Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
Palandöken eksi 13,5'i gördü
Palandöken eksi 13,5'i gördü
‘81 İlde 81 Orman’
‘81 İlde 81 Orman’
ATAUNİV’de Karabağ gündemi
ATAUNİV’de Karabağ gündemi
Gazze’de can kaybı 43 bin 391’e yükseldi
Gazze’de can kaybı 43 bin 391’e yükseldi
Kahraman Paşa Aksakallı’ya dadaşça sadakat
Kahraman Paşa Aksakallı’ya dadaşça sadakat
HABERLER>TÜRKİYE
11 Ocak 2022 Salı - 07:39

Kadına şiddetle mücadelede kararlı yaklaşım

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Yol Haritası Toplantısı', dört bakanın katılımı ile gerçekleştirildi.

Kadına şiddetle mücadelede kararlı yaklaşım

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Yol Haritası Toplantısı' gerçekleştirildi. Toplantıya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Sağlık Bakan Yardımcısı Sabahhattin Aydın katıldı. Dört bakanın katıldığı toplantıda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda 2022 yılında izlenecek yol haritası ele alındı. Toplantıda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin kadın cinayetlerini çoğaltmadığını, bu konuda yorum yapan muhalefet milletvekillerinin algı yönetimi yaptığını söyledi.

"GERİ ÇEKİLME KARARI, TÜRKİYE'NİN ŞİDDETLE MÜCADELEDEN TAVİZ VERDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR"

Bütçe görüşmelerinde muhalefet milletvekillerinin “İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiniz dolayısıyla her kadın cinayetinin sorumlusu sizsiniz. Bunun müsebbibi de sizsiniz, hesabını verecek olan da sizsiniz” sözlerini değerlendiren Bakan Yanık, “Geri çekilme kararını hiçbir şekilde Türkiye'nin ‘kadınların korunmasından ve şiddetle mücadeleden taviz verdiği’ anlamında yorumlayamayız. 20 yıllık iktidar sürecimiz Cumhurbaşkanımızın 30 yıllık belki daha fazla siyaset tecrübesi bu konudaki kararlılığımızı, bu konudaki samimiyetimizi, sahiciliğimizi ve bu konudaki irademizi çok net biçimde, hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya koymaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diyenlerle ‘öldürür’ diyenler arasında sıkışıp kalarak toplumumuzda bir gerginlik unsuruna dönüştü ve bu sıkışıklığı aşmamız gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi'ndeyken de bu sıkışıklık arasında kaldık, kalktıktan sonra da aynı gerginlik sürüyor. Ama bizim kadına yönelik şiddetle mücadelede artık gerçekçi enstrümanlarla bu sıkışıklığı aşarak, sorunun çözümüne odaklanarak yürümemiz devam ediyor. Yapılan çalışmalarda İstanbul Sözleşmesi'nin yorumundan kaynaklanan farklılıklar sebebiyle amacına ulaşmada da sorunlar yaşandığını, İstanbul Sözleşmesi öncesinde de sonrasında da hep ifade ettik, ediyoruz” açıklamasında bulundu.

"ESKİSİNE GÖRE DAHA ÇOK ŞİDDETE AÇIK HALE GELDİĞİNİ SÖYLEMEK PEK DOĞRU BİR BAKIŞ İÇERMİYOR"

İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmanın kadına yönelik şiddeti arttırmadığını ifade eden Bakan Yanık, "İstanbul Sözleşmesi'nin varlığı şiddeti artırmıyor ya da aileleri yıkmıyordu. Şiddetin oluşumunun farklı öncülleri ve sosyolojik temelleri bulunur. Değişen toplum yapısı, iletişim teknolojilerinin gelişmesi, internet kullanımındaki yaygınlaşma, hepsi ve daha pek çok başka etken şiddetin sebebi olarak ifade edilebilir. Bu sebeplere inmedikçe şiddet gibi köklü bir sorunu çözmek mümkün değildir. Nitekim hükümetlerimiz olarak kapsayıcı ve bütüncül bir şekilde esasına inerek meseleyi aslında kökünden çözme iradesinin arka planında da bu sosyolojik gerçeklik yatmaktadır. Peki sözleşmeden ayrıldıktan sonra gerçekten şiddet arttı ve kadınlar korunmuyor mu? Hayır, bu da doğru değil. Cumhurbaşkanımız da Türkiye'nin tüm kadınlarının güvenliğini ve haklarını korumaya devam edeceğini sıklıkla vurguluyor ve şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelenin ülkemiz gündeminin ilk sıralarında yer alacağının altını çiziyor. Siyasi irade bu yöndeyken, kadınların eskisine göre daha çok şiddete açık hale geldiğini söylemek görüldüğü gibi pek doğru bir bakış içermiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Kadın cinayetlerine dair verileri paylaşan Bakan Yanık, “İçişleri Bakanlığının verilerine baktığımızda, 2016 yılında 301, 2017 yılında 353 olan kadın cinayeti sayısının 2018 yılında 279’a düştüğünü görüyoruz. 2019 yılında kadın cinayeti sayısı 336. 2020 yılında 268, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla da 307’dir. Söz konusu verilere göre kadın cinayetlerinde bu yıl geçtiğimiz yıla göre yüzde 15 artış gerçekleşmiştir. Verilerdeki farklılığın bazı olayları örtmek amacıyla değil, 'kadın cinayetleri' teriminin tanımsal belirsizliğinden kaynaklandığını ifade etmek isterim. Sivil toplum kuruluşları ile veriler arasındaki farklılık da yine bu tanımlama hususundan kaynaklanan bir durumdur. Bu noktada vurgulamamız gereken bir diğer husus ise kadın cinayetlerinin son zamanlarda arttığı, örneğin 2014 yılından önce bu kadar cinayet olmadığı iddiasıdır. 6284 sayılı Yasa kapsamında her bir kadın cinayeti değerlendirilmekte ve istatistiklere geçmektedir. Verilerin düzenli tutulması bizim hedeflerimiz kapsamındadır. Geçmiş verilerde rakamların düşük olması işlenen cinayetlerin kadın cinayeti kategorisinde değerlendirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Tabii ki temennimiz ve gayemiz hiçbir kadın cinayetinin yaşanmamasıdır. Tek bir kadının bile hayat hakkının elinden alınmaması için inatla, ısrarla, özveriyle bir çalışma yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

