Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fırat Kalkanı Harekat Bölgesinde PKK/YPG’li teröristlerce şehit edilen özel harekat polislerini hatırlatarak, “Kılıçdaroğlu taziye mesajı yayınlamıştır, ne var ki özne yoktur, saldırıyı kimin yaptığına dair en ufak bir ibare görülmemektedir. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘onlar bize mi saldıracaklar’ dediğin PKK/YPG’li şerefsizler vatan evlatlarının kanına girmişlerdir. Korkma itiraf et, PKK’ya tek bir laf et, kaygılanma, bu seni sadece ve sadece insan yapar, milletimizin derdiyle dertlenen bir siyasetçi yapar” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu. Genel Başkan Bahçeli yaptığı konuşmasında, “Milliyetçi Hareket Partisi’ne atılan iftiraların, yoğunlaşan saldırıların, yaygınlaşan küresel tahammülsüzlüklerin gelişim ve ilerleyiş rotası titizlikle okunduğu takdirde, bunların hiç birisinin tesadüfi olmadığı görülecektir. Nevzuhur yeni bir dünya düzeni söylem ve dayatmasının, hatta milletsiz devlet, devletsiz millet projelerinin önündeki en büyük engel milli devletler ve güçlü millet oluşumlarıdır. Bu nedenle küresel güçler ve mütecaviz ülkeler, milli devletlerdeki yönetim iradesinin millet üstü birliklerle ve güçlerle paylaşılmasını uzun süreden beri dayatmaktadır. Bu paylaşma, elbette ki egemen gücün lehine, mahkum milletin aleyhine gerçekleşecektir. Ancak, bu asimetrik etki aslında milliyetçiliğin yükselmesinin de bir dayanağıdır” ifadelerini kullandı.
“ZİLLET İTTİFAKI ÇÖZÜLME VE YIKIM SİPARİŞİNİ BEDELİ MUKABİLİNCE ALMIŞTIR”
Küresel olarak ülkelerde yükselen milliyetçiliğin kırılmasına yönelik adımların her zaman atıldığını anımsatan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Küresel aktörler açısından, ülkelerdeki yükselen milliyetçiliğin kırılması; dil, din, etnik veya mezhep farklılıklarının kaşınması ve bunların üzerinden ilk etapta özerk, sonra da federal devletler oluşturulması melun bir hedef olarak her zaman güncelliğini korumuştur. Bu hedefe öncelikle taşeronlar eliyle ulaşılması esas alınmıştır. Bununla mündemiç CHP, HDP, İP, Deva, Gelecek Partisi ve irili ufaklı diğer zillet partileri tembihli, görevli ve taşeron siyasetin lekeli temsilcileridir. Zillet ittifakı çözülme ve yıkım siparişini bedeli mukabilince almıştır. Zira her şey gün gibi ortadadır, zelil siyaset simalarının kaçacak, gerçekleri inkar edecek hayası da, hali de kalmamıştır” şeklinde konuştu.
“BİR MİLLETİN YÜKSELİŞİNİN MÜSPET DAYANAĞI MİLLİYETÇİLİKTİR,”
Bir milletin yükselişinin temel dayanağının milliyetçilik olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Egemen güçler kendi yayılmacı emelleri için milliyetçi perspektifle hareket ederken, ellerini uzattıkları ülkeler için milliyetçiliği bastırmaya, karalamaya, kötü göstermeye çalışmak gibi bir ikilemin ve tenakuzun dibindedir. Ancak maksadı ne olursa olsun, küresel sömürünün önündeki en önemli engel milli devlet yapısı ve bu yapının temel taşı olan Milliyetçi Hareket ve Cumhur İttifakı’dır. Başka bir deyişle, bir milletin yükselişinin müspet dayanağı milliyetçiliktir, milli kimliğin gücü de milli devletin çelik gibi sağlamlığıdır” diye konuştu.
