Erzurum’da geçen yıl kurulan Cevat Dursunoğlu Bilim ve Sanat Merkezi’nin, bina bulunamadığı için faaliyete geçirilememesi, büyük tepki topladı. Eğitimci ve Yazar Murat Ertaş, Erzurum’daki ‘bilim ve sanat merkezi komedisi’ne ilginç bir boyuttan yaklaştı. Geçtiğimiz yıllarda vizyona giren “Vizontele Tuuba” filmini hatırlatan Ertaş, filmde hiç olmayan bir kütüphaneye kütüphane müdürü atandığını kaydederek, benzer bir durumun şimdi de Erzurum’da yaşandığını söyledi.
Cevat Dursunoğlu Bilim ve Sanat Merkezi için de benzer bir durumun geçerli olduğuna dikkati çeken Ertaş, “Cevat Dursunoğlu Bilim ve Sanat Merkezi’nin müdürü var, kurum açma izni alınırken yetkililer tarafından bakanlığa gösterilen bir binası var; ama öğrencileri yok. Üstelik bu eğitim kurumu köyde ya da ilçede değil, tam tersine şehir merkezinde bulunuyor.” diye konuştu.
Cevat Dursunoğlu Bilim ve Sanat Merkezi’nin, üstün zekâlı öğrencilerin devam etmesi gereken, çok önemli bir misyona sahip olduğuna işaret eden Ertaş, Uzmanlar IQ olarak 130’un üzerinde olanları üstün zekâ olarak kabul ediyorlar. Üstün zekâlı öğrencilerin eğitim öğretim gördükleri okulların ve ders saatlerinin dışında, laboratuarlarda özel eğitime alınmaları gerekmektedir. İşte Bilim ve Sanat Merkezleri bu önemli işlevi yerine getirmektedir. Özel eğitim desteği almayan birçok üstün zekâlı çocuk ya bu özelliğini kaybediyor ya da problemli birey oluyor.” dedi.
Erzurum’daki Cevat Dursunoğlu Bilim ve Sanat Merkezi’nin laboratuarları için 160 bin TL tutarındaki ödeneğinin bile hazır olduğunu vurgulayan Ertaş, “Erzurum Kongre binasında okulun sadece tabelası var. Okul, bundan iki yıl önce kongre binasında açılması düşünülmüş; ancak bu binanın TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığına devredilmesinin ardından koskoca Erzurum’da bina bulunamamıştır.” ifadelerini kullandı.
Kasım 2009’da Erzincan’da aynı tarihte açılan bilim ve sanat merkezinin faaliyete geçtiğini ve şu an öğrencilerin eğitim gördüklerini kaydeden Ertaş, “Okulun faaliyete geçmesi için Erzurum gibi büyükşehirde halen bina arayışının devam etmesinin adı ihmal midir, hesapsızlık mıdır yoksa işin doğası mıdır, bir anlam veremiyorum.” dedi.
Gerek İl Özel İdaresi’ne bağlı binalardan, gerekse tam kapasite çalışmayan okul binalarından herhangi birinin bu eğitim kurumuna hizmet binası olarak tahsis edilebileceğini anlatan Ertaş, “Kaldı ki, eğitimde çok önemli misyona sahip bu okulun Erzurum’a gelmesi bile gecikmiştir. 30 bin nüfuslu Bayburt’ta Bilim ve Sanat Merkezi 1999’da açıldı. Üstün zekâlı çocukların toplumdaki ortalaması yaklaşık binde bir. 30 bin nüfuslu Bayburt’ta üstün zekâlı ancak 30 öğrenci olabilecekken bundan 12 yıl önce Bayburt’a bu okulun açılması, Bayburt’taki yetkililerin şehirlerine sahip çıkması ve eğitim hassasiyetlerini göstermek açısından yeterli bir örnektir.” şeklinde konuştu.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın; “Doğu, oturup beklenen yerdir!” ifadesini anımsatan Eğitimci Yazar Murat Ertaş, şu anda Erzurum’daki tablonun, Tanpınar’ın ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.