“İLK DEFA OECD VERİLERİ YAKALAYAN BİR ÜLKE KONUMUNA GELDİK”

Basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlayarak sözlerine başlayan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de, “Kadına yönelik şiddetle ilgili bakanlıklarımızın bu eylem planı çerçevesinde bir araya gelmesi hakikaten çok kıymetli. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak üzerimize düşen görevleri bundan önce yaptığımız gibi bundan sonra da farkındalığı artırarak, 2022 yılında kapasitemizi güçlendirerek bu sürçe tüm desteğimizi vereceğiz. Burada en kritik konulardan bir tanesi de eğitim. Biliyorsunuz son 20 yılda eğitimde devasa bir dönüşüm gerçekleşti. Bu dönüşümün en kritik anahtar kelimelerinden biri kitleselleşme ve evrenselleşme. Okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde çocuklarımızın eğitime erişimi inanılmaz derecede yükseldi. Çok sayıda okul yapıldı, destek yapıldı, öğretmen atandı, öğretmen başına düşen derslik sayısında inanılmaz düşüşler yaşandı. İlk defa İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) verilerini yakalayan bir ülke konumuna geldik” şeklinde konuştu.

“KADINLARIMIZIN TOPLUMSAL STATÜLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ, EĞİTİM VE İSTİHDAM İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİDİR”

Eğitimde yaşanan kitleselleşmenin özellikle de kız çocuklarına büyük oranda fayda sağladığına dikkat çeken Bakan Özer, “2014 yılı itibarıyla tüm eğitim kademelerinde kız çocuklarımızın okullaşma oranı yükseldiği gibi özelikle ortaöğretim seviyesinde ve yükseköğretim seviyesinde ilk defa erkek çocuklarının okullaşma oranını geçti. Bu çok kritik bir veridir. Çünkü kadınlarımızın toplumsal statülerinin güçlendirilmesi, eğitim ve istihdam ile doğrudan ilişkilidir. İnşallah bu süreçte yine bakanlık olarak odaklanarak, kız çocuklarımızın özellikle okulöncesi eğitime erişimi ile ilgili çok ciddi bir biçimde birleşimler gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

“SON YILLARDA MESLEKİ EĞİTİMLER İLE İLGİLİ YAPTIĞIMIZ AÇILIMLAR, KADINLARIMIZIN İŞGÜCÜ PİYASASINA GEÇİŞLERİNİ KOLAYLAŞTIRMA BAĞLAMINDA ÇOK ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşen “Nerede Kalmıştık” projesine de değinen Bakan Özer, “Bu projenin en büyük özelliği, eğitimlerini bir şekilde yarıda bırakmış olan kadınlarımızın Milli Eğitim Bakanlığının sunmuş olduğu imkanlar ile eğitime dahil olmalarıydı. Süreç çok başarılı bir şekilde devam ediyor. Özellikle açık öğretim kurumlarındaki 18 yaş ve üzeri 3-4 yıl bekleme durumunu da güncelleyerek, kadınlarımızın 2 yılda liseyi bitirme iyileştirmesini gerçekleştirdik. Attığımız tüm bu adımlar, kadınlarımızın hakikaten toplumda eğitimlerini tamamlayarak çok daha güçlü olmaları ve istihdamda çok daha kolay işgücü piyasasına erişmeleri anlamında çok önemli bir hale olacağını düşünüyorum. Özellikle son yıllarda mesleki eğitimler ile ilgili yaptığımız açılımlar ile kadınlarımızın işgücü piyasasına geçişlerini kolaylaştırma bağlamında çok önemli fırsatlar sunuyor. Bu süreçleri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ile özellikle bu bağlamdaki kadınlarımızın istihdamı ile ilgili de önümüzdeki günlerde çok önemli açılımlar gerçekleştireceğiz” açıklamasında bulundu.