“BİR YAPMADIKLARI KISIRLI, PASTALI, ALTIN GÜNLERİYDİ”
Türkiye’nin önünü kesmek, ilerleyişini engellemek için tetikte bekleyen iç ve dış işgal cephesinin, milli devleti, milli bekayı, milli kimliği ve milli direnci sekteye uğratmanın hesabında olduğunu kaydeden MHP Genel Başkanı Bahçeli şunları kaydetti:“Çünkü milletimizin milli ve manevi mukavemet halkalarını teker teker kırınca sonuca ulaşacaklarını, ilave olarak Türkiye’nin milli devlet yapısını harabeye dönüştüreceklerini biliyorlar ve bu yolda zehir saçıyorlar. İşin özünde oynanan oyunun gizlenecek bir yanı kalmamıştır. Zillet ittifakının kurduğu kumar masasında kartlar açık oynanmaktadır. Bu masada hile vardır, desise vardır, densizlik vardır, dümencilik vardır, dalavere vardır, sahtelik vardır; hepsini geçtik hıyanetin daniskası vardır. Görüldüğü üzere, zillet ittifakını oluşturan partiler gün aşırı birbirlerini ziyaret ediyorlar. Birbirlerine sürekli gidip geliyorlar, yoklama yapıyorlar, hava kokluyorlar, ne var ne yok ona bakıyorlar. Ancak arka kapıda da birbirlerine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar. Bir yapmadıkları kısırlı, pastalı, altın günleriydi, zannediyorum bu gidişle onu da gerçekleştirirler. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar, ne dedikleri bellidir, ne de söyledikleri nettir. Muğlak ifadelerle gürültü ve gündem kirliliğine neden oldukları da alenen meydandadır.”
“PKK’NIN TUTSAĞI, FETÖ’NÜN KUKLASI, CHP’NİN İRADESİ Mİ KALMIŞTIR”
Millet İttifakı partilerinin birbirlerini sık sık ziyaret etmesine değinen MHP Lideri Bahçeli, “Bunlar ayrıca ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ toplantıları için üçüncü defa Meclis’te bir araya gelmişlerdir. CHP, İP, SP, DP, Gelecek Partisi ve Deva’nın temsilcileri HDP’yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Uzlaşma, doğru hedefler üstünde olur. Uzlaşma, dürüst ve temiz bir siyaset anlayışıyla vasat bulur. Allah için söyleyiniz, bunların neresi dürüst, neresi düzgün, neresi temizdir? Uzlaşmak için irade lazımdır. CHP’nin kolonisi, ideolojik kolonu, siyasi kordunu İP’in iradesi mi vardır? PKK’nın tutsağı, FETÖ’nün kuklası, Türk ve Türkiye düşmanlarının teşrifatçısı CHP’nin iradesi mi kalmıştır” açıklamasında bulundu.
“TAKMADIKLARI KILIF, GİRMEDİKLERİ KILIK NEREDEYSE KALMAMIŞ”
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı konuşmasında ayrıca, şu ifadeleri kullandı: “Teröristbaşı Duran Kalkan, CHP’yi ikaz ederek diyor ki, “HDP’nin çıkışı, bazı CHP’liler tarafından ters yorumlanabilir; ama öyle değil. CHP’ilerin önünü açtı. Güçlendirdi. İrade kazandırdı. Bu bakımdan HDP’ye muhtaçlar” Bir terör örgütü elebaşı, Aziz Atatürk’ün kurduğu partiye ayar veriyor, hizaya getiriyor, aba altından sopa gösteriyor; buna karşılık bir tek CHP yöneticisi de kalkıp ‘ey katil sen ne diyorsun’ diyemiyor, buna cesaret dahi edemiyor. Bize gelince yalan yanlış konuşan CHP sözcülerinin ağızlarını bıçak açmıyor. Korkuyorlar, telaşlanıyorlar, çekiniyorlar, çünkü iradelerini ve siyasi ikballerini terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Bu bir zillet değil midir? Bu bir rezalet değil midir? Biz boşuna mı bunlara zillet diyoruz? Biz boş yere mi bunların maskesini bir bir indiriyoruz? HDP’li bölücü söylediğimiz okkalı sözlerin cevabını Kandil’in CHP’si veriyor. Şu ibret verici kepazeliğe bakar mısınız? Kendileri terör örgütünün boyunduruğuna girmişler, haberleri yok. Kendileri mağara önlerinde gıyabi nöbete girmişler, anladıkları yok. HDP’yi gücendirmemek, pişmiş aşa su katmamak için takmadıkları kılıf, girmedikleri kılık neredeyse kalmamış.”
İP BAŞKANI, ZAVALLIDIR”
Millet İttifakı’nın son zamanlarda sıklıkla dile getirdiği ‘güçlendirilmiş parlementer sistem’ konusuna da değinen MHP Genel Başkanı Bahçeli, “HDP takviyeli ve tembihli Kılıçdaroğlu da misilleme yaparak İP Başkanı’nın Cumhurbaşkanı hayallerini suya düşürmüş, mizahi ve münhal bir Başbakanlık yemiyle tufaya getirmiştir. İP Başkanı, yeni yönetim sisteminde yer almayan bir göreve mahkum ve mecbur edilen zavallıdır. Bunlar birbirlerini aldatmakla, kandırmakla, yüze gülüp arkadan film fırıldak çevirmekle uğraşmaktadır. Yalan bunlardadır, iftira bunlardadır, ayak oyunu bunlardadır, samimiyetsizlik bunların alamet-i farikasıdır. Şimdi de Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem adında ne idüğü müphem, ne içerdiği meçhul, neyi hedeflediği meknuz bir çalışmayla meşgullerdir. Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merd-i kıbti gibiler” ifadelerini kullandı.
“CHP’NİN GİZLİ GÜNDEMİNDE ANAYASA’NIN İLK DÖRT MADDESİNİ KALDIRMAK ESASTIR”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Abant Toplantısı’na da değinen Bahçeli, “CHP’nin 2-3 Ekim 2021 tarihinde düzenlediği Abant Toplantısı, bir bakıma zilletin tehlikeli yol haritasının kavşak noktalarını açığa vurmuştur. Hakikaten merak ediyoruz, Abant Toplantısının tavsiyesi kimden geldi? Kripto damar mı dayattı? Pensilvanya’dan mı talimat alındı? Anlaşıldığı kadarıyla özerlik ve federasyon gayesi CHP’ye nüfuz etmiştir. Bununla birlikte CHP’nin gizli gündeminde Anayasa’nın ilk dört maddesini kaldırmak esastır. Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan, ‘Demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlenmesi gereken yol haritası’ Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle kaleme alınmıştır. Siz bakmayın bu önsözün sahibine, bunun gerisinde PKK’nın hain dokunuşu, siyasi bölücülerin iğrenç telkinleri bulunmaktadır” dedi.
“YÜREĞİN YETİYORSA, SORULARIMA CEVAP VER”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sorular yöneltti. Bahçeli, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“CHP Genel Başkanı’na soruyorum, kıvırmadan cevap vermesini, kaçak güreşmemesini bekliyorum. Soru 1: Anayasa’dan Atatürk’ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Soru 2: Anayasa’ya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz? Soru 3: Türk vatandaşlığı kavramı yerine ‘Anayasal yurtseverlik’, Türkiye yerine ‘Ülke’, Türkiye devleti yerine ‘Cumhuriyet’, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine, ‘Türkiye Cumhuriyeti insanı’ kavramlarının getirilmesini amaçlıyor musunuz? Soru 4: Demokratik muhalefet diyerek TİP’i, HDP’yi yanınızda ve yörenizde görüyor, bunlara kucak açıyor musunuz? Soru 5: Terörist Demirtaş’ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorularım gayet basittir. Ya evet diyeceksin, ya da hayır. Boş kağıt vermen halinde bütün sorulara evet dediğin anlaşılacaktır. Yüreğin yetiyorsa, çiğ süt içip karın ağrısı çekmiyorsan konuş ve sorularıma cevap ver. Korku edebiyatını bırak, siyasi cinayet işlenebilir masallarını geç, bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin CHP’nin bir milletvekilinin, ‘keşke Demirtaş cumhurbaşkanı seçilse’ diyecek kadar gözünü ve gönlünü kararttığı herkesin bildiği bir beyanattır. HDP’nin sözde demokratik tutum belgesiyle, CHP’nin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinin benzerliğini iddia eden de CHP’li bir milletvekiliydi.
Bugünkü CHP yönetimi, HDP’nin oyun uşağı haline gelmiş, yapboz tahtasına dönüşmüştür. Bugünkü CHP yönetimi, Gazi Mustafa Kemal’in hatıra ve emanetleriyle yollarını kapanmamak üzere ayırmıştır. Bugünkü CHP yönetimi, PKK’yla ittifak tüneline girmiş, HDP’yle bölücülüğün gergefinde işlenmiştir. İP ise bunların proje süsüne, zillet mezesine dönüşmüştür.”
