3 Kasım 2009 sabahı okula giderken beyaz kapüşonlu biri tarafından kaçırıldığı 3 ayrı işyerinin güvenlik kameraları tarafından tespit edilen 13 yaşındaki Musa Kanğ'ın, 6 gün sonra metruk bir binada cesedi bulunmuştu. Erzurum Emniyet Müdürlüğü, cinayetten kısa bir süre sonra talihsiz çocuğun kuzeni Soner Kanğ’ı zanlı olarak gözaltına almıştı. Soner Kanğ’ın tutuklanmasından 11 gün sonra madde bağımlısı olan ve çok sayıda suçtan kaydı bulunan 16 yaşındaki B.E. gözaltına alınmıştı. B.E., polise verdiği ifadede suçunu kabul etmesine rağmen, savcılık ve mahkemede "Görüntülerdeki beyaz kapüşonlu genç benim, ama Musa'yı ben öldürmedim" demişti. S.K. ile yüzleştirilip, olay yerinde tatbikat yaptırıldıktan sonra tutuklanmasına karar verilen B.E., gerek savcılık sorgusunda gerekse de mahkemedeki küfürlü konuşmaları ve saldırgan tavırlarıyla dikkat çekmiş, bunun üzerine akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmişti.
İki kez İstanbul’daki Adli Tıp’ta muayene edilen B.E.’ye “akıl sağlığı yerindedir” raporu verilmesinin ardından, soruşturmayı yürüten Savcı Ünal Bingör, 10 sayfalık bir iddianame hazırlayarak, davanın açılması için 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkemenin incelemeye aldığı iddianamede, katil zanlısı B.E.’nin cinayeti ‘canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek’ işlediği savunularak, müebbet hapisle cezalandırılması istendi
Bugün Erzurum 1. Ağır Ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonucunda cinayet zanlısı 24 yıl cinayetten , 8 yılda zorla adam kaçırma ve hürriyeti kısıtlama suçlarından toplam 32 yıl hapis cezası verildi.