2008 yılı nüfus sayım sonuçlarına göre, 2009 yılındaki nüfus kaybının 760 kişi civarında olduğunu hatırlatan Ertugay, “Bir önceki yıl kaybedilen nüfusa göre 2009’da az oranda düşüş yaşanması, sakın kimseyi sevindirmesin. Nüfus sayım sonuçları, alınan nüfusa ve kırsaldan kente doğru gerçekleştirilen harekete göre analiz edilir.” diye konuştu.
Erzurum’un, hemen her yıl nitelikli göç verdiğini ve buna mukabil çevre illerden de, kalitesiz göç aldığını vurgulayan Ertugay, “Erzurum’un kaybettiği nüfus göz önünde bulundurularak, 2009 yılında göç hızı azalmış şeklinde bir görüş ortaya atılabilir. Halbuki buna bakmamak lazımdır, asıl bakılması gereken nokta, Erzurum’un bölgeden ne kadar göç aldığıdır. İşsiz ve herhangi bir sabit geliri bulunmayan insanlar bir umut kapısı açılır umuduyla, Erzurum’a akın etmektedirler. Bu 2008 yılında da böyleydi, ondan önceki yıllarda da böyleydi.” ifadelerini kullandı.
Ertugay, “Merkez ilçelerimizde nüfus artışı göze çarpıyor. Çünkü insanlar kırsaldan kent merkezine geliyorlar. Bir zamanlar karınlarını topraktan doyuran köylülerimiz, maalesef yaşam şartlarının zorlaşması nedeniyle artık topraktan bile kaçar hale geldiler. Kimse merkezdeki nüfusun artışıyla övünmesin. Bu artış, iyileşmenin değil, sosyal bir facianın ayak sesleridir.” dedi.
Hükümetin, sosyal devlet ilkesi gereğince kırsaldan kente, kent merkezinden de başka şehirlere göçün önlenebilmesi için harekete geçmesi çeşitli ekonomik programlar uygulaması gerektiğini dile getiren Ertugay, “Biz bu gerekliliği yıllardan beri haykırıyoruz. Tarımı, hayvancılığı ve istihdamı teşvik edin diyoruz. Bölgenin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurarak, çok ciddi teşvikler uygulayın diyoruz. Ama maalesef hükümet sesimizi duymamakta ısrar ediyor. Millet doğduğu yerde doyurulmalıdır. Başka illere ya da kırsaldan kente göç etmek, çare kapısı olmamalıdır. Kaldı ki, göç bile artık çare olmaktan çıkmıştır.” dedi.