Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
TDK 2024 yılının kelimesini açıkladı
TDK 2024 yılının kelimesini açıkladı
Balkanlarda Türkçe gündemi
Balkanlarda Türkçe gündemi
Asgari ücrette geri sayım
Asgari ücrette geri sayım
Sosyal korumaya 2.6 trilyon harcandı
Sosyal korumaya 2.6 trilyon harcandı
Gazze'de can kaybı 45 bin 317’ye yükseldi
Gazze'de can kaybı 45 bin 317’ye yükseldi
HABERLER>GÜNDEM
29 Kasım 2024 Cuma - 02:52

Göktaş ASHB projelerini paylaştı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığının, ülkenin en hassas kesimlerine hizmet götüren bir kurum olduğunu, bu anlamda, milletvekillerinin gösterdiği hassasiyeti çok iyi anladığını ifade etti.

Göktaş ASHB projelerini paylaştı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığının, ülkenin en hassas kesimlerine hizmet götüren bir kurum olduğunu, bu anlamda, milletvekillerinin gösterdiği hassasiyeti çok iyi anladığını ifade etti.

Bakanlığının, 85 milyon vatandaşa hizmet götüren, her haneye temas eden bir kurum olduğunu belirten Göktaş, vatandaşların ihtiyaçlarını en doğru şekilde tespit etmeye çalışıp, bu ihtiyaçlara yerinde, hızlı ve etkili çözümler sunduklarını söyledi.

Bakan Göktaş, önceliklerinin toplumun tüm kesimlerine eşit şekilde ulaşmak olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: "Kadın, çocuk, yaşlı ve engelli gibi hassas grupların haklarını korumak, onların yaşam kalitelerini artırmak, toplumsal hayata tam ve eşit katılımlarını sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Dünyada yaşanan gelişmeler ve krizlerin yol açtığı sosyal sorunlar, siyasi, ekonomik ve sosyal görünümü ciddi manada etkilemekte. Bakanlık olarak, toplumsal dayanıklılığımızı artırmak için bu sorunları titizlikle değerlendiriyoruz. Bu kapsamda, iki önemli mekanizmayı daha devreye sokuyoruz. Bunlardan ilki Sosyal Risk Haritası, bu çalışmamızla toplumdaki bir arada yaşama kültürünü bozma, bireyi ve aileyi sağlıksız zeminlere taşıma ihtimali olan olası sosyal olguları belirliyoruz. Şiddet vakalarının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu sosyal olgulara dair risk faktörlerini hesaplayarak hane bazlı erken bir müdahale sistemi kurguluyoruz. Bu risklere yönelik koruyucu ve önleyici mekanizmalarımızı daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Şehir, ilçe ve mahalle bazında Sosyal Risk Haritaları'nı oluşturmaya yönelik çalışmalarımızda sosyal olgularımıza yönelik çalışmalarımızı tamamladık. Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımızla da güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmayı öncelikle iki pilot ilçeden başlattık, akabinde Sosyal Risk Haritamızı 6 ilimizde de başlattık."

Bir diğer yenilikçi modellerinin ise "Aile Rehberi Sistemi" olduğunu kaydeden Göktaş, bu sistemle, her ailenin bir "aile rehberi"ne sahip olmasını amaçladıklarını ifade etti.

Böylece vatandaşların sosyal hizmet ihtiyaçlarını karşılamak için daha hızlı, güvenilir ve ulaşılabilir bir destek sunacaklarını belirten Göktaş, "Ailelerinin bir 'aile rehberi' olmasını isteyen vatandaşlarımız e-Devlet, sosyal hizmet merkezlerimiz veya çağrı merkezlerimiz üzerinden başvurularını yapacaklar. Aile rehberi ailemiz ile tanışarak hane değerlendirmesini yapacak, uygun hizmet müdahalesini ve yönlendirmesini gerçekleştirecek. Sadece bizim bakanlığımız değil, Sağlık, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı çok geniş kapsamda çalıştığımız bir veri risk kapasiteden bahsediyoruz. Bu noktadan sonra, izleme ve değerlendirme çalışmalarımız sürekli olarak devam edecek. Amacımız, vatandaşlarımızın, ailelerinin yaşam kapasitesini arttırmak, sürdürülebilir bir destek mekanizmasını oluşturmak ve her ailenin ihtiyacına yönelik özel çözümler sunmaktır." diye konuştu.

