Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasına, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve TBMM'ye başsağlığı dileyerek başladı.
Hedeflerinin afetlere karşı dirençli, yatay mimariye sahip, mahalle kültürünü yaşatan, sıfır atık uyumlu ve yeşil varlığı artırılmış akıllı şehirler inşa etmek olduğunu belirten Özhaseki, "Bizim medeniyetimizde şehirlerin yeri apayrı. Şehirlerde ekonomi, ticaret ve hayat var. Bir taraftan da kültür, sanat ve estetik var. Medeniyetler şehirlerde doğuyor ve gelişiyor." dedi.
Özhaseki, şehirlerin de onlara anlam katan insanlar gibi canlı organizmalar olduğunu ifade ederek, şehirlerin taşla topraktan ibaret görülmemesini iyi bir bakım gösterilirse ömürlerinin uzun olacağını değilse önce küçük şehirler haline geleceğini, sonra da yavaş yavaş yok olup gideceğini söyledi.
Şehir ve insanın birbirinin aynası olduğunu ifade eden Özhaseki, "Bir şehre bakış atmak bir insana, bir millete bakmak demektir. Bugün ülkeler arasında rekabet olduğu gibi şehirler arasında da bir rekabet var. Bu rekabette başarılı olmak için zamanın ruhunu iyi okumak gerekiyor. Teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte şehirlerimiz akıllı şehir konseptine doğru büyük bir hızla evriliyor." dedi.
Özhaseki, akıllı şehirlerin afetlerden iklim değişikliğine, enerji verimliliğinden ulaşıma ve sağlığa kadar birçok yenilik ve kolaylıklar sunduğunu dile getirerek, "Bize düşen ise şehircilik alanında bu treni yakalamak hatta bu yolculuğun öncüsü ve lokomotifi olmaktır." ifadesini kullandı.
Bin yıldır üzerinde yaşanılan Anadolu coğrafyasının üzerinde önemli iki medeniyet olduğunu belirten Özhaseki, birisinin Osmanlı medeniyeti ikincisinin ise Selçuklu medeniyeti olduğunu, genç Cumhuriyet döneminde ise yeni bir medeniyeti hep birlikte inşa etmeyi temenni ettiklerini söyledi.
Özhaseki, son 70 yılda görülen manzaranın ürkütücü olduğunu ifade ederek, "Herhangi bir partiyi asla suçlamak için söylemiyorum. Bu son 70 yılda kentlere kontrolsüz başlayan göçler sebebiyle denetimsiz, kaçak hatta gece birkaç saat içerisinde yapılıp, sabah içerisine çoluk çocuğun atıldığı birçok evlerin inşa edildiğini gördük. Bunun sonunca karşılaştığımız manzara şu; bir taraftan sağlıksız evler ve mahalleler bir taraftan da kimliksiz şehirler. Üzülerek söylüyorum, en önemlisi depreme de dayanıksız milyonlarca konut stoku bizi bekliyor. Bugün afetlerde pek çok canımıza mal olan ve hala kalıcı çözümler üretmek için uğraştığımız temel şehircilik sorunlarımızın kaynağı da burada yatıyor. Türkiye Yüzyılı'na yakışır afetlere karşı güvenli, kimlikli, çevre dostu ve sıfır atık uyumlu şehirler inşa etmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz." diye konuştu.
TÜRKİYE DEPREM ÜLKESİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayarak, bilim insanlarına göre dünyanın en eski tarihlerinde oluşan Anadolu'nun büyük deprem hareketlerine maruz kaldığını söyledi.
Araştırmalara göre Türkiye'nin Alpler'den Himalayalar'a kadar uzanan hat üzerinde en riskli 5 ülkeden biri olduğuna işaret eden Özhaseki, "Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanın yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor. Nüfusumuzun da yüzde 70'inden fazlası bu bölgelerde yaşıyor. Aletli ölçümlerin başladığı 1900 tarihinden itibaren denizlerimizde ve ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde yıkıcı diye tarif edebileceğimiz deprem sayısı 231. Neredeyse her sene iki tane yıkıcı deprem yaşıyoruz. Ana karamızda meydana gelen deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. Toprağa verdiğimiz canların sayısı 130 bin. Maddi olarak hasar, milyarlarca dolar ama manevi hasarın karşılanacak bir sözü dahi yok." değerlendirmelerinde bulundu.
Özhaseki, Türkiye'yi tehdit eden depremleri oluşturan fay hatlarına ilişkin de bilgi vererek, "Şu anda ülkemizde 500'ün üzerinde hala hareketli fay hattı var. Hiçbir yerde 'biz güvendeyiz' 'bir şey olmaz devam et' diyemeyiz. Bu bizim tarihsel borcumuz, sorumluluğumuz. Şu anda hala 1 milyon 900 binden fazla vatandaşımız evinden dışarıda yaşıyor. Ya konteynerde yaşıyor ya da kira parası veriyor. Eğer ülkemizi seviyorsak, İstanbul depremi öncesinde ne gerekiyorsa onu yapmalıyız." dedi.
1999 yılında meydana gelen Gölcük depreminde 18 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini, 50 binden fazla vatandaşın da yaralandığını anımsatan Özhaseki, deprem sonrasında Yapı Denetim Kanununun çıkarılmasının ve yeni yapı standartlarının belirlenmesinin önemli adımlar olduğunu söyledi.
Özhaseki, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 18 şehirde 14 milyon insanı doğrudan etkilediğini belirterek, "Büyük bir afet. Bin yıllık Anadolu medeniyeti üzerinde rastlayabildiğimiz en büyük felaket. Bütün bir millet ayaktaydı. Böyle bir afetin altından millet olarak kalktığımız için böyle bir milletin ferdi olmak gerçekten hepimiz için bir onur kaynağı." dedi.
Depremler sonrasında 6 milyon yapının incelendiğini belirten Özhaseki, yıkılması gereken yapı sayısının 680 bin civarında konut, 170 bin civarında da iş yeri olduğunu bildirdi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden geçen 10 aylık süreçte neler yapıldığına ilişkin Özhaseki şöyle konuştu: "TOKİ Başkanlığımız, Emlak Konut, Yapı İşleri o bölgelerde rezerv alanlarda olmak üzere 207 bin civarında konutun inşaatına başladı. Deprem Şurasında hocalarımızın bize tavsiyesi; köy evlerini çelikten yapın. O tavsiyeye uyarak şu anda 50 bin civarındaki köy evimizin ihalesi yapıldı. Kent meydanlarını hem de çevresindeki ana caddeleri yapım kararı aldık."
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, yerinde dönüşüm projesi başlattıklarını belirterek, bu kapsamda kendi evini yapmak isteyen vatandaşları desteklediklerini söyledi. Proje kapsamında 250 bin müracaatın olduğunu bildiren Özhaseki, şunları kaydetti:
"İnşaatına başladığımız betonarme evleri bir yıl içerisinde çelikten yaptığımız köy evlerimizi de 6-8 ay gibi bir süre içerisinde teslim edeceğiz. Kredi bölümünde 2 yıl ödeme alınmayacak. Taviz vermeyeceğimiz 4 kırmızı çizgimiz var. Bundan sonra Türkiye'nin hiçbir yerinde hangi belediye izin verirse versin el koyarak asla ve asla fay hatları üzerinde bir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz. Zemin sıvılaşması olan yerlerde yapılaşma yasağını sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Dere yataklarının imara açılması söz konusu değil. Mimarlık, mühendislik hizmetlerinde sıfır tolerans uygulanacak."
İSTANBUL'DA 37 MİLYON BAĞIMSIZ BİRİMDEN 6 MİLYONU RİSK ALTINDA
81 vilayetin deprem bölgesi olarak kabul edilerek çalışılacağını vurgulayan Özhaseki, "31 milyon konutumuz var. 6 milyon kadar da iş yerimiz var. 37 milyon bağımsız birimden 6 milyonu risk altında. 2012 yılında çıkan yasayla; yurdumuz genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü ise sürüyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları için bugüne kadar 480 milyar TL para harcandı." dedi.
Özhaseki, İstanbul'da 6 milyon konut, 1,5 milyon civarında da ticari işletmenin risk altında olduğunu belirterek, şunları belirtti: "600 bini çok acil olarak değiştirilmek zorunda. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızın odağında yer alan İstanbul'da 2012'den bu yana 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. 170 bin 941 bağımsız bölümün dönüşümü ise sürüyor. İstanbul'da yol haritamız belli oldu. Bunu titizlikle takip edeceğiz. Meclis'ten geçen yasadan dolayı kentsel dönüşümde İstanbul'un önü açılmış olacak ve çok hızlanacak.
İstanbul'da 'Yarısı Bizden Kampanyası' ile de 350 bin yakın konutu da değiştirmiş olacağız. Kampanyaya müracaat eden 1 milyondan fazla vatandaşımız var. Yüzde yüz anlaşmış binadakilerin tamamı bir araya gelerek 'evet biz konutumuzu, binamızı yıkıp yapmak istiyoruz' diyen vatandaş sayısı 70 bin civarında. Önce onlardan başlayacağız. Sonra yüzde 50'yi geçen 158 bin civarında vatandaşımız var. Onlara da diyeceğiz ki 'kendi aranızda lütfen toplantılar yapın. Yüzde yüze çıkın, gelin sizin de dönüşümünüze başlayalım.' Aynı deprem bölgesinde yaptığımız yardımlar gibi benzer bir yardım usulüyle de İstanbul'da 'Yarısı Bizden Kampanyası'nı devam ettirmiş olacağız. Böyle olunca çok kısa bir süre içerisinde neredeyse 750 bine yakın bir konutu değiştirmiş, dönüştürmüş olacağız."
Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesinde tespit edilen 680 bin hasarlı yapı olduğunu, hak sahipliği noktasında ise AFAD'ın şu ana kadar 376 bin tespitinin olduğunu söyledi. 50 bin civarında da ihtilaflı konunun bulunduğunu belirten Özhaseki, "Karşımıza ortalama 430 bin civarında hak sahibi çıkıyor. Hak sahipliğinin az olmasının sebebi ise kimi apartmanlar tek sahipli ve kişinin 40 dairesi var. Devlet 40 tanesini karşılayacak durumda değil. Kimisi tapuda ispat edemiyor, her birisinin ihtilaflarının giderilmesi durumunda 430 bin civarında hak sahibinin olacağı görülüyor." dedi.
Yerinde dönüşüm diye başlatılan kentsel dönüşümle ilgili konuda da 50-60 bin civarında vatandaşın daha hak sahibi olmasının düşünüldüğünü belirten Özhaseki, şöyle devam etti: "AFAD'dan hak sahibi olamayan ticari işletmeler üzerinde bulunan konutların, biz yerinde dönüşüm yaptığımızda hak sahibi olarak görebiliyoruz ama onların yasası buna izin vermiyor. Buna benzer fasıllardan geleceklerle beraber 500 bin civarında karşımıza hak sahibi çıkacak. 207 bin konutun inşaatı başladı, ihalesi yapıldı. Kimisi birinci, kimisi beşinci, kimisinin kaba inşaatı bitmiş, kimisi tamamlanmış, kimisi teslim etme aşamasına gelmiş 207 bin konut var. 50 bin civarı köy evinin de bir kısmı başladı, bir kısmının ihaleleri yapılıyor. Bir ay içinde hepsini bitiririz diye tahmin ediyorum. Merkezlerde de ihale sürecine girmiş olan tespit ettiğimiz meydan ve meydana açılan caddelerde bir 50 bin civarında konut daha yapıyoruz. Yani 310 bin civarında konut başlamış oluyor. Teslim tarihine gelince, prensip olarak betonarme inşaatlarda 1 yıl süre veriyoruz ki bundan da çok aşım olmadı. Köy evlerinde de çelikten yaptıklarımıza 8-9 ay bir süre veriyoruz. Onları da 8-9 ay içinde teslim ederiz. Yani 3'üncü, 4'üncü, 5'inci aylarda başlattığımız inşaatların her birisinin teslimlerini en geç 5'inci aya kadar Allah izin verirse bitirmiş oluruz diye düşünüyoruz."
Mehmet Özhaseki, şu anda teslime hazır vaziyette olan konutların kiminin çevre düzeni, kiminin sosyal donatı eksiği bulunduğunu ve bu eksikliklerin giderilme aşamasında olduğunu söyledi.
Teslime hazır Malatya'da 5 bin 227, Gaziantep'te 10 bin 204, Kahramanmaraş'ta 8 bin 131, Hatay'da 6 bin 416, Osmaniye'de 1852, Adana'da 1589, Elazığ'da 2 bin 255, Adıyaman'da 1800 konut olduğunu dile getiren Özhaseki, şunları ifade etti: "Yerinde dönüşümle ilgili vatandaşın bize 250 bin 500 civarında müracaatı var. Yani vatandaş diyor ki 'biz evimizi yerinde yapacağız, komşularımızla birlikte oturacağız, siz bize daire başı 1,5 milyon lira para verin.' Evet dedik. Onlardan da 10 binin üzerinde vatandaş işlemlerini bitirmiş, ruhsatını almış, kimisi aplikasyon krokisiyle uğraşıyor, kimisi çap alıyor, kimisi işe başlamış. 10 bin civarında vatandaş var. Bunların da kendiliğinden hareket etmesini bekliyoruz. Allah izin verirse 300 binden fazla binayı, bağımsız birimi biz tamamlamış olacağız. 200 binden fazla da vatandaş kendisi yapmış olacak. Böylece hak sahipliği konusunda da üzerimize düşen görevleri biz yerine getirmiş olacağız."
SIFIR ATIĞA ÖVGÜ
Mehmet Özhaseki, 2017 yılında başlatılan ve küresel bir çevre hareketine dönüşen, bugün bir dünya markası olan "sıfır atık"tan dolayı ülke olarak övündüklerini söyledi.
Şu ana kadar 177 binada sıfır artık yönetimine geçildiğine dikkati çeken Özhaseki, 20 milyona yakın vatandaşa bu konuda eğitim verdiklerini dile getirdi. Özhaseki, "Geri dönüşüm olarak 2023 yılında dışarıya çöp diye attığımız varlıkların yüzde 35'i geri döndü. 2035'e kadar bunu yüzde 65'e çıkarmayı düşünüyoruz. İnşallah bunu gerçekleştirdiğimizde birçok ağaç da kesilmekten kurtulacak ve ekonomik olarak da büyük getirisi olacak diye düşünüyorum. Şu ana kadar geri dönüşümde sıfır atıktan elde ettiğimiz kazanç 96 milyar lira. Kesilmekten kurtardığımız ağaç sayısı ise 430 milyon civarında." diye konuştu.
Özhaseki, KÖYDES'in, büyükşehirler dışındaki 51 ilde içme suyu yetersiz olan köylerin standartlarının yükseltilmesiyle ilgili bir proje olduğunu belirterek, projeye bugüne kadar 24 milyar lira harcama yapıldığını, 2023 yılı için 3,8 milyar lira bütçe ayrıldığını bildirdi. Özhaseki, bu konuda 6 bin 153 çalışmanın devreye alındığını, 2024 yılı içinde de 6,9 milyar liranın KÖYDES için ayrıldığını söyledi.