Doğu Türkistanlı ailelerin yardım çığlığı sürüyor. Aileler Çin’de esir kamplarında tutsak olan aileleri için kent kent dolaşarak yardım istiyor. İmza kampanyası başlatan aileler vatandaşlara broşür dağıtıyor. Mağdur ailelerden Nur Muhammet Uygun ise 13 kişilik ailesinden sadece 2 kişi kaldıklarını kampta babasının ve 2 eniştesinin öldüğünü söyledi.
Türkiye’deki Doğu Türkistanlı toplama kampı mağdurlarının Pekin yönetimine seslerini duyurmak ve ailelerine ulaşmak için verdikleri mücadele sürüyor. Kamp mağdurları, Anadolu’nun çeşitli şehirlerini gezerek, Türk halkını Çin’in Doğu Türkistan’daki etnik, kültürel ve siyasi soykırım fiilleri ve ortaya konan insan hakları ihlalleri noktasında bilgilendirmek istiyor. Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde aylarca eylem yapan ve aileleri hakkında bilgi isteyen kamp mağdurları, yeniden Anadolu seferine çıktı. Türkiye’deki Doğu Türkistanlı toplama kampı mağdurlarının, Doğu Türkistan’daki soykırımı birinci ağızdan anlatmak için çıktıkları “Doğu Türkistan için Anadolu Seferi”nin ikinci turu 17 Eylül 2021 tarihi itibarıyla Sivas’ta yeniden başlamıştı. Mağdurlar Erzincan’ın ardından bugün Erzurum Lalapaşa Meydanı'nda buluştu. Erzurum Sivil Toplum Platformu tarafından desteklenen grup kent meydanında vatandaşlardan imza toplayıp broşür dağıttı.
“TÜM DÜNYA BİR TELEFONLA BİRBİRİNE ULAŞIRKEN BEN 4 YILDIR AİLEMİ GÖREMİYORUM”
Mağdur ailelerden Cevlan Şirmehmet anne, baba ve kardeşinin Çin zulmü gördüğünü ifade ederek, “Ben İstanbul’da yaşıyorum. Ailemi toplama kampına almışlar. Ben bunu ancak 2 yıl sonra öğrendim. 2019 yılında annem, babam ve kardeşim toplama kampına alındı. Ailemin beni Türkiye’de ziyaret etmemesi için hapis cezasına çarptırıldığını öğrendim. O günden beri sokak sokak geziyorum. Çin Konsolosluğunun önünde bekledik sonuç alamadık. Annem, babam ve kardeşim orada devlet memuruydular. Çinliler eğitim merkezi dediler, ama benim ailemin eğitime ihtiyacı yok. Orası kesinlikle bir toplama kampı. Tüm dünya bir telefonla birbirine ulaşırken ben 4 yıldır ailemi göremiyorum” dedi.
“ORADAKİ KİMSENİN EĞİTİME İHTİYACI YOK”
Mirza Ahmet İlyasoğlu ise Çin’in eğitim kampı savunmasının yalan olduğunu belirterek, “İstanbul’dan yola çıktık. İl il dolaşarak bu zulmü anlatmaya çalışıyoruz. 5 sene oldu, ailelerimizden haber alamıyoruz. Oradaki kimsenin eğitime ihtiyacı yok. Benim kardeşim, eniştem ve akrabalarımın hepsinin ekonomik durumu iyiydi. Hiçbirinin eğitime ihtiyacı yoktu. Biz bu feryadımızı duyurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“ŞUANDA ORADA EN AZ 5 MİLYON TUTSAK VAR”
Kız kardeşinden haber alamayan Medine Nazimi ise, “O karanlık toplama kamplarında benim kız kardeşim olmak üzere vatandaşlarımız tutsaktır. Benim kardeşim memlekette hasta olan anneme bakmak için gitti. Türkiye’ye dönemedi. Karanlık toplanma kampından kardeşimin alınmasını buraya gelmesini istiyorum. Şuanda orada en az 5 milyon tutsak var” ifadelerini kullandı.
“BENİM AİLEMDEN TOPLAM 11 KİŞİ ŞUANDA O KAMPTA”
13 kişilik ailesinden 11’ini tutsak veren Nur Muhammet Uygun, ailesinin neredeyse tamamını kaybettiğini kaydederek “2016 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. 4 yıldan fazladır ailemden haber alamıyorum. Babamın 5 yıl önce içeri atıldığını 5-6 ay sonra cenazesinin eve getirildiğini duydum. Küçük kardeşim Abdülkadir’in de 5 yıldır alınıp geri verilmediğini biliyorum. Yengemi bu yıl almışlar. Çocukları da nerede olduğu bilinmiyor. Abim, ablam ve annem Kurban Bayramı'nda içeri alınmış. Benim ailemden toplam 11 kişi şuanda o kampta. 2 eniştem içeride ölmüş. Türkiye’de bir kız kardeşimle ben kaldım” açıklamalarında bulundu.