Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Bu yıl uzlaştırma müzakerelerine geçilen 230 bin 826 dosyadan 194 bin 924’ünde uzlaşma sağlanmış, böylece müzakere edilen uzlaştırma dosyalarının yüzde 84,5’i uzlaşma ile neticelenmiştir” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2022 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2020 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri, Adalet Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri ile devam etti. Komisyonda milletvekillerine sunum yapan Adalet Bakanı Gül, AK Parti hükümetlerinin yargı alanında da kararlılık gösterdiğini belirterek, “Geçmişte darbe dönemlerinin araçsallaşan yargısı ve tarihe utanç vesikası olarak geçen hukuk cinayetleri toplumun adalet duygusunu derinden sarsmıştır. Bu sarsıntının yaraları kapanmadan FETÖ’nün cübbeli hainleri, dosyalarını örgüt ajandasına göre kurdular, tezgâhladılar, tuzakladılar. Bu süreçleri hep beraber bedeller ödeyerek yaşadık gördük. 17-25 Aralık sonrası milletin desteğiyle mevzi kazanan Türk yargısı, 15 Temmuz akabinde bu mücadeleyi kendi saygınlığı ve bağımsızlığı için de en üst seviyeye çıkarmıştır” diye konuştu.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin 30 Mayıs 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandığını hatırlatan Bakan Gül, “Belgede adalet sistemine ilişkin vizyonumuzu 'güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi' olarak belirledik. Bu vizyonla hazırlanan belgede 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet yer alıyor. Halihazırda 256 faaliyetin 159’u hayata geçirilmiş durumdadır. Belgenin uygulanma oranı yüzde 62 olmuştur” ifadelerini kullandı.
İnsan Hakları Eylem Planı’nın bir bütün olarak ‘özgür birey, güçlü toplum; daha demokratik bir Türkiye’ perspektifini yansıttığını kaydeden Gül, “Belgede 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet belirlenmiştir. Eylem Planı, adaleti sadece yargısal adaletten ibaret gören bir anlayıştan ziyade toplumun ve devletin temel zemini olarak kabul etmektedir. Belgede faaliyet vadeleri 2023 yılına kadar belirlenmiştir. İki yıllık uygulama dönemine yayılan 393 faaliyetin 138'ini yani yüzde 35'ini hayata geçirmiş bulunmaktayız” şeklinde konuştu.
Yeni anayasa ile ilgili olarak ise Bakan Gül, “Bize göre millet iradesinin bir daha ipotek altına alınmaması için, bütün demokratik kazanımların en güçlü güvenceye kavuşması için yeni ve sivil bir anayasa siyasetin önündeki sorumluluktur. Bu sorumluluk, siyaset kurumuna partiler üstü bir ödev vermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm partilere yaptığı çağrının arkasında da bu hassasiyet, bu anlayış bulunmaktadır. Kabul etmek gerekir ki darbe dönemlerinin ruhu 1982 Anayasası’na, millete ve siyaset kurumuna güvensizlik olarak yansımıştır. Bu yansımanın izlerini silmek için yapılan birçok değişiklik de anayasadaki vesayetçi anlayışı bütünüyle giderilebilmiş değildir. Hâlihazırda demokrasi anlayışımız bu anayasanın sunduğu perspektifin çok ilerisinde bulunmaktadır. Millet iradesini en güçlü şekilde koruyacak, özgürlükçü bir anlayışa dayalı anayasaya ihtiyacımız olduğu açıktır” değerlendirmesini yaptı.
Ceza adaleti sisteminde önemli değişiklikler yapıldığına işaret eden Gül, “Gerçekleştirilen değişikliklerden biri sulh ceza hâkimliklerine ilişkindir. Sulh ceza hâkimliklerinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı 'dikey itiraz usulü' getirilmiştir. Yani sulh ceza hâkimliklerinin belirtilen kararlarının itiraz halinde yine sulh ceza hâkimliklerince incelenmesi yönündeki uygulamayı kaldırdık. 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren tutuklamaya itiraza asliye ceza mahkemesi hâkimleri bakacak. Tutukluluğa itiraz artık bir üst mahkemede yapılacak” şeklinde konuştu.
Gül, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde sosyal dokuyu ve toplum huzurunu koruyan mevzuat hükümlerini de gözden geçireceğimiz hususunu Komisyonumuzun bilgisine özellikle arz etmek isterim. Örneğin trafik magandalığı diye tabir edilen fiillere ceza artırımı gündemimizde bulunmaktadır. Kimsenin başkalarının hayatını tehlikeye sokma veya onları huzursuz etme gibi bir hakkı yoktur. Toplumsal yaşam içerisinde başkalarına saygılı biçimde hayatını sürdüren insanları daha iyi korumamız gerekiyor. Bu nedenle insanların hayatını ve hatta kendi hayatını hiçe sayan davranışlarla daha etkili bir mücadele reform belgelerimizde belirlediğimiz bir faaliyettir. Öte yandan, vergi suçlarına ilişkin de ceza adaletinin orantılılık ve ölçülülük ilkeleri doğrultusunda bir düzenleme ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki yargı paketlerinde ele alacağımız konulardan biri de vergi ceza adaleti olacaktır.”
Mesai saatleri dışında yakalanan kişilerin yargı mercilerine gelip ifade vermeyi taahhüt etmeleri durumunda cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda bir defaya mahsus olmak üzere serbest bırakıldığını hatırlatan Bakan Gül, “Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021 tarihinden bu yana 9 bin 351 vatandaşımız taahhüt vererek serbest kaldı. Vatandaşımızın hukuk güvenliğini ve itibarını korumaya yönelik reform adımlarımızdan biri de İstanbul Havalimanı Adliyesi olmuştur. Hizmetin verilmeye başlandığı 11 Şubat 2020 tarihinden itibaren toplam 8 bin 127 kişi hakkında yakalama işlemi gerçekleştirilmiştir. 4 bin 607 kişi hakkında da soruşturma işlemi yapılmıştır. 2022 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı’na da bir adliye kuracağız” ifadelerini kullandı.
Gül, ceza muhakemeleri ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“2021 yılında seri muhakeme bürolarına gelen dosyaların 66 bin 838’inde mahkemelerin talepname doğrultusunda hüküm kurduğu görülmüştür. Klasik yargılamada bu kapsamdaki bir davanın kesinleşmesi ortalama bir yıl 7 ay sürerken, seri muhakemenin uygulandığı dosyaların ortalama iki haftada kesinleştiği görülmektedir. 2021 yılında toplam 389 bin 443 suçta basit yargılama usulü uygulanmış ve bu suçlardan 202 bin 270’inde karar verilmiştir. Bu düzenlemeler vatandaşlarımızın uzun süreçlerle karşı karşıya kalmamalarını sağlamıştır. Bir başka başarı alanımızda ceza muhakemesinde uzlaşma kurumudur. 2019 yılında Birinci Yargı Paketi ile uzlaşmanın kapsamını genişlettik. Bu yıl uzlaştırma müzakerelerine geçilen 230 bin 826 dosyadan 194 bin 924’ünde uzlaşma sağlanmış, böylece müzakere edilen uzlaştırma dosyalarının yüzde 84,5’i uzlaşma ile neticelenmiştir.”
Gül şunları kaydetti: “Adliyelerimizdeki adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerini ilk olarak 2019 yılının Nisan ayında kurmuştuk. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde müdürlük sayısının 113 olduğunu ifade etmiştim. Bu sayı bugün itibarıyla 161 oldu. Hâlihazırda adliyelerde görev yapan uzman sayısı ise bin 208’dir. Bu sayı geçen yıl 802’ydi. İlerleyen süreçte uzman sayısını daha da artıracağız. Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin kurulduğu Haziran 2020 tarihinden bu yana 19 bin 774 vatandaşımıza bilgilendirme ve yönlendirme hizmeti sağlandı. Amacımız, suç mağdurlarının yeni yüklerle karşı karşıya kalmamasıdır. Vatandaşımız, hukukun yük olan değil, yük alan işlevini en güçlü şekilde yanında görmelidir. Adli görüşme odalarını ilk olarak 2017 yılında kurmaya başladık. Hâlihazırda 81 il, 105 adliyede 110 adli görüşme odası bulunuyor.”