Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Filistin Mitingi’nde yaptığı konuşmada, “Elbette her ülkenin kendini savunma hakkı vardır. Bununla birlikte Gazze’de savunma değil, açık ve alçak bir katliam yürütülmektedir. Gazze halkını, bir silah gibi kullandıkları açlıkla, susuzlukla, yakıtsızla, sağlık hizmetlerini çökerterek topluca yok etme peşindeler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Büyük Filistin Mitingi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, mitinge katılan Cumhur İttifakı'nın genel başkanlarını, yurt dışından mitinge katılan misafirleri ve İstanbulluları en kalbi duygularıyla selamladığını söyledi.
Mitinge katılanlara, Filistin davasına sahip çıkarak Gazzeli mazlumlara umut oldukları için şahsı ve milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu toprağı bize vatan olarak bırakan ecdadın tüm şehitlerini, gazilerini, kahramanlarını rahmetle anıyorum. Anadolu Selçuklu Devleti'nden Osmanlı'ya ve Cumhuriyet'e kadar vatan topraklarına hükümranlık mührümüzü vurduğumuz devletlerimizin kurulmasında ve yaşatılmasında emeği geçenleri minnetle yâd ediyorum" dedi.
“GAZZE İÇİN KIYAMDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yer aldığı coğrafyanın semalarında bayrağın ilelebet dalgalanması, ezanların kıyamete kadar okunması için emek veren, akıl ve alın teri döken herkese şükranlarını sunduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Kardeşlerim, siz bugün burada öyle büyük bir milletsiniz ki bunu farklı bir şekilde ortaya koydunuz. Öyle büyük bir millet ve devletiz ki ne gücümüz ne derdimiz ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir. Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının coşkusunu yaşarken bugün Gazze için yüreklerimizin yangınını cümle âleme haykıracağız. Tıpkı geçmişte Trakya'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz kıyılarının her karışında, Orta Asya'nın, Güney Asya'nın, Afrika'nın dört bir yanında..."
Millî Şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz, dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!" dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Velhasıl ufkumuzun uzandığı her yerde, kalplerini ve gözlerini bize çevirmiş kardeşlerimizin derdiyle dertlendiğimiz, yardım eli uzattığımız, gerektiğinde sınırlarımızı açtığımız kardeşlerimize yaptığımız gibi, Gazze için de bugün olduğu gibi kıyamdayız" diye konuştu.
“TÜRKİYE, TARİHİYLE, KÜLTÜRÜYLE, COĞRAFYASIYLA, MEDENİYETİYLE BÜYÜK BİR DEVLETTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maalesef ülkenin siyasileri içerisinde Hamas'ı Netanyahu'ya bırakan talihsizler olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu nasıl terörist ise Hamas da teröristmiş. Yazıklar olsun. Hamas nedir, Hamas kimdir? Bundan bihaber olan bedhahlar, talihsizler var ve onlara ülkemde oy atanların da şu anda iyi düşünmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Kendilerinin ve önceki kuşağın gençliğinin, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerinin yaşadığı acıları takip etmekle, anlatmakla, telin etmekle geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kırım'dan Karabağ'a, Bosna'dan Kerkük'e, Filistin'den Türkistan'a, Afganistan'dan Çeçenistan'a pek çok coğrafya için biz gözyaşı döktük. Ömrümüz boşuna geçmedi. Bugün birileri Gazze'yi uzakta çok uzakta, bizimle hiç alakası olmayan bir yer gibi görüyor hatta bunu ne yazık ki açıkça söylüyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir asır önce bu millet için, bu ülke için Adana neyse Gazze'nin de o olduğuna dikkati çekerek, "Tıpkı Edirne neyse Üsküp'ün, Kırklareli neyse Selanik'in, Mardin neyse Musul'un, Gaziantep neyse Halep'in o olduğu gibi Gazze de vatan topraklarının ayrılmaz sandığımız bir parçasıydı. Nereden nereye geldik? Çanakkale Şehitliği'ne yolunuz düştüğünde ihmal etmeyin. Muhakkak gidin. Mezar taşlarının üzerindeki isimlere ve şehirlere iyi bakın. Orada, Balıkesirliyle Şanlıurfalının olduğu gibi Gazzeliyle Üsküplünün yan yana yattığını göreceksiniz. Öyle ki Çanakkale Şehitleri listesinde Gazze, verdiği 53 şehitle, bugün