Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kardeşleri ve akrabaları, Erzurum’da basın toplantısı düzenleyerek hakaret ve iftiralara tepki gösterdi. Hocaefendi’nin yeğeni Kemal Gülen, yakın tarihin böyle organize bir karalama kampanyasına şahit olmadığını belirterek “Zulüm ve haksızlık karşısında, susarak dilsiz şeytan olmak istemiyoruz.” dedi.Video
Payla
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kardeşlerinin de aralarında bulunduğu akrabaları Erzurum’da bir araya gelerek karalama ve iftiralara tepki gösterdi. Aile adına açıklamayı okuyan Hocaefendi’nin yeğeni Kemal Gülen, “Devletin malını deniz görenler, bir lokma bir hırka ile yaşamak nedir bilmeyenler muhterem büyüğümüze çamur atmaya kalkıyor. Ama bilmeliler ki bu çamurlar onun dupduru hayatında asla iz bırakmayacaktır.” dedi. Ne ihtilal dönemlerinde ne de 28 Şubat benzeri psikolojik baskı ve saldırı dönemlerinde Hocaefendi’nin böyle çirkin hakarete maruz kalmadığını ifade eden Gülen, “Ona yapılan zulüm ve haksızlık karşısında, susarak dilsiz şeytan olmak istemiyoruz.” ifadesini kullandı. Aile olarak bugüne kadar Hocaefendi’yi mahcup edecek bir şey yapmadıklarını belirterek, “Ailede herkes kendi yağında kavrulacak, ekmeğini taştan çıkaracak, ama inşallah milletimizin hüsn-ü zannını boşa çıkartmayacağız. Hocamızı utandırmayacağız.” diye konuştu. Kemal Gülen, Hizmet’e yönelik saldırılar sebebiyle büyük üzüntü yaşayan Hocaefendi’nin şu ifadelerini de hatırlattı: “Anam babam hatta kardeşlerim hepsi aynı gün vefat etseler bu kadar üzülmezdim.”
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından AK Parti hükümetinin Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ne karşı başlattığı kara propaganda artarak devam ediyor. Camia’ya yönelik haksız ve ağır ithamlar gönülleri yaralarken, Hocaefendi’nin akrabaları Erzurum’da bir araya gelerek karalamalara karşı cevap verdi. Polat Renaissance Otel’de düzenlenen programda Hocaefendi’nin kardeşleri Seyfullah, Mesih, Salih Kutbettin Gülen ve kız kardeşi Fazilet Korucuk ile yeğeni Kemal Gülen, kameraların karşısına geçti. Aile adına ortak açıklamayı Kemal Gülen okudu. Hocaefendi’nin dünya adına hiçbir beklentisi olmadığını söyleyen Kemal Gülen, “Milletin iman yangınını söndürmek için bir ömür harcadı. Ancak Hizmet Hareketi’ne yapılan bu akıl almaz saldırılar karşısında dayanamadı ‘Anam, babam hatta kardeşlerim hepsi aynı gün vefat etseler hiç bu kadar üzülmezdim’ diyerek kederinin derecesini ifade etti. Biz de karınca misali onun bu yürek yangınına bir damla ile de olsa su taşımak için bir araya geldik.” sözleriyle bir araya gelmelerinin sebebini açıkladı.
HOCAEFENDİ, GÖNÜL MİMARIDIR
Aylardır iradi olarak susmayı tercih eden Hocaefendi’nin sessizliğini fırsat bilenlerin, meydanlarda, onun arkasından konuşmalarını ve bazı basın organları tarafından hedefe konulmasını kınayan Gülen, “Ne darbe dönemlerinde ne de 28 Şubat benzeri psikolojik baskı ve saldırı dönemlerinde Hocaefend’inin manevi şahsiyeti bu denli rencide edilmedi, böyle çirkin hakarete maruz kalmadı.” dedi. Hocaefendi’nin Türkiye’nin yetiştirdiği nadide şahsiyetlerden biri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “O bir gönül mimarıdır. Hepimiz biliyoruz ki Şam ve Ahlat’tan göç ederek Erzurum’a yerleşen ailemizin kökleri, Muhterem Hocamız’ın dedeleri bu millete maddi manevi birçok alanda hizmet etmiş şahsiyetlerdir. Erzurum valilerinden Kurt İsmail Hakkı Paşa, Edirne müdafii Şükrü Paşa, Halep Müftüsü Mustafa Efendi, Ahlâtlı Seyyit Hamza bunlardan sadece birkaçıdır. Alvarlı Efe Hazretleri, Erzurum’un ve çevre köylerin manevi direğidir ve Hocaefendi’nin hayatında özel bir yer tutar. Hocaefendi, Erzurum’un en meşhur âlimlerinin rahle-i tedrisinden geçmiş ve nihayet Bediüzzaman Hazretleri’nin eserlerini tanıyınca da bütün ruhuyla Nurları anlamaya ve anlatmaya koyulmuştur.”
