Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
Erzurumspor haftanın takımı
Erzurumspor haftanın takımı
Gazze'de can kaybı 43 bin 163'e yükseldi
Gazze'de can kaybı 43 bin 163'e yükseldi
Altın rekor tazelemeye devam ediyor
Altın rekor tazelemeye devam ediyor
Erdoğan’dan ‘insanlığın tükenişi’ vurgusu
Erdoğan’dan ‘insanlığın tükenişi’ vurgusu
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
HABERLER>GÜNDEM
25 Nisan 2017 Salı - 11:30

Şok eden iddia: "FETÖ cinsel istismarcı"

Eğilmez, FETÖ lideri Fetullah Gülen’in 6 yaşında başladığı ilkokulu 17 yaşında dışarıdan tamamladığını, dış istihbarat servisleri tarafından yetiştirildiğini ifade etti.

Şok eden iddia:  FETÖ cinsel istismarcı

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, FETÖ lideri Fetullah Gülen’in 6 yaşında başladığı ilkokulu 17 yaşında dışarıdan tamamladığını, dış istihbarat servisleri tarafından yetiştirildiğini ifade ederek, "Bölücü başı Gülen, Kırklareli’den çocuk istismarı iddiaları ve gazetecinin öldürülmesi üzerine kaçmak zorunda kaldı" dedi.
Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salonda konferans veren Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, FETÖ lideri Gülen’le ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Eğilmez, Gülen’in dış istihbarat örgütleri tarafından yıllar önce yetiştirilmeye başlandığını ifade ederek, "Resmi kayıtlara göre 27 Nisan 1941 tarihinde doğan Fetullah Gülen, kendisini kasıtlı olarak Mutafa Kemal’in öldüğü tarihte doğduğunu iddia eder. Bunun sebebi FETÖ Atatürk’ü deccal olarak kabul edip, onun öldüğü gün Mehdi olarak gördükleri Gülen’in doğduğuna inanırlar. Gülen’in dedesi bir Ermeni kaçağıdır. O dönemlerde Bitlis, Ermeni çetelerinin yuvalanmaya başladığı, Osmanlı’ya karşı isyan hareketlerinin temellerinin atıldığı bir bölgeydi. Hal böyleyken, Ahlat’ta yaşayan bir ailenin sürgün edilmesinin en başta gelecek nedeni, Osmanlı yönetimine karşı Ermeni çetelerle işbirliği yaparak isyana iştirak veya Fetullah’ın anlattığı gibi cinayet olabilirdi. Ancak cinayet gibi gözardı edilemeyecek bir suçun da o dönemlerde sürgün gibi kıyaslanamayacak düzeyde bir cezaya maruz bırakılması da pek mümkün olamazdı. Konuya buradan bakıldığında, Fetullah’ın dedesinin cinayetten dolayı sürgün edilmediğini düşünmek de pek yanlış olmayacaktır. Pasaport başvurusunda da anne adını Rabin olarak beyan etmiştir. Bu isim Yahudi kökenli bir isimdir. Eldeki verilere bakılacak olursa Gülen’in baba tarafı Ermeni anne tarafı da Yahudilerden geliyordu. Örgüt üyeleri, elebaşının Seyyid, Nene Hatun veya Mehmed Şükrü Paşa’nın soyundan geldiği gibi tutarsız iddialar içirişindedir. Yaptığımız çalışmalarda bu iddialarının tamamen mesnetsiz olduğu ispat edilmiştir" dedi.

"Bölücü başı Gülen, Kırklareli’den çocuk istismarı iddiaları ve gazetecinin öldürülmesi üzerine kaçmak zorunda kaldı"
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, bölücü başı Gülen’in, Kırklareli’den çocuk istismarı iddiaları ve gazetecinin öldürülmesi üzerine kaçmak zorunda kaldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Gülen’in Kırklareli günleri hakkında çok önemli iddialar vardır. Gülen bu dönemde yaşı küçük erkek çocuklarını taciz ettiğine dair, güçlü suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Bununla bağlantılı olarak, mevcut suçlamaları belgeleriyle kanıtlayacağını belirten Kırklareli yerel gazetecilerinden emekli öğretmen Haydar Meriç’in öldürülmesi olayına karıştığı iddiaları da mutlaka dikkate alınması gereken söylemlerdir. Bu iddia kısa sürede tüm Kırklareli’ne yayılınca kendisine karşı ciddi bir tepki oluşmaya başlar. Gittikçe büyüyen tepkiler sonucunda Gülen çareyi Kırklareli dışına çıkmakta bulur ve aceleyle Ankara gelir."

"Ermeniler üzerinden Batı’ya mesaj"
Savaş Eğilmez, Gülen’in daha Ermenilerin sözde soykırım iddiaları dünya gündemine gelmeden yaklaşık 10 yıl önce soykırımı kabul edip, Ermeni Patriğe mektup yazarak üzüntülerini bildirdiğini kaydederek, mektupta yazılanları şöyle açıkladı:
"Kırklareli 6 Mayıs 1965. Aziz ve Muhterem Patrik Şinork Kalustyan, esasen bütün milletler ve insanlar kardeştirler. Çünkü hepimizin Büyük Anası Hz. Havva dedesi Hz. Ademdir. Bütün dinler, bilhassa semavi dinler insanlara daima iyilik hoşgörülük tavsiye etmektedir. Musevilik, Hıristiyanlık dinlerinin esasları birbirine çok benzemektedir. Semavi dinleri bize tebliğ eden Peygamber dediğimiz büyük insanların müşterek dedeleri Hz. İbrahim’dir. Binaenaleyh insanların din ve milliyet ayrılığından bahsederek birbirleri aleyhine düşmanca hareket etmeleri yersizdir. İnsanlara daima müsamaha ve iyilik emreden büyük insan büyük Peygamber Hz. İsa bir mümessili sıfatıyla bu makamda bulunmanız bana ve Müslüman alemine onur vermektedir. Çocukluk ve meslek hayatımda tanıdığım birçok Ermeni aile ve şahsiyet vardır. 1915 yılında Ermenilere yapılan büyük soykırımını lanetle yad etmekten geçemeyeceğim. Öldürülen, katledilen insanların içerisinde ne kadar büyük insanların bulunduğunu derin bir hassasiyetle okuyor, onları saygıyla anıyorum. Büyük Peygamberinizin Hz. İsa‘nın çocuklarının Müslüman geçinen cahil insanlar tarafından katledilmesini esefle kınıyorum. Bu vesile ile zatı alinize sonsuz teşekkürlerimi sunar bu toprakların değerli çocukları olan Ermeni yurttaşlarımızı Rum vatandaşlarımızı aziz Türk kardeşleri ile daima huzur ve saadet içinde yaşamalarını ulu tanrıdan niyaz ederim. Kırklareli vaizi Fetullah Gülen."

"Dayakçı Gülen"
Eğilmez, Gülen’in Kestanepazarı Kur’an Kursu’ndaki talebelerine karşı aşırı baskı uyguladığını belirterek, "Balta sapına benzer özel yapılmış sopalar ve hortumlar kullanarak öğrencilerini dövmüştür. Öğrencilerine kızdığı anlarda cinnet geçiren Gülen, çocukları bayılana veya kemikleri kırılana kadar döver, bu esnada kendisi de bilincini kaybedermiş. Özellikle çok yakınında olan Cevdet Türkyolu’nu falakaya yatırdığı ve yüzünü kızartacak kadar her gün tokatladığı, Barbaros Kocakurt’un kolunu kırdığı, daha sonra FETÖ’den ayrılan ve örgütün önde gelen isimlerden Latif Erdoğan, Hüseyin Gülerce ve Nurettin Veren tarafından medyada sık sık dile getirilmiştir" şeklinde konuştu.

Gülen’in ruh hali
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, şu bilgilere yer verdi:
"Gülen, ruhlar dünyasıyla iletişime geçen medyumlara güveniyor. Telestezi ve radyesteziyi bilim olarak görüyor. Gülen, rüyaların gaipten haber verdiğine inanıyor ve bu konuda kendi deneyimlerinden söz ediyor; Said-i Nursi'nin de 'seçilmiş kişi' olduğunu bir rüya sonucu öğrenmişti. Gülen, psikokineziyi düşüncelerinin en büyük delillerinden biri olarak görüyor. Tescilli şarlatan, çatal-bıçak bükücüsü Uri Geller’i şahit gösteriyor. Gülen, paranoya ve şizofreni rahatsızlığının nedenin habis ruhlar ve cinler olduğuna inanıyor. Gülen, cinlerin birçok iş alanında istihdam edilebileceğini belirtiyor. Örneğin istihbaratta cinler kullanılabilirmiş. Cinleri etkin kullanmanın yolunu bulan devlet, geleceğin süper devleti olacakmış. Gülen, romantizm akımını cinlerin başlattığına inanıyor. Gülen, muskaların koruyucu ve iyileştirici gücüne inanıyor. Hatta psikolojik bir sorunu olan teyzesi bu yolla iyileşmişti. Gülen, kişinin fotoğrafına bakarak her türlü hastalığının iyileştirileceğine inanıyor. Gülen, ermiş kişilerin burunları ile duyabildiklerini; topukları ile koklayabildiklerini, parmakları ile görebildiklerini iddia ediyor. Gülen, bir kişi aynı anda yirmi ayrı yerde gözüktüğünü söylüyor. Said-i Nursi cezaevinde yatarken aynı anda camide namaz kılarmış. Gülen, büyüye inanıyor. El ve yüz falı gerçeği gösterirmiş. Gülen, yogilere büyük değer biçiyor; 'bunlar çok rahatlıkla bir treni durdurur, ellerinin bir işaretiyle kendilerinden çok uzakta olan bir insanı yatırır-kaldırır, havada uçurur ve daha nice harikulade haller gösterir' imiş. Gülen, proletaryadan/sosyalizmden bahsetmenin şeytan işi olduğuna inanıyor. Bu şekilde bir sapkınlığı olan Fetullah Gülen’in, Kur’an-ı Kerim’e olan saygısını da incelemek gerekir. Şahitlerin anlatımına göre Gülen, Kur’an-ı Kerim’i yanlışlıklar içermekle itham etmekten ve hatta yere fırlatmaktan çekinmiyordu. Fetullah Gülen ona, 'Allah ile konuştuğunu' söyledikten sonra Cenab-ı Allah, Fetullah Gülen’e demiş ki, 'Kainatı Hazreti Muhammed için yarattım, senin için de devam ettiriyorum.' İşte bu safsataları Fetullah Gülen’den duyan hainler, onun izni ve onayı ile gezip sohbet ettikleri yerlerde bunları anlatıyorlardı. Fetullah Gülen’in bu ifadeleri, anılan örgütün cemaat, camia veya hizmet hareketi söyleminin çok ötesinde dini ve kutsalları ne derece istismar ettiğinin de bir delilidir. Gülen’in akıl sağlığının yerinde olmadığı açıkça bilinen bir husus. 3 Mart 1981’de Eyüp Hükümet Tabipliğine gittiğinde, reaktif anksiyete hali teşhisiyle 20 gün istirahat ve aralarında Nobraskin’in de olduğu psikiyatrik ilaçlar verilmiştir. Gülen’in gençlik dönemlerinden beri her gün Diyazem adlı psikiyatrik ilacı kullandığı da biliniyor."

"Örgüt üyeleri sınıflara ayrılmış"
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, FETÖ’nün örgüt üyelerini sınıflara ayırdığını kaydederek, "15 Temmuz sonrasında gözaltına alınan ve tutuklanan örgüt mensuplarından bazılarının ifadeleri, 'Cemaatte üniversite ve yüksekokul diye adlandırılan kısımda gruplar B4, B5, A4 ve A5 olarak adlandırılırdı. B4, ara sıra sohbete gelen, hizmete köklü bağlı bulunmayan kişilerdir. Bu kişiler himmet vermezler, sigara içme ve namaz kaçırma gibi kusurları olan kişilerdir. B5 de B4 gibi sohbete ara sıra gelenler ve bunların kötü alışkanlıkları olmayan kişilerdir. A4, hizmete bağlı himmet verir ama okey oynayan ve sigaraları olan kişilerdir. A5, hizmete tam bağlı, himmet verir ve hiçbir kötü alışkanlığı olmayan kişilerdir.' 'Mahrem Abiler' yapılanmasına ilişkin oldukça ilginç hususlar içerdi." diye konuştu.

Yeşil Kuşak Projesi
Eğilmez, 1980’li yılların hemen öncesinde yaşanan değişimlerin, NATO-ABD kaynaklı Yeşil Kuşak projesini gündeme getirdiğini kaydederek şöyle konuştu:
"Projenin esası, Sovyetler Birliği’nin, güney ve güneybatı sınırlarının ılımlı İslam yönetimindeki devletlerle çevrelenmesidir. NATO ve ABD’nin yeşil kuşak politikasında, Türkiye’de, siyaseten etken olacak, Batıya muti, Hıristiyanlığa sıcak bakan ve küresel güçlerin nüfuz alanını, Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile boşta kalan etki sahalarına taşıyacak bir yapılanmaya ihtiyaç duyulmuştu. Bu yapı, 250 milyonluk nüfusa, 10 milyon kilometrekarelik Türk dünyasına ve tabi ki ABD bütçesinin 10 katı tutarındaki doğal enerji kaynaklarına sahip Türk coğrafyasına hitap etmeliydi. Kısacası, Türk ve Müslüman kimliği taşımalıydı. Bu kişi de yıllardır hazırlanan ve büyütülen Fetullah Gülen’di."

 
Sezer güven tazeledi
 
Sahipsiz Hayvanların Rehabilitasyonu Protokolü
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bölge Üniversiteleri Rektörleri Mardin’de Bir Araya Geldi
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan üniversitelerin genel durum ...
Milletvekili Aydemir, Sanatçı Erkal’ı ziyaret etti
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Erzurum tefekkürü sevgi ...
KUDAKA 2017 Teknik Destek Programı başladı
KUDAKA 2017 Teknik Destek Programı başladı
 
Fethi Gemuhluoğlu Bilgi Evi hizmete girdi
İdaresi’nin desteklediği Yeşilyurt Belediyesi’ne ait Fethi Gemuhluoğlu ...
Mimarların gündeminde Erzurum var
Erzurum, Erzincan ve Bayburt’un kalkınmasına yönelik bir adım da Mimarlık ...
Müftü Sula’dan, Rektör Çomaklı’ya 'Kutlu Doğum' Ziyareti
Erzurum Müftüsü Hasan Hüsnü Sula,14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanan ...
 
DAİB Akademi devlet desteklerini paylaştı
Erzurum’da Eximbank kredileri ve ihracatçıya yönelik finans ve devlet destekleri tanıtıldı
Azizoğlu: “Turizm haftası kutlu olsun”
Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, turizm haftası dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı.
En fazla katılım Köprüköy'den
Erzurum’da 16 nisan referandumuna en fazla katılım oranı yüzde 91.7 ile ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri