Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, video konferans yöntemiyle Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) danışma kurulu toplantısına katıldı.
Pandemiden önce, tarım sektörünün nabzını tutmak, her konuda paydaşların fikirlerini almak amacıyla 70 ilde 200’ün üzerinde toplantı yaptığını belirten Pakdemirli, ayrıca “Söz Sizde” buluşmaları adıyla gerçekleştirmeye başladıkları toplantılarda da üreticileri, yetiştiricileri, çiftçileri, ormancıları bizzat dinleme fırsatı bulduğunu ve varsa sorunları yolun başındayken çözme gayreti içinde olduklarını ifade etti. Bu kapsamda video konferans aracılığıyla Antalya, Konya, Samsun ve İzmir illerindeki üreticilerle ve sektör paydaşlarıyla bir araya geldiklerini anlatan Pakdemirli, gelecek hafta ise Türkiye’nin kırmızı et deposu konumunda olan Erzurumlu çiftçilerle ve üreticilerle görüşeceğini söyledi.
Bakan Pakdemirli, çiftçilerden beklentilerinin, daha fazla üretmeleri ve üretmekten korkmamaları gerektiğini belirterek, “Kimsenin ürünü tarlada, hayvanı elinde kalmayacak. Gerekirse devlet olarak biz alacağız” dedi. Salgınla baş edebilmenin şu anki tek yolunun evde kalmak ve sağlıklı gıdalarla bağışıklık sistemini güçlendirmekten geçtiğini anlatan Pakdemirli, “Hamdolsun ki; salgın süreci dünyada hiç gündeme gelmeden önce de gıda arz güvenliği noktasında çok iyi durumdaydık. Şu an itibariyle de gıda tedarikimiz yeterli düzeydedir. Yine de tedbiri asla elden bırakmıyoruz. Üretimin planlı ve sürdürülebilir bir biçimde artması için gayretle çalışıyoruz. Bunun için; öncelikle, mevsimlik işçi konusunda il/ilçe pandemi kurullarıyla birlikte bir yol haritası ve uygulama yöntemi belirledik. İkinci olarak da hazineye ait tarıma elverişli atıl arazileri, çiftçilerimize bedelsiz olarak tahsis ederek, üretime kazandırma çalışmalarımıza başladık” diye konuştu.
“48 MİLYAR DOLARLIK TARIMSAL HASILA İLE AVRUPA’DA LİDER KONUMDAYIZ”
Son 18 yılda uygulanan politikalar ve verilen destekler sayesinde Türkiye’de güçlü bir tarım ve orman altyapısı oluşturduklarını kaydeden Pakdemirli, bu dönemde; üreticilere 308 milyar liralık tarımsal destek sağladıklarını, 565 baraj inşa ettiklerini, 6,6 milyon hektar araziyi sulamaya açtıklarını ve tarımsal hasılayı yüzde 645 artışla 275 milyar liraya ulaştırdıklarını söyledi. Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin tarımda 18 milyar dolarlık ihracat ve 5,3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiğini belirterek, “Ülkemiz; tarımsal gayri safi milli hasılası açısından Hollanda, İspanya Fransa gibi tüm Avrupa ülkelerini geride bırakarak, 48 milyar dolarlık tarımsal GSYH ile Avrupa’da lider konumuna gelmiştir” dedi.
“HASATTAN ÖNCE FİYATLARI AÇIKLAYACAĞIZ”
2020 yılında ödemeyi planladıkları 22 milyar liralık tarımsal destek miktarının 12,4 miyar liralık kısmını yılın ilk çeyreğinde çiftçilerin hesaplarına yatırdıklarına işaret eden Pakdemirli, “Ayrıca, geçen yıl açıkladığımız fiyatlarla, çiftçimizin yanında olduğumuzu da ispat ettik. Artan maliyetler karşısında bu yılı da, doyurucu fiyat politikası ile telafi edeceğiz. Hasat zamanından önce fiyatları açıklayacağız. Hububat alım fiyatları mayıs ayının ilk haftasında açıklanacak. Kimse merak etmesin. Sayın Cumhurbaşkanımızın da daha önce müjdelediği gibi çiftçilerimizin Mayıs ve Haziran aylarında vadesi gelecek Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan Hazine destekli kredi geri ödemelerini de faizsiz olarak, 6 ay erteliyoruz” diye konuştu.
“SIĞIRDA KARKAS VERİMİ YÜZDE 60 ARTTI”
Türkiye’nin hayvancılık varlığının 2002 yılına göre büyükbaşta 9,9 milyondan 17,9 milyon başa, küçükbaşta ise 31,9 milyondan 48,5 milyon başa ulaştığını kaydeden Pakdemirli, “Bu süreçte süt üretimimiz 8,4 milyon tondan 23 milyona, kırmızı et üretimimiz 420 bin tondan 1 milyon 201 bin tona yükseldi. Küçükbaş varlığı bakımından 48,5 milyon başla Avrupa’da birinci, büyükbaşta ise 17,9 milyonla ikinci, süt üretiminde de üçüncü sırada yer alıyoruz” ifadelerini kullandı. Pakdemirli, hayvancılık alanında yürüttükleri ıslah projeleriyle yüksek verimli kültür ırkı sığır sayısının yüzde 360 artışla 8,5 milyon başa, ortalama süt veriminin yüzde 85 artışla 3.158 kilograma, sığır ortalama karkas et veriminin de yüzde 60 artışla 296 kilograma yükselttiklerini bildirdi.
“22 İLİMİZİ YETİŞTİRİCİLİK BÖLGESİ İLAN EDECEĞİZ”
Hayvancılıkla ilgili hedeflerini de açıklayan Pakdemirli, şöyle konuştu:
“Büyükbaşta hayvansal üretimde iklimsel avantaja sahip ve bir sezonda 2, hatta 3 ürün alınan illerimizde holştein ırkı ile ülkemizin süt ihtiyacını gidereceğiz. Bu illerimizde, bir taraftan küçük aile işletmelerimizi koruyup desteklerken, diğer taraftan entegre hayvancılık işletmelerimizin sayılarının artırılmasını temin ediyoruz. Hububat tarımının daha çok yapıldığı ve sulama imkânının kısmen daha az olduğu illerde kombine verimli hayvan ırklarını geliştirirken, diğer yandan verimli kırmızı et üretimini sağlıyor olacağız. Mera alanların yoğun olduğu illerde ise daha fazla buzağı daha fazla besilik materyali elde etmek amacıyla 22 ilimizi yetiştiricilik bölgesi ilan edeceğiz. Kendi ürettiğimiz yem hammaddeleri ile optimum faydayı sağlamak için Ziraat Bankası kredilerinde bu ihtisaslaşmayı sağlayacak yönlendirmeye geçtik. Buzağı ölümlerinin azaltılması çalışmaları ve döl verim kayıplarının azaltılmasına yönelik çalışmalarımız da sonuçlarını vermeye başladı. Geçtiğimiz yıl mevcut damızlıklarımızdan 300 bin ilave buzağı aldık. Bu çalışmalarımıza, gelişmiş ülkelerdeki seviyelere ulaşana kadar devam edeceğiz. Yine buzağı desteklemelerimizde de verimliliği önceleyen modeli uygulamaya koyduk. Islah çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Hayvanlarımızın genetik kapasitesini tespite yönelik yaptığımız çalışmalar bu yıl tamamlanmış olacak. Artık üreticilerimiz hayvanının verimliliğini belirlemek için uzun bir süre beklememiş olacak. Ayrıca sütte kaliteyi artırmayı hedefleyen mevzuat düzenlememizi de yaparak, yağ ve protein değerleri açısından kaliteli sütü ayrı fiyatlamaya başlıyoruz. Küçükbaşta ise; hayvan varlığını artırmaya yönelik çalışmalara yoğunlaştık. Uygulamaya koyduğumuz yeni projelerle ilk etapta, 46 milyon olan küçükbaş hayvan varlığımızı 48,5 milyon başa çıkardık. 2020 yılında 56 milyon küçükbaş hayvan varlığına ulaşmayı planlıyoruz. Hedefimiz küçükbaşta kırmızı et üretiminin payını, ilk etapta yüzde 20 seviyelerine çıkarmaktır.”