Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun
Trendyol 1. Lig: Manisa FK: 0 - Esenler Erokspor: 1
Trendyol 1. Lig: Manisa FK: 0 - Esenler Erokspor: 1
Şehit diplomatlara vefa
Şehit diplomatlara vefa
Horasan’da Osmanlı Ocakları açıldı
Horasan’da Osmanlı Ocakları açıldı
HABERLER>GÜNDEM
9 Mart 2010 Salı - 12:50

AKDAĞ AÇIKLADI: TEHLİKE BİTTİ...

Sağlık Bakanı Recep Akdağ domuz gribi salgınının muhtemelen tamamlandığını ve domuz gribi aşılarının bir kısmının geri iade edileceğini söyledi.

AKDAĞ AÇIKLADI: TEHLİKE BİTTİ...

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, H1N1 gribine karşı tedbir olarak Türkiye'nin, sipariş ettiği 43 milyon doz aşıdan yaklaşık 17 milyon dozu satın aldığını belirterek, “Bunun çok önemli bir bölümünü geriye vermek için firmalarla ön görüşmelerimizi yaptık. Ancak yaklaşık 2-3 milyon dozluk aşıyı, özellikle stoklarımızda tutmayı düşünüyoruz” dedi.
Bakan Akdağ, sağlık muhabirleriyle Hekimevi'nde kahvaltı basın toplantısında bir araya geldi.

Türkiye'deki sağlık sistemi, H1N1 gribi, anne ve bebek ölüm oranları ve Elazığ depremi sonrası gelinen son durum hakkında bilgi veren Bakan Akdağ, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

İktidara geldikleri dönemden bu yana sağlık alanında çok önemli başarılara imza attıklarını belirten Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde kolay ulaşılabilir sağlık sistemine ulaşıldığını bildirdi.

Akdağ, Türkiye'de son 5 yıl içinde yaşam süresinin geçmiş yıllara oranla yükseldiğini belirterek, kadınlarda ortalama yaşam süresinin 74, erkeklerde ise 71'e ulaştığını, bunu önümüzdeki dönemde 80'lere çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Türkiye'de anne ölüm oranlarına da değinen Akdağ, “2009'da anne ölümleri yüz binde 20'lerin altındadır. Bunun aşağı yukarı 4 puanlık kısmı da domuz gribine bağlıdır. Bu hariç tutulduğunda yüz binde 16'dır. 2010 hedefimiz ise yüz binde 15'in altına inebilmektir” diye konuştu.

Akdağ, bebek ölüm hızının da 1998'deki binde 43'ten binde 13'e gerilediğini, önümüzdeki yıllarda bu oranı binde 10'un altına indirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Çocuk felcinin, Avrupa'daki 53 ülke içinde en son Türkiye'de ortadan kalktığını, bunda aşılamadaki başarının etkili olduğunu belirten Akdağ, kızamık hastalığında ise Avrupa ülkeleri içinde ilk olarak Türkiye'de ortadan kalkacağının müjdesini verdi.

Yaz aylarında kendini gösteren ishal salgınlarında da önemli yol kat edildiğini belirten Akdağ, “Türkiye'de geçen yıl, ishal salgını yaşanmadı. Bunda belediyelerle yaptığımız iş birliğinin etkisi olmuştur” dedi. Akdağ, geçen yıl içinde sıtma sayısının da 50'nin altına indiğini söyledi.

Akdağ, yoksullaşma sorunu ile ilgili Dünya Bankasından uzmanların bir yayınına göre, Türkiye'de 2003'te yoksul olan her bin haneden 15'inin sağlık harcaması nedeniyle yoksullaştığını belirterek, şunları kaydetti:

“2008'de yapılan çalışmaların ilk ip uçları, bunun binde 2'nin altına düştüğünü gösteriyor. Bunu, vatandaşın yüksek harcama yapmasını gerektiren durumlar, acil durumlar, organ nakilleri, yanıklar, el cerrahisi, uzuv kaybı, kalp krizi, kanserler, yoğun bakım yatışları, kalp ameliyatları gibi durumlarda vatandaştan hiçbir şekilde para almayarak sağlıyoruz. Özel hastane, sigorta ile anlaşmalı dahi olsa kanserli bir hastadan, organ naklinden para alamayor. Hiç sigortanız olmasa bile, acilen hayatınızı tehdit eden ya da bir uzuv kaybına yol açabilecek bir durumdan dolayı hastaneye müracaat ettiğinizde özel hastane dahi olsa kimse para talep edemez. Bu süreçte, vatandaştan para isteniyorsa, buna kesinlikle izin vermiyoruz. Bu nedenle kapattığımız hastaneler oldu. Vatandaşımız da bu hakkını bilsin. Vatandaşımız, '184' numaralı telefonu arayarak, sorunu aktarabilir.”

