Atatürk Üniversitesi bünyesinde yer alan Atabuz Müzesinde açılan “Katı olan her şey buharlaşıyor” adlı sergi görenleri etkiliyor.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Caner Şengünalp tarafından açılan kişisel sergide ünlü sosyolog Marshall Berman’in kitabından esinlenerek hazırladı. Serginin 1.5 ay süre ile açık kalacağı belirtildi.
Dr. Öğretim Üyesi, Şengünalp; Marshall Berman, modernitenin tarihçesini yazdığı Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor adlı çalışmasında, modern olma halini, “Modern olmak, kişisel ve toplumsal yaşamı bir girdap deneyimi gibi yaşamak; insanın kendisini ve dünyasını sürekli bir çözülüş, yenilenme, sıkıntı, kaygı, belirsizlik ve çelişki içinde bulması” şeklinde tanımladığını ifade ederek, “Kısaca, modern hayatın temel özelliği olan katı olan her şeyin ergiyip havaya karıştığı bir kozmosun parçası olmaktır modern olmak. Modern olmak, paradoks ve çelişkilerle dolu bir hayat sürdürmek demektir. Çağdaşlık, ortak yaşamları kontrol etme ve çoğu zaman yok etme gücüne sahip devasa bürokratik örgütlerin gölgesi altında yaşamak, ama gene de bu güçlerin karşısına çıkmaktan, dünyayı değiştirmek ve bizim kılmak için savaşmaktan bir an olsun caymamak demektir” dedi.
ŞENGÜNALP SERGİNİN TEMA’SINI PAYLAŞTI
“Öte yandan bir modernist olmak, insanın kendini bu girdabın içinde bile bir şekilde evinde hissetmeyi başarması, bu girdabın ritimlerini özümsemesi; bu girdabın akıntıları arasında, mahvedici akışının ortaya çıkmasına izin verdiği gerçeklik, güzellik, özgürlük ve adalet biçimleri arayışında olmak demektir” diyen Şengünalp, “İşte Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, tam da bu girdabın ritimlerini özümsemeye çalışan, bu girdabın akıntılarına rağmen akıntıların arasındaki özgürlüğü, gerçekliği ve adaleti arayan modernizmin en büyük eleştirmenleri olan modernistleri okuyarak moderniteyi irdeliyor. Berman, bu modern olma hali ve modernist tanımlamalarından da modernizmi, modern insanların modernleşmenin nesneleri oldukları kadar özneleri de olmak, modern dünyada sıkıca tutunabilecekleri bir yer bulmak ve kendilerini bu dünyada evde hissetmek için giriştikleri çabalar toplamı olarak tanımlar. Sergiye anlam bağlamı olduğu kadar, kullanılan malzemenin doğası ve maruz kaldığı değişim üzerinden kurduğu yakınlıkla ismi üzerinden de içerik sunan kitap, insanın geçirdiği başkalaşımın üç boyutlu ifade olanaklarıyla sunulmasına temel oluşturur. Sergideki çalışmaların ana malzemesi olan buz ısıtılıp, dış basınca bağlı belli bir sıcaklıkta doğrudan gaz haline geçmesi sağlanarak biçimlendirilmiştir. İklimlendirilmiş bir ortamda katı olan buz buharlaştırılmış, insanın kendini ve dünyasını dönüştürme istemi, hayatın parçalanmasının, çürümesinin, çözülme ve dağılmasının doğurduğu dehşetin etkisi görünür kılınmaya çalışılmıştır” diye konuştu.