"DAVALARA MÜDAHİL OLUYOR, GEREKTİĞİNDE İSE TAKİPSİZLİK KARARLARINA BİZ İTİRAZ EDİYORUZ"

Bakan Göktaş, bazı milletvekillerinin Bakanlığın şiddet vakalarına müdahil olma yönündeki sorulara da cevap vererek, bazı milletvekillerinin özellikle şiddet vakalarına atıf yaparak "Haberiniz yok, umurunuzda değil, yanlarında değilsiniz" gibi ithamlarda bulunduklarını hatırlattı.

Bu ithamların "kesinlikle haksız ve gerçek dışı" olduğunu söyleyen Bakan Göktaş, şöyle konuştu: "Siz hiç kadın cinayetine şahit oldunuz mu arkadaşlar, ben şahit oldum. Bizzat tanıdığım bir kadın Belçika'da sokak ortasında 22 yerinden bıçaklandı. Benim siyasete girme temellerimi, motivasyonumu oluşturan kaynaklardan biri budur. Dolayısıyla bu ithamları yapmadan önce insanları doğru tanıyın ve yersiz ithamlarda lütfen bulunmayın. Bu ailelerin yanında ben de oldum. Türkiye'nin hangi köşesinde olursa olsun, meydana gelen her olayı yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyor, gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda Bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor, onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz."

Psikososyal destek hizmetlerine de değinen Bakan Göktaş, "Bazı milletvekillerimizin önemsizleştirerek bahsettiği psikososyal destek hizmetlerimiz, başta çocuklar olmak üzere, yaşananlardan olumsuz etkilenen herkesin üzerinde öyle bir etkisi var ki. Bu çocuklar, bu kadınlar hepimizin çocuğu, hepimizin kardeşi." dedi.

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'a ilişkin sorulara da yanıt veren Bakan Göktaş, dava sürecinin devam ettiğini, mahkemede onun hakkını arayanın kendileri (Bakanlık) olduğunu, avukatlarının savunmasının herkes tarafından takdir gördüğünü aktardı.

"ŞİDDETE SIFIR TOLERANS İLKESİYLE HAREKET EDİYORUZ"

Şiddetle mücadele, ŞÖNİM ve kadın konukevlerine de değinen Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda eleştiriler sunan milletvekilleri olduğunu anımsattı. Kadına yönelik şiddeti, açık bir insan hakkı ihlali olarak gördüklerini belirten Göktaş, "Tekrar vurgulamak istiyorum. Tek bir vaka bile bizim için çok fazladır. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyor, bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmaya sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK'lerimizle bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışla hareket ediyoruz. Toplumun tüm kesimlerini topyekun mücadelemize dahil ediyoruz. Şiddeti kökünden nasıl kazıyacağız diye sordunuz? Şiddeti siz, biz, hep birlikte, el ele vererek kazıyacağız. Bu konuda kurumsal kapasitemizi her geçen gün daha da güçlendiriyoruz." ifadesini kullandı.

Bakanlığının ŞÖNİM açmadığı yönündeki eleştirilere de yanıt veren Bakan Göktaş, bu yıl İstanbul ve İzmir'de toplam 2 ŞÖNİM açtıklarını, Türkiye'nin dört bir yanında 84 ŞÖNİM ile hizmet verdiklerini söyledi. Kadın konukevlerinin sayısının artmaması yönündeki eleştirilere ise Bakan Göktaş, "Şu an halihazırda, Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, İstanbul ve Kocaeli'de kadın konukevi açmak için çalışmalarımız devam ediyor. Şunu ayrıca belirtmek isterim ki bugün konukevlerimizin mevcut doluluk oranı yüzde 70. Temennimiz odur ki, şiddet sona ersin, kadınlar, konukevlerine ihtiyaç duymasın. Ayrıca 418 Sosyal Hizmet Merkezi ve 309 Şiddetle Mücadele İrtibat Noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Bazı milletvekillerimiz, kadın konukevinden 'sığınak' olarak bahsetti. Geçen sene de benzer bir ifade kullanılmıştı. Biz, bu ifadeyi, kadınları incitmemek adına kullanmaktan imtina ediyoruz. Biz kadınları misafirimiz olarak görüyoruz. Bu bağlamda, kadın konukevlerinde, misafir ettiğimiz şiddet mağduru kadınları, hak ettiği şekilde misafir ediyor, şiddetten koruyor, psikososyal yönden destekliyor ve güçlendiriyoruz." yanıtını verdi.