sınırlarımızın içindeki şehirlerin çoğunun üstünde yer alıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türk milletini, kanı kadar, canı kadar, sevdası kadar kendinden olan tüm bu topraklardan ne yazık ki ayırdıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Sadece fiziki olarak ayırmakla kalmadılar, zihnimizden ve kalbimizden sökmek için de her türlü fırıldağı çevirdiler. Milyonlarca insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evlerini bırakıp Anadolu'ya sığınmak zorunda kaldığı kara günlerden o aldığımız dersleri asla unutmamalıyız. Gazze'deki Filistinli kardeşlerimize destek için bir araya geldiğimiz şu muhteşem toplantıdan, bir daha asla yeni Gazzeler ortaya çıkmasına izin vermeme azmiyle ayrılmalıyız. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tarihiyle, kültürüyle, coğrafyasıyla, medeniyetiyle, büyük bir devlet olduğunu belirterek, aynı zamanda Türkiye'nin sahip olduğu tüm vasıflarından yana asla bitmeyecek büyük tehditlerin, büyük projelerin hedefinde yer aldığını söyledi.
Ülkenin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda, batısında ve hatta bunların ötesinde yaşanan hiçbir hadisenin, çıkan hiçbir krizin, kurulan hiçbir ittifakın, Türkiye üzerine oynanan oyunlardan bağımsız olmadığının bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Hamas terör örgütü değildir dedim ya, bundan İsrail çok rahatsız oldu. Ya zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu söyleyeceğinizi biliyorduk ve bunu bildiğimiz için de açık ve net olarak ifade ettik. İnşallah ne diyoruz? La galibe illallah. Biz buna iman etmişiz. Buna imanımız var. Galip olan sadece Allah'tır. Dolayısıyla biz burada sadece Gazze'de yaşanan katliamı telin etmekle kalmıyoruz, onunla birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin de müdafaasını yapıyoruz. Sultan Abdülhamit oralarla az mı haşır neşir oldu. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın, hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947'de Gazze, Filistin buralar neydi, bugün ne? Ya İsrail, sen buralara nasıl geldin? Nasıl girdin? Sen bir işgalcisin, sen bir örgütsün. Dolayısıyla Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye'nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor."
“TÜRK MİLLETİ ZULÜM KARŞISINDA HER ZAMAN MAZLUMUN YANINDA YER ALDI”
Ne yazık ki Batı'nın her ülkesinin İsrail'e borçlu olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borçlu oldukları için de konuşamıyorlar, seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek, senden âdeta af diliyorlar. Ya bizim böyle bir derdimiz yok. Biz mazlumlardan yanayız? Şair ne diyor? Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem, Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem, Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım, boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım, Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam, Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam, Doğduğumdan beridir aşığım istiklale, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale, Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin zulüm karşısında her zaman mazlumun yanında yer aldığına vurgu yaparak, "Karşımızda Kudüs işgal edildiğinde, bu kutlu beldenin fatihlerinden Sultan Selahaddin'in türbesine gidip, bin yıllık kinlerini kusanların siyaseti var. Karşımızda, İstanbul'un işgali sırasında 1453'teki fethin rövanşı edasıyla hareket edenlerin kursaklarında kalan hevesleri var. Hatırlayın, duvarlara 1453'ü yazanları unutmuyoruz değil mi?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Ermenileri, Ege, Marmara ve Karadeniz'de Rumları kışkırtıp milleti yok etmeye kalkanların modern versiyonları olduğunu belirterek, "Karşımızda son iki asırdır bizi siyasi, coğrafi, sosyal, ekonomik olarak âdeta dilim dilim doğrayanların kapanmamış hesapları var. Bu basit gerçeği gafletten anlamayarak veya taammüden ihanetle örtmeye kalkarak, gavurun kılıcını çalanların hakikatleri ters yüz etmesine izin vermeyeceğiz. Mutabık mıyız bunda? İzin vermeyeceğiz, bunda anlaştık?" ifadesini kullandı.