“ACIMIZ BÜYÜKTÜR, AMA SORULACAK HESABIMIZ DA BÜYÜKTÜR”
10 Ekim Pazar günü Fırat Kalkanı Harekat Bölgesinde, PKK/YPG’li teröristlerin saldırısı sonucu şehit düşen özel harekat polislerine de değinen Bahçeli, “Suriye’nin Azez’e bağlı Mare ilçesinden gelen acı bir haberle sarsıldık. Fırat Kalkanı Harekat Bölgesi’nde vatan evlatlarımız şehit düştüler. PKK/YPG’li teröristler tarafından Tel Rıfat’tan fırlatılan tanksavar roketler kahraman özel hareket polislerimize isabet etmiştir. Partimizin Adıyaman Merkez İlçe Başkanı Mehmet Doğan arkadaşımızın evladı Fatih Doğan kardeşimizle Elazığlı Cihat Şahin kardeşimiz maalesef şehit düşmüş, iki kahraman özel harekat polisimiz de yaralanmıştır. Yine geçtiğimiz Perşembe günü, Fırat Kalkanı Harekat Bölgesi’nde hainler tarafından yapılan hunhar saldırıda Samsunlu Deniz Piyade Sözleşmeli Erimiz Tayfun Özköse şehit olmuştur. Elbette acımız büyüktür, ama sorulacak hesabımız da büyüktür. Kahraman kardeşlerimin şehadetleri mübarek olsun. Allah rahmetiyle muamele etsin inşallah. Ailelerinin, silah ve mesai arkadaşlarının, milletimizin ve hepimizin başı sağ olsun. Ayrıca şu anda tedavi altında tutulan kardeşlerime de şifalar diliyorum” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU, ‘ONLAR BİZE Mİ SALDIRACAKLAR’ DEDİĞİN PKK/YPG’Lİ ŞEREFSİZLER VATAN EVLATLARININ KANINA GİRMİŞLERDİR”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fırat Kalkanı Harekat Bölgesinde PKK/YPG’li teröristlerce şehit edilen özel harekat polislerini hatırlatarak, “Kılıçdaroğlu taziye mesajı yayınlamıştır, ne var ki özne yoktur, saldırıyı kimin yaptığına dair en ufak bir ibare görülmemektedir. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘onlar bize mi saldıracaklar’ dediğin PKK/YPG’li şerefsizler vatan evlatlarının kanına girmişlerdir. Korkma itiraf et, PKK’ya tek bir laf et, kaygılanma, bu seni sadece ve sadece insan yapar, milletimizin derdiyle dertlenen bir siyasetçi yapar. CHP böyle de, HDP nasıl peki? Özellikle iki gündür takip ediyorum, YPG/PKK’yı kınayan tek bir mesajlarını duymadım, aranızda duyanınız oldu mu? Milli acılarımızı paylaşan numune de olsa tek bir açıklamalarına şahit olanınız var mı? Kitabın ortasından konuşuyorum, HDP’yle ortaklık, şehitlerimizin kanının, analarımızın gözyaşlarının dökülmesine alçakça hizmettir. HDP’yle gelecek planlamak, siyaset denkleminde buluşmak Türk milletini kundaklamak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü kurcalamaktır. CHP ile İP işte böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir. Bunlar yüz karasıdır, yürek sızıdır, demokrasi infazcısıdır” dedi.
“BENİM AĞZIMI KAPATACAK BİR BABAYİĞİT HENÜZ ANASININ KARNINDAN DOĞMADI”
Pazar günü partisinin Analar-Bacılar Kurultay’ındaki sözlerine karşı gelen tepkilere de değinen MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:“Pazar günü gerçekleştirdiğimiz ‘Analar-Bacılar Kurultay’ında HDP’nin kapatılmasına yönelik ifadelerim, emperyalizmin ve terörizmin maşalarını anlaşılan epey rahatsız etmiş. Halbuki rahatsız olmasalar üzülürdüm, kendi kendime durum musahabesi yapardım. Onları yalnızca rahatsız etmeyeceğiz, iki dünyada da ellerimizle yakalarından tutacağız. Bana cevap vermişler ve demişler ki, ‘Açılmamak üzere kapatman gereken senin kin ve nefret kusan ağzındır’ Siz bunu gidin de HDP’nin Diyarbakır İl Başkanlığı’nın önünde evlat nöbetine giren cesur analara söyleyin de görelim. Bu bölücü ahmaklar nerede yaşıyorlar, hadiselere nereden bakıyorlar bilemiyorum, ama benim ağzımı kapatacak bir babayiğit henüz anasının karnından doğmadı. Kapanması ve kapatılması gereken terörün siyaset uzantısıdır. Şehitlerimizin kanlılarına sessiz kalırsak, canilerin suikastlarını alttan alırsak, bölücü ve terör faaliyetlerini aman sen de diyerek görmezden gelirsek, onurumuzla birlikte şerefimizi kaybetmiş oluruz. Biz şehitlerin hesabını soracak millet iradesinin temsilcileriyiz. Biz ihanetin kafasını ezecek, milli varlığımıza ve egemenlik haklarımıza can pahasına sahip çıkacak millet kudretiyiz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Biz Cumhur İttifakı’yız. Herkes şerefi kadar, ederi kadar, haysiyet ve namusu kadar konuşursa, karşımızda siyasi bölücülerden, terör işbirlikçilerden ağzını açıp da bir şey söylemeye kimsenin hakkı olamaz.”
“Tehdit Türkiye’nin Suriye’deki Varlığı Değil, ABD’nin Cinayet Planları, İhanet Senaryoları, Terör Örgütüyle Eylem Ve Emel Birlikteliği İçine Girmesidir”
ABD kanadının Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde yer alması konusundaki açıklamalarına da değinen Bahçeli, “PKK/YPG tanksavar kullanıyor, güdümlü füze kullanıyor, enva-i çeşit ve teknolojik düzeyi yüksek silahlara sahip bulunuyor. Bu silahları hangi odaklar veriyor? Teröristleri kimler eğitiyor, kimler donatıyor, hangi dost ve müttefik görünümlü ülkeler silahlandırıp üzerimize kışkırtıyor? ABD yönetimi, Türkiye’nin Suriye’deki varlığını ulusal çıkarı için olağanüstü tehdit olarak değerlendiriyormuş. Biliniz ki, karşımızdaki terazi milli sıkleti çekemez, artık böyle gelse de bu şekilde gidemez. Müttefik olduğumuz bir ülkenin PKK kamplarında aradığı nedir? Suriye’nin kuzey doğusunda yaptıkları nasıl izah edilmelidir? Tehdidin adını doğru koymak geldiğimiz bu aşamada zorunluluktur. Tehdit Türkiye’nin Suriye’deki varlığı değil, ABD’nin cinayet planları, ihanet senaryoları, terör örgütüyle eylem ve emel birlikteliği içine girmesidir. Buna dostluk diyen varsa beri gelsin, böyle dostluk düşman başınadır. Biraz önce de temas ettiğim gibi, milli devleti ve milli hassasiyetleri köreltmek için bir kampanya devrededir ve bu çerçevede ABD operasyon üstüne operasyon yapmaktadır. Mızrağın çuvala sığması mümkün değildir” açıklamasında bulundu.
“DOST DEDİKLERİMİZ, ADAM OLACAK, MERT OLACAK,”
NATO üyesi olup DEAŞ’a karşı en çok mücadele veren, en çok bedel ödeyen ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:“PKK’ya silah veren bellidir, Mehmetlerimizin, polislerimizin şehadetine çanak tutanlar bellidir. DEAŞ’ı, YPG’yi, PKK’yı kiralık tetikçi olarak kullananlar gün gibi karşımızdadır. Bunların dost olması, müttefiklik söylemleri eşyanın tabiatına aykırıdır. Dost dediklerimiz, adam olacak, mert olacak, hesapsız olacak, saygılı olacak, onurlu olacak, dürüst olacak, kendi çıkarlarını kolladıkları kadar bizim de çıkarlarımızı kollayacaklar. Terörle mücadelemizin önüne kim bariyer dikiyorsa, yolumuza kimler hendek kazıyorsa, egemenlik haklarımıza kim diş biliyor ve hançer sallıyorsa, işte onlar Türklüğün varlığına, Türkiye’nin bin yıllık kardeşlik müktesebatına kuyu kazan, Anadolu’dan çıkarılmamızın düşünü kuran ehli saliptir, öyle ki şehadet pahasına da olsa alayına birden direnmek farz-ı kifayedir, boynumuzun yegane borcudur.”