Bakan Özer, öte yandan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı kurslarda eğitim gören vatandaş sayısının 2021 yılında 4,6 milyon olduğunu, 2022 yılında bu sayının 10 milyona çıkmasının hedeflendiğini söyledi. Bakan Özer sözlerini, “Kadını yaşatalım ki insan yaşasın” cümlesi ile tamamladı.

“KADINA KARŞI ŞİDDETİ İNSANLIĞIN TAMAMINA YAPILMIŞ BİR ŞİDDET OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ”

Şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını söyleyen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Kadına yönelik şiddeti amasız, fakatsız reddediyoruz. Kadına karşı şiddeti insanlığın tamamına yapılmış bir şiddet olarak değerlendiriyoruz. Şiddeti meşru göstermeye çalışan her türlü yaklaşımın karşısında durmaya devam edeceğiz. Şiddet sadece bireyleri değil toplumu doğrudan ilgilendirmektedir. Esas itibari ile şiddet doğduktan sonra yapılan çalışmalar devam edecektir ama asıl şiddeti doğuran sebepleri doğrudan ortadan kaldıracak mücadeleyi vermemizdir. Bu hususta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız koordinasyonunda 6284 çerçevesinde de çok önemli çalışmalar yapılmakta. Diğer tüm birimler, kurumlar bu çalışmaları yapmakta ama bu husus toplumun ortak çabası ile verilecek bir mücadele sonucu başarıya ulaşır” diye konuştu.

“HER MAHKEME AİLE MAHKEMESİ DEĞİL”

Kadına yönelik şiddetle mücadelede atılan adımlar hakkında bilgi veren Bakan Gül, “Şiddete maruz kalan biri tedbir için mahkemeye gittiğinde tüm mahkemeler bakıyordu ve ihtisaslaşma söz konusu değildi. Bu konuda tedbir mahkemelerinin kurulmasına 2021 yılının ocak ayında karar verildi. Her mahkeme aile mahkemesi değil. Tedbir kararı vermeye yetkili ihtisaslaşmış yetkili mahkemeler bu konuda kararı veriyor. 763 hakim bu konularda tedbir kararlarını vermekle görevli. Aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede konusunda Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde belli soruşturma büroları kuruldu. Böylece 81 il ve 134 ilçe adliyesinde bu soruşturma büroları kurulmuş oldu. Böylece savcılık aşamasında da yine ihtisaslaşma amaçlanmış oldu” ifadelerini kullandı.

EŞE KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA CEZAYI ARTTIRAN NEDENLER ARTIK BOŞANAN EŞLERİ DE KAPSIYOR

Eğitim konusunda da hakim ve savcılara gerekli derslerin verildiğini söyleyen Bakan Gül, son iki yılda 751 hakim ve cumhuriyet savcısına aile hukukundan kaynaklanan davalara bakmaları için eğitim verildiğini söyledi. Bakan Gül, 14 Temmuz 2021’de yürürlüğe giren 4'üncü Yargı Paketi ile eşe karşı işlenen suçlarda cezayı arttıran nedenlerin artık boşanan eşleri de kapsadığını belirtti.

2021 YILINDA 850 BİN VATANDAŞA ADLİ YARDIM YAPILDI

Hassas davalarda suçlu ve mağdur arasında bir alan oluşturarak ‘Adli Görüşme Odaları’ oluşturulduğunu belirten Bakan Gül, “81 ilde 118 Adli Görüşme Odası bulunmakta. Bu uygulama sayesinde şiddetin faili ile mağduru karşılaşmamakta. Bugüne kadar 40 bin ifade bu şekilde alınmıştır. Maddi durumları el vermeyen vatandaşlar için adalete ulaşmalarını sağlamak adına 2021 yılında 850 bin vatandaşa adli yardım yapıldı” dedi.

 
Tarım öğretimi 176. Yılında
 
Soylu: 'Girilmedik yer bırakmayacağız'
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Şentop, Yeniden Büyük Türkiye Davasını anlattı
Şentop, "Biz sadece tarihin değil, sahip olduğumuz değerlerin de yeni ...
'Milletimize Türkiye'yi yükseltme sözü verdik'
Erdoğan, “İdeolojik saplantılar veya başka sebepler dolayısıyla kız çocuklarımız ...
'Biz eserlerimizle konuşuyoruz'
Yapılan yatırımlarla geçmişte şehirleri kalkındırdıkları gibi şimdi de ...
 
‘Halka hizmetten büyük şeref duyuyoruz’
Erdoğan, “Bir yandan insanımızın derdiyle dertleniyor, sorunlarına çareler ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanlarına seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda ...
‘Türk Ekonomisini prangalarından kurtardık'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılı dış ticaret rakamlarını açıkladığı programda ...
 
2021 Eserler ve yatırımlar yılı oldu
Erdoğan, “2021 yılında, özetinin özetini gün boyu paylaştığımız, milletimize ...
‘Ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, 2022 ...
'Faiz sebeptir, enflasyon neticedir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASKON Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Bir ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri