"Anayasamızın 56. ve 60. maddelerine göre sağlık ve sosyal güvenlik hizmeti her Türk vatandaşının Anayasal hakkı, Devletin ise ödevidir" diyerek açıklamalarına başlayan Müfit Bayraktar, "Son yıllarda siyasal iktidarlar, Anayasal sorumluluklarından kaçmakta, kamu hizmetlerinin mali külfetini vatandaşın sırtına yüklemekte, sağlık ve sosyal güvenlik sistemini özelleştirmekte, kamu görevlilerinden aldığı katkı payını artırmaktadır. Süslü sözlere çabuk inandık, yeterli tepkiyi göstermedik ve Sosyal Güvenlik Reformu aldatmacası 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. 5510 sayılı Kanun, bizler fark etmeden hayatımızdan pek çok şeyi alıp götürdü. Hepimizin omuzlarına daha ağır yükler yükledi" diyerek hükümet uygulamalarına tepki gösterdi.
Açıklamalarına Memurlara 2010 yılı için %2,5 + %2,5 gibi düşük bir oranda maaş zammı verilmesini de eleştirerek devam eden Bayraktar daha sonra şunları söyledi.
"· 25 yıl çalışan memur, maaşının %75'i kadar emekli aylığına hak kazanırken, bu oran göreve yeni başlayan
· Memurlar için brüt maaşın %50'sine indirildi.
· 25 yıl çalıştıktan sonra emekli olan işçiler, çalışırken aldığı brüt maaşının %65'i kadar emekli aylığı alırken; bu oran %50'ye çekildi.
· Dul kalan eşe bağlanan ölüm aylığı oranı %75'ten %50'ye düşürüldü.
· Emeklilik yaşı 60'tan 65'e çıktı.
· Hastanelere, tatil köyleri, oteller gibi yıldız verilerek, herkesin parasına göre sağlık hizmeti alacağı bir sistem oluşturuldu; parası olanla olmayana farklı sağlık hizmeti verileceği resmen ilan edilmiş oldu.
· 18 yaşın üstünde olup, öğrenim görmeyen herkesten aylık en az 30 TL Genel Sağlık Sigortası primi kesilmesi zorunluluğu getirildi. İşi olup olmadığına bakılmaksızın, eline aylık 243 TL'den fazla para geçen, 18 yaşından büyük herkesin, her ay sağlık sigortası primi ödemesi zorunlu oldu. Böylece aylık geliri net 973 TL'nin üzerinde olan, okula gitmeyen ve 18 yaşını doldurmuş iki çocuğu bulunan bir aileye, yıllık en az 720 TL sağlık sigortası primi yüklendi.
· Yaş sının olmadan, evlenmediği sürece ana-babalarından sağlık yardımı alan kız çocuklarına, eğitim durumuna göre 18–25 yaş sınırı getirildi.
· İşsiz kalanların sağlık sigortası hakkı 6 aydan 3 aya indirildi.
· Her muayene için ayrı ayrı olmak üzere, Devlet ve üniversite hastanelerinde 5 TL, özel hastanelerde 12 TL katılım payı alınmaya başlandı. Ayrıca; reçete başına 3 TL alınması kararlaştırıldı.
· Tedavi için hastanelere yatan hastalardan katılım payı alınmıyordu; alınmaya başlandı.
· Prim borcu olan Bağ-Kur'lu esnaf ve sanatkârın kendisi ve ailesi, sağlık yardımı kapsamı dışına çıkarıldı.
· Özel hastanelerin aldığı katkı payına %133'e kadar zam yapıldı.
· Tıbbi malzemelerde vatandaşlarımızdan her bir malzeme için 450 TL'ye kadar para alınabilmesinin önü açıldı.
· Gözlük camı ve çerçevesi yenileme süresi 2 yıldan 3 yıla çıkarıldı.
· İşitme cihazları için devletin ödediği para 800 TL'den 175 TL'ye indirildi.
· Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edeceklerin emekli maaşlarının kesilmesi kararlaştırıldı.
· Askerlik borçlanması için tahsil edilen para iki katma yükseltildi.
· Cenaze yardımı miktarı 2 bin 79 TL'den 280 TL'ye düşürüldü.
· Maaş zamları kaşıkla verilirken, haklarımız kepçeyle elimizden alındı.
Gerçek şu ki, bu gelişmeler henüz başlangıçtır. Hakça bir paylaşım; herkese eşit ve parasız sağlık hizmeti için sesimizi daha fazla duyulmalıyız. Bizler, yapılanlara sessiz kaldığımız sürece, haklarımız bir bir elimizden alınacak, cebimizden çıkan para her geçen gün artacaktır."