Başbakan Erdoğan, Bosna-Hersek temaslarının ikinci gününde Parlamento binasında düzenlenen Saraybosna İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, yatırımlara yönelik doğrudan düzenlemelerin yanı sıra istikrar ve demokratikleşme alanında da çok kararlı adımlar attığını ifade etti. Erdoğan, AB ile katılım müzakereleri, demokratik standartların yükseltilmesi ve ekonomi politikalarının kararlı şekilde uygulanmasının ülkeyi yatırım üssüne dönüştürdüğünü belirterek, ''Aynısı Bosna-Hersek'te neden olmasın?'' dedi.
Türkiye'nin 7,5 yıl içerisinde geldiği noktanın Bosna-Hersek'e ilham kaynağı olabileceğini dile getiren Erdoğan, dünya ekonomileri arasında 26. sırada olan Türkiye'nin 17. sıraya yükseldiğini, G-20 ülkeleri arasında yerini aldığını vurguladı. Küresel finans krizinin dünyanın birçok ülkesinde hâlâ ağır şekilde seyrettiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin 2009 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 6 büyüme kaydettiğine, OECD ülkeleri içinde Güney Kore ile birlikte en hızlı büyüyen iki ülkeden biri olduğuna dikkati çekti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bütün bu yatırımlarla birlikte atılan adımlarda özellikle cesaret çok önemli yer tutuyor. Kararlılık, özellikle mali disiplinden taviz vermemek önemli yer tutuyor. Eğer mali disiplinden havanın şöyle böyle esmesine göre taviz vermeye kalkarsak o zaman o ülkede yine ulusal sermaye de kendi içinde güvenini kaybedecektir.
Bakınız biz bu arada şöyle bir şey daha yaşıyoruz. Mesela bizde muhalefet partileri, eski alışkanlıklarıdır, hep böyle işlerine geldiği zaman, puslu havayı sevenler vardır biliyorsunuz, erken seçim talebinde bulunur. Niye erken seçim? Daha iki buçuk sene oldu, neden erken seçim? Çünkü 7,5 yıl öncesine kadar, çok partili hayata geçtiğimizden bugüne Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet değişmiştir. Şimdi 16 ayda bir hükümetin değiştiği bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz. Bu alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen bir zihniyet var. Biz bu zihniyeti bozduk. Bundan önce halkımızdan aldığı yetkiyi zamanında kullandık. Şimdi yine zamanında kullanacağız. Nedir? Halkımız bize 4 yıl süre verdi. Bu 4 yıl süreyi de en güzel şekilde değerlendiriyoruz, değerlendireceğiz. Biz bunu söyledikçe küresel sermaye rahatlıyor ama ne olacağı belli olmaz bir yapı olursa küresel sermaye gelip o ülkeye girmez.
Gittiğimiz yerde sermayedar bize bunu soruyor, 'Gerçekten seçim var mı?' Havayı, özellikle ekonomik alanda, bulandırmaya da kimsenin hakkı yok. Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz. Gelişmiş ülkelerde nasıl belirlenen tarih neyse o zaman yapılırsa seçimler, aynı şekilde bizler de bunu bu şekilde ilan ediyoruz, bu şekilde de yapacağız. Çünkü bu tür erken seçimlerin bedeli o ülke ekonomisine bir darbedir ve faturası da çok ağırdır, yatırımcıyı da ciddi oranda ürkütür. Buna da fırsat vermeyiz.''
-''BOSNA-HERSEK HİÇ BİTMEYECEK BİR BAHARA HAZIRLANIYOR''-
Bosna-Hersek'te Ekim ayında yapılacak genel seçimlerin, ülkenin geleceği ve ekonomisi bakımından önemli fırsatlar sunma potansiyeli taşıdığını dile getiren Başbakan Erdoğan, bu süreçte Türkiye ve uluslararası camianın Bosna-Hersek'e katkılarını artırması ve dost elini daha samimi bir şekilde uzatması gerektiğine işaret etti.
İş forumunun, ülkenin kalkınma çabalarına büyük katkı sağlayacağını, ihtiyaçlarının yanı sıra sunduğu imkânları da ortaya çıkaracağını düşündüğünü kaydeden Erdoğan, Bosna-Hersek'in enerji üretimi, yol şebekeleri, turizm, hayvancılık ve madencilik gibi çok çeşitli alanlarda geniş bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hiç şüphesiz Bosna-Hersek'in idari ve hukuki altyapıyı geliştirmeye yönelik çalışmaları uluslararası yatırımların artmasına olumlu katkı yapacaktır. Burada Anayasa'ya yönelik bazı değişikliklerin de hiçbir duygusallığa kapılmadan yapılmasının Bosna-Hersek için çok önemli adımların atılmasına fırsat vereceğini görüyorum. Burada da duygusallığı taşımadan bu sürece destek vermek gerekir. Bosna-Hersek ile bölge ülkelerinin ve dost ülkelerin yol gösterici, katkı sağlayacağı bir tutum sergilemeleri son derece faydalı olacaktır. Balkanlar'ın bu güzel ülkesi, inanıyorum ki hiç bitmeyecek bir bahara hazırlanıyor. İnanıyorum ki Bosna-Hersek'te yeşeren umutlar dalga dalga yayılacak ve Balkanlar'ı bir huzur ve istikrar coğrafyasına dönüştürecek.''
Başbakan Erdoğan, en kısa süre içerisinde daha kalkınmış, istikrarlı ve müreffeh bir Bosna-Hersek görmek dileğini de ifade etti.