“(DOMUZ GRİBİ) SALGIN MUHTEMELEN TAMAMLANDI”

Geçtiğimiz yıl içinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edilen ve halk arasında “domuz gribi” olarak bilinen H1N1 virüsü salgınının hala bir tehlike olup olmadığı ve ilaç firmalarınca çıkartıldığı iddialarına yönelik bir soru üzerine Akdağ, şunları kaydetti:

“Salgın muhtemelen tamamlandı. Bilim adamlarımızın bu hususta son bir değerlendirmesine ihtiyacımız var ama elimizdeki veriler bunu gösteriyor. İkinci bir dalga sonbaharda olur mu, bu hususu tam bilmiyoruz ancak çok büyük bir dalga beklemediğimizi belirtiyorum.

Bunun dışında DSÖ'nden hiçbir yetkili, bu konuyla ilgili oyuna geldiklerini falan söylemedi. Bu dünya ve Türkiye basınında yer alan haberler, iki türlü gelişti. Bunlardan birincisi Avrupa Parlamentosunda bir komisyon üyesi önerge verdi ve komisyon tarafından incelemeye alındı. Verilmiş bir karar olmadı. İkincisi de DSÖ ile ilişkili olan ama konusu enfeksiyon hastalıkları ve salgınlar olmayan bir başka yetkili açıklama yaptı. Dolayısıyla DSÖ, aldığı pandemi kararından, aşılama ile ilgili önerilerinden hiçbir zaman geri durmadı.”

Akdağ, Türkiye'de de çok iyi bir hazırlık yapıldığını, el yıkama duyarlığının geliştirildiğini ve Türk insanına bir sigorta olarak 43 milyon doz aşı siparişi yaptıklarını anlattı.

Aşılama eğiliminin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok düşük kaldığını ifade eden Akdağ, “Aşılama çok düşük olduğu için bu 43 milyon doz aşıyı satın almadık. Satın aldığımız aşı, yaklaşık 17 milyon doz civarındadır.
Bunun da çok önemli bir bölümünü, daha önceden görüştüğümüz şekilde geriye vermek için çok başarılı bir operasyon yapmış olduk. Geri ödemeyle ilgili anlaşmaları şu anda yapmak üzereyiz. Firmalarla ön görüşmelerimizi yaptık ancak yaklaşık 2-3 milyon dozluk bir aşıyı, özellikle miadı daha uzun aşıyı, stoklarımızda tutmayı düşünüyoruz. Ne olur ne olmaz, beklenmedik bir şey olur, yeni bir dalga gelir, yeni bir antijen oluşur düşüncesiyle, bunu da yine bilim adamlarımızın görüşlerine sunuyoruz” bilgisini verdi.

Bu konuda da muhalefet yapıldığı eleştirisinde bulanan Akdağ, bilimsel kurulların, bu konuda çok doğru davranıldığını söylediklerini bildirdi. Akdağ, Türk Tabipleri Birliğinin de kendilerine destek verdiğini dile getirdi.

Satın alınan aşılardan çok az miktarının hibe edildiğini ifade eden Akdağ, bu rakamın yüz binlerle sınırlı olduğunu bildirdi.

Akdağ, domuz gribinden en çok etkilenenlerin başında gebelerin geldiğini anlatarak, “2009'da 38 hamile zatürreden hayatını kaybetti ve bunun 36'sında H1N1 tespit edildi. Ölen hamilelerin hiçbiri de aşılanmamıştı. 2008'de zatürreden yaşamını yitiren hamile sayısı 2 kişiydi. Aşı olmuş kişilerden hiçbiri de H1N1'den dolayı yaşamını yitirmedi” dedi.


