Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Milletimizi küresel rüzgarların önünde savurmak isteyenlere inşallah meydanı bırakmayacağız. Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde, maziden atiye kurduğumuz köprü ile milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için çalışıyoruz” dedi.
Erdoğan, “İslam medeniyetini yok sayarak dünya tarihi yazmanın ve bilimde bugünkü seviyeye nasıl gelindiğini kavramanın imkansızlığı müzemizde sergilenen eserler sayesinde bir kez daha anlaşılacaktır” diye konuştu.
Erdoğan, ‘Ülkemize kazandırdığımız eserleri ve hizmetleri eleştirenleri, Mimar Sinan'ın yaptığı minareyi eğri bulan çocukların durumuna benzetiyorum. Halbuki Mimar Sinan'ın eserleri üzerine söz söylemeye cüret edenin önce kendinin bir Sinan seviyesine gelmesi gerekir.’ dedi
Bugün Türkiye'nin kitap üretimi ve sektörün büyüklüğü bakımında Uluslararası Yayıncılar Birliği içinde ilk 10'da yer aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesela 2000 yılında ISBN numarası verilen kitap sayısı 9 bini bile bulmazken, bu rakam geçtiğimiz yıl 87 binin üzerine çıkmıştır. ‘ dedi
Erdoğan, “Ülke ve millet olarak beka mücadelesi yürüttüğümüz asırlarda sadece topraklarımızı, sadece kardeşlerimizi geride bırakmakla kalmadık, aynı zamanda kültürel bir çoraklıkla da karşı karşıya kaldık. ‘ diye konuştu.
AÇILIŞ TÖRENİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesi’nin açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, müze açılışı öncesinde Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Büyük Çamlıca Camii Külliyesinde düzenlenen 39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen fuarın 39'uncusunun ülkeye, millete, kültür ve sanat hayatına hayırlı olmasını diledi.
Bu yıl Ankara'da Ahmet Hamdi Akseki Camii, İstanbul'da Fatih Camii ve Büyük Çamlıca Camii'nde açılan kitap ve kültür fuarlarını ramazan ayının bereketlerinden olarak gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedî azaptan kurtuluş olan, böyle müstesna bir ay. İçinde Leyle-i Kadr'in olduğu böyle müstesna bir ayın içerisinde maşallah bu kitap fuarlarıyla birlikte bir de Büyük Çamlıca Camimizin altında inşallah müzemizi de açıyoruz. Ve bu müzede senede bir, bazen iki kez elimizdeki tüm objeler sergilenecek ve milletimize tamamıyla bu objeler inşallah onların hizmetinde olacak" diye konuştu.
Salgın sebebiyle iki yıldır ara verilen fuarların bu yıl yeniden başlamış olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim medeniyetimiz, az önce Diyanet İşleri Başkanı'mızın da ifade ettiği gibi, 'Ikra bismi Rabbikelleziy halak', 'Yaradan Rabbinin adıyla oku' emri üzerine bina edilmiştir. Ümmü'l kitap Kur'an-ı Kerim'i ruhu, lafzı ve cismiyle her şeyin üzerinde tutan bir kültürel müktesebata sahibiz. Biraz sonra açılışını yapacağımız İslam Medeniyetleri Müzesi'nde Kur'an-ı Kerim'in en güzel şekilde yazılışından mahfazalarına kadar pek çok sanat eseri de sergileniyor. Böyle bir medeniyetin mensuplarının kitap dostu olması kadar tabii bir durum yoktur. Tarihimizde 50-60 yıllık hayatlarına 500'e yakın eser sığdıran, bunlardan günümüze kalanlarını dahi hakkıyla okuyup hıfz etmenin bir ömre bedel olduğu Gazali gibi, İbni Sina gibi abidevi isimler vardır. En büyük vasfı fetihler yapmak, devletler kurmak olan ecdadın 'Kalem kılıçtan keskindir' sözü okumaya ve yazmaya verdiği öneme işaret eder."
