1950 yılında yapılan kanallarla kurutulan ‘Erzurum Sazlıkları’nın, bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu öğrenildi. Ermeni Yazar Horenli Moses’in, Doğu Roma İmparatoru II. Thedosios dönemini anlattığı “Ermeni Tarihi” adlı eserinde de yer verdiği Erzurum Sazlıkları’ndan, sonraki dönemlerde yaşayan yabancı seyyahların da bahsetmesi dikkat çekiyor. Horenli Moses, Erzurum Sazlıkları’ndan “Bu arazi oldukça yeşil ve mahsuldar olup, bilhassa ekşi meyveler yetişmekteydi. Burada yaşayan ahali, hem sulardaki balıklarla, hem de suyun kenarındaki bataklıkta yaşayan çok sayıdaki besleyici kuşlar ve onların yumurtalarıyla gıda alıyordu” şeklinde bahsederken, sazlıklarla ilgili olarak en can alıcı bilgilerin kaynağı olarak ise, Osmanlı-İran sınır görüşmelerine katılmak üzere Erzurum’a gelen İngiliz Robert Curzon gösteriliyor. Curzon, Erzurum’daki sazlıklar ve burada yaşayan kuşlara dair gözlemlerini aktarırken, verdiği bilgiler karşısında kesinlikle şaşırılmamasını tavsiye ederek, şöyle diyor: “Bunu görmeyenlerin inanması mümkün değildir. Zira bu bataklıkta kuşlar o kadar çoktur ki, bunların sürüsünden altta toprak, üstte de güneş görünmez”
ERZURUM SAZLIKLARI VE KUŞ TÜRLERİ YÜZYILLAR BOYUNCA İLGİ ODAĞI OLDU…
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selahattin Tozlu, Erzurum Sazlıkları ve buradaki kuş türlerinin, geçmiş yüzyıllarda kente gelen birçok yabancı seyyahın ilgisini çektiğini söyledi. Sazlıklar ve kuş türleriyle ilgili olarak elde bulunan en eski bilgilerin Ermeni Yazar Horenli Mosis’e ait olduğunu anlatan Tozlu, daha sonraki yüzyıllarda Erzurum’a gelen yabancı gezginlerin ve devlet adamlarının, hatıratlarında Erzurum’daki bataklıklara yer verdiklerini ifade etti. Horenli Moses, Robert Curzon, William John Hamilton, Fransız Tabiatbilimci Theophile Deyrolle, Alman E. Naumann ve Lynch gibi yabancı gezginlerin yanında, Evliya Çelebi, Ulu Arif Çelebi ve Mehmed Hurşit Efendi gibi Müslüman yazar ve devlet görevlilerinin de Erzurum’daki sazlıklardan ve kuşlardan sıklıkla bahsettiğini aktaran Doç. Dr. Tozlu, tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanan bu sazlıkların, Erzurum’un belki de eşi benzeri bulunmayan doğal güzellikleri arasında yerin aldığını belirtti. Sazlıkların, 1950 yılına kadar varlığını sürdürdüğüne dikkati çeken Tozlu, bu tarihte yapılan kanallarla bataklığın kurutulduğunu ve doğal olarak buradaki kuş türlerinin de zamanla azaldığını kaydetti.
SAZLIKLARIN VARLIĞINA DOĞU ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE BİLE RASTLANIYOR
Ermeni Yazar Horenli Moses’in, Erzurum Sazlıkları’nın yüzlerce yıl öncesinden beri var olduğunu ortaya koyan bilgiler verdiğini dile getiren Doç. Dr. Selahattin Tozlu, Moses’in kaleme aldığı ve günümüze ulaşan bilgileri şöyle aktardı: “İmparator Theodosios, Karin (Erzurum)’da oturan Büyük Patrik’in mektubu üzerine generallerinden Anatolius’u oraya gönderdi. Anatolius, kale yapmaya uygun bir yer bulmak için günlerce dolaştıktan sonra, Karin vilayetinde muhtelif küçük derelerin peydah olduğu bir dağın eteğinde yer seçmişti. Fırat nehrinin kaynağına yakın bir yerden çıkan bu küçük dereler, birleşerek vücuda getirdikleri bir denize akıyorlardı. Bu su ise, ovayı (Erzurum Ovası) kaplayan büyük bir bataklık idi. Burada sakin olan ahali, hem Fırat nehrinin balıklarıyla, hem de suyun kenarındaki bataklıktan yaşayan çok sayıdaki besleyici kuşlar ve onların yumurtalarıyla gıdalanıyorlardı. Bu arazi oldukça mahsuldar ve yeşil olup, bilhassa ekşi meyveler yetişmekteydi”
CURZON: KUŞ SÜRÜLERİNDEN YERDE TOPRAK, GÖKTE GÜNEŞ GÖRÜNMÜYORDU
Erzurum Ovası’ndaki sazlıklar ve burada yaşayan kuş türleriyle ilgili olarak en can alıcı bilgilerin, Erzurum’a gelen İngiliz Robert Curzon tarafından kaydedildiğini belirten Tozlu, devlet görevlisi olan Curzon’un, Erzurum Ovası’nda gezi ve incelemelerde bulunduğunu ifade ederek, “Curzon, gözlemlerini aktarırken, verdiği bilgiler karşısında kimsenin şaşırmamasını tavsiye ediyor. Çünkü gördükleri, anlatmayla inanılması mümkün olacak şeyler değildir” dedi. Curzon’un, Erzurum Sazlıkları ve kuş türlerinden bahsederken, “Buna görmeyenlerin inanması mümkün değildir, biliyorum. Fakat Erzurum’daki bataklıkta o kadar çok kuş vardı ki, sürülerinden yerde toprak, gökte güneş görünmüyordu. Kuş avlamak için atlılar devamlı sazlıklarda dolaşıyordu. İnsanlar bu kuşlarla ve yumurtalarıyla besleniyordu. Çünkü bu ovada 172 tür kuş vardı.” şeklinde ifadeler kullandığını anlatan Tozlu, Curzon’un da ovada bir turna avladığından gururla bahsettiğini de bildirdiğini söyledi.