Eğitimci-Yazar Abdurrahman Zeynal, 19 ve 20’nci yüzyıl Erzurum’unun ekonomik yapısını kitap haline getirdi. Söz konusu dönemlere ait kaynak ve tarihi belgelere dayanarak hazırlanan kitapta, şehrin stratejik konumundan yeni yolların keşfine varıncaya kadar birçok konu başlığına yer veriliyor.
ESER ÜSTÜNDE 4 YILLIK ÇALIŞMA
Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) İkinci Başkanı ve Eğitimci-Yazar Abdurrahman Zeynal, Erzurum’un 19 ve 20’nci yüzyıl ekonomik yapısına dair bilgi ve belgeleri kitap haline getirdi. Üzerinde 4 yıl çalıştığı eserinde, tüm hatlarıyla Erzurum’un ekonomi geçmişine ayna tuttuğunu söyleyen Zeynal, Erzurum’un ekonomisini konu ettiği bu çalışmayla, şehrin dünü ve bugünü arasında bir bağ kurmaya çalıştığını söyledi. Erzurum’un, Türk dünyasının Kafkaslar, Anadolu, Orta Asya ve Suriye’ye açılan kapısı olduğunu kaydeden Zeynal, coğrafyası, jeopolitik ve jeostratejik konumu dolayısıyla Erzurum’un devamlı merkezi bir konumda bulunduğunu dile getirdi.
Eğitimci-Yazar Zeynal, “Şehrin bu özelliğinden dolayı kültürel ve ekonomik hinterlandı geniş bir yer tutmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun üçüncü büyük gümrüğü unvanını alan Erzurum, son yıllarda yabancı bilim adamlarının dikkatini çekmiş, onların araştırma yapmalarına neden olmuştur. Özellikle Amerikalı ve İngiliz akademisyenler konuya ilgi duyarak, araştırma yapmaktadırlar.” diye konuştu.
ZEYNAL, KİTABIN İÇERİĞİNİ ANLATTI
Erzurum’un, tarihi ve kültürel birikiminin yanında, ekonomisinin de araştırılıp gün yüzüne çıkarılması gerektiğini kaydeden Abdurrahman Zeynal, bunun öncülüğünü yapmanın ise, Atatürk Üniversitesi akademisyenlerine düştüğünü ifade etti.
“19 ve 20. Yüzyılda Erzurum Ekonomisi” adını verdiği kitabın, iki ana bölümden oluştuğunu anlatan Zeynal, birinci bölümde 1800’lü yıllardan günümüze ulaşan zaman dilimini, ikinci bölümde ise, 1840’lı yıllardan günümüze şehir ekonomisine katkıda bulunan aileleri ele aldığını bildirdi.
Yazar Abdurrahman Zeynal, “Kitabımızda Erzurum ekonomisinin tarihi seyri, gelişmeleri, yükselişleri ve çöküşleri ele alındı. Erzurum ekonomisinin tarihsel seyri, ekonomiye vücut veren, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, çarşılar, pazar yerleri, kahvehaneler, değirmenler ve fabrikaların varlığı ortaya koyuldu. Bir şehirde kültür ve sanat eserleri ne kadar önemliyse, onlara vücut veren ekonomi çok daha önemlidir. Çünkü ekonomik kaynaklar olmadan diğer güzellikleri oluşturmak zordur. Çalışmamızın bu nedenle bir başlangıç olabilir. İleride şehir ekonomisinin daha berrak bir biçimde aydınlanması için genç araştırmacıların çıkacağını ümit ediyoruz.” şeklinde konuştu.