“OKUMA ORANI SON 14 YILDA 2 KATINDAN FAZLA ARTTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülke ve millet olarak beka mücadelesi yürüttüğümüz asırlarda sadece topraklarımızı, sadece kardeşlerimizi geride bırakmakla kalmadık, aynı zamanda kültürel bir çoraklıkla da karşı karşıya kaldık. Uzunca bir süre devam eden Türkiye'nin geri kalmışlığı, sadece insanlarımızın günlük hayatlarındaki yokluklar, yoksulluklar, eksiklerle ilgili değildi. Asıl geri kalmışlığı zihinlerde yaşamıştık. İnsanların kılıklarına, kıyafetlerine, ibadetlerine, konuşmalarına, oturmalarına, kalkmalarına takılıp kalanlar milletimizin aklıselim, zevkiselim, kalbi selim gibi bizi biz yapan asıl mirasına sırt dönmüştü. Ülkemizin son 20 yılda gerçekleştirdiği büyük demokrasi ve kalkınma atılımının en güzel, en hayırlı neticelerinden biri, milletimizin diğer alanlarla birlikte okuma, yazma, üretme konusunda da önünü açmış olmasıdır."
Bugün Türkiye'nin kitap üretimi ve sektörün büyüklüğü bakımında Uluslararası Yayıncılar Birliği içinde ilk 10'da yer aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesela 2000 yılında ISBN numarası verilen kitap sayısı 9 bini bile bulmazken, bu rakam geçtiğimiz yıl 87 binin üzerine çıkmıştır. Önde gelen araştırma şirketlerimizin yaptıkları çalışmalar, okuma oranının son 14 yılda 2 katından fazla arttığını göstermektedir. Bu artışın en çok da gençlerimiz arasında yaşanıyor olması, geleceğimiz adına bize ümit vermektedir" dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı’nı, 1983 yılı ramazanından beri gerçekleştirdiği fuar için tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuara katılan yayınevleri ve yazarlar ile tüm katılımcılara bereketli bir fuar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk haftası geride bırakılmak üzere olunan mübarek Ramazan-ı Şerifi tebrik ederek, "Rabbimden bizleri sağlıkla afiyetle huzurla Ramazan-ı Şerife kavuşturduğu gibi bayrama da eriştirmesini temenni ediyorum" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kurdele keserek fuarın açılışını gerçekleştirdi.
“MEDENİYETLER KÜLTÜR, SANAT VE BİLİME DEĞER KATAN ŞEHİRLERİN ORTAK ESERİ OLARAK GELİŞMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii Külliyesinde yer alan Millî Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada ise, tarih boyunca mekânla insanın buluştuğu yerlerde öncelikle şehirlerin kurulduğunu, ardından da medeniyetlerin inşa edildiğini söyledi.
Medeniyetlerin, kültür, sanat ve bilime değer katan şehirlerin ortak eseri olarak geliştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her medeniyet kendi ahlak, sanat, felsefe ve din anlayışı çerçevesinde şehre bir anlam, bir kimlik kazandırmıştır. Şehirlerin kimlikleri tarihî, edebî ve kültür sanat birikimleri ile şekillenmiştir. Türkiye birçok medeniyete beşiklik etmiş, farklı inanç ve kültürleri potasında eritmiş, tarihin akışında başrol oynamış çok özel bir coğrafyadır. Kadim şehirlerimizin her biri birer açık hava müzesidir. Bu coğrafyanın göz bebeği olan İstanbul ise bizim en büyük müzemizdir" ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL'UMUZ BU ESERİ DE GURURLA TAŞIYACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün klasik müzelerin sadece maziyi muhafaza ederken İstanbul'un mazi ile bugünün iç içe geçtiği, bir arada hayat sürdüğü bir müze hüviyetinde olduğunu belirterek şöyle devam etti: "İstanbul'un en taze incisi Büyük Çamlıca Camii'ni de bünyesindeki sanat galerisi, kütüphanesi, konferans salonu, atölyeleri ve müzesiyle coğrafyamızın zenginliğinin nişanesi olarak asırlar boyunca hizmet verecek bir eser olarak medeniyet mirasımıza Allah'a hamdolsun kazandırdık. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz camimizin ve müzemizin inşasında büyük katkıları olan Gürsoy ailesinden Abdurrahman kardeşimizi rahmetle yâd ediyorum. Gerçekten de yaklaşık üç yıl önce ibadete açtığımız camimiz ve külliyemiz İstanbul'un siluetine değer katan bir eser oldu."
