ötesinde geçici koruma kampları oluşturduk ve bu kampların her birinde sağlıktan eğitime, halk eğitiminden Türkçe öğrenmesine kadar onların bütün ama bütün süreçlerini hep birlikte ortaya koymaya çalıştık. Geçici koruma kanun çıkarttık” dedi.
“Türkiye bir göç deposu haline gelecekti, batı tam da bunu istemektedir”
Soylu, Türkiye’nin dış operasyonlarını bugüne kadar yapmamış olması durumunda bölgede yaşayan 6 milyon insanın geleceği yerin Türkiye olduğunu kaydederek, “Çekim etkisiyle birlikte bu 6 milyon sayısı çok daha fazla artacaktı. Aynı zamanda İran sınırında da 2 milyon Afganlı var ve Türkiye bir göç deposu haline gelecekti. Benim şahsi kanaatim Batı tam da bunu istemektedir. Eğer batı bunu istemeseydi, bu da benim kanaatim; 18 Mart mutabakatındaki maddeyi işletirdi ve bizim Zeytindalı Harekatı Bölgesi, Fırat Kalkanı Harekatı Bölgesi ve Barış Pınarı Harekatı bölgesinde onlara defalarca söylediğimiz ‘gelin bu bölgede geçici konutları veya bu bölgede yaşayan insanların kalıcı konutlarını beraber yaparak onları insani bir hayatla buluşturalım’ teklifini kabul ederdi. Hiçbirini bugüne kadar etmedi” diye konuştu.