Bir teslimiyet…
Bir bıkkınlık…
Bir bitkinlik ifade eden berrak bir resim…
Eskiden bu nevi olaylara karşı vatandaşta oluşan nefret hissi yok olmuş adeta…
Ne olacaksa olsun der gibi…
Görüntünün bize çağrışımları ilk etapta bunlardı…
Daha detaya indiğinizde göreceğiniz manzara ise şudur:
Teröristlere devlet bu denli müsamaha gösteriyorsa…
Devlet bile bunlardan korkuyor, bunlardan çekiniyorsa…
Vardır bir bildikleri…
Biz ne yapabiliriz!
Baksanıza, bir dönem PKK ile mücadele ettiği söylenen rütbeliler kodese tıkılmışlar…
Askeri birimlerde at, it kemikleri arasından terörist kemikleri aranıyor…
Adeta kutsallık izafe edilerek bu aramalar yapılıyor.
Devlet büyüklerimiz açılım dediklerine göre vardır bir sebebi…
Bize ne?
Ölen ölür kalan sağlar da sırası gelince ölür…
Bize düşen ise beklemek olur!
Baksanıza, İçişleri Bakanımız ne buyuruyor…
“Demokrasi teröre feda edilemez…”
Varsın olsun Onun oğlu uşağı askere gitmemiş olsun…
Varsın Onun tuzu kuru olsun…
Varsın ölenler bizim gibi garibanların içinden olsun…
Onlar bizden iyi bilir iyi düşünürler…
O halde…
Bize ne?
Sükut edelim…
Nümayiş, kınama yok artık..
Hatta bu mevzuyu aramızda bile konuşmayalım…
Ne bileyim yani ortam mortam dinlenir de…
Başımıza iş açılır…
Erzurumlu işi kavramış.
En iyisi teslim olmak…
Büyüklerimiz teslim olmuşsa…
Devlet teröriste özel karşılama yapıyorsa…
Bizim gibi asgari ücrete talipli, şu vatan toprağında dikili tek taşı olmayan bize ne oluyor ki…
Yok yok…En iyisi araziye uymak…
Genel Kurmay bile…
“Sin külahın kimse görmesin” modunda…
Öyle ise…
Terörü telin için sokaklara çıkan 100 cıvarında uykulumuz kalmış diyebiliriz…
Onlar henüz olanı biteni hakkıyla okuyamamışlarımız…
Mahmur mahmur Cumhuriyet caddesinde “şehitler ölmez vatan bölünmez” naralarıyla uyanmaya çalışıyorlar…
Biz ise bekliyoruz…
Ellerini yüzlerini tez elden yıkasalar da, “günaydın beyler” desek diyoruz..
Günaydın…
Habur da, mahmur da sabah çoktan oldu beyler çoktan!
BİZİM KÖYÜN DELİSİ YAZDI…