İslam Medeniyetleri Müzesi'nin külliyenin en önemli bölümlerinden biri olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müzemizde sergilenecek eserler bu topraklara yepyeni çehre kazandıran İslam medeniyetinin bin yıllık birikimini temsil ediyor. Millî Saraylar idaremiz tarafından hazırlanan bu müzenin tematik bölümlerinde İstanbul'daki seçkin müzelerden getirilen 650 eser sergileniyor. Bunlar arasında Peygamber Efendi'mizin eşyalarından Kur'an-ı Kerim'in ilk nüshalarına, Türk dokuma sanatının örneklerinden, mimari ve dekoratif eşyalara, Hüsnü Hat sanatından, çini örnekleri ne kadar her biri diğerinden kıymetli eserler de bulunuyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Medeniyetleri Müzesi'nin şehre, ülkeye ve kültür sanat dünyasına hayırlı olmasını dileyerek şunları kaydetti: "Muhteşem tarihimizin, kadim medeniyetimizin en kıymetli izlerini gelecek nesillere taşıyacak olan bu müzenin şehrimize ve ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri özellikle tebrik ediyorum. İstanbul'un tarihî, coğrafi ve kültürel yapısını yansıtan, şehrimize çok yakışan bu müzenin ziyaretçileri, medeniyetleri inşa eden asli gücün ilim ve hikmet olduğunu fark edeceklerdir. Diğer bütün kültür sanat eserleri, işte bu ilim ve hikmet çatısının altında kendini üretmekte, inşa etmekte, yükseltmekte, geliştirmektedir. Asırlar boyunca tıptan edebiyata, mimariden giyime, astronomiden şehirciliğe her anlamda dünyanın öncülüğünü yapan bir medeniyetin mensupları olarak önce kendimizi tanımaya ihtiyacımız var. İslam medeniyetini yok sayarak dünya tarihi yazmanın ve bilimde bu günkü seviyeye nasıl gelindiğini kavramanın imkânsızlığı müzemizde sergilenen eserler sayesinde bir kez daha anlaşılacaktır. Asırlar boyunca farklı inanışların, farklı kültürlerin, farklı yaşama biçimlerinin beşiği olmuş İstanbul'umuz bu eseri de gururla taşıyacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında tarihin kendilerine sadece geçmişle ilgili değil, geleceğe dair de çok aydınlatıcı imkânlar sunduğunu söyledi.
Bugünü anlamanın ancak dünü iyi bilmekle, geçmiş zamanda neler yaşandığını doğru kavramakla mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nasıl büyük bir insanlık birikiminin varisi, dünya barışı için ne kadar anlamlı bir kültürel mirasa sahip olduğumuzu ancak bu şekilde anlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZİN ÖZLEMLERİNİ HAYATA GEÇİRMENİN GAYRETİ İÇİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın geçmişte bu konuda pek de iyi duygularla hatırlamadıkları tecrübeleri olduğuna işaret ederek ülkenin bir dönem tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle bağını koparmak için özel gayret sarf eden bir zihniyetin tasallutu altında kaldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın binbir emekle kurduğu şehirlerin, binlerce yıllık medeniyet değerlerinin bilinçli şekilde tahrip edildiğini, yakın tarihin bu acı hakikatin hatıralarıyla dolu olduğunu aktararak, bununla ilgili bir örnek paylaştı.
