Şehitleri anma programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehitlerimizin her birinin adını aynen Çanakkale Şehitleri'nde olduğu gibi anıtlaştıracağız. İnşallah kurumlarımızla anıtlaştıracağız, aynı zamanda İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nden çıkar çıkmaz Anadolu yakasındaki tepe noktada, Ankara'da hemen Külliyemizin karşısında ve okullarımıza isimlerini vermek suretiyle anıtlaştıracağız ve kalıcı kılacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde bulunan ve yapımı tamamlanan Beştepe Millet Camii Kongre ve Kültür Merkezi’nin açılışına ve bu merkezde gerçekleştirilen 15 Temmuz Şehitlerini Anma programına katıldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar, milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in hazır bulunduğu program, Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine direnerek şehit olanların yakınları ile bu direnişte yaralanan gazilerin ve çok sayıda misafirin katılımıyla gerçekleşti. Darbe girişimini protesto etmek amacıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında ‘demokrasi nöbeti’ tutan çok sayıda vatandaş da programı dışarıda kurulan dev ekrandan izledi.
"15 Temmuz gecesi 170'i sivil, 62'si polis ve 5'i de asker olmak üzere 237 şehit verdik. Bugün saat 19.00 itibarıyla yaralı sayımız 2 bin 191. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "237 şehidimizin her birinin adını aynen Çanakkale Şehitleri'nde olduğu gibi anıtlaştıracağız. İnşallah kurumlarımızla anıtlaştıracağız, inşallah aynı zamanda İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nden çıkar çıkmaz Anadolu yakasındaki tepe noktada, orada anıtlaştıracağız. Ankara'da hemen Külliyemizin karşısında, orada anıtlaştıracağız ve okullarımıza isimlerini vermek suretiyle anıtlaştıracağız ve kalıcı kılacağız" dedi.
"BUNLARIN YAPTIĞINI ANCAK KAFİR YAPAR"
Cumhurbaşkanı devamında şunları ekledi: “Bunların bu milletle alakası yok. Bunlar benim askerimin içine nasıl sızmış? Bunlar benim polisimin içine nasıl sızmış? Bunlar bizim devlet kurumlarımızın içine nasıl sızmış? Şimdi birileri bize akıl veriyor Batı’dan. Geçmiş olsun. Ama ardından bir şey daha söylüyor, ‘Fakat bu attıklarınız sebebiyle, bu açığa alınanlar sebebiyle endişeliyiz’ diyorlar. Siz işinize bakın. Benim ülkemde darbe olacak ve benim ülkemde 237 şehidim, 2191 yaralım olacak; kalkıp bir tane taziyede bulunacak ve ardından dokuz tane nasihat vereceksin. O aklını kendine sakla. Bir terör eyleminde 5-10 kişi öldüğü zaman dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz. Burada Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi demokratik parlamenter sisteme sahip çıkmış yüzde 52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı, yüzde 50 ile hükümet bir iktidar var, bunlara karşı bir darbe yapılıyor; siz bu hükümetin bu devletin yanında yer alacağınıza kalkıp darbecilerin yanında yer alıyorsunuz. Şu ana kadar ne Avrupa Birliği’nden ne Avrupa Konseyi’nden, ne Batı’dan kalkıp da buraya taziye için gelen bir kişi yok. Utanmadan sıkılmadan kalkıp bu tür şeyleri söyleme zilletinde bulunuyorlar. Ondan sonra da ne diyorlar; ‘Erdoğan çok sinirli, çok asabi…”
Salondakilerin ‘Dik dur eğilme, bu millet seninle tezahüratlarına “Biz sadece Allah’ın huzurunda eğiliriz’ diye cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kula kul olmadık, olmayacağız. Onu FETÖ’cüler düşünsün, onlar kula kul… Onlar ‘O bize şah damarından daha yakın’ diyorlar. Zavallılar, cahiller… Bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Allah’ımızdır, başka yok. Ve biz Allah’ımıza kulluk ederiz” dedi. Salonda bir şehit yakının darbe suçlularına merhamet edilmemesini istemesi üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” sözleri ile cevap verdi.
“VATANDAŞLARIMIZ, 15 TEMMUZ’DA YAZDIKLARI DESTANLA TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLATTI”
“Benim gözümde, 15 Temmuz gecesi sokağa dökülerek, ülkesine, milletine, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan her bir kardeşim gazidir. Hepimizin, hepinizin gazası mübarek olsun” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Parlamentomuzun o gece anında açılması, sayın başkanımızın orada grubuyla bir araya gelmesi bana o anda şunu hatırlattı: Yeniden bir istiklal mücadelesini yaşıyoruz ve yeniden bir istikbal mücadelesini veriyoruz, bunu yaşattı. Biz ne kutlu, ne mutlu bir milletiz. Dünyada sizin emsaliniz, eşiniz yok. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve canları pahasına tankların, silahların, bombaların karşısına dikilen tüm vatandaşlarımız, 15 Temmuz’da yazdıkları destanla, Türkiye’nin önünde yeni bir dönem başlatmışlardır. Ben hanım kardeşlerimizi Nene Hatunlarımızı kutluyorum. O tankların karşısına dikilip orada şehit olan, dik durup yılmayan hanım kardeşlerimi kutluyorum. Tankın altında şehit olma azminde olup ama şehit olmayan, o yiğitliği gösteren gencimizi kutluyorum. Tank paletlerinin altına girenleri kutluyorum. Şehit olanları kutlamak benim haddime mi? Çünkü onu Rabbim kutlamış, sevgili Peygamberim kutlamış, ona ‘avuşunu açmış.’ O sevgili Peygamberimize komşu oluyor, müjdesini erkenden almış. Ben şehitlerimizi kıskanıyorum. Rabbim bizi onlarla haşretsin.”
15 Temmuz gecesi Türkiye’nin her köşesinde, sokaklarda, her siyasi anlayıştan, her meşrepten, her dünya görüşünden insanın olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O geceden beri Türkiye, gerektiğinde tüm farklılıklarının üzerine çıkarak, hürriyetini ve geleceğini sahiplenme iradesine sahip olduğunu, dost-düşman herkese gösterdi. Öyle ki, ülkemiz hakkında yapılan olumsuz hesapların tamamı 15 Temmuz’da geçerliliğini yitirdi. O gece yaşanan ve pek azı kameralara, objektiflere yansıyan manzaraların her biri, Türkiye’nin ekonomik, siyasi, sosyal terör yoluyla diz çökmesini bekleyenlerin kafasına birer balyoz gibi indi” dedi.
"TUZAK KURANLARIN TUZAKLARINI BAŞLARINA GEÇİRDİK"
Türkiye’ye bir süredir farklı niyetlerle bakanların, toplum içindeki görüş farklılıklarını ve fay hatlarını derinleştirdiklerinde ülkeyi tedip edebileceklerini sandıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle konuştu: “Sandılar ki ‘PKK’sından DAEŞ’ine kadar dünyanın en eli kanlı, en vahşi terör örgütlerini üzerine salarsak bu ülkeyi sindirebiliriz.’ Sandılar ki ‘FETÖ mensubu üniformalı teröristleri uçaklarıyla, tanklarıyla, toplarıyla sokağa çıkarttığımızda bu milleti teslim alabiliriz.’ Hâlbuki Rabbim ne diyor: ‘Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.’ 15 Temmuz gecesi, millet olarak, Allah’ın izniyle, bize tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirdik. 81 vilayeti ve 79 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye bir ve beraber olarak, 40 yıllık hazırlığı, 40 yıllık birikimi, 40 yıllık sinsi hesabı 20 saate kalmadan yerle yeksan ettik.”
FETÖ’nün mazisinin 40 yıl olduğunu ve 40 yıldır 15 Temmuz gecesine ulaşmak için çalıştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şemdi hesap tersine döndü. Ama iş bitmedi. Yapacağımız daha çok şey var. Bunlar kanser virüsü gibi vücudu metastaz yaptı. Şimdi bu virüs kazınıyor, bu tamamen kazınarak temizlenmesi, vücudun bundan arınması lazım. Bazıları diyor ki, ‘10 bin kişi attınız, 20 bin kişi attınız’; 10 binlerce kim varsa temizleyeceğiz. ‘Neden?’ Ne demek neden? Çünkü bunlara eğer bu ülke kalacak olursa işte ne yapacakları ortada. Benim pırıl pırıl tertemiz insanıma o verdiğimiz vergilerle, aldığımız uçaklarla bomba yağdıranların bu ülkenin kurumlarında kalması mümkün değil, bunları temizlememiz lazım” değerlendirmelerinde bulundu.
“15 TEMMUZ DARBESİ TOPLUMU ELE GEÇİRMEYİ HEDEFLİYORDU”
15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye’deki diğer tüm darbelerden farklı olarak, sadece hükümeti devirmeyi, yönetimi ele geçirmeyi değil, aynı zamanda toplumu da ele geçirmeyi hedeflediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbenin başarılı olması durumunda, Türkiye’deki herkes için, 16 Temmuz’la birlikte bambaşka bir hayatın başlayacağını kaydetti ve “Bu ihanet çetesinin mensubu olmayan, iradesini Pensilvanya’daki çetebaşına teslim etmeyen hiç kimse, bu ülkede hayatını sürdürme, geleceğini inşa etme imkânına sahip olamayacaktı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu tehlikeyi, bu tehdidi gördüğü için, AK Partilisiyle, MHP’lisiyle, CHP’lisiyle ve diğer partilere gönül veren insanlarıyla darbe girişimine karşı çıktığını, devletinin ve yöneticilerinin yanında yer aldığını dile getirerek, bu uyanışın; günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin, rekabetin ötesinde ve üzerinde bir birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi beraberinde getirdiğini söyledi.
“Hamdolsun milletimiz, söz konusu vatan olduğunda, diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koydu” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu manzaranın, Cumhurbaşkanı olarak şahsıma, Sayın Başbakan’a, siyasi partilerimizin liderlerine verdiği mesajın gayet iyi farkındayız. AK Parti, CHP ve MHP Genel Başkanları, 25 Temmuz 2016 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya gelerek, hem darbe girişimi karşısındaki sağlam duruşlarını teyit etmişler, hem de Türkiye’nin önümüzdeki dönemine ilişkin güçlü mesajlar vermişlerdir. Bu sorumlu ve dirayetli tutumları sebebiyle, siyasi parti genel başkanlarımıza şahsım ve milletim adına bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyorum. 15 Temmuz darbesini destekleyen tek bir siyasi partimizin, tek bir siyasi parti genel başkanımızın, tek bir vatandaş grubumuzun olmaması, geleceğimize güvenle bakmamız konusunda bize ümit veriyor. Benim gözümde 15 Temmuz gecesi, Çanakkale’de ve İstiklal Harbi’nde sergilediğimiz birlik ve beraberliğin günümüzdeki tezahürüdür. Bu manzarayı görüp de hala ülkesinden, milletinden, 2023 hedeflerimizden, geleceğinden şüphe duyan varsa, inanın bana, ben de onun aklından ve izanından endişe ederim.”
“15 TEMMUZ’U DEVLET VE MİLLET OLARAK BİR MİLAT HALİNE DÖNÜŞTÜREMEZSEK, YAZIKLAR OLSUN BİZE”
Bugün Türkiye’nin yolunun, 15 Temmuz sabahı olduğundan daha açık, daha aydınlık ve daha berrak olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü özellikle son 3 yılda ardı ardına yaşadığımız pek çok olayın şifresi, 15 Temmuz’da, en vasat zihinlerin bile anlayabileceği şekilde çözülmüş, eskilerin deyimiyle, takke düşmüş kel görünmüştür. Geldiğimiz noktada, ‘eskiden şunu dedik, bunu söyledik’ demenin anlamı ve gereği yoktur. Bundan sonra önümüze bakma zamanıdır. 15 Temmuz’u, devlet ve millet olarak bir milat haline dönüştüremezsek, yazıklar olsun bize. Bir milat olarak ben bu vesileyle şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Zira asıl bu imkânı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için, siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Darbecilerden, onların iç ve dış destekçilerinden hesap sorarken, elbette intikam değil adalet peşinde olacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla birlikte, FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C; yani ülkemizin ve milletimizin bekası için tehdit oluşturan tüm terör örgütlerinin başını ezmekte de en küçük bir tereddüt göstermeyeceğiz. Türkiye, bir hukuk devletidir. Dikkat ederseniz, darbe girişimi sürecinde dahi hukuktan en küçük bir taviz vermedik. Attığımız her adım, aldığımız her karar, hayata geçirdiğimiz her uygulama Anayasaya, kanunlara uygundur” ifadelerini kullandı.
İDAM CEZASI TALEBİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Milli Güvenlik Kurulu, Bakanlar Kurulu, Bakanlıklar ve tüm devlet kurumları ile çalışmaların hukuk sınırları içinde yürütüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan olağanüstü dönemden kaynaklanan eksik ve hataların olması durumunda, onlar için de hukuk yolunun açık olduğunu ve açık kalmaya devam edeceğini sözlerine ekledi ve “Milletimizin 15 Temmuz gecesi sergilediği birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, kardeşliğe uygun şekilde, hedeflerimizi sürekli büyüterek, adımlarımızı sıklaştırarak yolumuza devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunanlar için meydanlarda herkesin idam cezası istediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokratik parlamenter bir sistemle yönetilen bir demokrasi ve bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, “Öyleyse burada Hükümetin yapacağı bir şey var, nedir? Bunun yolu, bu talebi alır Parlamentoya taşır ve Parlamento bunu tartışır, bu yolda verilen karara da herkes uyar” sözlerini kullandı.
Türkiye’ye kimsenin ‘niye bu adımı attın’ deme hakkına sahip olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, idam cezasının dünyanın büyük bir çoğunluğunda uygulandığını, Türkiye’de de bu cezanın müzakere edilip tartışılacağını ve ona göre adım atılacağını söyledi.
“TERÖRİSTLERİNİ ÜZERİMİZE SALANLAR KENDİLERİNİ DEV AYNASINDA GÖREBİLİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sadece Fethullahçı terör örgütüyle değil, diğer terör örgütleriyle ve onların arkalarındaki güçlerle olan mücadelemizi daha güçlü, daha etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Ülkemizde oynanmak istenen oyunu bir kez daha bozduk. Bundan sonra inşallah Suriye’de oynanan oyunu da bozacağız, Irak’ta oynanan oyunu da bozacağız, Libya’da oynanan oyunu da bozacağız. Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da, dünyanın her yerinde mazlumların ve mağdurların acısı, gözyaşı, kaybetmesi pahasına oynanan oyunları bozacağız. Kardeşlerim, bunların hiçbiri ülkemizde yaşananlardan bağımsız değildir, hepsi aynı senaryonun farklı sahnelerinden ibarettir. İşte 15 Temmuz gecesi sadece Ankara’da, İstanbul’da değil, dünyanın farklı bölgelerindeki pek çok şehirde yüz milyonlarca insanın kalbi bizim için atıyordu, Türkiye için atıyordu. Elleri bizim için semaya kalkıyordu, aman Yarabbi o ne güzellikti. Bu millet dünyada farklı bir yere oturdu, her yerden size selamlar var, dualar var. Bu insanlar Türkiye’deki mücadelenin 79 milyonla birlikte kendi istiklal ve istikbal mücadeleleri olduğunu biliyorlar. Ülkemize husumet besleyenler, teröristlerini üzerimize salanlar kendilerini dev aynasında görebilirler. Ama bu milletin arkasında çok daha büyük bir güç, çok daha büyük bir destek var; o da mazlumların duasıdır.”
“MİLLETİMİZİN HAYAT HAKKINDAN ENDİŞE DUYMAYAN HİÇBİR ÜLKE BİZİM DOSTUMUZ DEĞİLDİR”
İstiklal Marşı’ndan dizeler okuyarak, “Biz, Hakk’ın vadettiği günlerin yakın olduğuna inanıyoruz ve bu şekilde dimdik yolumuza devam ediyoruz” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Batı ülkelerinin yöneticilerinin tepkilerine de değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konu ile ilgili şu değerlendirmelere yer verdi: “15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında dünyada aslında zaten bildiğimiz, ama bu derece açık olarak ifade edilebileceğine ihtimal vermediğimiz pek çok tavra şahit olduk. Dostlarımızın samimi desteğini bir kenara koyarak söylüyorum; pek çok devletin, pek çok devlet yetkilisinin ülkemizdeki darbe girişimi karşısındaki tavrı, demokrasi adına bir utanç belgesidir. Vatandaşlarımızın asker elbisesi giymiş teröristlerin tanklarının paletleri altında ezilmesi, silahlarıyla vurulması, helikopterleriyle taranması, uçaklarıyla bombalanması maalesef bunların dikkatini çekmedi. Buna karşılık darbecilerle çok yakından alakadar oldular. Darbe girişimine karşı aldığımız olağanüstü hal kararı onları birden çok endişelendirdi. Benzer kararlar Amerika’da yok mu, Fransa’da yok mu, Almanya’da yok mu? Birçok yerde var, benzer şeyler var, ama hiçbirisinde bizim gibi yaşanan bir darbe girişimi yok. Alçakça katledilen 237 vatandaşımıza başsağlığı, yaralanan 2191 insanımıza şifa dilemeyenler, darbecilerin kötü muamele görme ihtimali karşısında adeta teyakkuza geçmişler. Açık konuşuyorum; darbecilerin akıbetlerinden endişe ettikleri kadar Türkiye’nin demokrasisinden, milletimizin hayat hakkından, geleceğinden endişe duymayan hiçbir ülke, hiçbir ülke lideri bizim dostumuz değildir, bunu böyle bilsinler. Bu ülkelerle diplomatik ilişkilerimiz mutlaka devam edecektir, ama onların kalbimizde yeri asla yoktur ve farklıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da yaşanan olayın, terör saldırısı ve darbe girişimi boyutlarının yanında bir işgal hamlesi olduğunu bildiklerini ifade ederek, “O meşum günden beri uluslararası medyayı takip edenler Türkiye’nin terör, darbe ve işgal girişimleri karşısındaki sağlam duruşunu hazmedemeyenlerin hezeyanlarına, ikiyüzlülüklerine ilişkin sayısız örnek göreceklerdir” sözlerine yer verdi.
“DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEMLERDEN BAHSEDENLER ÖNCE GELSİNLER DE BİZİM PARLAMENTO BİNAMIZI BİR GEZSİNLER”
“İsterdim ki demokrasiden, demokratik parlamenter sistemlerden bahsedenler önce gelsinler de bizim parlamento binamızı bir gezsinler. Zerre kadar demokrasi inançları varsa gelsin burayı bir görsünler, ama gelmediler” tespitlerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunların içinde darbe girişiminde bulunanları önce niçin şahsımı öldürmedikleri için eleştirecek, onlara akıldanelik yapacak kadar niyetlerini açık edenler de oldu, açık açık söylediler; yanlış yaptınız, önce Erdoğan’ı öldürmeliydiniz dediler, bu kadar ileri gidenler de oldu. Ya bizim derdimiz zaten o değil ki, biz kefenimizi giyerek yola çıktık zaten, bizim bu noktada herhangi bir gailemiz yok. Az önce de söyledim, şehitlerimizi kıskanıyorum dedim, çünkü o makam herkese layık olmaz, herkese nasip olmaz. Onun için özellikle Batılı ülke liderlerinin yaşadıklarımız için üzüntülerini belirtmekten ziyade, bundan sonraki süreç için endişelerini ifade etmeleri gerçekten ibret vericidir. Türkiye’nin yaşadığı tehlikeyle mukayese edilemeyecek tehditler karşısında olağanüstü önlemler alanlara tam destek verenler, darbe girişimine rağmen ülkemizi eleştirerek samimiyetsizliklerini ortaya koyuyorlar. İşte Avusturya, işte Almanya; oralarda miting yapmak isteyen, yürüyüş yapmak isteyen bizim vatandaşlarımıza müsaade etmiyorlar. Evlerde Türk bayrağı asmalarını yasaklayacak kadar… Bunlar bu şekilde demokratlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablo karşısında şaşırmadıklarını; ancak üzüldüklerini ekleyerek, “İnsanız, her şeye rağmen birazcık hakkaniyet, birazcık empati beklemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. 15 Temmuz’da gördük ki kimseden ne hakkaniyet, ne yardım, ne de destek, ne anlayış bekleyemeyiz” şeklinde konuştu.
“KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESMEMİZ LAZIM”
Türkiye’nin ne yapacaksa kendisinin yapacağını, bu yüzden uzun süredir ‘yerlilik ve millilik’ vurgusu yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için ‘kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz lazım’ diyorum. Sanayide, ticarette, ihracatta, savunma sanayinde, yüksek teknolojide, tarımda, hayvancılıkta velhasıl her alanda dışarıdan alan, dışarıya bağımlı olan değil dışarıya veren durumuna gelmek mecburiyetindeyiz. Son 1 yıldır bölücü terör örgütüyle yürüttüğümüz mücadelede bu gerçeğin sayısız örneğine şahit olduk. Şayet ekonomide ve savunma sanayinde belli bir düzeye gelmemiş olsaydık, inanın bana ne terör örgütünün eylemlerinin, ne de bu darbe girişiminin altından kalkabilirdik” yorumunda bulundu.
Türkiye’ye yönelik saldırıların böylesine pervasız hale gelmesinin; büyüyen, güçlenen, kendi kendine yeten Türkiye’den duyulan rahatsızlıklardan kaynaklandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda ideal bir seviyede olmayabiliriz, ama en azından kritik dönemlerde kendi ayaklarımızın üstünde durabilecek güce sahibiz. Her fırsatta ne diyoruz? 2023, bu hedefe ulaşacağız. Buna niye dikkat çekiyoruz? O seviyeyi ülkemizin geleceği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, Allah’ın izni ve yardımıyla 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Böylece yeni nesillere, biz görmeyeceğiz, ama torunlarımız inşallah görecek, 2053 ve 2071 vizyonunu hayata geçirebilmeler için gereken zemini hazırlamış olacağız” açıklamasını yaptı.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ YANINIZDADIR”
Konuşmasının son bölümünde, Arif Nihat Asya’nın “Biz kısık sesleriz / Minareleri sen ezansız bırakma Allahım!” dizeleriyle başlayan Dua isimli şiirini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanlarına sahip çıkan, bu ülkeyi Müslümansız bırakmamak için canlarını ortaya koyan, er meydanının pehlivansız olmadığını gösteren kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Gazilerimize tekrar Rabbimden şifalar diliyorum” temennisinde bulundu.
Açılan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nin Cumhurbaşkanlığı’na, ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, “Şehit yavrularının gözlerinden öpüyorum, eşlerine saygılarımı sunuyorum, annelerine-babalarına saygılarımı sunuyorum. Ve bilesiniz ki bir büyüğünüz, ağabeyiniz olarak gençler için bir babalık, eşimle birlikte bir annelik sorumluluğu içerisinde her zaman bu konuda yanınızdayız ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de yanınızdadır, bunu da hiçbir zaman unutmamanızı diliyorum. Sizleri Allah’a emanet ediyorum” sözleriyle tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, 15 Temmuz şehitleri için salaların verilip Kur’an-ı Kerim tilavet edilen ve gecenin anlamına uygun ilahi ve kasidelerin icra edildiği program, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in yaptığı dua ile sona erdi.
Konuşmaları İngilizce, Arapça ve Rusça olarak simültane tercümesi yapılan program, televizyonların yanı sıra 81 il ve ilçeler ile yurtdışındaki bazı şehirlerde, meydanlarda ‘demokrasi nöbeti’ tutan vatandaşlar tarafından, kurulan dev ekranlardan canlı olarak izlendi.