Pasinler’de Urartular dönemine ait kaya mezarlıklarının sırrı çözülüyor. Defineciler tarafından büyük zarar gören ve 5 yıl önce tescili yapılan mezarlıkların altından yer altı şehri çıkabilir.
Erzurum - Pasinler kara yolunun Hamamderesi mevkinde bulunan, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce 5 yıl önce 'kaya mezarları' olarak tescili yapılan alanda incelemeler devam ediyor. Kaya mezarları, görüntüsü ve yapılış şekli nedeniyle uzunca bir süredir akademisyen ve tarihçilerin ilgisini çekiyor. Özellikle definecilerin sık sık tahrip ettiği bu alanda inceleme yapan akademisyenler, kaya mezarlarının bulunduğu alanda Anadolu’da ve bölgede yaygın olarak karşılaşılan yer altı şehirlerinden birinin olabileceğini düşünüyor.
Son dönemde bu alanda incelemelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Anabilim Başkanı Prof. Dr. Mehmet Işıklı, kaya mezarlarının bulunduğu alanın konum açısından çok önemli bir noktada bulunduğunu ifade ederek, “Burası uzun zamandır bilinen, bu yüzden de belli başlı çalışmalara konu olmuş bir arkeolojik alandır. Bulunduğumuz nokta, Pasinler Ovası ile Erzurum Ovası’nın ortasında kalıyor. Etrafımıza baktığımızda buranın jeopolitik açıdan da önemli olduğunu görebiliyoruz. Burada büyük bir kaya kütlesinin içerisine oyulmuş küçüklü büyüklü odalar bulunuyor. Yıllarca burası Anadolu uygarlıklarında ve geleneklerinde yaygın olarak kullanım gören kaya mezarları olarak tanımlandı. Bu tür kaya mezarı örneklerini Doğu Anadolu genelinde Urartularda ve onları izleyen Pers ve Geç Antik Çağ dönemlerinde görebiliyoruz. Urartular, özellikle Van bölgesinde yaptıkları kaya mezarları ile biliniyorlar. Oradan yola çıkarak burası hep kaya mezarlığı olarak bilindi” dedi.
Işıklı, alanda yaptığı gözlemlere dayanarak bu alanda kaya mezarlarının yanı sıra sürpriz bir şekilde bir yer altı şehrinin çıkabileceğini kaydederek, “Bu alanda, görüldüğü gibi, birbirleri ile bağlantılı çok sayıda kaya odası bulunmakta. Bu odalar ihtimalle yamaç boyunca geniş bir alanda devam etmekte. Biz şu an en yukarı kesimde kalan mekanları görüyoruz. Odalarda nişler, platformlar ve geçişle ilgili ayrıntılar dikkati çekiyor. Bu kadar geniş alana yayılmış kaya odalarının tümünün mezar olma ihtimali çok zor. Bu kadar büyük bir mezarlık alanını kullanan yerleşim nerede? Ayrıca alanda gözlenen çok sayıdaki çanak çömlek parçası, kemikler burada yaşamın bir süre devam ettiğini bize göstermekte. Tabii ki bunların hepsi şimdilik sadece birer ön görü, kesin bir şey söyleyebilmek için burada sitemli bir kazı ve temizlik çalışması yapılmalı. Özellikle bölgemizde Kars, Bayburt, Muş ve Van gibi birçok yörede yer altı şehirleri var. Erzurum’un güney ilçelerinde de bu tür kaya yerleşim alanlarını ve mezarlarını görüyoruz. Bunların ülkemizdeki en güzel örneklerini Nevşehir’in Kapadokya bölgesinde görüyoruz. Hem mezarlık hem de yerleşim alanı olarak kullanılan bu alanlar daha çok Erken Hristiyanlık döneminde Roma baskısından kurtulmak isteyen ilk Hristiyanlar için bu tür sığınak olarak kullanım görmüştür. Benzeri bir durum bizim yöremiz için de mümkündür" şeklinde konuştu.
Erzurum İli Tanıtma Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Kızılkaya ise “Burayı Erzurum’a ve ülke turizmine kazandırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Erzurum’da benzer birçok yer var. Buraların değerlendirilmesi ve turizme kazandırılması gerekiyor. Çünkü buraları turizme kazandırmazsak defineciler mahvedecek. Buranın koruma altına alınarak bizden sonraki kuşaklara aktarılması lazım. Buranın yapılışının Orta Çağ döneminde olduğu tahmin ediliyor ve daha önce burası hakkında çalışma yapan akademisyenler bu şekilde bilgi verdiler. Bunun netlik kazanması için burada bir arkeoloji çalışması yapılması lazım. Burada bizi yer altı şehri sürprizi bekliyor olabilir” açıklamasında bulundu.