ATAUNİ GSF eski Öğretim üyesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, 2020 yılı boyunca iyice ters yüz olmuş durumları ifade etmek ve felaketler yılına gönderme yapmak amacıyla ilginç bir eyleme imza attı.
Daha önce mevsimler üzerinden yaptığı enstalâsyonları Mevsimler ve Biçimler, Sınırların Sınırsız Çığlığı, Şiddeti Düşünmek serileri gibi işlerinde çeşitli konstrüksiyonları, buz ile buluşturan, Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, bu kez doğanın en temel formlarından biri olan piramit formundaki konstrüksiyonu, bitki örtüsünün güzellikleri ile birleşmiş, kışın kendisini en yüksek biçimde hissettirdiği bakir bir bölgede, yaklaşık 2000 metrede oluşturulan yaşam alanı Ergan Dağı’nda gerçekleştirdi.
Ülkemizin ve dünyanın 2020 yılı boyunca gördüğü acı olayların ifadesine sanatında yer veren Mehmet Kavukcu, orman yangınlarında yanmış ağaçları doğanın en temel formalarından biri olan piramit biçimli konstrüksiyon içerine ters yerleştirdiği, ardından onu buzla buluşturduğu bir enstalasyon gerçekleştirdi. Kavukcu, sanatın imgesel, kavramsal, metaforik dilini kullandığı enstalasyonu ile son günlerde yaşadığımız acıları ifade etti.
Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, “Tam Elazığ ve Malatya’da ki depremdeki can ve mal kayıplarına üzüldüğümüz sırada ülke olarak Van’daki çığ faciası ve hemen ardından gelen uçak kazasıyla iyice sarsıldığımız günler yaşadık. Ardından başlayan pandemi ise yaşam biçimlerimizi tamamen alt üst etti. Ayrıca bütün bu olaylar sırasında şehitlerimizin olması acımızı katbekat arttırmıştır. Bu acı olayları her birimiz gibi içselleştirerek ifade etmek istedim.
Orman yangınlarında yanmış ağaçları piramit içerisinde ters yerleştirerek iyice ters yüz olmuş durumları ifade etmek isteyerek, ağaçları doğalarının tersine bir yönde yerleştirerek yaşadığımız acı olayları simgelemesini amaçladım. Piramidin göklere, sonsuzluğa ve yükselişe yani tinselliğe, mistisizme açılan yönü ile ağaçların baş aşağı -ters- yerleştirilerek doğalarına aykırı bir tutum içerisinde yere doğru yön alışı kontrastı ve ölümü içinde barındıran bir ifadedir. Dondurulan konstrüksiyon içerisindeki ağaçlar ve insan kıyafetleri, doğanın ve insanlığın güncel durumlar karşısında buz tutan yönünü simgelemektedir. Ayrıca ağaçların dalları, budakları ve sarkan buzlar ile oluşan görsel etki, adeta pandeminin parçalanmış yapılarıyla oluşturulan bir kompozisyon yapısına sahiptir.
Ayrıca konstrüksiyonun bazı yerlerine yerleştirilen insan kıyafetleri de bu acı durumlar karşısında insanlığın yaşadığını duyguyu ifade etmektedir. Dondurulan konstrüksiyon içerisindeki ağaçlar ve insan kıyafetleri, doğanın ve insanlığın güncel durumlar karşısında buz tutan yönünü simgelemektedir. 2020 yılında yaşanan bütün felaketlere bir gönderme olarak düşünülebilecek olan buz konstrüksiyon içerisindeki insan kıyafetleri aynı zamanda ülkece olaylar karşısında yaşadığımız acıya gönderme yapmaktadır.
Enstalasyon, 2020 boyunca yaşadığımız bütün felaketlere gönderme olsa bile piramidin yükselen ve sonsuzluğa açılan formu ile aslında içinde umudu da barındırmaktadır. Buz tutan yaşantımızın bir ifadesi olarak yapılan konstrüksiyon, gelecek umudunu da bu bağlamda içinde barındırmaktadır.” diye konuştu.