Gerekçelendirmenin hukuk devletleri açısından çok önemli olduğunu belirten Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Gerekçe, hukuk devletinin alametifarikasıdır. Hukuk devletinde sadece mahkeme kararları değil, her türlü tasarruf gerekçesi ile keyfilikten ayrılır” dedi.
Adalet Bakanlığı tarafından "Yargı Kararlarında Gerekçelendirme Çalışması" düzenlendi. Programın açılışında açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Adalet her türlü beşeri faaliyeti kuşatan kutsal bir kavramdır. Yargı mensuplarının maddi hakikatin peşindeki çileli yürüyüşünün yegane amacı da adaleti sağlamaktır. Mağdurun hakkını teslim etmek, mazlumun hakkını teslim etmek, vicdanları teskin etmek yargı mensubunun bir ömür boyu devam eden çetin bir sınavıdır. Yargı mensubu bu sınavda tek başınadır ama asla yalnız değildir. Tek başınadır; çünkü, gözünü ve kulağını her türlü harici etkiye kapatmak zorundadır. Yalnız değildir; çünkü, gücünü hukuktan, hukuka bağlılıktan ve vicdandan almaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
“GEREKÇE, HUKUK DEVLETİNİN ALAMETİFARİKASIDIR”
Gerekçelerin tutarlı ve derinlikli kararlar üzerinde yükseleceğini ifade eden Bakan Gül, “Temel ölçü aklın rehberliğidir. Hukukun sınırları içerisinde kalmak ve her türlü değerlendirmeyi delile dayandırmaktır. Gerekçe, hukuk devletinin alametifarikasıdır. Hukuk devletinde sadece mahkeme kararları değil, her türlü tasarruf gerekçesi ile keyfilikten ayrılır. Gerekçenin yargısal faaliyet için taşıdığı anlam ise çok daha açıktır. Gerekçeli karar hakkı adil yargılanma hakkının en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Neden - sonuç ilişkisi gerekçe ile ortaya konur. Gerekçenin bir diğer fonksiyonu da etkili bir yargısal denetime zemin teşkil etmektedir. Yargısal denetim kadar demokratik denetim de yine gerekçeye bağlıdır. Toplumun yargıya güveni gerekçe üzerinden kurulan ilişkiyle sağlanır. Yargının itibarı özenli bir şekilde kaleme alınmış, gerekçesi tutarlı ve derinlikli kararlar üzerinde yükselecektir. Kesinleşmiş bir hükmün etkisini ve otoritesini güçlendirecek olan budur. Milletin karar ve tercihinden başka bir güç tanımayan demokrasimizin önünde bugün yeni ve sivil bir anayasa hedefi bulunmaktadır. Hak ve özgürlükleri geliştirme kararlılığımız sayesinde bu hedefe de emin adımlarla ulaşacağımıza inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“OLGUNLAŞTIRDIĞIMIZ YARGI REFORMLARINI 2018’DE ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜRDÜK”
Doğru yolda adım adım ilerlediklerini belirten Bakan Gül, “Türkiye’nin yönü hep geleceğe dönüktür, hep geleceğe bakmaktadır, insan haklarının geliştirilmesidir, hukukun üstünlüğüdür, hukuk güvenliğidir. Bunlar aynı zamanda reformlarımızın ana hedefleridir. Bu hedefleri de yargı paketleriyle somut hale getirmekteyiz. 2018’de başlattığımız; Barolar Birliği Başkanımız, tüm barolar, yargı mensubu, akademisyenler, toplumun her kesimi, hangi konuda farklı düşünen kesim varsa, fikrini aldığımız, olgunlaştırdığımız yargı reformlarını 2018’de ete kemiğe büründürdük. Yüzde 40’ı hayata geçirildi. Bunlar adım adım uygulandıkça, adliyelere vatandaşlarımız bu konularla temas ettikçe bunun somut meyveleri alınmaya başlanmıştır. Doğru bir yolda adım adım ilerliyoruz. Hak ve özgürlüklerimizi korumakta yargıyı sağlıklı biçimde işler kılmaktan geçmektedir. Çünkü yargı hak ve özgürlüklerin en önde gelen kurumsal güvencesini oluşturmaktadır. Gerekçeli karar hakkının korunması da işte bu vizyonun parçasıdır. Tüm bunlarla amacımız, adil kararın makul sürede verilmesinin sağlanması ve kararların gerekçeli olarak yazılması” diye konuştu.