“HAVA AMBULANSLARI GECE UÇUŞU YAPAMIYOR”

Bir gazetecenin, 'Elazığ'da yaşanan depremde yaralıların sağlık durumu nasıl ve salgın hastalık tehlikesi var mı?” şeklindeki bir soru üzerine Akdağ, depremin ilin Kovancılar ilçesinde 5'i ağır olmak üzere 14 köyü etkilediğini söyledi. Dün Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek'in başkanlığında bölgeye giderek köylerde incelemelerde bulunduklarını anlatan Akdağ, “Jandarmaya bağlı ekiplerin, İçişleri Bakanlığına ve Sağlık Bakanlığına bağlı kurtarma ekiplerinin mükemmel bir operasyon yürüttükleri için kendilerine teşekkür ediyorum. Çok kısa bir süre içerisinde olay kırsalda ve dağınık olmasına rağmen bütün enkazlar elden geçirilmiş ve kısa sürede yaralılar hızla hastanelere ulaştırılmıştır” dedi. Akdağ, olay mahalline, yaklaşık 6 saat sonra ulaştıklarında tüm yaralıların hastanelerde olduğunu dile getirdi.
Bölgede 40 ambulansın hizmet verdiğini, gönderilen 4 hava ambulansına da ihtiyaç kalmadığını belirten Akdağ, “Hava ambulansları gece uçuşu yapamıyor. Teknik olarak biz gece uçuşu yapmayı da istiyoruz ancak Silahlı Kuvvetlerimizle ilgili bazı kısıtlamalar var. Sivil Havacılık bize gece uçuşuna izin veremiyor. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Hava ambulanslarından birinin, depremde endişe ve stres nedeniyle erken doğum sancısı başlayan bir gebeyi hastaneye ulaştırdığını ifade eden Akdağ, deprem sonrasında toplam 35 yaralı bulunduğunu, hayati tehlikesi bulunan kimse olmadığını, ancak kalp krizi geçiren bir kişinin takip edildiğini ve deprem bölgesindeki yakınlarına ulaşmak için aracının kaza yapması sonucu göğsünden ağır yaralan bir kişinin gözlem altında olduğunu bildirdi.

Akdağ, köylerde salgın hastalık çıkmaması için de sağlık ekiplerinin çalıştığını, ayrıca psikolojik destek olmak için psikiyatri uzmanlarının da bölgede görev yaptığını söyledi. Akdağ, artçı sarsıntıların olması halinde de
gerekli görüldüğünde bölgeye takviye ekip gönderileceğini belirtti.


“İLAÇ TAKİP SİSTEMİ, MAYISIN 16'SINDAN SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK”

Bir gazetecinin, İlaç Takip Sistemi'nin 16 Mayısa ertelenmesini ve MEDULA sistemi hakkındaki tartışmaları sorması üzerine Akdağ, iki konunun birbirinden farklı olduğunu söyledi.

MEDULA sisteminin öteden beri, Sosyal Güvenlik Kurumunun hastaneler ve eczanelerle elektronik iletişimini sağladığını belirten Akdağ, şöyle devam etti:

“Yani, bir hastane vatandaşın sigortasının olup olmadığını sorgulamak için bu sistemi kullanır. Eczaneler de vatandaşa verilen reçetelerle ilgili sorgulamaları, raporlu ilaçların durumu gibi bazı şeyleri takip eder. Bu sistem, sigortacılığı kolaylaştırmıştır.

İlaç Takip Sistemi, eczaneler hazır olmadığı için ertelendi. Eczanelerin hazır olmayışının en önemli sebebi, Türk Eczacıları Birliğinin daha önceki görüşmelerde bize verdiği taahhütleri yerine getirememesiydi. Getirmemesi değildi, getirememesiydi, kendi ellerinde olmayan sebeplerle... Dolayısıyla ertelendi ama 16'sından sonra mutlaka bu sistem yürürlüğe girecek.

İlaç Takip Sistemi, sahte ilaçların, kupür sahteciliğin önüne geçecek. Her ilaç, takip edilmiş olacak. Türkiye, bununla dünyaya örnek olacaktır.”

Bir başka gazetecinin, sağlık harcamalarının beklenenin üstüne çıktığını belirtmesi üzerine de Akdağ, bunun doğru olmadığını, Türkiye'de kişi başına düşen gelir arttığı için sağlığa harcanan paranın da arttığını söyledi.

Akdağ, “Kamu Hastane Birlikleri uygulamaya girdiğinde, katkı paylarının da artacağı iddia edildi. Böle bir uygulama olacak mı?” sorusuna da böyle bir artışın olmayacağı yanıtını verdi.

 
CENGİZ KADINLARI UNUTMADI...
 
