Suriye coğrafyasında barış ve istikrar ortamının oluşturulması, insani ve evrensel bir görevdir” dedi.
Suriye’nin kümülatif anlamda, içerisinde birçok dini, dili, mezhebi ve kültürü barındıran, zengin bir demografik mozaiği olan sosyolojik yapılar bütünlüğü olduğunu kaydeden Alınak, “Çok uzun yıllardır Suriye’de var olan mevcut sosyolojik ve etnik dinamikler arasında sürdürülen çatışmaların tümü ne yazık ki dış etmenlerin siyasi ve askeri hükümranlık ve yaptırımlarıyla günümüzde güncelliğini halen devam ettirmektedir. Günümüz Suriye denklemine bakıldığında, Doğu ve Batı blokları arasında geçmişi çok eskilere dayanan ve küresel güçler için çok büyük değerler anlamına gelen başta Suriye’nin yer altı enerji kaynakları ve bunun paralelinde Suriye’nin Orta Doğuda ki jeopolitik ve jeostratejik konumudur. Suriye’nin konjonktürel yapısında cereyan eden paradoksal olguların temeli başta küresel güçlerin ve diğer devletlerin bölgede yerel unsurlarla siyasi angajmanlar ve askeri operasyonlarla bölgesel anlamda alan kapma yarışıdır.” diye konuştu.
“Bir sanatçı ve barış aktivisti olarak temennim Suriye’de var olan siyasi ve askeri handikaplarla dolu olan mevcut kaotik arena ortamının Cenevre mutabakatı ışığında, evrensel demokratik değerler çerçevesinde yeniden şekillendirilmesi ve çözüme ulaştırılmasıdır” diyen Alınak, Suriye barışı için geçmiş yıllarda Birleşmiş Milletler gözetiminde düzenlenen ve Cenevre konvansiyonuna destek amacıyla başlatılan Astana görüşmelerine değindi.
Heykeltıraş Murat Alınak, mevcut mutabakat girişimlerinde şimdiye kadar ne yazık ki taraflar arasında anlaşmazlıklar neticesinde nihai ortak bir barış mutabakatına varılmadığını vurguladı.
Suriye de savaşlar nedeniyle şimdiye kadar onlarca kentin yerle bir edildiği, yüz binlerce sivilin hayatını kaybettiğini, yüz binlercesinin sakat kaldığı, milyonlarcasının mülteci konumuna düştüğünü dile getiren Murat Alınak, Suriye ve Ortadoğu barışı için ortak bir konsensüsün oluşturulması için başta ABD, Rusya, Suriye yönetimi, muhalif guruplar ve diğer komşu garantör ülkelerin delegasyonlarına Suriye’nin barışı için insani anlamda, kutsal anlamda büyük görevler düştüğünü dile getirerek, başta Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, ülkede insan hak ve özgürlüklerine dayalı, barışçıl ve demokratik bir otorite yapısının kurulmasının şart olduğunu dile getirdi.