Başbakan İmam Hatipli ya..
Hükümet üyelerinin çoğunluğu, dindar insanlar ya..
Kezban Hatemi almış sözü; "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, açlık grevlerinin bitirilmesi için inisiyatif kullanması gerekir" diye başlamış..
"Temel amaç; bu olayın insani boyutudur. Mensubu bulunduğum inançta yeryüzünde bir insanın bir damla kanı damlasa o belde Allah'ın emanından çıkar. O yüzden değil 700 kişi, bir kişinin canı için aynı tutum içinde olmalıyız" diye devam etmiş.
Ne kadar güzel, ne kadar insani sözler bunlar.
Ne kadar hoş sözler bunlar..
Ay bayıldım.
Ay çok çok duygulandım..
Ama..
Ama siz beni böylesine duygulandırırken..
Tam da o dakikalarda..
Bize..
Bu ülkenin başbakanına..
Bu ülkenin yöneticilerine..
"Görün, gözetin, insanî yaklaşım gösterin" diyerek işaret ettiğiniz terör örgütü üyelerinden..
Diyarbakır, Duru Jandarma Karakolu, Narlı üs bölgesindeki askerlerimizin üstüne, roketatar saldırısı geldi.
Bekaroğlu abimiz, Numan Kurtulmuş'u eleştirmek için sabah akşam sürdürdüğü mesaisine ara verip, İnsan Hakları Derneği'ndeki toplantıya katılsın..
Kezban ablamız, Bartholemous'a kazandırdığı davaların kutlamasını yapamadan, koşup gelsin, aynı toplantıya..
Tabipler Odası eski Başkanı Gencay Gürsoy'u da alsınlar aralarına..
Başbakan'a çağrılar yapsınlar.
"Bir insanın bir damla kanı damlasa, o belde Allah'ın emanından çıkar" desinler..
Tam o sıralarda da, "bir damla kanı damlamaması için" kucak açmamız gerektiği söylenen PKK'lılar, askerimizin kanını oluk oluk akıtsın!
Bize "Cezaevlerindeki PKK'lıları görelim.. Onların sorunlarına çözüm arayalım.." çağrısı yapılırken..
Vahşice..
İnsafsızca..
Ahlaksızca..
Askerlerimiz vurulup, şehit edilsin!
Ne yapacağız şimdi biz?
Söyleyin Mehmet Bekaroğlu abimiz..
Söyle Kezban ablamız..
Siz diyorsunuz ki, "PKK'lıların açlık grevine sessiz kalmayın."
Biz tam "Acaba?.. Acaba bir el uzatılsa mı?" diye düşünürken, o PKK'lılar yine roketatarla saldırıp, bir askerimizi şehit ediyorlar..
6 askerimizi yaralıyorlar..
Ne yapmış o askerlerimiz, onlara?
Kürt köyünü basıp, katliam mı yapmışlar?
Kürt vatandaşları hizaya dizip, işkence mi yapmışlar?
Dışkı mı yedirmişler?
Ne yapmışlar ki, ahlaksızca saldırıyorlar..
Dünün dışkı yedirenlerine yapamadıklarını, niye bugünün askerlerine reva görüyor, bu derin örgütün mensupları?
Ve şimdi ben, Bekaroğlu abimizi gözlüyorum.
Kezban ablamızı takip ediyorum.
Bakalım, bugün de bir basın toplantısı düzenleyip, "Biz bu kirli oyundan çekiliyoruz!" diyecekler mi?
Diyebilecekler mi?
"Yazıktır, günahtır. PKK'lıların kanı kan da.. Askerimizin kanı kan değil mi? İnsan birazcık utanır. Sizi adam yerine koyduk..Canınıza bir zarar gelmesin diye, taleplerinizin bir kısmı haksız da olsa, size destek verdik. Daha biz toplantıyı bitirmeden.. Daha toplantı salonundan ayrılmadan.. Siz yine saldırdınız, yine asker şehit ettiniz. Yine kan akıttınız. Bu ne ahlaksızlık? Bu ne istismar. Bu ne vahşet!" diyecekler mi?
Onlar deseler de, demeseler de..
Halk bunu diyor.
Artık gerisini kendileri düşünsünler..
PKK'lılar için yaptıkları basın toplantılarından, bir tanesini bile asker-polis için yapmamanın ayıbı, onlara günah olarak yeter.
Ateist PKK'lılar için İslamın kavramlarını istismar edip, çağrıda bulunuyorlar..
O çağrılar yapılırken, müslüman çocuklarımız, o ateist teröristler tarafından şehid ediliyorsa..
Biz bunlara ne diyelim?
Allah sizi ıslah etsin..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit