Sağlık Bakanlığı envanterine 2010 yılında katılan ambulans uçaklar, gerektiği zaman adeta bir ‘hava hastanesine’ dönüşebiliyor. Vatandaşların ihtiyaçlarına göre havalanan ambulans uçaklar yeri geldiğinde dünyanın diğer bir ucuna uçabiliyor.
Sağlık Bakanlığının 2010 yılında kullanmaya başladığı ambulans uçaklar, hem ülke içerisinde hem de ülkeler arasında hizmet veriyor. Şu an Sağlık Bakanlığı envanterinde biri 4 sedyeli, biri 2 sedyeli, bir diğeri ise tek sedyeli olmak üzere 3 adet ambulans uçak bulunuyor. Ambulans uçaklar, havanın aydınlık olduğu saatlerde hizmet sağlayan helikopter ambulanslardan farklı olarak 24 saat esasına göre hizmet veriyor. Ayrıca uçak ambulanslar yüksek sürat, uzun menzil, yüksek uçuş tavanı ve kabin basınçlarının ayarlanabilir olması nedeniyle hem ülke içerisinde hem de ülkeler arasında hizmet verebilme kabiliyetine sahipler. Ambulans uçaklar, yoğun bakım şartlarında hasta nakli sağlayan tüm tıbbi cihaz ve donanıma da sahip. Ventilatör, defibrilatör cihazı, infüzyon pompası gibi ileri yoğun bakım şartlarında bulunması gereken her türlü tıbbi cihaz ve malzemeye sahip olan ambulans uçaklar ayrıca, yenidoğan vakalarının taşınmasında gerekli olan kuvöz ve yenidoğan ventilatörü gibi malzemeleri de içerisinde barındırıyor. Vakanın olduğu şehir ya da ülkeye ulaşan ekipler, kara ambulansları ile koordineli olarak hastayı hızlıca alıp taşınması gereken diğer bir noktaya ulaştırmaya çalışıyor. Bu arada da ambulans uçaklar ile kara ambulanslarının koordinasyonu, Hava Operasyon Merkezi tarafından daha uçak piste inmeden sağlanıyor. Ambulans uçaklar 2020 yılında toplam bin 71 hastanın naklini sağlarken, bunlardan 231'i yurt dışından ülkemize taşındı. 2020 yılında toplam 2 bin 742 saat havada kalan ambulans uçaklar, ayrıca 17 kişiye de organ taşıdı.
“ÖZELLİKLE GENÇ KADINLARIMIZI BEKLERİZ”
Sağlık Bakanlığının hava ambulans ekibinin ilk ve tek kadın pilotu olan Sinem Ulusoy, 30 yıllık pilotluk hayatının son 4 yılında aktif olarak ambulans uçakları kullandığını belirterek, “Ambulans uçaklarındaki fark, fazla bir vaktiniz olmuyor hazırlık için. Son dakika ve acil vakalar olduğu için hızlı davranmak zorundayız. Genç kadınların da bize katılmasını çok isterim. İnşallah onlar da uçuşa başlarlar ambulans uçaklarla. En uzak uçuşumuz sanırım Tayland’dı, bayağı uzun sürmüştü. Toplam 20 kusür saat uçmuştuk, gidiş-dönüş bayağı uzun ve yorucu bir uçuştu. Gençleri teşvik ederim, başlasınlar uçsunlar. Özellikle de genç kadınlarımızı bekleriz” diye konuştu.
“BİZİ EN ÇOK ZORLAYAN ŞEY”
Yaklaşık 5 yılı aşkın süredir ambulans uçaklar ile uçtuğunu belirten ikinci pilot Ömer Boztaş, “Tabii ki uçarken dikkat ettiğimiz şeyler özellikle hastayı uygun şartlarda ve zamanında yerine ulaştırmak. Buna dikkat ediyoruz. Uzun uçuşlarımız da oluyor tabii ki. Bizi en çok zorlayan şeyler özellikle bu pandemi sürecinde tulumlu, maskeli ve tamamen kapalı olarak uçmak. Aynı zamanda bunun üzerine de haberleşmeyi ve iç kokpit koordinasyonunu sağlamaya çalışmak. Bizi sevindiren şeyler de özellikle çok ihtiyacı olan hastaların zamanında ve uygun şartlarda gidecekleri yerlere ulaşmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.
“VAKA VERİLDİĞİNDE HAVA OPERASYON MERKEZİ İLE MUTLAKA İLETİŞİM HALİNDE OLUYORUZ”
Bu görevi yapmaktan dolayı oldukça mutlu ve gururlu olduğunu belirten ambulans uçakta görevli Dr. Zeki Tanıtoğlu, “Ankara’da 2 tane uçak ambulansımız var, tek sedyeli ve 4 sedyeli olmak üzere. Bunların hazırlık aşamaları da tabii ki farklı oluyor. İki aşamalı bir hazırlık oluyor aslında, bir pilot ayağı var, bir de medikal ayağı var. Biz medikal kısmını yönetiyoruz. Vaka verildiğinde Hava Operasyon Merkezi ile mutlaka iletişim halinde oluyoruz. Vaka verildiğinde pilotlarımız meteorolojik açıdan değerlendirmelerini yaparken, biz de medikal açıdan, hastanın hava yoluyla taşınmasının uygun olup olmadığını değerlendiriyoruz. Bu anlamda Hava Operasyon Merkezi ile sürekli bağlantı halinde oluyoruz. Vakaya gitmeden önce hastanın durumu hakkında oldukça detaylı bilgi almaya çalışıyoruz ki, nasıl bir vaka ile karşılaşacağız, ne tür bir ekipmana ihtiyacımız olacak bunları gitmeden önce hazırlamak durumundayız. Bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra hastanın hava yoluyla taşınmasında bir sorun yoksa eğer medikal hazırlığımızı yapıp, meteorolojik açıdan da problem yoksa uçağımıza geçiyoruz ve vaka verilen il veya ülkeye seyahat ediyoruz” şeklinde konuştu.