KADIN KONUKEVLERİNDE KADINLARIN OY KULLANAMADIĞI İDDİASI

Kadınların, kadın konukevinde oy kullanamadıklarını iddiasının doğru olmadığını söyleyen Göktaş, hakkında gizlilik kararı bulunan kadınların ŞÖNİM adresinin bulunduğu yerde, gizlilik kararı olmayan kadınların ise ikamet adreslerinin olduğu yerde oylarını kullanabildiklerini anlattı. Göktaş, ayrıca konukevlerinde kalan kadınların oy vermeleri sırasında alınması gereken güvenlik tedbirlerini de İçişleri Bakanlığı ile işbirliği içerisinde yürüttüklerini ifade etti. Ayrıca, şahsi olarak kendisinden vakalara ilişkin bilgi talep eden hiçbir milletvekilini, (çocuk istismarcıları hariç) geri çevirmediğini aktaran Göktaş, şöyle konuştu: "Bu ülkede yıllarca yalnızca başörtüsü yüzünden kazandıkları üniversiteye gidemeyen genç kızlarımız oldu. Çalışamayan, mesleklerini icra edemeyen kadınlar oldu. Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz, yıllarca kılık kıyafetinden dolayı istihdamdan sizler uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak isterim. Yıllardır kadına yönelik şiddetle mücadelemizi İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi biz en geniş çerçevede bir insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz. Ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu dahi değildir. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizin somut araçları, 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere hukukumuza derç ettiğimiz mevzuat ve ihtisaslaşmış kurumsal mekanizmalarımızdır."

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyada "eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye" sahip olduklarını belirterek, 2007 yılından bu yana uyguladıkları, Ulusal Eylem Planlarıyla yasal düzenlemeleri her geçen gün kadına yönelik şiddetle mücadeleye daha duyarlı hale getirdiklerini söyledi. Bakan Göktaş, "(İstanbul Sözleşmesi) Geri çekilme kararı hiçbir şekilde ülkemizin 'kadınların korunmasından ve şiddetle mücadeleden taviz verdiği' anlamına asla gelmemekte. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye dayanmadığı gibi İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Şunun altını özellikle çizmek isterim ki kullanılan söylemler, eleştiriler, hatta asılsız ve yakışıksız ithamlar şiddetle mücadelemize hiçbir katkı sunmamakta. Bu meselelerde lütfen siyaset yapmayı bir kenara bırakıp, yapılanları görerek birlikte çalışmaya devam edelim." değerlendirmesinde bulundu.

STK'ler ile yürütülen kapsamlı istişare çalışmalarının olduğuna işaret eden Bakan Göktaş, şu ifadeleri kullandı: "Nitekim, bu yıl içerisinde kadınlara yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları ile de birçok toplantı, görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelere hiçbir ayrım yapmadan tüm STK'leri davet ettik. Tüm STK'lerden gelen görüşme taleplerine, kimden gelirse gelsin, karşılık verdik. Biz her türlü görüşü dinliyoruz, dinlemeye de devam edeceğiz. Hepimizin derdi bir, hepimizin amacı, ayrışmadan, şiddetle mücadele etmek. Bu istişareleri kadınların güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele edilmesi noktasında çok kıymetli buluyoruz."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, gündemdeki kreş tartışmalarına ilişkin, "Şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen oyun evi adı altında, kreş adı altında, anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altındaki kurumlardan bahsediyoruz." dedi.

Bakan Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini cevapladı.

Kadını güçlü kılacak her somut adımın Türkiye'nin güçlenmesi demek olduğunu ifade eden Göktaş, "Kadının güçlenmesine ayrılan payın azlığından bahsettiniz. Kadının güçlenmesinden SED ödemelerine, doğum yardımlarından kadın girişimcilik projelerine kadar 2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar liradır. Bakanlığımızın bütçesinden yüzde 50,6'sını, yani yarısından fazlasını kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

Bir milletvekilinin eylem planını "sanal" olmakla suçladığını aktaran Göktaş, "Bu ithamı asla kabul etmiyorum. Sizin sanal olarak değersizleştirdiğiniz belgeler pek çok politikalarımızın dayanağını teşkil ediyor. Ortak akılla, istişareyle ortaya konulan bu belgeler bizim için yol haritasıdır. Zira, bu belgelerin hazırlık sürecinde STK'lerin, üniversitelerimizin, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın desteklerini de alıyoruz. Bu itham onlara da haksızlık olur. Dolayısıyla 'sanal' diyerek itibarsızlaştırmanıza müsaade edemeyeceğim." ifadelerini kullandı.