“GAZZE'DE YAŞANAN KATLİAM TOPYEKÛN BATI'NIN ESERİDİR”
"Dün Ukrayna-Rusya Savaşı'nda katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler, bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna'da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze'de ölen bu yavrular kim? Niçin sesiniz çıkmıyor? Ey Batı, size sesleniyorum, siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesini mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içindeyseniz biliniz ki bu millet ölmedi, bu millet dimdik ayakta. Yine aynı şekilde, aynı kararlılıkla Libya'da neysek, Karabağ'da neysek, bilesiniz ki Orta Doğu'da oyuz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun bile tek başına kendilerine çok şey anlattığını ve riyakârlığı, bu çifte standardı, bu vicdan ve ahlak dışı ayrımcılığı PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün saldırılarında karşılaştıkları tabloda defalarca yaşadıklarını dile getirerek, "Terörle mücadele bahanesiyle on binlerce kilometre öteden gelip, milyonlarca insanı hunharca katledenler, bize kendi sınırlarımızı, kendi vatanımızı, kendi vatandaşımızı koruma hakkı vermek istemediler. Şimdi açık konuşuyorum; bilhassa son on yıldır terörle mücadele adına ne yaptıysak hangi başarıyı kazandıysak bunlara rağmen gerçekleştirdik. İnşallah bundan sonra da 'Bir gece ansızın gelebiliriz' şiarıyla, kendi çizdiğimiz yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı olarak milleti çok sevdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize feda-yı can etmeye hazırız. Milletimizle beraber bu yolda ilerlemeye her an hazırız. Çünkü tarihte nasıl destanlar yazdıysak, bu millet yeni destanlar yazmaya da Allah'ın izniyle hazırdır. Bunlar dediğimizin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla, iplerini onların tuttuğu tüm piyonlarıyla, merhum Mehmet Akif'in 'tek dişi kalmış canavar' diye tarif ettiği Batı'dan bahsediyorum. Gazze'deki katliamın da en büyük sorumlusu işte bu Batı'dır. Varlıklarına kendi evlerinde bile tahammül edilemeyen kimi vicdanlı sesleri bir kenarda tutacak olursak, Gazze'de yaşanan katliam topyekûn Batı'nın eseridir. Yahu o yavrunun, annesinin saçlarına sarılıp 'Annemi ben saçlarından tanırım' deyişini bir kenara koyabilir miyiz?" diye konuştu.
“HERKES BİLİYOR Kİ İSRAİL BÖLGEDE SADECE GÜNÜ GELDİĞİNDE FEDA EDİLECEK BİR PİYONDUR”
Batı'ya yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: "Çocuk katillerine verdikleri tam desteği demokrasi, insan hakları, adalet gibi kavramlarla gizlemeye çalışmaları da ayrı bir komedidir. Herkes biliyor ki İsrail bölgede sadece günü geldiğinde feda edilecek bir piyondur. Daha düne kadar uğradıkları mezalim üzerinden dünyayı ayağa kaldıranların bugün sergiledikleri sınırsız zalimliği başka türlü izah etmek mümkün değildir. Bölgede oynanan oyunun asıl sahipleri, İsrail yönetiminin şımarıklıklarına kol kanat gerenlerdir. Çünkü İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atmaya kalksa bile üç gün dayanamaz, çöker."
Batı'nın kendi elini kirletmeden, kimi zaman parayla satın alarak, kimi zaman fitneyle birbirine düşürerek, kimi zaman İsrail örneğinde olduğu gibi suçlarının üstünü örterek araç kullanmayı, alet kullanmayı sevdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bunları iyi tanırız, iyi biliriz. Hiçbir oyunun sonsuza kadar sürmeyeceği gibi Batı'nın bu sinsi ve kirli taktiği de artık deşifre olmuştur. Bunu en iyi de biz biliyoruz. Biz, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde karşımıza çıkartılan ciğeri para etmez teröristlerin gerisinde kimlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz" dedi.
“İSRAİL, TAM 22 GÜNDÜR AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK, YPG ve FETÖ'nün arkasında kimler var?" sorusuna karşılık katılımcıların "Amerika" demesi üzerine şunları kaydetti: "İsrail de var. Paraysa para, silahsa silah. Bunları veriyorlar. Bunları biz biliriz ama benim milletim de bunları gayet iyi bilmeli. Biz Avrupa ve Amerika yönetimlerinin kulislerinde ülkemiz aleyhinde çevrilen dolapları gayet iyi biliyoruz. Biz lafa gelince liberal, özgürlükçü, serbest piyasacı, insan hakları savunucusu kurum ve kişilerin gerçekte hangi gayelerle ülkemizin ayağına çelme taktığını gayet iyi biliyoruz. Şimdi aynı hakikatlere Gazze'de şahit oluyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, "Batı dünyası Gazze'deki çocuk, kadın, masum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasına seferber oldu. İsrail, tam 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. Şimdi İsrail, biz de seni 'savaş suçlusu' olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve 'savaş suçlusu' olarak İsrail'i dünyaya tanıtacağız. Ama Batılı liderler bırakın buna tepki göstermeyi, İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve Batı'ya, "Ne kadar çocuk, kadın, yaşlı ölmesi lazım ki siz ateşkesi ilan edin?" sorusu yöneltti.
“GAZZE'DE SAVUNMA DEĞİL, AÇIK BİR KATLİAM YÜRÜTÜLMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu son tavrıyla Batı'nın günah defteri bir kez daha boyunu fersah fersah aşmıştır. Elbette her ülkenin kendini savunma hakkı vardır. Tamam da adalet nerede? Gazze'de savunma değil, açık ve alçak bir katliam yürütülmektedir. Gazze halkını bir silah gibi kullandıkları açlıkla, susuzlukla, yakıtsızlıkla, sağlık hizmetlerini çökerterek topluca yok etme peşindeler" dedi.
Dün gece yaşanan saldırıya dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de yiyecek hiçbir şeyin olmadığını, hastanelerin karanlıkta kaldığını, ameliyatların anestezi kullanılmadan yapıldığını vurgulayarak, "Ey dünya, bütün bu gerçekleri görüyorsunuz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri haykırıyor ama duymuyorsunuz. Sağır oldunuz, kör oldunuz. Bunlara asla kulak vermediniz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Davos'ta yaptığı çıkışı hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "'Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' demiştim. Bunlar öldürmeyi iyi biliyor. Dün birbirlerini gırtlaklıyor, Yahudileri gaz odalarında topluca yok ediyor, attıkları atom bombasıyla içindeki insanlarla birlikte şehirleri haritadan siliyorlardı. Kardeşlerim, şu anda aynı zihniyet bugün de Gazze'de. Daha önce Karabağ'da, Bosna'da, Irak'ta, Suriye'de, Arakan'da, Afrika'nın pek çok yerinde bu zulümleri gördük. Vahşetin doğrudan veya dolaylı failidir bunlar. İşte bunun için Gazze, sadece orada hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil, hepimizin meselesidir."
“COĞRAFYAMIZDAKİ TÜM TOPLUMLAR BİR OLMALI, BİRLİKTE OLMALI, BERABER HAREKET ETMELİYİZ”
Bu meseleyi insani ve İslami seviyenin dışına çıkartmaya çalışanlara da bir çift sözü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi küçük siyasi oyunlarını, köhnemiş tarihî hesaplarını, hastalıklı taassuplarını Gazze'deki mücadelenin önüne geçirenlere diyoruz ki yapmayın. Gazze'de öldürülen veya her an öldürülme tehdidi altında yaşayan masum çocukların, kadınların, erkeklerin vebaline girmeyin. Gazze'de işlenen insanlık ve savaş suçlarına ortak olmayın. Yakın geçmişte Irak'ta, Suriye'de coğrafyamızın diğer köşelerinde yaşananlardan ders alın" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Filistinli ünlü şair Mahmud Derviş'in "Zalim düşmana bağırdım, ey Filistin, senin adına, ölürsem ey böcekler vücudumu didik didik edin, karınca yumurtasından kartal çıkmaz hiçbir vakit, yalnız yılan çıkar, zehirli yılanlardan, ben barbarların atlarını iyi bilirim, bir ben dururum onların karşısında bir ben, gençliğin yüreğiyim her daim, yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların" dizelerini okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında "Karınca yumurtasından kartal çıkmayacağı gibi Batı'nın vicdanından merhamet, küçük hesaplarla hareket edenlerin heybesinden hayırlı neticeler asla sadır olmaz. Bunun için artık hangi kökene, hangi inanca, hangi mezhebe sahip olursa olsun coğrafyamızdaki tüm toplumlar olarak bir olmalı, birlikte olmalı, beraber hareket etmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Aksi takdirde teker teker herkesin aynı akıbete düçar olmasının kaçınılmaz olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölge ülkelerinin ve halklarının tamamını birliğin rahmetinde buluşmaya, ayrılığın azabından uzak kalmaya davet ediyoruz" dedi.
“GAZZE HALKININ SERGİLEDİĞİ VAKUR DURUŞ TARİHE ŞANLI BİR DİRENİŞ DESTANI OLARAK YAZILACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in 7 Ekim'de başlattığı saldırılardan bu yana şehit olan çocukların sayısının 3 bin 600'ü, şehitlerin tamamının sayısının da 7 bin 700'ü bulduğunu belirtti. Şehit edilenler arasında 500 sağlık çalışanı, 25 gazeteci, 38 de Birleşmiş Milletler görevlisinin yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaralanan 19 bin 734 Gazzelinin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız" diye konuştu.
İnsanların alışveriş yaptığı pazar yerlerinin, okulların, sokakların, ayakta kalan her türlü binanın bu barbarlığın hedefi altında olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kesintisiz süren bombardımanlarda 30 bin bina, 200 bini aşkın konutun yerle yeksan olduğunu, neredeyse hiçbir Gazzelinin başını sokacak evi, işini yürütecek dükkânının kalmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elektrik, su, kanalizasyon altyapısı zaten tümüyle imha edildi. Dışarıdan yardım getirilmesine izin verilmediği için elektrikten gıdaya, sağlık ve temizlik malzemesine kadar tüm insani ihtiyaçlar karşılanamaz hâlde. Dün geceden beri yapılanlar ise tam anlamıyla bir cinnet hâlidir. Tüm bu vahim tabloya rağmen Gazze halkının sergilediği vakur, kararlı ve inançlı duruş tarihe şanlı bir direniş destanı olarak yazılacaktır" diye konuştu.
