Ordu’da beyin kanaması geçirerek Ordu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve yapılan tüm müdahalelere rağmen beyin ölümü gerçekleşen 74 yaşındaki Muharrem Eren’in karaciğer ve böbrekleri ailesi tarafından bağışlandı. Eren’in bağışlanan karaciğeri Samsun’da, böbrekleri ise Erzurum’da organ bekleyen hastalara umut oldu.
Ordu’da bu yıl gerçekleşen 10 beyin ölümü neticesinde 5 kişinin çeşitli organları bağışlanırken, Muharrem Eren’in organ naklini gerçekleştirmek için Ordu Devlet Hastanesi’ne gelen Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Karaciğer Nakil Sorumlusu Yrd. Dr. İlhan Karabıçak, organ bağışının önemine dikkat çekerek, “Beyin ölümü gerçekleşen bir hasta tıbben hayata bir daha dönemez” dedi.
“TÜRKİYE’DE EN FAZLA ORGAN BAĞIŞI EGE BÖLGESİ’NDEN”
Türkiye’de binlerce kişinin organ beklediğini vurgulayan Yrd. Dr. İlhan Karabıçak, Türkiye’de yıllık organ bağışının 400 civarlarında olduğunu, Türkiye’de en fazla organ bağışının yüzde 60 oranında Ege Bölgesi’nde gerçekleştiğini ifade etti. Dr. Karabıçak, “Türkiye’de organ nakline ihtiyacı olan çok sayıda hasta var. Maalesef organ bağışı sayısı çok az durumdadır. Karaciğer nakli bekleyen 3 binden fazla hasta, böbrek nakli bekleyen belki 30 bin hasta var. Türkiye’de yıllık organ bağışı 400’den daha azdır. Bu demektir ki organ bekleyen hastalar organ nakli yapılmadan ölüyorlar. Karadeniz’deki durum Türkiye’deki durumun aynısıdır. Ordu’da bu yıl 10 beyin ölümü gerçekleşen hastaların 5 tanesinden organ alınmış. Bu çok iyi bir orandır. Türkiye’de en fazla bağış yapan bölge yüzde 60 ile Ege Bölgesi’dir. Ordu ise bu oranla ikinci sırada yer alıyor. Biz de şuan Ordu’ya organ bağışı üzerine geldik. Hastamızın karaciğerini alıp Samsun’a böbreklerini ise Erzurum’a göndereceğiz” diye konuştu.
“HASTA YAKINLARI DOKTORLARI DİNLESİNLER”
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Karaciğer Nakil Sorumlusu Yrd. Dr. İlhan Karabıçak, “Beyin ölümü gerçekleşen hastanın organları en kısa sürede bağışlanmalıdır” diyerek, hasta yakınlarının doktorlara güvenmelerini istedi. Dr. Karabıçak şöyle devam etti:
“Beyin ölümü demek o kişinin öldüğü anlamına gelmektedir. O kişinin tıbben canlanması mümkün değildir. Beyin ölümü gerçekleşen kişinin organları bağışlanmazsa bütün tedaviye rağmen iki üç gün içinde ölüyorlar. Muharrem Eren’in beyin ölümü bugün gerçekleşmiş ve hasta yakınları organlarını bağışlamamış olsalardı tedavisi kesilmese dahi iki üç gün içinde ölecekti. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin hayata dönmesi mümkün değildir. Beyin ölümü bitkisel ölümden farklı bir şeydir. Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın yakınları doktorlarına güvenip hastanın organlarını bağışlayabilir. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın organları bağışlanmazsa o organlar ziyan oluyor. Çok sağlıklı bir insanın beyin ölümü gerçekleşmişse 6-7 kişiye hayat verebiliyor. Sonuçta ailelerin yakınları hiç beklemedik bir anda ölmüş oluyor. Ailenin bunu kabul etmesi gerekiyor. Hasta yakınları beyin ölümü gerçekleşti ama ben yine birilerine sorayım diyerek vakit kaybediyorlar. Bazen vakit kaybından dolayı aile bağışlasa da o organı alamıyoruz. Ailelerin bu durumu olgunlukla karşılayıp sevdikleri kişileri kaybetmelerine rağmen başka insanların daha uzun yaşamaları için organ bağışında karar verirken doktorları dinlemelidirler.”