Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri sonucu İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna müzakereleri sonrasında değerlendirmede bulunan Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren, Türkiye’nin girişiminin tarihi bir adım olduğunu belirterek, “Bölgesel ve küresel barışın önemini vurgulayan Türkiye, diplomasi kanalı eşliğinde oluşturulacak barışın önemli bir parçası olmuştur. İki ülke arasında doğrudan bir taraf sıfatı takınmayarak önceliğin barıştan yana olduğu vurgusunu yapmıştır’’ dedi.
EkoAvrasya Başkanı Hikmet Eren yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin Rusya-Ukrayna arasındaki gerilime karşı takındığı tavır tarihi bir adımdır. Türkiye’nin arabulucu olması beraberinde kazanımlar da sağlayacaktır. Türkiye’nin bu meselenin hiçbir yerinde yer almadığı bir senaryoda bölgedeki çatışma ve istikrarsızlıklar sürmeye devam edecek, bununla birlikte kazanım sağlayamayan ülkelerden biri de Türkiye olacaktı” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da milyonlarca insanın hayatlarından endişe ederek yaşamaya çalıştığını da sözlerine ekleyen Hikmet Eren, “Savaşın kaybedeni de kazananı da olmaz. Burada kaybeden insanlık ve insanlık tarihidir. Tarihi gerekçeler öne sürerek Ukrayna’nın işgaline başlayan Rusya’nın bir an önce akan kanı durdurmasını temenni etmekteyiz. Sivillerin daha doğrusu masum insanların bu savaşta en çok zarar gören taraf olduğunu hatırlatmak isteriz. Saraybosna’dan sonra dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu korkunç savaşa sebep olanları kınarken savaşta hayatlarını kaybedenleri de saygıyla anıyoruz” diye konuştu.
Savaşın bir an önce durdurulması adına Türkiye’nin üstlenmiş olduğu inisiyatifin kıymetli olduğunu, bölge barışına gelecekte de katkılar sunacağına inandığını söyleyen Hikmet Eren, ’’Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen müzakere sonrası, Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin görüşmelerden memnun oldukları yönünde açıklamalarda bulunmaları, savaşın her an durabileceği yönünde belirtiler verilmesi ve Ukraynalı yetkili David Arahamiya’nın aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeyi garantör ülke olarak görmek istediklerini ifade etmesi, müzakere sürecinin olumlu yönde ilerlediğini göstermektedir’’ açıklamalarında bulundu.