“GAZZE HALKININ ŞEHRİNİ TERK ETMEME KARARLILIĞINI BURADAN MİLLETİM ADINA SAYGIYLA SELAMLIYORUM”
"İman ve azim öyle bir haslettir ki atalarımızın deyimiyle tekeden süt çıkartır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür" sözlerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sabır ve kararlılık öyle bir haslettir ki aynı noktaya vuran su damlalarının yaptığı gibi mermeri bile deler. Filistin direnişi, Gazze'deki son hadiselerle geçmişte yaşadığı sıkıntıları aşarak işte böyle bir cesaret hikâyesine dönüşmüştür. Esasen bu ruh ve heyecan, Filistin halkında hep vardı. Sadece İsrail'in ve onu destekleyenlerin orantısız saldırıları ile bölge ülkelerinin geçmişteki dirayetsiz tutumları yüzünden Filistin halkı ihtiyaç duyduğu ve hak ettiği desteği alamıyordu" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının direniş kararlılığını da şu dizelerle aktardı: ''Dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını dişlerimle, başka yurt istemem onun yerine, assalar damarlarımdan beni istemem gene, buradayım hâlâ aşkımın tutsağı, evimin çevresinde yurdumun peşinde buradayım hâlâ, yıkamazlar beni, ne kadar çarmıh yükleseler omuzlarıma buradayım hâlâ, tutarak sizi, tutarak, tutarak avuçlarımla, dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını dişlerimle."
Gazzelilerin dişleriyle yurdunu savunmaya hazır olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de hazır mıyız, gereğini yapar mıyız?" sorusuna alandaki vatandaşlardan ''evet'' cevabını aldı.
''Bu millet yapar. Dün yaptı, bugün de yapar, Allah'ın izniyle yarın da yapar" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Buna hazırlıklı olmamız lazım. Geçmişte yurtlarını bir süre terk ederlerse geri geldiklerinde huzuru bulacaklarını sanan veya kendilerine o şekilde telkin edilen Filistinlerinin hiçbiri bir daha evlerine dönemediler. Şimdi de aynı şeyi Gazze halkı için söylüyorlar. Ne diyor bu ahlaksızlar? 'Gidin' diyor. 'Nereye?' diye sorulduğunda 'Çöle gidin, şu ülkeye geçin' diyorlar. 'Şu kapıya yönelin' diyorlar. Yaralı veya çaresiz olduğu için bu söze kulak vererek yola düşenlerin de tepelerine bomba yağdırıyorlar. Çünkü bunlar sadece öldürmeyi bilir. Zalimin yağdırdığı bombalara rağmen Gazze halkının evini, şehrini terk etmeme kararlılığını buradan milletim adına saygıyla selamlıyorum."
Filistinli şair Mahmud Derviş'in şiirindeki "Füze sizden, taş bizden/Kılıç sizden kan bizden/ Ateş sizden, can bizden/ Saatlerinizi de alın vaktimizden/ Ve defolun kirletmeyin, güvercin ellerimizi/ Çekin elinizi, ekmeğimizden ve tuzumuzdan/ Yaramızdan, suyumuzdan ve toprağımızdan/ Alın hissenize düşeni de kanımızdan haydi defolun" kısmını okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zalimlerin Filistin halkının hayatından defolup gidecekleri günleri göreceklerini söyledi.
“İSRAİL'İN KURULDUĞU GÜNDEN BERİ YÜRÜTTÜĞÜ SALDIRILARLA ADIM ADIM VATANLARINDAN ETTİĞİ BİR FİLİSTİN GERÇEĞİ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık tarihinin hiçbir döneminde zalimin zulmünün sonsuza kadar sürdüğünün baki olmadığını, İsrail'in 75 yıldır kesintisiz her gün sürdürdüğü zulmün de bir gün biteceğini dile getirdi.
Kendi evleri yanmaya başladığında sırtını dayadığı Batılıların çekip gideceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in, bu coğrafyada 75 yıldır zulmettiği insanlar ve onların kardeşleriyle baş başa kalacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi, İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, başı dara düşen her mazlumla birlikte bu insanların da umudu olacağını belirterek, şunları kaydetti: "Geçtiğimiz günlerde İsrail yönetimine yaptığım çağrıyı burada bir kez daha ifade ediyorum: Boyunuzu da çapınızı da yüreğinizi de aşan zırvalarla, tavırlarla, sözlerle, Türk milletinin merhamet duygularını törpülemeyin. Emin olun tıpkı atalarınız gibi sizler ve sizlerin de çocukları ileride buna ihtiyaç duyacak, Türkiye'ye ihtiyaç duyacak. O gün size uzanacak elleri yana düşürmemek için gelin bugün bize kulak verin. Gelin bugün mazlumlara yardım ulaştırma talebimize, barışı tesis etmek için diyalog kapılarını açma çağrımıza kulak verin. Gelin bugün kendinizin ve çocuklarınızın geleceği için belki de hayatınızda ilk defa hayırlı bir adım atın."
Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına olan samimi inançla hareket ettiklerini, muhataplarını da aynı anlayış etrafında buluşmaya çağırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in kurulduğu günden beri yürüttüğü saldırılarla adım adım evlerinden, yurtlarından, vatanlarından, canlarından ettiği, unutmayın bir Filistin gerçeği var. Bu zulme karşı dişiyle, tırnağıyla özellikle direnmek durumunda kalan Filistin halkına, Filistin, analarının ak sütü gibi helaldir. Elbette bu süreçte böylesine ateş ve kan kokan bir iklimde tasvip edilemeyecek kimi hadiseler yaşanmıştır. Ama bunların hiçbiri Filistin halkının çeşitli isimler altında sürdürdüğü direnişi itibarsız hâle getirmek için yürütülen kampanyaların bahanesi olamaz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, Gazze'de "acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunarak çatışmaların durdurulmasının" istendiği karar tasarısını kabul etmesine ilişkin, "Ey İsrail. Oylama yapıldı Birleşmiş Milletler'de, ne oldu? 120 ülke İsrail'e ne dedi, ateşkes için 'Evet' deyin dedi. 40 ülke çekimser kaldı. 13-14 tane ülke İsrail'in yanında yer aldı. Yani İsrail, sen dünyada yalnızlığa mahkûmsun ve bundan sonra da mahkum olacaksın. Görünen bu. Ne yaparsan yap. Ve şu anda Birleşmiş Milletler, bu kararı vermek suretiyle güzel bir adım attı" değerlendirmesinde bulundu.
İsrail-Filistin çatışmasında sivillerin öldürülmesine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail topraklarındaki sivillere yönelik saldırıları biz de doğru bulmuyoruz. Bunu her vesileyle ifade ettik. Savaşın bir ahlakı ve hukuku var. Sivilleri hedef almak, bu ahlaka ve hukuka sığmaz. İsrail topraklarında kaç sivilin hayatını kaybettiği bile şu ana kadar doğru dürüst açıklanmadı. Ama her ne şekilde olursa olsun hayatını kaybeden her sivil için biz üzüntülüyüz. Ama İsrail'in böyle bir derdi var mı? İsrail'in insan öldürme noktasında en ufak bir derdi yok. Çünkü açık ve net 'Biz öldürmeyi iyi biliriz' öyle diyorlar. Ama bilesiniz ki bunun bedelini eninde sonunda ağır ödeyeceksiniz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu çocukların, bu kadınların, bu Gazzeli'nin ahı sizi bir gün vuracaktır."
Atatürk Havalimanı'ndaki mitinge katılanların gösterdiği duruştan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gönül dünyanızdan gelen şu öfkeyi şahsım, milletim adına gerçekten selamlıyorum ve karşınızda ben de gerçek manada eğiliyorum. Ve Gazze'de çocukların, kadınların, masum insanların hunharca katledilmesi karşısında bizim, durmamız mümkün değildi. Ve siz de bugün bunu yaptınız ve 1,5 milyona yakın İstanbullu burada toplandınız. Allah sizlerden razı olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşallah. Sağ olun, var olun" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından alandaki katılımcılardan tüm şehitler için Fatiha Suresi'ni okumalarını istedi. Mitinge katılan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi ile KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşik Arap Emirlikleri Federal Ulusal Meclis Başkanı Saqr Ghobash ve Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, tek tek platforma çıkarak katılımcıları selamladı.