Hamdullah Suphi Tanrıöver'in tek parti hükûmetinin maarif vekilliğini yaptığı yıllarda, Yugoslavya'nın büyük şairlerinden birini İstanbul'a davet ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanrıöver'in gayesinin de şairin İstanbul'un güzelliklerinden ilham alarak yeni şiirler yazmasını sağlamak olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı zamanda ülkesinin elçisi de olan şairin, davete icabet ettiğini belirterek şöyle devam etti: "Beraber İstanbul'u gezerken Süleymaniye Camii'ne de uğrarlar. Camiden çıktıktan sonra şair, bu muhteşem eserin banisi olan Kanuni Sultan Süleyman'ın kabrini ziyaret etmek ister. Bu istek karşısında Hamdullah Suphi'nin rengi değişir. Ne cevap vereceğini bilemez ve misafirini talebinden vazgeçirmeye çalışır. Bu durumda bir gariplik sezen şair ev sahibini açık sözlü olmaya davet edince Hamdullah Suphi çaresiz bir şekilde türbelerin kapalı olduğunu söyler. Sebebini de 'Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbelerin kapısına kilit vurduk' diye açıklar. Misafirin tepkisi ibretliktir, 'Tarihi olmayan milletler esatir ve efsane uydurarak kendilerini tatmin ediyor. Siz muhteşem bir tarihe sahipken, bütün dünyanın saygı duyduğu sultanlarınızın kabirlerini nasıl kapatabiliyorsunuz?' Evet, bu yasakçı, yok sayıcı zihniyet kökleri kurutulmuş, geçmişle bağları koparılmış bir millet meydana getirmeye çalışıyorlardı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Mehmet Akif Ersoy'un ise bu utanılası gayretlerin ne kadar beyhude olduğunu, "İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden/Ağacın kökü mademki derindir cidden/Dalı kopmuş, ne olur?/ Gövdesi gitmiş, ne zarar?/ O, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar/Yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza/ Yine bir vaha serer kavrulan imanımıza" dizeleriyle anlattığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin üstüne bir kara bulut gibi çöken bu dönemi yırtıp atan milletin, tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle buluştukça yeniden güçlendiğinin altını çizerek şöyle konuştu: "Biz milletimizin işte bu özlemlerini hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. Bir yandan yaptığımız yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz projelerle ülkemizi kalkındırırken, diğer yandan da medeniyetimize sahip çıkıyoruz. Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde maziden atiye kurduğumuz köprüyle milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Edebiyatından mimarisine, insani, dinî ve fikri değerlerinden coğrafi varlıklarına kadar bütün unsurlarıyla bizim olan muhteşem bir medeniyeti yeniden ayağa kaldırıyoruz. İçinde bulunduğumuz Büyük Çamlıca Camii'ni de açılışını yaptığımız İslam Medeniyetleri Müzesi’ni de bu inkişafın sembolleri olarak görüyoruz. Milletimizi dalından kopan bir hazan yaprağı gibi küresel rüzgârların önünde savurmak isteyenlere inşallah meydanı bırakmayacağız. Medeniyetimizin izlerini silinmez kılmak gayesiyle ülkemizin dört bir yanında yeni eserler inşa etmeyi sürdüreceğiz."
Türkiye'ye kazandırdıkları eser ve hizmetleri eleştirenleri, Mimar Sinan'ın yaptığı minareyi eğri bulan çocukların durumuna benzettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hâlbuki Mimar Sinan'ın eserleri üzerine söz söylemeye cüret edenin önce kendinin bir Sinan seviyesine gelmesi gerekir. Karşı çıkamadıkları eser ve hizmetlerin bile üzerine 'ama' diye başlayan cümlelerle gölge düşürmeyi adet hâline getirenleri kendi müktesebatlarını ortaya koymaya davet ediyorum. İşte o zaman herkesin kalibresi ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Medeniyetleri Müzesi'nin hayırlı olmasını dileyerek müzenin hizmete açılmasında başta vakıf başkanı ve yönetim heyeti olmak üzere emeği geçenleri tebrik etti.