YAPILAN BU ZULME SESSİZ KALIP DİLSİZ ŞEYTAN OLMAK İSTEMİYORUZ
Gülen, Hocaefendi’nin ömrünü kitaplar arasında geçirdiği ve yetmişten fazla eserinin bulunduğunu da ifade etti: “Fikir ve aksiyon hayatıyla üniversitelerde doktora tezlerine konu olan Hocamız’ın bazı eserleri fakültelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Hatta dünyada Hocamızın adına üniversitelerde kürsüler kuruldu, yabancı ilim adamları bile değerli büyüğümüzden nasıl istifade ettiklerini iftiharla anlatıyorlar. Biz, bize dünya ve ukba hayatımızın kurtuluş yollarını gösteren Hocaefendi’ye yapılan zulüm ve haksızlık karşısında susarak dilsiz şeytan olmak istemiyoruz.”
ONUN EN BÜYÜK SERMAYESİ DÜNYAYI ELİNİN TERSİYLE İTMESİ
Hocaefendi’nin Kur’an ve sünnete sıkı sıkıya bağlı bir hayat sürdürdüğünü ve bu konuda akrabalarına da hüsn-ü misal olduğunu anlatan Gülen, aile olarak Hocaefendi’yi mahcup etmeyeceklerine dair söz verdi: “Zaten o hayatını bir bavula sığdırmasaydı, binlerce insan elindeki bir bavula hayatını koyarak hizmet kervanına katılır mıydı? Onun en büyük sermayesi dünyayı elinin tersi ile itmesi, dünyaya perestiş etmemesi. Dünyadan ve dünyalıktan başka bir şey düşünemeyenler bunun nasıl bir zenginlik olduğunu tabii ki anlayamazlar. Hocaefendi’nin dünyaca tanınıp bilinmesine rağmen bugüne kadar ne kardeşleri, ne akrabaları, ne hısımları ne de sair yakınları bu nüfuzundan nemalanmadılar, istifade etmeyi düşünmediler. Onlar da mütevazı bir hayatı tercih ettiler. Kardeşlerinin ve yakınlarının sade yaşamları buna en güçlü delildir. Herkes kendi yağında kavrulacak, ekmeğini taştan çıkaracak, ama inşallah milletimizin hüsn-ü zannını boşa çıkartmayacağız.”
Cephe açmak için toplanmadık
Kemal Gülen, bir araya gelme sebeplerine de açıklık getirdi. Memleketlerinde toplanmalarından politik bir malzeme çıkartılmamasını isteyen Gülen, şunları dile getirdi: “Maksadımız tartışmalara yeni bir cephe açmak değil, yalnızca akraba, hısım ve yakınları olarak ailemizin medar-ı iftiharı, değerli büyüğümüz Hocaefendi’nin maruz bırakıldığı karalama ve yok etme kampanyalarının yanlışlığını bir kez de buradan, Dadaşların diyarından, baba ocağından kamuoyu ile paylaşmaktır. Bu vesile ile yüce Mevla’dan vatan ve milletimize zeval vermemesini diliyor, daha fazla ihtilafların yol açtığı maddi manevi bereketsizliğe, dâhili ve harici, siyasi ve içtimâî dalgalanmalara maruz kalarak birlik, bütünlük ve dirliğimizin bozulmamasını niyaz ediyoruz. Ayrıca muhterem aile büyüğümüz Hocaefendi’ye de Allah’tan sağlık, afiyet ve bereketli bir ömür temenni ediyoruz.”
İftiraları, dehşet içinde dinliyoruz
Kemal Gülen, Hocaefendi’ye yönelik iftiraların aile ve sevenlerini üzüntüye boğduğuna da dikkat çekti: “Son birkaç aydır yürütülen iftira, yalan ve karalama kampanyaları, yakınları ve hısımları olarak bizlerin yüreklerini dağlıyor. Kullardan vefa beklemeyi bile Allah’a karşı vefasızlık sayan Hocaefendi, meydanlardan, ekranlardan, vefayı İstanbul’da bir semt sayanlar tarafından “sahte peygamber”, “Haşhaşi”, “içi boş âlim müsveddesi”, “çete lideri”, “virüs” ve “kan emici sülük” gibi yalan, iftira ve hakaretlere maruz kalıyor. Hele bir de bu hakaretleri demokrasi, şeffaflık ve insan haklarını ağzına sakız eden siyasetçiler yapmıyor mu, işte bizim hayal kırıklığımız burada başlıyor. Bunların, sanki yolsuzluk iddiaları yokmuş, sanki rüşvet ve hırsızlık iddiaları ayyuka çıkmamış, sanki devlet kadroları bir yalan üzerine hallaç pamuğu gibi atılmamış, sanki adalet sistemi yerlerde sürünmek zorunda bırakılmamış gibi bunca büyük problemi görmezden gelerek, gözlerini karartıp, Hocamız’ı suçlamaları karşısında dehşete düşüyoruz. “Bin ömrüm olsa Efendimiz’in saçının bir teline hepsi feda olsun.” diyen bir zata yapılacak en büyük hakaret ona “yalancı peygamber” demektir. Hâlbuki biz de milletimiz de Peygamber’i delicesine sevmeyi ve peygamberane yaşamayı ondan öğrendik. Hâşâ sadece bu peygamberlik iftirası bile insan tahammülünü aşıyor.”
Kem söz sahibine aittir
Kemal Gülen, Erzurumlu İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, Hocaefendi’ye yönelik “Sen kimsin?” sözlerini hatırlattığı esnada salondakiler yuhalamak istedi. Ancak Gülen uyarıda bulunarak salonu yatıştırdı. Gülen ardından şunları kaydetti: “Seçilme zorluğunu bile yaşamadan bakan koltuğuna oturan Erzurumlu bir politikacı hem de bu şehirde muhterem büyüğümüzü kastederek “Sen kimsin sen, biz senin ağababalarını yendik” diyerek, elli yıllık hizmet hayatında camiden, kürsüden, konferanslardan veya daha başka vesilelerle Hocaefendi’yi takip eden, sahiplenen, bir işareti ile Allah rızası için yollara düşen fedakâr insanlara ve tabii ki bize hakaret etmesini içimize sindiremiyoruz. Bu saygıdan ve seviyeden yoksun hakareti kınıyor, kem söz sahibine aittir diyerek bu hakaretleri sahibine iade ediyoruz.”
Nerede olursanız olun, yanınızdayız
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ülkeye dönmesi üzerine yapılan çağrılara da temas eden Kemal Gülen şöyle konuştu: “Neden ülkene gelmiyorsun diye sözüm ona çağrı yapıyorlar. Hocam gelip gelmeme sizin takdiriniz. Siz nerede olursanız olun yakınlarınız, akrabalarınız hep sizin yanınızda olacak. Sizi hayır dualarla anacak, sizin dualarınızı bekleyecek.. Çok üzüldük, çok kırıldık. Ama kimseyi incitecek, kimseyi kıracak da değiliz. Ülkemiz zor günler geçiriyor, seçim atmosferi içinde olduğumuz bugünlerde bize düşen, sokağın ve meydanların tahrikine gelmemek; her zamankinden daha sağduyulu olmak. Çünkü biz barışın, sulhun temsilcileriyiz. Biz, Hocamız’ın ümit veren sözlerine bakarak diyoruz ki “Türkiye’nin geleceği parlak, bugünler de inşallah geride kalacak.”
Hocaefendi’nin, dünyanın dört bir yanında yüz binlerce evladı var
Kemal Gülen, Fethullah Gülen Hocae-fendi’nin evlenmemesini dillerine dolayanlara ve evlat sevgisinden mahrum olduğunu iddia edenlere de cevap verdi: “Hocaefendi’nin evliliğini dillerine doladılar. Evet, o evlenmedi, kendi ifadesi ile bütün ömrünü hizmete adamak istiyordu; bunu yaparken kimsenin hakkına girmek istemiyordu. Ne var bunda? Bazı peygamberler, veli, müçtehit, müceddid, ilim adamı veya sanatkârlar da evlenmemiş. Rabia işaretleri ile oy devşirenler Rabia’tül Adeviye’nin de evlenmediğini bilmiyorlar herhalde. Dine, diyanete, millete hizmet etmek için veya çocukların, gençlerin halinden anlamak için illa da evlenmek şart mı? Biz evladımıza ondan isim istiyor, yavrularımızı nasıl yetiştireceğimizi ondan öğreniyor ve onun sohbetlerinden istifade ile çocuklarımızı terbiye etmeye çalışıyoruz. Hepimiz onun evladıyız; sadece biz değil Asya’da, Afrika’da, Amerika’da binler, yüz binler evladı var; bunlar olimpiyatlarda stadyumları dolduruyorlar, bütün bu güzelliklere vesile olduğu için başta Hocamız’a ve milletimize dua ediyorlar. Biz de ailesi olarak bu dua kervanına katılıyor, Rabb’imizin onu ve onunla birlikte yürüyen dost ve arkadaşlarını koruyacağına inancımızı bir kez de burada tekrarlıyoruz.”
SÜKUT EDEREK KONUŞUYOR
Kemal Gülen, açıklamasının ardından sorulara da cevap verdi. Hocaefendi’nin saldırı ve karalamalar karşısındaki suskunluğunu dile getiren bir soru üzerine şöyle konuştu: “Aslında Hocaefendi’nin sükut ederek konuştuğunu söyleyebiliriz. Susmak da bir çeşit konuşmaktır ama anlayan için. Susmanın ne denli güçlü bir ses olduğunu anlamak için iyi bir firaset ve basiret sahibi olmak icap eder. Bunu böyle düşünmek lazım. O ekranlardaki, polemiklere girmiyor olması, bütünüyle konuşmuyor anlamına gelmez. Hocaefendi aldığı terbiye gereği iftira, karalama ve yalanlara cevap vermek için söyleyenlerin seviyesine inmek gerekir, aldığı aile terbiyesi bu seviyeye inmeye müsaade etmiyor. O seviyeye inmeden de bu karalamalara cevap verilemiyor. Ne söylese bunu anlamayacak, bir fikir üretecek muhatap bulmakta zorlandığını düşünüyorum.”
http://www.zaman.com.tr/gundem_hocaefendinin-akrabalari-sessizligini-bozdu_2204103.html