Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Önceliğimiz barıştır ama gerekli olduğunda Türkiye her türlü bedeli ödemeyi göze alarak gereğini yapmalıdır” dedi.
Destici, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Terörle mücadelede kahramanca şehit düşen Mehmetçiklere Allah’tan rahmet, gazilere de acil şifalar dileyerek sözlerine başlayan Destici, Türk Devleti ve milletinin terörle kahramanca mücadele ettiğine işaret etti. Destici, “Birileri oy uğruna, bir takım belediyeleri alma uğruna, fazla oy alma uğruna teröristlerin sözcüleriyle işbirliği yapmaya, onları masum göstermeye ve meşruiyet kazandırmaya devam ediyorlar. İstanbul’da bazı hanımların izlemeye gittiği ve terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’nin eş başkanlığını yapmış olan ve tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın yazdığı ve sahnelenen tiyatro oyununu izlemeye giden hanımefendileri biz orada değil de Diyarbakır annelerinin yanında görmek isterdik. İnsan sevgisinden bahsedenler, evlatları HDP yoluyla kandırılarak ya da zorla kaçırılan annelerin yanına gitmek, onların destansı mücadelesine destek olmak yerine terör örgütünün yazdığı tiyatroya gittiler. En çok da şehit ailelerine, annelerine özür borçları vardır. Bırakın özür dilemeyi hala pişkin pişkin savunma yapıyorlar” diye konuştu.
Tiyatro oyununu izleme olayının tamamen alıştırma ve meşruiyet operasyonu olduğunu vurgulayan Destici, “Vatandaşımızın bunu iyi görmesi ve değerlendirmesi lazım. Bunu Atatürk’ün kurucusu olduğu ve Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP yapmıştır. En son seçimde de PKK’nın uzantısı olan HDP ile işbirliği yapmaya çekinmemiştir. İslamcı olduğunu iddia eden siyasi parti de HDP ile işbirliği yapmaktan çekinmemiştir. Sadece dağda teröristlere karşı vereceğimiz mücadele ile terörü bitiremezsiniz. Bu dönemde hükümet terörün tüm unsurlarına karşı bir mücadele vermektedir ama maalesef CHP ve onun etrafında ittifak oluşturan partiler terör örgütlerini meşru göstermektedir. Bizim tavsiyemiz bu yanlışlardan dönmeleri ve devletin verdiği mücadeleye destek olmalarıdır. Biz kurulduğumuz günden bu güne terörün tüm unsurlarına karşı topyekün mücadele etmek konusunu dile getirmiş bir partiyiz. Bundan sonra da devletimizin yanında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Libya’daki gelişmelere de değinen Destici, Türkiye’nin önce Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmaya çalışıldığını belirterek, “Türkiyesiz bir adım attılar ve enerji arama çalışmalarına giriştiler. Ama Türkiye bunlara eyvallah demedi, önce kendi sondaj gemilerini bölgeye gönderdi ve Türkiye kararlı şekilde çalışmalarını sürdürdü. Türkiye’yi Antalya körfezine sıkıştırma politikası izlemeye başladılar. Türkiye ulusal mutabakat hükümeti ile Akdeniz’de anlaşma imzaladı ve HDP dışında bütün siyasi partiler bunu destekledi. Türkiye yine Libya’nın meşru hükümeti ile güvenlik ve asgari işbirliği anlaşması yaptı. Bu anlaşma Meclise gönderildiğinde AK Parti, BBP ve MHP dışındaki partiler bu anlaşmaya olur vermediler. Daha sonra tezkere Meclise geldi, yine anlaşmaya HDP ile birlikte karşı çıkan partiler tekrar karşı koydu. Allah aşkına siz Libya ile seçilmiş hükümetle asgari işbirliği yapmasanız kim sizi ciddiye alır. Bizim Arapların iç işlerinde ne işimiz varmış. Rusya’nın ne işi var, Yunanistan’ın ne işi var? Herkesten çok bizim işimiz var ve sonuna kadar orada olacağız. Türkiye elbette arabulucu da olur ama önce gücünü göstereceksin. Ben buradayım ama birinci önceliğim iç barış ama gerekirse asgari olarak da gereğini yaparım. Sen bu kararı ortaya koyamazsan kimse seni ciddiye almaz. Türkiye bunları yapmasaydı ne Rusya ile masada olurdu ne hafta sonu Berlin’de yapılacak konferansa davet edilirdi. Doğru muhalefet anlayışının temsilcisi Türkiye’de BBP’dir” ifadelerini kullandı.
Rusya’da tarafların anlaştığını ama Hafter’in imza atmadığını hatırlatan Destici, “Hafter’in şartlarından biri Türkiye’nin masada olmamasıdır. Bu onu yönlendiren güçlerin kararıdır. Önceliğimiz barıştır ama gerekli olduğunda Türkiye her türlü bedeli ödemeyi göze alarak gereğini yapmalıdır. Bizim için sadece Türkiye hak ve menfaatleri değil; KKTC menfaatleri ve o bölgedeki diğer ülkelerin ve masumların da menfaatleri söz konusudur. Bölgemizde İran ile ABD arasında yaşananlar bölgeyi daha da istikrarsızlaştırmaya, kan ve gözyaşının artmasına getirmiştir” dedi.
Destici, Irak'ta mezhebi anlayışın çok kuvvetli olduğunu ifade ederek, “Sadece Şii kökenli milletvekillerinin katıldığı toplantıda bütün yabancı güçlerin çıkarılması konusunda bir tasarıyı kabul ettiler. Bu da Irak’ın bir bölünmeye doğru süratle gittiğini göstermektedir. Biz hep Irak’ın toprak bütünlüğünü savunduk ama şartlar buraya doğru giderse biz Türkiye olarak oradaki Türkmen varlığına sonuna kadar sahip çıkmalı ve onların da orada bir bölgesi olması konusunda gereken neyse ülke olarak onu yapmalıyız. Libya ve İran konuları gündeme girince Suriye’de ve İdlib’de yaşananlar gündemin dışına itilmiştir ama dışarıda tutulamaz. Bir ateşkes sağlanmıştır ama bu kalıcı mıdır yoksa geçici midir meydana çıkacaktır. Yeni göç dalgalarını sınırlarımız dışında güvenli yerler oluşturarak orada tutmalıyız. Türkiye 4 milyona yakın göçmen ve mülteciyi bulundurmaktadır ve yeni göç dalgalarını kaldıracak halimiz yoktur. Onların sınır dışında oluşturulacak güvenli alanlarda muhafaza edilmesi gerekmektedir” açıklamasında bulundu.