TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Türkiye Gençlik STK'ları Platformu (TGSP) 3'üncü Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, hukuk, insan hakları, ekonomi gibi alanlardan bakıldığında Batı medeniyetinin, Batı coğrafyasının dışında kalan insanlar için bir hayranlık tablosu olmaktan çıktığını belirterek, "Bunun en temel meselesi de eşitlik, adalet konusunda farklılıklardır." dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Türkiye Gençlik STK'ları Platformu (TGSP) 3'üncü Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, gençleri bir topluluk gibi anlamak yerine, her birini teker teker anlama, değerlendirme mecburiyeti olduğunu söyledi.
TGSP'nin, gençlerin fikirlerini, düşüncelerini, planlarını, hedeflerini ortaya koyabileceği bir platform olduğunu ifade eden Şentop, yetişkinler tarafından gençlerle ilgili yapılan değerlendirmelerde özellikle çoğu zaman olumsuz, eleştirel yaklaşımların ön plana çıktığını ancak bunların doğruluk payı olmadığını kaydetti.
Bunu, yapılan bütün çalışmaların da gösterdiğini vurgulayan Şentop, "Gençlerimizin toplumun genel yapısından bir farkı yok. Yani ileri yaştakiler neyse mesela milli, manevi değerlerimize ne kadar bağlıysa, gençlerimiz de o kadar bağlı. Çok az farklar var. Toplumun farklı kesimlerinde mutlaka farklar olsa da birbirine çok yakın sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu anlamda biz gençlerimizin, bizi var eden, kimliğimizi oluşturan değerlere bağlılık, sadakat bakımından, bunlardan bir tanesi de dini değerlere bağlılık, dindarlıktır, bu ölçü bakımından da ileri yaştakilerden farklı olmadığını, onlarla aynı oranlarda bir tablo ortaya koyduğunu görüyoruz. Gençlerimizden ümitliyiz. 15 Temmuz'da yaşanan süreç bu işin sadece kitap sayfalarında, anket çalışmalarında kalmadığını ve gençlerin gerçekten de millet, vatan, bayrak ve devlet söz konusu olduğunda canları pahasına sokaklara inebileceklerini hatta ileri yaştakilerin, büyüklerin onlardan daha hızlı, onların önünde bu işlere müdahil olacağını gördük. Gençlerimiz bunu gösterdi." ifadelerini kullandı.
Tarihi kıymetlendirenin, o zamanın içerisinde gerçekleşen olaylar olduğunu belirten Şentop, bu sebeple tarihin akışının her zaman aynı olmadığını aktardı.
Şentop, "Tarihin hızlandığı dönemler kültürlerin, coğrafyaların, medeniyetlerin, devletlerin yeniden şekillendiği, dünyanın yeni bir düzene gittiği, yeni bir düzenin kurulduğu dönemler. Mesela 19. yüzyıl sonları, 20. yüzyıl başları böyle. Fakat çok kısa bir zaman sonra biz yeniden tarihin akışının hızlandığı bir dönemdeyiz. Niye? Çünkü eski bir dünya yıkıldı, yıkılıyor, yıkılması devam ediyor. Yerine yeni bir dünyanın, düzenin kurulacağı bir dönemin başlarındayız. En uzun günleri, haftaları, ayları, yılları yaşıyoruz içinde bulunduğumuz zamanlar. Tabii bunları bizim belki tam olarak kavrayabilmemiz her zaman mümkün olmuyor. Olayların içindeyiz." diye konuştu.
İnsanların olayların içinde yaşarken olağanüstülükleri fark edemediğini belirten Şentop, "Biz de bugün bir çağın, bir dönemin kapandığı, yeni bir dönemin açılışının ayak seslerini duyduğumuz, açılışın arifesinde olduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Burada tabii Türkiye'nin, milletimizin çok büyük bir sorumluluğu var. Omuzlarımıza yüklenen sorumluluğun önemli bir kısmının tarihi boyutu var." değerlendirmesini yaptı.
Aslında tarihteki her olayın sonuçları itibarıyla kendisini sonraki zamanlarda da devam ettirdiğini anlatan Şentop, şunları kaydetti. "Dolayısıyla tarih bu anlamda omuzlarımıza bir yük yüklüyor. Bizim milletimizin sahip olduğu bu değerler, o medeniyetin değerleri çok önemli. Yüzyıllarca bir arada yaşamışız, aynı toprakları, şehirleri, köyleri paylaşmışız. Yunanistan. Göçmenlerle ilgili iki halkın, milletin muamelesine bakalım. Biz Türkiye'de bu kadar zor şartlarda ve bu kadar çok sayıda, dünyanın, içinde bulunduğumuz yılların en fazla göçmenini Türkiye olarak biz misafir ediyoruz. Şurada adalara üç tane botla geliyor göçmenler, botu batırmaya çalışıyorlar, insanları botları devirerek denizde öldürmeye çalışıyorlar. Aç, ekmeksiz, susuz bırakarak, bir yerlerde kendi kendilerine ölmeleri için davranışlarda bulunuyor. Yüzyıllarca beraber yaşamışız. Millet, medeniyet toplumudur ve o medeniyetin değerleriyle o millet var olur. Devlet de tabii o milletin en büyük organizasyonunun adıdır. Bu bakımdan bunlar öyle kolay şeyler değil. Şimdi yakın birçok coğrafyada yaşanan sorunlar var. Bir kısmı çok zengin bu ülkelerin ama bu anlamda devlet olmak kolay bir şey değil. Devlet birtakım uygulamalarla, tarih içerisinde şekillenen bazı geleneklerle, kurumsallaşmalarla meydana gelmiş bir şeydir. Yoksa kağıt üzerinde yazılan şeylerle, bir anayasa kabul ederek, kanunlar çıkartarak, bazı kurumları kurarak devlet olamıyorsunuz."
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Batı medeniyetinin gerilemesinin sebeplerine ilişkin bilgi vererek, "Hukuk, insan hakları, ekonomi alanında nereden bakarsak bakalım şu an Batı medeniyetinin, Batı coğrafyası dışarısında kalan insanlar için bu anlamda bir hayranlık, insanlığın geleceği için bir ümit besledikleri bir tablo olmaktan çıktığını görüyoruz. Bunun en temel meselesi de eşitlik, adalet konusunda farklılıklardır." şeklinde konuştu.
Şentop, "Biz sadece tarihin değil, sahip olduğumuz değerlerin de yeni kurulacak dünyada insanlığa ümit bahşedecek, hedef gösterebilecek ve insanları kuşatabilecek, bütün insanlığa dokunabilecek bir değerler silsilesi olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla sorumluluğumuz bu anlamda çok fazla." dedi.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Şentop, kişisel niteliklerin önemli olduğunu vurguladı. Ancak en önemli şeyin kişisel ahlak olduğunu dile getiren Şentop, "Toplum nezdinde de itibarlı olmak için ahlaklı olmak, kendimizi değerlerimizle uyumlu hale getirmek, böylece Cenab-ı Hakk'ın sevebileceği birisi olmak önemlidir. Bu bakımdan önemli olan bu büyük davayı sırtlanacak, üstlenecek kişiler olarak kendimizi büyük bir ahlakın sahibi Peygamberin ümmeti olarak, onun izinden giden insanlar olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Sonrası kendiliğinden gelecektir." diye konuştu.
Herkesin kişisel hedeflere sahip olduğunu, bunun ölçülerinin bulunduğunu, yeniden büyük Türkiye davası yolunda bir yürüyüş içerisinde olunduğunu ifade eden Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte o büyük davanın hedefleri içerisinde kalırsa eğer bizim kişisel hedeflerimiz bir kıymet ifade ederek, itibara layıktır. Ama bu kişisel hedefler o büyük dava hedeflerinin önüne geçmeye başlarsa, o zaman o kişisel hedeflerin bir kıymeti kalmaz. Bunları başardığımız zaman önümüzdeki dönem birçok bakımdan tarihin akışına bir film şeridi olarak bakmalıyız ki nereden geldiğimizi anlayalım. Bu bize nereye gittiğimizi gösterecektir. Bu açıdan tarihe baktığımızda dünyanın bugünkü şartlardan çok daha iyi bir düzene doğru gittiğini, böyle bir düzen değişimi içerisinde Türkiye'nin çok güçlü, çok aktif bir rol oynayacağını, Türkiye'nin bugün sahip olduğu sorumlulukların fiile dönüşeceğini, tarih bilgisi çerçevesinde görebiliyoruz, tahmin edebiliyoruz, öngörebiliyoruz."
Şentop, Türkiye'de gençlerin bu anlayışlar, bu hedefler içinde olduğunu aktararak, Türkiye'nin en büyük sermayesinin gençler olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından Şentop'a, TGSP Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Terzi tarafından hediye takdim edildi.