Erzurum Baro Başkanı Avukat Naci Turan, “Toplum, telefon dinlemeleri konusunda artık rahatsız olmuş ve insanlarda bir paranoya hali başlamıştır.” dedi.
Erzurum Baro Başkanı Avukat Naci Turan, son günlerde bazı yargı mensuplarının görüşmelerinin dinlendiği iddiaları üzerine yeniden gündeme gelen ‘dinleme’ tartışmalarını değerlendirdi.
//TELEFON DİNLENMESİ ŞARTA BAĞLIDIR
Mahkemelerin, telefon dinlenmesi hususunda karar verebilmesi için bir takım şartların oluşması gerektiğini vurgulayan Baro Başkanı Turan, “Şart oluşmadan verilen dinleme kararları, bumerang misali döner ve karar verenleri de vurur.” diye konuştu. Telefon dinleme eyleminin, suçu ve suçluyu takip etme amacıyla, ancak mahkeme kararıyla mümkün olacağını vurgulayan Naci Turan, bu yönde bir kararın verilebilmesi için de, dinlenecek olan kişi ya da kişilerle ilgili kuvvetli şüpheler ve delillerin bulunmasının şart olduğunu dile getirdi. Dinlemelerin, ek ya da yan delil niteliği teşkil edecek olması nedeniyle böyle bir yönteme başvurulabileceğini anlatan Turan, özel hayata ilişkin dinlemenin ise, kesinlikle yapılamayacağını ifade etti. Bu tür dinlemelerin zapta geçirilemeyeceğini ve delil olarak kullanılamayacağını dile getiren Turan, dinlemenin hukuki bir sonuç doğurabilmesi için takip konusuyla mutlaka ilgili olması gerektiğini ifade etti.
//DİNLEME EYLEMİ, TAKİP KONUSUYLA İLGİLİ OLMALI
Baro Başkanı Naci Turan, “Diyelim ki, A suçu için dinlenen B kişisiyle, C suçuna dair bilgiler elde ediliyorsa, bu da hukuki bir sonuç doğurmaz, delil olarak kabul edilemez. Telefon dinleme mantığı budur ve olması gerekendir.” diye konuştu. Türkiye’deki mahkemelerin, şartların oluşup oluşmadığına bakmaksızın dinleme kararı verebildiklerini vurgulayan Baro Başkanı Turan, bu kararların ise, bumerang misali, kararı verenleri de vurduğunu dile getirdi. Yine Türkiye’de mahkeme kararı olmaksızın da dinleme yapılabildiğine işaret eden Turan, bu tür dinlemeler sonucunda elde edilen bilgilerin de, hukuken bir yaptırımının olmayacağını anlattı.
//TOPLUM RAHATSIZ OLUYOR
Baro Başkanı Turan, “Bir dinleme sonucunda ya deliller kuvvetlenir ve zanlıya yaklaşılır ya da herhangi bir suç unsuru bulunamaz. Birinci halde zanlı gözaltına alınarak, telefon dinlemesinden haberdar edilir. İkinci halde ise, dinleme kararını veren mahkeme, şahsa dönerek, kendisinin dinlendiğini, ama herhangi bir suç unsuru bulunmadığını bildirir.” dedi.
Telefon dinleme olaylarının toplumda artık rahatsızlık uyandırmaya başladığını ifade eden Baro Başkanı Naci Turan, artık insanların telefonla bile konuşamaz hale geldiklerini belirtti. Turan, “Halk artık sistemi sorgular hale getirilmiş ve tam bir paranoya durumuna sokulmuştur. Çok hassas olan bu konuda, adımların çok dikkatli atılması ve dinleme eyleminin gerçekleştirilebilmesi için şartlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.” ifadelerini kullandı.