Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Muharrem ayı, bizim için ortak bir hüzün ve matem mevsimi olduğu kadar, bir adalet, hikmet, hak ve hakikat sofrasıdır” dedi.
Başkan Sekmen, tarihi Müceldili Konağı’nda düzenlenen iftar programına katıldı. Programa AK Parti Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Erenler Alevi Bektaşi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ali Demir ve vatandaşlar katıldı.
Başkan Mehmet Sekmen, programda yaptığı konuşmada, “Muharrem ayımız ve aşuremiz mübarek olsun. Daha böyle nice gün ve gecelere Mevlam hepimizi birlik, beraberlik ve huzur içerisinde erişmeyi nasip etsin” dedi. Sekmen, şunları kaydetti: “Bu güzel iftar programında, bu güzel birlik ve beraberlik sofrasında sizlerle bir arada olmaktan ötürü duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Ayet ve hadislerde değeri ve önemi vurgulanan bu fazilet ve bereket ayı Muharrem ayı, İslam tarihi açısından da son derece önemlidir. Zira bu ayda; Hz. Âdem’in Cennet’ten yeryüzüne indirilmesi, Hz. Nuh’un ve inananların tufandan, Hz. Musa ve ona iman edenlerin de Firavun ’un zulmünden kurtarılması gibi insanlık adına dönüm noktası sayılacak bazı olaylar vuku bulmuş ve bazı peygamberlere büyük lütuflarda bulunulmuştur. Peygamberimiz bu ayda tutulan oruçla ilgili şöyle buyurmuştur: ‘Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan aşure orucudur.’ Muharrem ayının, tarihimizde, kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Zira, muharrem ayı Peygamberimiz’in hicreti esas alınarak hicri yılbaşı kabul edilen aydır. Muharrem ayı aşure ayıdır. Muharrem ayı bizlere, ciğerlerimizi dağlayan Kerbela’yı hatırlatan aydır. Kerbela; Resulümüz’ün, ‘Cennet gençlerinin efendileri’ sözüyle taltif ettiği, Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın iki ciğerparesinden biri Hz. Hüseyin efendimizin ve yetmişten fazla müminin şehit edildiği yerdir. Asırlardır yüreklerimizi sızlatan, bağırlarımızı yakan bu elim hadise, Efendimiz’i ve O'nun Ehl-i Beyti'ni seven başta milletimiz olmak üzere bütün müminleri, derinden yaralamış, kalpleri incitmiştir. Kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiştir. Nitekim, Kâzım Paşa ümmetin bu ortak hüznünü, şu dizelerinde gayet anlamlı bir şekilde dile getirir; Düştü Hüseyin atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya / Cibril var haber ver, Sultân-ı Enbiyâ’ya.”
“MUHARREM AYI HAK VE HAKİKAT SOFRASIDIR”
Başkan Mehmet Sekmen, Muharrem ayının hak ve hakikat sofrası olduğunu bildirdi. Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve yakınlarının, haksızlığa ve zulme karşı onurlu direnişleri, doğruluk adına samimi yürüyüşleri, bütün müminlerin gönüllerinde unutulmaz izler bırakmıştır. Resûlullah Efendimiz’in torunlarına bu zulmü reva görenler ise; insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmişlerdir. Muharrem ayı, bizim için ortak bir hüzün ve matem mevsimi olduğu kadar, bir adalet, hikmet, hak ve hakikat sofrasıdır. Etrafımıza baktığımız zaman, İslam âlemi büyük bir sıkıntı içerisinde. Etrafımızda olan bitenler hepimizi derinden üzmekte. Hamdolsun ki, ülkemizde yediden yetmişe bir birimizle iç içeyiz. Birbirimizin sıkıntılarını, dertlerini anlayabiliyoruz. Hamdolsun ki, aynı dinin mensuplarıyız. Birbirimizin dünyevi anlamda düşünceleri, siyasi görüşleri farklı olabilir. Ama bizim bizden başka dostumuzun olmadığını, kardeşimizin olmadığını bilmemiz lazım. Birbirimizin acısına yine birbirimizin mutluluğuna ortak olmalıyız, paylaşmalıyız. Çünkü bizim Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir, dinimiz bir, inanç anlayışımız birdir. Çok az da olsa başka dini inançlara sahip insanlarımız var. Onların da dini inançlarına saygı duymalıyız. Çünkü biz de başka ülkelerde azınlık durumundayız. Biz, azınlık dediğimiz gayrimüslim grupların inançlarına saygılı olmazsak, bizim insanlarımızın yaşadığı ülkelerde onlar da bizim vatandaşlarımızın, dindaşlarımızın inançlarına saygılı olmazlar. Biz, ülkemizde gayrimüslim olan azınlıkların haklarına saygılıyız; saygılı olmaya da devam edeceğiz.”
“MUHARREM AYI VE KERBELA’YI ÇOK İYİ OKUYUP ANLAMALIYIZ”
Sekmen, Muharrem ayı ve Kerbela olayının çok iyi okunup anlaşılması gerektiğini bildirdi. Sekmen, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler bu hadisenin matemini tutarken, aynı acıların bir daha yaşanmaması için; Muharrem’i doğru okuyup anlamaya, müspet sonuçlar çıkararak ibret almaya ve yüce Rabbimizin; “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın…” emrine uygun hareket etmeye her zamankinden daha çok muhtacız. Bugün, bu mübarek iftar sofrasında Kerbela şehitlerimizi, 15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Allah mekânlarını cennet-i ala etsin. Bizleri, başta Kerbela şehitleri olmak üzere bütün şehitlerin şefaatine nail etsin. Rahmet Peygamberi’nin çiçeği, cennet gençlerinin seyidi, ümmetin gözbebeği Hz. Hüseyin Efendimizi ve Kerbela şehitlerini tekrar buradan yâd ediyorum. Allah onların şefaatine hepimizi nail eylesin. Bu arada, ayrıca çok kıymetli Dernek Başkanımız ve heyetine bizlerle olan güzel diyaloglarından dolayı, ayrıca 15 Temmuz akşamından itibaren başta dernek başkanımız olmak üzere gösterdikleri hassasiyete şahsım ve şehrim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Hep beraber olduk, çünkü bu vatan hepimizin. Vatanımıza, demokrasimize hep beraber sahip çıktık, sahip çıkmaya da devam ediyoruz. Bu vatan hepimizin... Görüşlerimiz farklı da olsa, farklı demokrasi anlayışlarımız da olsa bu vatanda hep beraber, el ele, kol kola olmalıyız, bir birimizi saygı ölçüsünde, barış ortamında dinlemeliyiz, anlamaya gayret etmeliyiz. Ortak aklı oluşturup, ortak aklı çalıştırmalıyız. Yoksa Allah korusun, yanımızdaki ülkeler gibi badirelerin içerisine bizi de çekerler, bundan da hepimiz zarar görürüz. Ben bu hassasiyetleriniz dolayısıyla dernek başkan ve yöneticilerimize teşekkür ediyorum. İnşallah kıymetli valimizin başkanlığında, milletvekillerimizin desteği ile yine siyasi partilerimiz el ele, nasıl ki 15 Temmuz’da kol kola girdik ortak bir çağrı, beraberlik yaptıysak inşallah aynı beraberliği bundan sonra çok daha iyiye götürme dileğiyle Muharrem ayımızı ve aşuremizi kutluyorum, Cenab-ı Hak’tan millet olarak kıyamete kadar huzur içerisinde, barış ortamında yaşama dileğiyle, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”