Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sağlık hizmetinde ihracatı artırmayı hedefleyen 'Sağlık Hizmeti İhracatı 5.0 Destekleri'ni açıkladı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler binasında 'Sağlık Hizmeti İhracatı Zirvesi Yeni Destekler ve Heal in Türkiye Portalının Tanıtım Toplantısı' düzenlendi. Toplantıya Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclis Başkanı Dr. Özgür Öztan ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Mehmet Muş, programda yaptığı konuşmada, 20-21 Nisan’da yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararları ile sağlık hizmeti ihracatında verilen desteklerin yeni bir boyut kazanarak genişletildiğini ve zenginleştirildiğini, söz konusu desteklerin ise sağlık hizmeti ihracat sektörü temsilcilerinin geri bildirimleri ve katkıları ile yoğrulduğunu kaydetti. Muş, ihtiyaca ve amaca uygun, yenilikçi bakış açısıyla sürdürülebilir bir sağlık hizmeti ihracatı hedeflediklerini ve bu hedef doğrultusunda kurguladıkları yeni destekleri tek bir başlıkta, “Sağlık Hizmeti İhracatı 5.0 Destekleri” olarak niteleyebileceğini söyledi.
DESTEKLER
6 başlıkta sıraladığı yeni destek paketinden ilk desteğin, “komplikasyon ve seyahat sağlık sigortası desteği” olduğunu belirten Muş, “Bu destekle, tedavi almak üzere ülkemizi ziyaret eden bir kişinin bavulunun kaybından, ziyareti sırasında ihtiyaç duyabileceği acil sağlık hizmetine ve tedavi sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyona varana kadar komple sigorta altına alınması sağlanmıştır. Üstelik sigorta unsurunun önemini göz önünde bulundurarak, sadece bu destek kalemine özgü bir pozitif ayrımcılık olacak şekilde destek oranını yüzde 60 değil yüzde 70 olarak belirledik” dedi. İkinci bağlığın, sağlık hizmeti sektörüne “istihdam desteği” olduğu bilgisini veren Muş, şunları kaydetti:
“Sunduğumuz hizmetleri bir paket şeklinde zenginleştirerek, hizmet ihracatından elde edilen gelirlerin daha da katma değerli olmasına imkân sağlayacağına inanıyoruz. Örneğin, Ankara’yı ziyaret eden yabancı bir hastanın tıbbî tedavinin yanı sıra kalış süresini uzatarak Kapadokya’yı ya da Bolu’yu ziyaret etmesi, kültürel ve jeotermal imkânlarımızdan da faydalanması ve bu pozitif deneyimini ülkesindeki diğer potansiyel hastalarla paylaşması önemlidir. İşte bu anlayışla, rehberden tercümana, çağrı merkezi personelinden sosyal medya ve pazarlama uzmanına, yaşlı ve engelli bakım elemanından sosyal hizmet uzmanına varana kadar geniş bir yelpazede sağlık hizmeti ihracatı değer zincirinde ihtiyaç duyulan nitelikli elemanların istihdamını teşvik kapsamına aldık.”
Sağlık Turizmi Destek Programı’nın üçüncü desteğinin, “sağlık hizmeti ihracatında mesleki eğitim ve yabancı dil desteği” olduğunu söyleyen Bakan Muş, “Bakanlığımız ile ölçütlerimizi karşılayan üniversitelerimiz arasında protokol yapılacak; ve bu eğitim kurumlarından eğitim alan sağlık hizmeti ihracatçılarımızın bünyesinde çalışanlarının mesleki ve yabancı dil eğitimi desteklenecektir” diye konuştu. Muş, desteğin dördün ayağı olan “Ürün Yerleştirme Desteği” kapsamında film, dizi ve oyun sektörleriyle sağlık hizmeti ihracatı sektörünün sinerji oluşturarak Türk hizmeti algısını güçlü şekilde yayabilmesi için sağlık hizmeti ihracatçılarını yurt dışında yayınlanan yapımlarda ürün yerleştirme desteğinden faydalanmaya devam ettiğini vurguladı. Muş, beşinci destek olarak spor sektörünün kapsama dahil edildiğini ve sağlık ve spor seyahati hizmetleri ihracatını bir arada destekleme imkanına kavuşulduğunu dile getirdi.
'HEAL İN TÜRKİYE' PORTALI
Toplantıda tanıtılması amaçlanan portalın “Heal in Türkiye” portalı olduğunu ve destek paketinin altıncı desteği olduğunu belirten Bakan Muş, “’Heal in Türkiye’ sadece bir portaldan öte, ülkemizin dünyada sağlık hizmeti ihracatında kullanabileceği bir sloganı ve bir destinasyon markası olacaktır. Bu portalın da katkısıyla, ülkemiz sağlık hizmeti ihracatında yeni bir başarı hikayesi yazacağız. Bu portal ile, sağlık hizmeti ihracatımızın bir bütün olarak tanıtım eksikliği giderilecektir” diye konuştu.
HİSARCIKLIOĞLU: “SAĞLIK HİZMETLERİMİZ, SAĞLIK TURİZMİNİN HER ALANINDA KÜRESEL LİDERLİĞE OYNAYABİLECEK KALİTEYE SAHİP OLDUĞUMUZU GÖSTERMİŞTİR”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, pandeminin geride bırakılmasıyla sağlık turizmi sektörünün Türkiye için fırsat yakalayacağı alanlardan biri olduğuna dikkati çekerek, “Sağlık hizmetlerimiz, hem kapsamı ve hem de kalitesiyle dünya çapında öne çıkan ve tanınan bir noktaya gelmiştir. Coğrafi konumumuz, doğal kaynaklarımız ve iyi yetişmiş beşeri sermayemizle sağlık turizminin her alanında küresel liderliğe oynayabilecek kaliteye sahip olduğumuzu göstermiştir” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye için önemli olduğunu savunduğu sağlık turizmi alanında Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi kurduklarını hatırlatarak, “Meclisimizde, saç ekiminden fizik tedaviye, plastik cerrahiden organ nakli konularına kadar, birçok branşta uzmanlaşmış en yetkin kuruluşlarımız temsil ediliyor. Diğer yandan göz, diş, hasta ve yaşlı bakım gibi hastane ve klinikler yer alıyor. Bu anlamda Sektör Meclisimiz, ülkemiz sağlık turizmi sektörünün sancak gemisi olmayı ve ülkemiz bayrağını dünyada en iyi şekilde tanıtmayı hedeflemektedir” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi’nin geniş bir perspektif ile sağlık turizminin markalaşma sürecinde, yol haritasını belirlemek üzere yoğun bir şekilde çalıştığını kaydederek, söz konusu zirve tanıtım toplantısının bu hedefin bir parçası olarak sektör temsilcilerini bir araya getirdiği bilgisini verdi.
Hisarcıklıoğlu, paketin içeriğine ilişkin ise, “Bu paket, istişareyi öne çıkartarak, özel sektörün görüş ve önerilerine kulak verildiğinin de en açık göstergesidir. Markalaşmadan, istihdam desteklerine, sağlık sigortasından ürün yerleştirme ve reklam gibi tüketici odaklı desteklere kadar birçok yeniliğin, bu paket içerisinde yer aldığını görüyoruz" dedi.
TOBB Sağlık Turizmi Meclis Başkanı Öztan ise, Sağlık Turizmi Meclisi’nin sağlık turizmi alanında karşılaşılan sorunların, sektörde çalışan kurumlarla iş birliği içerisinde ortaya konması, çözüm önerilerinin geliştirilmesi, ilgili kurumları sunulması yoluyla Türkiye’nin uluslararası sağlık turizmi alanında bir cazibe merkezi olmasını, hasta payının artmasında önemli rol oynamayı ve aynı zamanda kamu ile koordinasyon noktasında sağlık turizmi sektöründe amiral gemisi olma misyonunu güçlendirmeyi hedeflediğini dile getirdi.