Kurtulmuş Valilere seslendi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Ülkemizde artık silahların asla konuşmadığı, hiçbir şekilde terör olaylarının gerçekleşmediği, tam manasıyla terörden arındırılmış bir Türkiye'yi en kısa süre içerisinde tesis edeceğiz. Bu çerçevede milli birlik ve beraberliğin önemli unsurlarından birisi olan terörsüz Türkiye meselesi, artık geçmişte kalacak ve Türkiye çok daha güçlü bir şekilde hem bölgesel güç olarak hem küresel bir oyuncu olarak yoluna devam edecektir.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, 10 Ocak İdareciler Günü dolayısıyla TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "Valiler Buluşması" programında yaptığı konuşmada, milli iradenin merkezi, Türkiye demokrasisinin kalbi TBMM’de valilileri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Valiler Buluşması kapsamında İçişleri Bakanlığının gerçekleştirdiği toplantıların verimli olması temennisini dile getirdi.

Türkiye’nin, “Türkiye Yüzyılı” istikametindeki hedeflerine koşar adım ilerlediğini, bu hedef doğrultusunda en önemli sorumluluklardan birisinin de hiç şüphesiz devletle millet arasında bir köprü olan valilere düştüğünü vurgulayan Kurtulmuş, bu sorumluluk bilinciyle Türkiye'nin hedeflerine daha da yakınlaşmasının mümkün olacağına inandığını söyledi.

Valilik makamının, “milletle devlet arasındaki açık kapı” olduğunu belirten Kurtulmuş, bu kapının her zaman, her şart altında açık kalmasının milli birliğin, beraberliğin, devlet millet kaynaşmasının en temel şartlarından birisi olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin bu konularda geçmişte yaşadığı sorunlara işaret eden Kurtulmuş, başta valililer olmak üzere kamunun illerdeki bütün temsilcilerinin tüm imkanlarıyla halkın yanında olmasının büyük bir gelişme, fevkalade sevindirici bir durum olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, şu değerlendirmelere de yer verdi:

“Biz çocukluğumuzda valiyi, emniyet müdürünü, hele jandarmayı, askeri, vesaireyi görmez hatta onların olduğu yerlere de girmezdik. Çünkü onlar da milletin arasına karışmazlardı. Şehirleri yönetenler, çoğu zaman şehir kulüpleri denilen bir mekanda bir araya gelirler; körler sağırlar birbirlerini ağırlar misali sadece kendi aralarında bir aristokrasi oluştururlardı. Bunların bugün geride kalmış olması, memleketin en yoksulunun aynen Sait Faik'in anlattığı gibi, ayağında ayakkabısı bile olmayan fukaranın karşısında devletin, kamunun muhatap olabilmesi Türkiye için önemli ve anlamlı bir gelişmedir.”

Valilik makamı üzerinden unutulmaz hatıralar bırakmış olan valilerin de bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, Sultan Abdülhamit Han döneminde Sivas Valisi olarak görev yapan Halil Rıfat Paşa ile yakın dönemde Tokat ve Erzincan valiliklerinde görev yapan Recep Yazıcıoğlu’nun hizmetlerinden örnekler verdi.

 “Türkiye'de millete rağmen vesayet odağı olacak hiçbir odak kalmamıştır”

Türkiye’nin, “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılan yeni dönemde güçlü adımlarla yoluna devam ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Osmanlı'nın son döneminden itibaren başlayarak, Batılıların taktığı ismiyle ve her zaman görmek istedikleri şekliyle, hasta adam olarak tanımlanan Türkiye, artık güçlü bir devlet olarak doğrulmuş, ayağa kalkmış, milletiyle bütünleşmiş bir devlet olarak dünyada önemli, saygın, sözü dinlenen bir ülke haline gelmiştir. İnşallah bundan sonraki süreçte, Türkiye bir bölgesel güç olmanın ötesinde küresel bir aktör olmak için de yoluna devam edecektir. Ancak işin başı, hiç şüphesiz iç kaleyi tahkim etmekten geçiyor. Devletiyle milletinin bütünleşmediği dönemlerde Türkiye'nin ne kadar zorluklar yaşadığı herkesin malumudur. İlk işimiz devletin ayrı, milletin ayrı telden çalmadan birlikte olduğu bir dönemi inşa etmekti. Çok şükür bunu gerçekleştirdik.

Türkiye'nin geçmiş dönemde en önemli kazanımlarından birisi olarak görmemiz gereken, ‘vesayetle mücadele’ydi. Artık Türkiye'de millete rağmen vesayet odağı olacak hiçbir odak kalmamıştır. Millet bütünüyle demokrasinin de devletin de ülkenin de sahibidir. Bu ülkeye hiç kimsenin, hiçbir vesayet odağının, gücünü nereden alırsa alsın millete rağmen üstünlük taslama imkan ve ihtimali kalmamıştır. Bu belki de cumhuriyet tarihimiz boyunca yönetim bakımından elde ettiğimiz en büyük kazanımlardan birisidir. Ancak bundan sonra artık vesayetin de kalmadığı, Türkiye'ye rol ve rota biçecek iç ve dış hiçbir vesayet odağının kalmadığı bu dönemde bizim iç kaleyi daha da tahkim etmek, milli birliğimizi ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutarak devlet-millet kaynaşmasını bütünüyle her alana hasrederek yolumuza devam etmemiz lazım.

Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşımızın hiçbirinin, hiçbir gerekçeyle bir diğerinden üstün olmadığı, hiçbirinin de bir başka gerekçeyle diğerinden aşağıda görünmediği tam manasıyla eşit ve özgür yurttaşlar olduğu bir Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz.”

 “İstişarenin ortaya çıkardığı ortak akla her zamankinden daha çok ihtiyacımız olacak”

Valilerin, “milletle devlet arasında köprü olmak” vasfını artırarak sürdürmelerini isteyen Kurtulmuş, ayrıca valilerin en önemli sorumluluklarından birisinin de “adaletin temin edilmesi” olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, özgürlükle güvenlik, şefkatle celalet arasındaki dengenin de illerde valilerce kurulması gerektiğini ifade etti.

İstişare mekanizmasına da sıklıkla başvurulmasının önemini dile getiren Kurtulmuş, “İllere gittiğim zaman görüyorum ve gördükçe de büyük memnuniyet duyuyorum; valilerimiz, illerin sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle etkili bir çalışma düzenini sürdürüyor. İnanın ki önümüzdeki süreçte böylesine önemli, istişareye ve istişarenin ortaya çıkardığı ortak akla her zamankinden daha çok ihtiyacımız olacak.” şeklinde konuştu.

“Türkiye olarak üzerimize düşen tarihi sorumluluk bölgeyi yeniden toparlamaktır”

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede yaşanan gelişmelere dikkati çeken Kurtulmuş, Irak'ın işgaliyle birlikte başlayan sürecin, Orta Doğu'yu yeni bir döneme sürüklediğini, emperyalistlerin bölgedeki; “böl, parçala, yönet” siyasetinin, “böl, parçala, inisiyatifsiz hale getir, yönet” şekline dönüştürüldüğünü söyledi.

Bölgenin etnik, mezhebi, dini, siyasi anlamda fevkalade büyük dağılmaların, ayrışmaların içerisine sokulduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Şimdi Türkiye olarak üzerimize düşen tarihi bir sorumluluk; nasıl o hasta adamdan güçlü, büyük Türkiye'ye doğru ilerliyorsak aynı şekilde emperyalistlerin birinci Sykes-Picot anlaşması ile dağıttıkları, ikinci Sykes-Picot ile yok etmeye çalıştıkları bölgeyi yeniden derlemek, toparlamak, bir araya getirmek ve güçlü bir bölge oluşturabilmektir.” değerlendirmesinde bulundu.

 “Türkiye'nin başına kırk yıldır bela edilmiş PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi sağlanacak”

Terörden arındırılmış bir Türkiye'nin kurulmasının ise üzerinde durdukları önemli konulardan olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Terör örgütleriyle ve Türkiye düşmanlarıyla mücadele, her alanda tavizsiz bir şekilde sürdürülecektir. Bunu yaparken terörden arındırılmış bir Türkiye için atılacak adımları da gerçekten dikkatle takip ederek sonuçlandırmak niyetindeyiz. Bu çerçevede, yılbaşından bu yana başlamış olan, TBMM’de partilerin karşılıklı ziyaretlerinin ve ortaya çıkacak bu müzakereler çerçevesinde terörsüz bir Türkiye'nin oluşturulmasının da milletimizin büyük kitleleri tarafından dikkatle takip edildiği ve olumlu sonucun da hararetle beklendiğini biliyoruz. Ümit ve temenni ediyoruz ki bu süreç içerisinde gerçekten sağlıklı, sağlam adımlar atılarak Türkiye'nin başına kırk yıldır bela edilmiş olan PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi sağlanacak; artık terörsüz bir Türkiye'yle ilgili gerekli çağrılar yapılacak ve ondan sonra Türkiye, demokrasi seviyesinin daha da yükseltildiği bir ortamda bütün yurttaşlarını eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul eden ve bu çerçevede ‘kerim devlet’ anlayışı içerisinde Türkiye'nin her tarafına barışın, selametin, huzurun ve kardeşliğin hakim olduğu bir atmosferi oluşturacaktır.

Bu çerçevede özellikle her birinize illerinizde terörsüz Türkiye'nin oluşturulması bakımından, kamuoyunun dikkatle bu konuda meseleleri takip etmesi, dikkatle kamuoyunun oluşturulması ve Allah'ın izniyle kırk yıldır boğuştuğumuz bu belanın, kırk bine yakın şehit verdiğimiz bu belanın tamamıyla tasfiye edildiği bir sürecin hep beraber milletçe desteklenmesini temin etmemiz gerekiyor.

Ümit ediyorum Türkiye'nin kendi içerisinde iç kalesini sağlam tutarak, milli birlik ve beraberliği, bütün toplum kesimleri arasında vatandaşlık duygusunun üstünde de kardeşlik duygusunu tam manasıyla pekiştirecek ve ülkemizde artık silahların asla konuşmadığı, hiçbir şekilde terör olaylarının gerçekleşmediği, tam manasıyla terörden arındırılmış bir Türkiye'yi en kısa süre içerisinde tesis edeceğiz. Bu çerçevede milli birlik ve beraberliğin önemli unsurlarından birisi olan terörsüz Türkiye meselesi, artık geçmişte kalacak ve Türkiye çok daha güçlü bir şekilde hem bölgesel güç olarak hem küresel bir oyuncu olarak yoluna devam edecektir.”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, konuşmasının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve valilerle fotoğraf çektirdi.