Stratejik hedeflere ulaşmak için yıllardır hazırlayıp uyguladıkları eylem planları olduğuna işaret eden Göktaş, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nın 2021-2025 döneminde 4'üncüsünü uyguladıklarını, 2026-2030 dönemi için, 5'incisinin hazırlıklarına başladıklarını söyledi.

Bazı milletvekillerinden "çalışmaya yeni mi başladınız?" tepkisi aldığını aktaran Göktaş, "El insaf. Bir vekilimiz kadınların dijital okuryazarlık düzeylerinin arttırılmasının onları güçlendirmede önemli olduğundan bahsetmişti bence çok haklı. Kadınların dijital, finans, sağlık başta olmak üzere pek çok alanda becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim programları yürütüyoruz. Kadının güçlendirilmesi ile ilgili her türlü işbirliğine açık olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum." şeklinde konuştu.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece dizilerin ele alınmaması gerektiğine dair bir milletvekilinin yorumu olduğunu aktaran Göktaş, şöyle devam etti: "Ne yazık ki medya, kadını yücelten ve haklarını koruyan bir bakış açısı sunmak yerine kadınları basmakalıp rollerle sınırlandırıyor, kadın bedenini metalaştırıyor ve sömürüyor. Bu yanlış temsil, toplumdaki ayrımcılığı derinleştirirken kadına yönelik şiddeti de görünmez kılıyor ve dahası normalleştiriyor. Şiddeti normalleştiren her yayın ise aslında şiddetin bir ortağına dönüşüyor. Haber dili, gündüz kuşağı programları, diziler ve filmler aracılığıyla yayılan bu mesajlar, toplumsal algıyı olumsuz etkileyerek kadınların saygınlığını zedeliyor. Bu nedenle medyanın, kadınların haklarını savunan ve fırsat eşitliğini güçlendiren bir perspektife evrilmesi hayati önem taşımaktadır. Medyanın sorumlu, duyarlı ve dikkatli olması, şiddetle mücadelemizin gücünü artıracaktır. Bu alanda atacağımız her adımın, medyada kadın temsili üzerine gerçekleştireceğimiz dönüşüm ile toplumda çok kıymetli yansımaları olacağına inanıyoruz. RTÜK başta olmak üzere, tüm ilgili paydaşlarla bu yöndeki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz."

"ASLA MÜSAMAHA GÖSTERMEDİK"

Bakan Göktaş, milletvekillerinin özellikle kadınlar ve çocukların konu olduğu vakalarla ilgili sorularına yazılı cevap vereceğini söyledi. Her şeyden önce çocukların haklarından ve özgürlüklerinden sorumlu bir bakan olarak, çocukların mahremiyetini korumanın en öncelikli vazifesi olduğunu vurgulayan Göktaş, "Çocuklarımız söz konusu olduğunda attığımız her adımı, hayata geçirdiğimiz her projeyi, yürüttüğümüz her politikayı çocuğun üstün yararı ilkesini gözeterek gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda, isimleri zikretmenin, vakalardan bahsetmenin, çocukların haklarını suiistimal etmek olduğuna inanıyoruz. Bugüne kadar tek bir çocuğun dahi suistimal edilmesine asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Biz, çocuklarımızın geleceğini etkileyecek herhangi bir bilginin, ileriki yaşlarında karşısına çıkmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın temel haklarından biri olan unutulma hakkına riayet ediyoruz. Ve herkesi bu hakka riayet etmeye davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Göktaş, çocukların haklarını korumak, geleceğini güvence altına almak ve onları her türlü siyasi manipülasyondan uzak tutmanın herkesin görevi olduğunu vurguladı. Bakanlığa emanet edilen çocukların her birinin farklı bir öyküsü olduğunu, çeşitli zorluklarla karşılaşmış, türlü travmalar yaşamış çocuklara devletin bir asrı aşkın süredir sahip çıktığını ifade eden Göktaş, şöyle konuştu: "Bakanlık olarak, çocuklarımızla ilgili yaşanan her hadisenin sonuna kadar takipçisi olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Gerekli tüm soruşturmaların açılması ve gereğinin yapılması konusunda da asla taviz vermeyeceğimizin altını çiziyorum. Her zaman söyledim, yine söylüyorum. Kadınlar ve çocuklarla ilgili her türlü konu, siyaset üstü bir meseledir. Türkiye Cumhuriyetinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak hiçbir çocuğumuzu, hiçbir kurumumuzu kimsenin siyasi emellerine alet ettirmem. Buna teşebbüs edenlere asla ve asla müsamaha göstermem. Hele hele kurumda olması gereken iki çocuğumuzu alıkoyarak, çocuklarımızın yaşadıkları olumsuzlukları ve duyguları yok sayarak sosyal medya hesaplarından ifşa edenleri kesinlikle muhatap almam. Tüm milletvekillerimizden istirhamımdır. Lütfen, özellikle çocuklarımızla ilgili herhangi bir vaka elinize ulaştığında bana hemen ulaştırın. Çocuklarımızın iyiliğini gözeterek, gerekli adımı beraber atalım. Bu çocuklar, sizin, bizim, hepimizin çocukları. Çocuklarımızın menfaatleri doğrultusunda her şey başımızın üzerindedir. Bize uzatılan her ele biz kucak açarız. Yeter ki samimi olsun. Şu zamana kadar hangi siyasi görüşten olursa olsun, bizden görüşme talep eden tüm milletvekillerimizle görüştük, sorunlara çözümler bulduk. Ben her birine bu vesileyle tek tek teşekkür ediyorum. Bu hassasiyetin devam etmesini diliyorum."

"DENETİMSİZ OLMASI AİLELER VE ÇOCUKLAR İÇİN BÜYÜK BİR RİSKTİR"

Bakan Göktaş, kreşler konusunda milletvekillerinin görüşlerini ifade ettiğini belirterek, "Bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak, en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun, içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatının yasal düzlemde uygunluğunun denetlenmesi gerekiyor." dedi.

Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocukların lehine olan herhangi bir şeye karşı olmadıklarına işaret eden Göktaş, şunları kaydetti: "Belediyelerin ve özel sektörün, belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla, bu tür kuruluşların yaygınlaştırmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konukevlerinin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerini taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak, maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen oyun evi adı altında, kreş adı altında, anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altındaki kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım. Çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere bakanlıktan giden bir yazıdan bahsediyoruz. Bu konuda bir çözüm üretmemiz gerekiyorsa bunu da yasal düzenlemeler çerçevesinde yapmak en tabiidir. Denetimsiz olması aileler ve çocuklar için büyük bir risktir. Tüm paydaşlarımızdan bu konuda aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bakanlık olarak, yasal çerçevede ve denetim mekanizması altında yürütülecek her türlü faaliyetin destekçisi olacağımızı özellikle belirtmek istiyorum."

"ÇOCUĞA VE AİLEYE YÖNELİK PSİKOSOSYAL VE DANIŞMANLIK TEDBİRLERİ UYGULUYORUZ"

Göktaş, çocuk istismarı iddialarıyla ilgili herhangi bilgi veya ihbar kendilerine ulaştığı an hiç vakit kaybetmeden, hemen müdahalede bulunduklarını söyledi Koruyucu ve önleyici hizmetlerle, ikincil örselenmeyi önleyen bir müdahale ve rehabilitasyon süreci yürüttüklerine işaret eden Göktaş, "Çocuk istismarı ile ilgili herhangi bir ihbar alır almaz, sosyal incelemelerimizi gerçekleştirdikten sonra çocuklara yönelik eğitim, sağlık, bakım ve barınma gibi gerekli tedbirleri alıyoruz. Ailesi yanında desteklenebileceğine kanaat getirilen çocuklar için mahkeme tarafından alınan tedbirler çerçevesinde çocuğa ve aileye yönelik psikososyal ve danışmanlık tedbirleri uyguluyoruz." şeklinde konuştu.

İhtisaslaştırdığımız çocuk evleri sitelerinde, mağduriyeti sebebiyle bakım tedbiri kararı verilen çocukların ihtiyaçlarına özgü hizmetler sunduklarına işaret eden Göktaş, bu kapsamda 81 ilde uzman müdahale ekibi kurduklarını, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Çocuk İzlem Merkezlerinde meslek personellerini görevlendirdiklerini dile getirdi.

"ÇOCUKLARIMIZI EĞİTİME KAZANDIRMAYI ÖNCELİĞİMİZ HALİNE GETİRDİK"

Çocuk, örgün eğitim çağını tamamlamışsa meslek edindirme programlarıyla geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesini sağladıklarını aktaran Göktaş, bu süreçte sadece çocuklarla değil aileleriyle de yan yana yürüdüklerini, programın başladığı 2017'den bugüne yaklaşık 51 bin çocuğa ulaştıklarını söyledi.

Anka Çocuk Destek Programı ile suça sürüklenen çocuklara ulaştıklarını dile getiren Göktaş, sosyal risk haritalarının çocukları bu tarz risklere karşı korumak için önemli bir çalışma olduğunu vurguladı.

Çocukların üstün yararı ilkesi doğrultusunda Bakanlık olarak sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü işbirlikleri geliştirdiklerini, bu işbirliklerini ideolojik kalıplara sokmanın çocukların geleceğine zarar vermekten başka bir şey olmayacağını vurgulayan Göktaş, "Önceliğimiz her şeyden önce çocuklarımızın üstün yararını gözetmektir. Bu üstün yararın içerisinde de onların her konuda desteklenmesi yer almaktadır. Herkesin bu mücadelede bir sorumluluğu var bu sorumluluğu ideolojik önyargılarla çekişmelere feda etmemeliyiz." diye konuştu.

"AİLE BİZİM KUTSALIMIZDIR"

Göktaş, bazı milletvekillerinin kadını ve aileyi birbirine rakipmiş gibi gösteren, birbiri karşısına konumlandıran görüşlerde bulunduğunu söyledi. Kadın ve ailenin toplumun en değerli iki yapı taşı olduğunun altını çizen Göktaş, bazı çevrelerin aileyi koruma ve güçlendirmeyi kadınların haklarını savunmaya yönelik bir tehdit olarak algıladığını, oysa bunun büyük bir yanılgı olduğunu ifade etti.

Bazı milletvekillerinin "kutsal aile" diyerek aileyi küçümseyen bir tavır sergilediğini aktaran Göktaş, "Evet, aile bizim kutsalımızdır ama bizim buna güçlü ve sağlıklı aileler penceresinden baktığımızı özellikle vurgulamak istiyorum." dedi.

 
Tunç: Adalet insan onurunu koruyan yegane değer
 
Işıkhan’dan İslami Değerler vurgusu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kar altında Doğu Ekspresinden masalsı görüntü
Doğu Ekspresi treninin Beşsaray köyündeki Fırat Nehri üzerine kurulu köprü ...
Erzurum 112 ekiplerinden kış mesaisi
Çetin ve uzun kış aylarının yaşandığı Erzurum’da, 112 ekipleri vatandaşlara ...
Muş’ta 45 köy yolu ulaşıma kapandı
Muş’ta etkili olan kar yağışı nedeniyle 45 köy yolu ulaşıma kapandı.
 
Posof ilçesinde eğitime kar engeli
Ardahan'ın Posof ilçesinde olumsuz hava koşulları nedeniyle, eğitim ve öğretime 1 gün ara verildi.
Toprak damlı evlerde kar küreme mesaisi
Hakkari’de yöresel mimariyle inşa edilen toprak evlerin damında kar küreme mesaisi başladı.
Kacır: 'Türk milletinin imzası gökyüzünde’
Kacır, 'Bu milletin öz evlatları Bayraktar ile, Akıncı ile, ANKA ile, ...
 
Memişoğlu: Özel hastaneler mevzuatını yeniliyoruz
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Özel hastaneler mevzuatını tamamen yeniliyoruz. ...
Göktaş'tan Aile Enstitüsü açıklaması
Göktaş, "İlk defa oluşturulacak 'Nüfus Politikaları Kurulu'na ilişkin ...
Palandöken kar kalınlığında zirvede
Palandöken’de kar kalınlığı 70 santimetreye ulaştı. Dünya Kış Turizmi ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri