Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Milli Mücadele Hareketi için Erzurum’a gelişinin 101. yıl dönümü törenlerle kutlandı. 3 Temmuz Milli Mücadele kutlama etkinlikleri pandemi kapsamı dahilinde Erzurum Havuzbaşı Kent Meydanında Atatürk anıtı önünde yapılan törenle kutlandı.
Törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Atatürk anıtına çelenk sunumu yapıldı.
Törene; Erzurum Valisi Okay Memiş, İyi Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Veli Tarakcı, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı, protokol üyeleri ve gaziler katıldı.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen törende yaptığı konuşmada, 3 Temmuz’un milletimizin başlattığı milli direniş ve mücadelenin 101’inci yıl dönümü olduğunu belirterek, “Bu mücadele ki; bundan 101 yıl önce tam da bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şehrimize ayak basmasıyla başlar. Bu mücadele ki; Erzurum Kongresi ile kök salar, Sivas Kongresi ile dallanıp budaklanır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile yıkılmaz bir çınara dönüşür. İşte böylesine kutlu bir sürecin başlangıcı olan bu günde, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyor, saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum” dedi.
SEKMEN’İN SUNUMU
Bundan 101 yıl önce yurdun birçok bölgesinin işgal edildiğini ve cennet vatanın İtilaf Devletleri arasında pay edilmeye başlandığını anlatan Başkan Sekmen, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan süreç, esasen milletimizin bağımsızlık ve hürriyet aşkını, ilaveten azim ve kararlılığını ifade etmekteydi, Nitekim öyle de oldu. Milli Mücadeleyi Anadolu’dan başlatan Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu konudaki kararlılığı kapsamında;
'Anadolu en büyük hazinedir. Vatanın sinesinde kurtuluş çarelerini beraberce ölünceye kadar aramaya ve sağlamaya çalışacağız' diyerek başlattığı bu yolculuğa Samsun’dan sonra ikinci durak olarak Erzurum’u seçmiş ve 3 Temmuz 1919’da Dadaşlar Diyarı’na teşrif etmiştir. Çünkü Paşa şundan emindir; tarihte Rus işgalleri ve Ermeni mezalimini yaşamış; hunharca katliamlara maruz bırakılmış, işkencelerin ve soykırımların en acısını yaşamış bir kent, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü uğruna en milli, en yerli ve de en ulvi mücadeleyi verecektir
Yine Gazi Mustafa Kemal’in kendi ifadesiyle; 'Benim Erzurum’a gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içerisine alınmış olduğu bir zamana rastladı' diyerek tarif ettiği o dönem, Milli Mücadele'nin ne büyük bir anlam ve önem taşıdığını da ortaya koymaktadır Dolayısıyla 3 Temmuz sıradan bir gün değildir. 3 Temmuz; vatan davamızın yenilendiği, milli kudretin şahlandığı ve milletin kendi kaderini tayin etmek için birleştiği, bütünleştiği ve tek bir vücut olmak için ilk adımı attığı günün adıdır. Şen olsun, kutlu olsun” dedi. Erzurum’un tarihin hemen her döneminde çok önemli bir rol üstlendiğini, gerek politik ve gerekse stratejik konumu itibariyle de sürekli işgal ve savaşlarla karşı karşıya kaldığını kaydeden Başkan
KADİM ŞEHİR
Sekmen daha sonra şunları söyledi: “Kadim şehrimizin birbirinden farklı medeniyetlere beşiklik etmiş olması, işte tam da bu yüzdendir. İlaveten Erzurum insanının cesur, gözü kara, fedakar, koruyan ve savunan bir nitelikte oluşu da, esasen bundan dolayıdır. İşte bu sebeple Gazi Mustafa Kemal’in Erzurum’a gelişi kesinlikle bir tesadüf değil; tam tersine Milli Mücadele'nin şahlanması sürecinde dadaşlara duyduğu inanç ve güvenin ifadesidir. Düşünün ki; bu kahraman beldenin bir evladı, Mustafa Kemal Paşa’yı Ilıca’da şu sözlerle karşılamıştır; 'Duydum ki, Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Hele geldim bakayım ki, kimin malını kime veriyor bunlar.' İşte bunun adı milli bir duruştur, milli bir tarzdır ve tam da dadaşlık üslubudur. Nitekim; Mustafa Kemal’e bundan 101 yıl önce tam da bugün 'Bu milletle neler yapılmaz ki' dedirten de, işte bu milli duruşun ta kendisidir Nihayetinde bağımsızlık davasına inanmış yüce Türk milletinin başlattığı Milli Mücadele, kongre salonlarından meclis kürsülerine ve sonrasında cephelere taşınarak, millet egemenliğine dayalı, bağımsız yeni bir Türk devletinin temelleri atılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa, milletin sinesine Erzurum’da dönmüş, Milli Mücadele meşalesini Erzurum’da yakmış ve Erzurum Kongresi ile ülkenin varlığı ve birliğinin ve dahi milletin bölünmez bütünlüğünün asla parçalanamayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. İşte bu yüzdendir Erzurum demek; Türkiye Cumhuriyeti demek, Türkiye Cumhuriyeti demek, Erzurum demektir. Erzurum, milli ruh ve iradenin sembolü, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzide tarifidir. Milli Mücadele sürecini ele alırken, bu süreçte ortaya koyduğu gayret, azim ve fedakarlığından dolayı kendisine vefa borcumuz olan Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü şüphesiz unutmamak gerekir. O Büyük Gazi ki, yüzlerce yıllık devlet geleneğine sahip olan milletimizin, kendi tarihsel birikiminden güç alarak neleri başarabileceğini kanıtlamış; Türk milletinin hangi şart ve koşul altında olursa olsun; 'Ya İstiklal Ya Ölüm' kararlılığından asla geri adım atmayacağını tüm dünyaya göstermiştir. Dolayısıyla bilinmelidir ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu millete bıraktığı eserler, Türk milleti yaşadığı sürece var olacak ve bu ülke muasır bir medeniyet olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir. Ve asla unutulmamalıdır ki; Cumhuriyetimizin ve milletimizin egemenliğinin ilelebet payidar kalması ve muhafaza edilmesi; bundan 101 yıl önce sergilenen o muhteşem birliktelik ve Milli Mücadele ruhunun sürekli diri tutulmasıyla mümkün olacaktır. İşte bu bağlamda bizlere düşen en büyük sorumluluk; millet olma bilincinden uzaklaşmamak, Cumhuriyet’in temel değerlerinden taviz vermemek, milli ve manevi zenginliklerimize sahip çıkıp ve korumak; ilaveten tarihi geçmişimizi ve birikimimizi emsalsiz bir tecrübe olarak mutlaka değerlendirmektir. Öte yandan, Milli Mücadele uğruna canından geçmiş, toprağa düşmüş ve cennet vatanımızı şüheda yurduna dönüştürmüş olan ecdadımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi buradan rahmet, minnet ve şükranla yad ediyor, Atatürk’ün Erzurum’a gelişinin 101’inci yıl dönümünü kutlayarak, hepinizi en kalbi duygularım ve muhabbetlerimle selamlıyorum.”
Havuzbaşı'nda düzenlenen törenin ardından törene katılan protokol üyeleri Atatürk Evini ziyaret etti.