Cumhuriyet’in ilk yıllarında 300 civarında orijinal tarihi eve sahip şehrimizde bugün ayakta bir tek “Erzurum Evi” kalmadı.Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerince düzenlenen “Erzurum’da kaybolan değerlerimiz: Evler” konulu konferansta Cumhuriyet’in ilk yıllarında 300 civarında orijinal tarihi eve sahip şehrimizde bugün ayakta bir tek “Erzurum Evi” kalmadığı gerçeği vurgulandı.
ACI GERÇEK
Açılan resim sergisinde ise daha önce resimleri yapılmış, fakat bugün artık ortada olmayan tarihi Erzurum evleri sergilendi.Kültür Merkezi’ndeki konferansın açılışında konuşan Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu, Erzurum’daki tarihi dokunun yeterince korunamadığını belirterek, “Kültürel varlığımız olan ve son bir iki örneği kalan Erzurum evlerini geleceğe taşımak sosyal bir sorumluluktur ve bu sorumluluk hepimizin üzerindedir” uyarısında bulundu.
AKTEMUR’UN KÜLTÜREL KAYGISI
Daha sonra “Erzurum’da kaybolan değerlerimiz: Evler” konulu konferansını veren Güzel sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, tarihi Erzurum evlerinin korunması konusunda yıllardan beri çok sayıda yayın yaptıklarını, makaleler yazdıklarını, yetkilileri uyardıklarını belirterek, “Ne yazık ki, bu çabalarımızın bir sonucu olmadı. Bugün Erzurum’da tarihi Erzurum Evi olarak sadece bir ev ve bir de bir evin yarısı kaldı. Yani elimizde 1,5 ev var. Bu cidden çok üzüntü verici bir durumdur” diye konuştu.
Şu anda ayakta kalan yegâne Erzurum Evi’nin 1867 yılında yapılan “Hanağasıgil Evi” olduğunu ifade eden Aktemur, yarısı kalan diğer tarihi Erzurum evinin ise 1875 yılında yapılan “Somunoğlu Konağı” olduğunu söyledi.
300 EVDEN GERİYE NE KALDI?
Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehir merkezinde 300 civarında örnek Erzurum evi olduğunu anımsatan Aktemur, aradan geçen süre içerisinde, bu evlerin kıymetinin bilinemediğini ve tek tek ortadan kaldırılarak yerlerine apartmanların ve otoparkların yapıldığını anlattı.
Hanağasıevi’nin onarımı için hazırlanan ve 200 bin TL tutan projeyi Kültür Bakanlığı’nın fazla bularak onarmaktan vazgeçtiğini hatırlatan Aktemur, “Klasik Erzurum evinin bütün özelliklerini en mükemmel şekilde üzerinde toplayan bu evi olsun kurtaralım” dedi.
Erzurum Evleri’nin nadide süslemelerinin ve eşyalarının hoyratça talan edildiğini de vurgulayan Aktemur, göz önünde cereyan eden bu yağmaya yetkililerin sesiz kalmasını da yadırgadığını ifade etti.
ERZURUM RUHU
“Erzurum, ruhunu ve kimliğini o evlerle koruyordu” diyen Aktemur, şehrin şimdilerde adeta ruhsuz bir görünümü büründüğünü savundu.
Ortaya koydukları çaba sonucu Tokat’ta 300 tarihi evin koruma altına alındığını ve onarıldığını anımsatan Aktemur, Eskişehir’de, Amasya’da, Akçabat’ta, Safranbolu’da da çok sayıda tarihi evin onarılarak bu şehirlerin tarihsel kimliklerinin günümüze taşındığını söyledi.
Kültür ve tarih bilincinin Türk gençliğinde azaldığına dikkati çeken Aktemur, liselerde okutulan “Sanat tarihi” derslerinin kaldırılmasının bunda etkili olduğunu savundu.
Avrupa’nın gelenekle moderniteyi iç içe yaşattığını, çağdaş, ileri toplumların gelenekle yeniliği sentezleyerek günümüze taşıdığını anlatan Aktemur, Erzurum’da öncelikle yerel yönetimlerin, hiç olmaza kalan iki ev için bu duyarlılığı ortaya koyması gerektiğini kaydetti.
Konferanstan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Sadrettin Er’in hazırladığı ve tarihi Erzurum evlerini gösteren resim sergisinin açılışı yapıldı.
Konferansı dinleyen ve sergiyi gezen Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr Ömer İrfan Küfrevioğlu ise Erzurum’un tarihi evlerine sahip çıkılamaması ve evlerin bir bir yok olmasının üzüntü ve hayret verici olduğunu söyledi.