NEVRUZ İÇİN MİLLİ YAKLAŞIM
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
19 Mart 2010 Cuma 13:50

akpli değilim ama neden süper güç amerika türkiyenin sağlık reformu modelini inceliyor ve vatandaşları türkiyeyi örnek gösteriyor biraz insaflı olun önceki dönemleri hatırlayın hangisi daha iyi

Yorumu oyla      0      0  
misafir 16 Mart 2010 Salı 15:58

Çöpe giden dediğiniz paralar "AK" paralardır , onların üzerinen konanlar ise Akbabalardır , akrabalardır...anlayan anladı , saygılar.

Yorumu oyla      0      0  
Erzurumda Çöpe giden ! 16 Mart 2010 Salı 03:13

Erzurumda'da çöpe giden paralar var şu ana kadar alt yapı ve bina makyajları adı altında harcanan paraların haddi hesabı yok yeni yapılar kamuya ait binalar ve hastaneler yenileniyor diyerek akla zarar para harcandı , hadi onları geçtik 2011 Kış olimpiyatlarından sonra tesisler çürüyecek olursa yüzlerce Trilyon çöpte ! Nereden geliyor bu paralar ? Neden akıtılıyor neden Erzurumlular işsiz ?? Neden Esnaf mutsuz ve umutsuz, neden üretim yok Hani Etimiz ?? Nerde hayvancılığımız ? Hesabı sorulacak..

Yorumu oyla      0      0  
galalı 15 Mart 2010 Pazartesi 23:28

Herkese selam bakanımız tehlike geçdi diyor : hayır hayır asla geçmedi tehlike devam ediyor siz orada olduğunuz sürece tehlike devam edecekdir cenabi Allah sizden bu milleti hele hele Erzurumu korusun tehile devam ediyor siz azar işittikçe bizim çekeceğimiz var.

Yorumu oyla      0      0  
Selami 14 Mart 2010 Pazar 21:35

Haklısın kardeşim; Haklısın. Sadece domuz gribi meselesinde 500 milyon dolar çöpe gitti, kuş gribi meselesinde bunun üç katı para çöpe gitti. haklısın. Ne diyebilirim ki, Allah izan ve akıl versin. Sen sağlık sisteminde dönenleri bir doktor tanıdığın varsa ona sor. Senin geleceğini ipotek altına alarak seçime kadar dayanacaklar sonrasını görürsün. Sağlıktaki kara delik seni de yutacak beni de çoluk çocuğumuzu da.

Yorumu oyla      0      0  
Sayın Akdağ 14 Mart 2010 Pazar 00:51

Sayın bakanıma , Dadaş bakanıma teşekkürler her konuda dürüst ve mükemmel çalışıyor , Türkiyeyi baştan aşağı yeniledi sağlık sistemini mükemmel hale getiriyor Allaha emanet , durmak yok yola devam.Kıskananlar çatlasın.

Yorumu oyla      0      0  
MERAL ... 13 Mart 2010 Cumartesi 21:51

AFFERİN SAYIN BAKAN .... DÜNYANIN GÖRDÜĞÜNÜ DÖRT AY SONRA GÖREBİLDİĞİN İÇİN ..... AFFERİN SANA ....

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
CENGİZ KADINLARI UNUTMADI...
Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla ...
İŞTE MİLLİ DURUŞ BU...
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda kabul edilen sözde ...
ALVARLI EFE YILINA DESTEK YAĞIYOR!
DOSİAD'IN yaptığı "2011 Alvarlı Efe yılı İlan Edilsin" teklifine şehrin ...
 
TARİHÇİ PROF'UN FERYADI
Türkiye ile Ermenistan’ın meselelerini kendi aralarında halletmesi gerektiğini ...
TORTUM'A YARGI IŞIĞI
Rize İdare Mahkemesi, daha önce yürütmeyi durdurma kararı verdiği İkizdere ...
BU İMANSIZLARDAN HER YERDE VAR
Komite'nin tek Müslüman üyesi Minnesota Milletvekili Keith Ellison'nun ...
 
İddianameye muhalefet şerhi
Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak hazırlanan iddianameyi ...
BERK PAŞA'NIN İLK DURUŞMASI MAYISTA
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklu, 3'üncü Ordu Komutanı ...
Yetkileri Alınan Savcılardan HSYK’ya İtiraz
Erzurum’da Ergenekon soruşturmasını sürdürürken Hakimler ve Savcılar Yüksek ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri