Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, PKK terör örgütünün 37 yılda 5 bin 706 sivili katlettiğini söyledi. Eğilmez, sivillere karşı gerçekleştirilen katliamları konu alan 4 farklı dilde 65 sayfalık bir albüm oluşturduklarını ve Avrupa ve Amerika’nın önde gelen siyasi oluşumlarına, medya temsilcilerine ve sivil toplum örgütlerine gönderdiklerini ifade etti.
Kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bebek katili bölücü terör örgütü PKK’nın, 6 kişinin hayatını kaybettiği 81 kişinin de yaralandığı İstiklal Caddesi'ndeki saldırıda kanlı yüzünü bir kez daha gösterdiğini belirten ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Aralarında çocuk ve kadınların da hayatın kaybettiği saldırı, terör örgütünün geçmişte gerçekleştirdiği sivil katliamları bir kez daha hatırlattı. Kurulduğu ilk yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da gerçekleştirdiği kanlı saldırılarıyla kırsaldaki vatandaşları baskı altına alan ve hatta göçe zorlayan örgüt, bir süre sonra ülkenin genelinde korku ve panik havası oluşturmak için şehir merkezlerine yöneldi. Her terör örgütü gibi PKK da sık sık sivil hedeflere yönelik terör eylemleri gerçekleştirmektedir. Terör örgütlerinin sivil hedeflere saldırmasının amacı ülke genelinde bir güvensizlik hali oluşturmak, toplumu bir korku ve panik havasına sokmak, siyaset yapıcılar üzerinde baskı kurmak, bu baskı sayesinde siyasi amaçlarını siyaset yapıcılara kabul ettirerek gerçekleştirmektir. Ayrılıkçı terör örgütü PKK, üzerinde hak iddia ettiği sözde coğrafi bölgede güç gösterisinde bulunmak için de sivil hedefleri seçer. PKK terör örgütü Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde özellikle Kürt vatandaşları hedef almakta, rakip gördüğü siyasi oluşumlar içinde yer alan ve kendisine tabi olmayan Kürtleri katledip, korku salarak biat sağlamaya çalışmaktadır” dedi.
“Hareket kabiliyetini kaybeden örgüt”
Son olarak PKK’nın sivil hedeflere yönelmesinin bir sebebinin de Türk devletinin özellikle son yıllarda yurt içinde ve yurt dışında uyguladığı terör politikasıyla, örgütün nefes dahi almaya korkar hale gelmiş olduğunu ifade eden Eğilmez, “Afrin’den Tel Abyad’a, Haftanin’den Hakurk’a Türkiye dışında da Türk ordusu karşısında çaresiz kalmış olan PKK, Türkiye içinde de silahlı çatışmaya girme kapasitesini yitirmiş, saldırabileceği tek hedef olarak savunmasız vatandaşları seçmek zorunda kalmıştır. Bu sebeple PKK’nın son dönem saldırıları sadece Türkiye içinde değil, Suriye’de Türkiye’nin oluşturduğu güvenli bölgelerde de sivil hedeflere yönelik olmaktadır. PKK terör örgütü, 1980’lerin sonu ve 1990’ların başında sık sık gerçekleştirdiği köy baskınlarına 1990’larda şehir merkezlerinde gerçekleştirdiği bombalı saldırıları da eklemiştir. 1990’larda turistik bölgeler ve şehir merkezlerinde çokça gerçekleştirilen bu eylem türünün son yıllarda öne çıkan örnekleri olarak aşağıdaki olaylar sıralanabilir: 22 Mayıs 2007’de Ankara’nın Anafartalar Çarşısı’nda gerçekleştirilen canlı bomba saldırısında 9 kişi hayatını kaybetmiş, 100’den fazla kişi de yaralanmıştır. 27 Temmuz 2008’de İstanbul Güngören’de, Menderes Caddesi’nde PKK’nın bıraktığı 2 bombanın 10 dakika arayla patlaması sonucu 5’i çocuk 18 kişi hayatını kaybederken 154 kişi de yaralanmıştır. 13 Mart 2016’da Ankara Güvenpark yakınlarında PKK’lı teröristlerce düzenlenen saldırıda 36 kişi hayatını kaybetmiştir. 10 Aralık 2016’da terör örgütü bu sefer Beşiktaş’ta saldırmış, 2 canlı bombanın birlikte gerçekleştirdiği saldırıda 39 emniyet personeli ve 7 sivil vatandaş şehit olurken 166 kişi de yaralanmıştır” diye konuştu.
“Terör örgütüne kucak açanlar”
Dünya genelinde siyasi partilerden meslek kuruluşlarına, toplumun tüm kesimleri ülkelerini hedef alan terör örgütlerini kınarken, Türkiye’nin bu açıdan istisnai bir örnek teşkil ettiğini belirten Eğilmez, “Türkiye’de gerek çeşitli meslek kuruluşları gerekse kimi siyasi partiler PKK’nın terör eylemlerinden sonra amasız fakatsız terörü kınamak bir tarafa, terör eylemlerini bir doğal afet sonrası üzüntülerini belirtir gibi muğlak ifadelerle geçiştirmekte, hatta 'taraflara itidal ve barış çağrısı' yaparak, güvenlik güçleri ile terör örgütünü aynı zeminde değerlendirebilmektedir. Türkiye’de teröre karşı gelmiş geçmiş en güçlü sivil inisiyatif olan Diyarbakır anneleri ise pek çok siyasi parti ve sivil toplum örgütü tarafından görmezden gelinmektedir. Türkiye terörle mücadelede güvenlik sağlayıcı kapasitesini geliştirmiş olmakla beraber, teröre karşı güvenlik tedbirlerini destekleyen ve en az onun kadar önemli bir mücadele biçimi de terörü toptan reddeden, net ve güçlü bir toplumsal ve siyasi tutumdur" ifadelerini kullandı.
“Örgütün katlettiği siviller”
Eğilmez, “PKK terör örgütü 1984 yılından bu yana 5 bin 706 sivilin ölümüne, 11 bin 428 sivilin de yaralanmasına sebep oldu. PKK terör örgütünün etkisiz hale getirilen militan sayısı 44 bini aşmıştır. Bölgedeki son gelişmeler bir kez daha gösterdi ki terör örgütleri ile gerçek anlamda mücadele eden ve masum sivil halkın güvenliğini sağlamak için her türlü fedakarlığı yapan tek ülke Türkiye’dir. Türk devleti bu mücadelen asla vazgeçmeyecek ve durmayacaktır. Türk devleti sınırlarına yakın ve tarihi mirası olan bölgelerde güvenliğini tehdit edecek herhangi bir yapıya, ittifaka ve eyleme müsaade etmeyecektir. Siyasi düşüncemiz ne olursa olsun terörle mücadelede her birimizin Türk Devleti’nin yanında olması hayati bir sorumluluktur” şeklinde konuştu.
Katliam albümü
4 dilde 65 sayfalık albüm yaptıklarını belirten Eğilmez, “Biz dernek olarak PKK/YPG/PYD terör örgütünün bugüne kadar gerek Türkiye’de gerekse Suriye ve Irak’ta sivillere karşı gerçekleştirdiği katliamlarını konu alan 65 sayfalık bir albüm oluşturduk. 4 dile çevirdiğimiz bu albümü Avrupa ve Amerika’nın önde gelen siyasi oluşumlarına, medya temsilcilerine ve sivil toplum örgütlerine göndererek PKK’nın nasıl eli kanlı bir terör örgütü olduğunu bir kez daha anlatmaya çalıştık” dedi.