Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Çiftçi’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun
Trendyol 1. Lig: Manisa FK: 0 - Esenler Erokspor: 1
Trendyol 1. Lig: Manisa FK: 0 - Esenler Erokspor: 1
Şehit diplomatlara vefa
Şehit diplomatlara vefa
Horasan’da Osmanlı Ocakları açıldı
Horasan’da Osmanlı Ocakları açıldı
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
22 Nisan 2016 Cuma - 10:21

Erzurum’a Aziz Mekanlar Projesi

Davutoğlu, "Milli tarihimizin yapı taşlarını ihya etmek için 'Aziz Mekanlar Projesi'ni hayata geçireceğiz. Bu proje çerçevesinde Erzurum gibi tarihi kentlerimizdeki tabya, kale ve anıtsal eserler gibi özel mekanlar tespit edilerek ihya edilecek" dedi.

Erzurum’a Aziz Mekanlar Projesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kültürel Kalkınma Programına katıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim dünyamızda, sanatçı-siyasetçi ilişkisi özne-nesne ilişkisi değildir, aksine sanatçı-siyaset-devlet adamı ilişkisi birliktelik ilişkisidir" dedi.

Edebiyat ve sanatçıların dünyayı güzelleştiren insanlar olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Ülkemize kattıkları değerler için hepsine minnettarım, müteşekkirim ve buradan Ankara’dan, Ankara Palas’tan bir kez daha bütün sanatçılara sağlık, huzur ömürler, güzel eser verme imkanı sağlayacak uzun ömürler diliyorum" ifadesini kullandı.

64. Hükümeti kurar kurmaz, sanat dünyasıyla bir araya gelmeye, talep ve ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösterdiğini dile getiren Davutoğlu,  Dolmabahçe’de  düzenlenen ‘dost meclisi’ toplantısını geleneksel hale getirerek, yazar ve , sanatçılardan istifade etmeyi sürdüreceklerini vurguladı.

"Genellikle insan oğlu ile ilgili yapılan tanımlamalarda, insan oğlunun, insan kızının, bütün diğer varlıklardan ayıran temel özellik akıllı olması akıl ile şereflendirilmesi zikredilir" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:"Doğrudur, başka hiçbir varlığın muhakeme sonucu karar oluşturma yeteneği yok. Ama aklı dar kapsamıyla ele almamak durumundayız. Eskiden akıl kelimesi gündeme geldiğinde sadece rasyonalite, analitik akıl değil, onun yürek, gönül boyutu da gündeme gelirdi. İnsanoğlunu bu anlamda diğerlerinden ayıran en mütemayiz vasıflarından birisi estetik bilincine sahip olmasıdır, güzeli gördüğünde anlayabilmesi, güzele aşık olabilmesi, Allah’ın yarattığı her şeyde sadece güzel görebilmesi, güzel zihninde tahayyül edip hayata geçirebilmesidir.”

Her bir sanat dalının, kendine özgü bir durumunun söz konusu olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:“Müziği düşününüz. Güzel bir sedadan daha etkileyici ne olabilir. Tabiattaki bütün güzel sedaları insanoğlu müzikle kendi doğasından gelen sesle, tekrar tabiata yöneltmek ister. Kuş sesinden zevk alamayan bir gönlün, müzik eserine imza atabilmesi mümkün mü? Sabahleyin seher vaktinde öten kuşların o güzel sesinden etkilenmeyen birinin musiki eserler koyabilmesi mümkün mü? Hepimiz Allah’ın lütfettiği tabiattaki o güzelliklerden esinlenerek aslında bir şeyler üretip o güzelliklere katkıda bulunmak istiyoruz. Aynı şekilde şiir, kelimelerin arka arkaya dizilmesi değil yüreklerin gönüllerin peşi sıra kelimeler şeklinde ifade edilmesi demek. Gönlünüze yansımayan bir şiir, şiir niteliği taşıyabilir mi? Kelimeler, şiirle estetik bulur. Musiki, seda ile estetik bulur. Resim, tabiata gördüğümüz estetiğin, uyumun, ahengin fırçalarla bir mekana, bir bir zemine nakşedilmesidir. Ebru renklerin dansıdır. Hat her zaman zikrettiğim gibi kelam ile kalemi buluşturan kemale gidiş serüvenidir.

Hangi güzel sanat eseri alırsanız alın hepsinde insanoğlunun estetik bilincinin bir şekilde kendi gönlünden, kendi yüreğinden geçen süzgeçle dışarı yansıması, diğer insanlara aksettirilmesidir. Bu çerçevede modern sanatlar için de aynı şey geçerlidir. Sinema sanatı, tiyatro sanatı hepsi insan doğasını en güzel şekilde yansıtmak için sergilenirler. İnsan doğasını yansıttıkları ölçüde kalıcı izler bırakırlar. Edebiyat, roman, şahsiyetleri insanı analiz ettiği zaman romanlar kalıcı şekilde o eserlerin parçası haline gelir ve kalıcı etki yapar.”

ESTETİKTEN SOYUTLANMIŞ SİYASETİN ANLAMI OLMADIĞI KANAATİNDEYİM

İnsanoğlunu diğer varlıklardan ayıran en temel vasfın aklın yanı sıra estetik bilincinin olduğuna işaret eden Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Allah’ın Cemal isminden, güzelliği her bir köşede hissedip her kainatın her bir köşesine güzelliği yansıtma çabasıdır. Bu anlamda estetikten soyutlanmış siyasetin anlamı olmadığı kanaatindeyim. Estetikten soyutlanan bir siyaset, salt güç ilişkileri haline gelir ve en kaba, en barbar halini de o zaman gösterir. Büyük saldırılar haline gelen Moğol güçleri, her şeyi yıkan Moğol güçlerini düşünün ya da modern dönemde sömürgecilikle gelen bazı siyasi tahakkümleri düşününüz. Nihayetinde hepsi estetik boyutunu kaybeden bir güç anlayışının tarihe yansımasıdır.”

BİZİM DÜNYAMIZDA, SANATÇI SİYASETÇİ İLİŞKİSİ...

“Siyaset ancak ve ancak estetikle ile bütünleştiği zaman, güzel davranışı, güzel ahlakı, güzel üslubu hayata egemen kıldığı zaman kültürle, sanatla buluşabilir” ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:“Dolayısıyla bizler burada bir siyasi otoriteyi temsil eden başbakan, bakanlar, sizler de bu otoritenin hitap ettiği sanatçılar değilsiniz. Bizim dünyamızda, sanatçı-siyasetçi ilişkisi özne- nesne ilişkisi değildir, aksine sanatçı-siyaset-devlet adamı ilişkisi birliktelik ilişkisidir. Bir sanatçıyla bir araya gelen bir devlet adamının aslında ulaşmak istediği temel hedef o sanatçının estetik gözüyle siyaseti güzelleştirme çabasıdır. Bu anlamda da sizlerle çok daha sık bir araya geleceğiz.”

Başbakan Davutoğlu, insanoğlunun mütemeyyiz vasfının estetik bilinci olduğunu, bu estetiğin siyaset yöntemi olarak toplumsal hayat tarzı şeklinde tarihe yansımasının da toplumları diğer toplumlardan, medeniyetleri diğer medeniyetlerden ayıran en temel vasıflar arasında yer aldığını söyledi.

Kendisinin medeniyet ve şehir kavramları etrafında kültürü tanımlamaya çalıştığını ve insani kalkınmayla, kültürel kalkınmanın birbirinden ayrılmaz parçalar olduğunu ifade etmeye gayret ettiğini aktaran Davutoğlu, "Gerçekten öyledir, ekonomik kalkınma veya kalkınma kavramına sadece ekonomik bir misyon biçmek ekonomiyi de siyaseti de estetikten, kültürden, sanattan ayırmak anlamına gelir özünü, içini, muhtevasını yok etmek anlamına gelir. Biz aksine kalkınma kavramının içini salt ekonomik kalkınmayla değil insani kalkınmayla sosyal boyutları itibarıyla, estetik derinlik boyutu itibarıyla da kültürel kalkınma anlamında değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Davutoğlu, "64. Hükümet olarak hükümet programımızı şekillendirmeye başladığımızda aslında hükümetlerimizin 13 yıl boyunca gerçekleştirmiş oldukları ekonomik kalkınma, niceliksel kalkınma hamlelerine ki nitelik boyutu da olmakla birlikte 'yeni dönem, yeni nesil reformlar' dediğimiz reformlarla kültürel estetik boyutu daha derinlikli bir şekilde bu programımızın içine yerleştirme kararı aldık" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın ilgililerle bir araya gelerek, kültür ve sanat dünyasıyla da istişare etmek üzere bir eylem planı hazırladığını dile getiren Davutoğlu, toplantının amacının tamamlanmış bir eylem planını hükümet programı olarak yansıtmak değil üzerinde çalışılan eylem planıyla ilgili istişare zemini oluşturmak olduğunu vurguladı. 

SİZDEN GELECEK HER FİKRE AÇIĞIZ

Başbakan Davutoğlu, "Sizden gelecek her fikre açığız. Bu salonda bulunan ve bulunmayan kültür ve sanat dünyamızın bütün temsilcilerinin kanaatlerini, siyasi perspektif içinde eylem planına yansıtmaya da kararlıyız. O bakımdan ilişkimiz, tekrar zikrediyorum, davet eden edilen, özne nesne ilişkisi değil hep beraber inşallah önümüzdeki 4 yıl ve daha sonraki yıllara yansıyacak bir ortak yürüyüşe, ortak çabaya davettir. Birlikte yapacağız, birlikte şekillendireceğiz, sizin estetik gözünüzün siyasetimize yansımasına ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

"Size bir şeyi deklare etmek için davet etmedik, size ihtiyacımız olduğu için davet ettik" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, birlikte hayatı daha da güzelleştirme, birlikte toplumsal gerginlikleri sona erdirme çağrısında bulundu. Davutoğlu, sanatı, toplumsal gerginlikleri artıran değil aksine toplumsal uyumu sağlayan ve karşılıklı empati yapmayı temin edecek önemli bir araç, aynı zamanda önemli bir amaç olarak da görmek gerektiğine işaret etti.

Toplumların büyük bunalımlar yaşadığı en zor zamanlarında, bunalımları aşmayı sağlayan temel saikin, siyasi düzen kadar o toplumun entelektüel, felsefi, sanat faaliyetleri anlamında önünü açan öncüler olduğunu dile getiren Başbakan Davutoğlu, Hazreti Mevlana'nın da beyitlerini Anadolu'nun en bunalımlı döneminde yazdığını anımsattı.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Siyasi krizin olduğu bir dönemde insanlar Hazreti Mevlana'nın beyitlerinde, Hazreti Mevlana'nın dilinde, üslubunda, muhabbetinde, aşkında huzur buldular, ümit buldular, geleceğe baktılar. Bizim devlet adamı olarak en önemli görevimiz toplumun huzurunu, aşkını muhabbetini temsil etmek ve yaygınlaştırmaktır. Sizden de en büyük beklentimiz ola ki siyaset alanında bir gerilim olmuşsa ola ki siyasi alanda birileri bir kriz çıkarma çabası içindeyse sanatçılarımızın toplumun ümidini, aşkını, şevkini, muhabbetini, birbirine olan bağlılığını teşvik edecek ürünler ortaya koymalarıdır. Aksi takdirde sanat eğer kutuplaştırıcı bir araç olarak görülmeye başlanırsa ideolojilerin, salt ideolojilerin yansıtıldığı bir araç olarak görülmeye başlanırsa sanat, karşılıklı kutuplaşmalar içinde özünü kaybeder."

Davutoğlu, son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerde buna ilişkin izlerin görüldüğüne ve bu durumun herkesi hüzünlendirdiğine işaret ederek, "Şu anda ağır bir sorumluluk üstlenmiş olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil, sizlerden biri olarak, elinden geldiğince kültür hayatına katkıda bulunmuş bir akademisyen olarak, sizlerden en büyük ricam, beklentim, toplumun krize yöneldiği zannedilen anlarda sizin ümit ışığı olmanız. Toplumda kutuplaştırma eğilimi ortaya çıktığı anda sizin birleştirici dili, muhabbet dilini yaygınlaştırmanız. Toplumda eğer bir estetik zayıflaması olduğunda sizin estetik boyutuyla topluma güzeli anlatmanız, güzeli tanımlamanız ve sadece güzeli arayış içinde hep beraber ortak tarihi serüveni paylaşmamız. Bu öz ve bu hedef çerçevesinde bu eylem planını hazırladık."

GELİNİZ DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRELİM

 Eylem planının sadece bir yasama faaliyetinin tematik anlatımı olmadığına dikkati çeken Davutoğlu,  "Bugünkü eylem planımızla sizlere, sizin üzerinizden bütün toplumumuza çağrımız, geliniz dünyayı güzelleştirelim, geliniz toplumsal ilişkilerimizi güzelleştirelim ve geliniz siyaseti güzelleştirelim, devlet dilini güzelleştirelim, karşılıklı üslup içinde toplumumuzun ve hepimizin ahlakını ve bu çerçevede her türlü hayat tarzına saygı içinde birlikte yaşama kültürümüzü güzelleştirelim" dedi.

Hükümeti kurarken en önemli hedeflerden birisinin vaatleri gerçekleştirmek olduğunu belirten Davutoğlu, "Şimdi, 3 ay sonra gururla ifade ediyorum, bu vaatlerimizin yüzde 100'ünü gerçekleştirmiş durumdayız. Şimdi ise daha nitelikli vaatlerimize geliyoruz, daha derinlikli, estetik boyutu önemli ve uzun döneme de yansıyacak reform çabalarımıza geliyoruz. 14 yıllık başarılarımızın arkasında ahde vefa, söze sadakat var. 14 yıl boyunca hız kesmeden, hiçbir engeli önümüzde nihai bir bariyer olarak görmeden, elimizden geldiğince milletimize hizmet etmeye çalıştık" diye konuştu.

MİLLETİMİZİN REFAH VE HUZURUNU ARTIRACAK ADIMLAR ATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Davutoğlu, 3 yıllık eylem planının ardından, 6 yıllık eylem planını hayata geçirme çabası içerisinde olduklarını bildirerek, "14 yıl boyunca Türkiye'nin standartlarını yükseltecek, itibarını artıracak düzenlemelere imza attık, bugün de aynı samimiyet ve aynı kararlılıkla milletimizin refah ve huzurunu artıracak adımlar atmaya devam ediyoruz. Kültürel Kalkınma Eylem Planı, bir planlama ve strateji çerçevesinde 64. Hükümetimizin kültürel alana dair ilk eylem planı olması bu açıdan önemlidir. Türkiye'nin sahip olduğu kültürel mirası, estetik değerleri, medeniyet birikimini koruyarak güçlendirilmesini hayati önemde görüyoruz. Türkiye bu anlamda şu anda küreselleşme süreci yaşayan uluslararası toplumun en nadide, en ayrıcalıklı ülkelerinden biridir" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:"Tarih boyunca insanoğlunun kurduğu medeniyetlere elimizin değmediği, dokunmadığımız medeniyet yoktur. Mezopotamya kültürü bu toprakların ürünüdür, Horasan'dan süregelip İran'dan geçerek, olgunlaşarak Anadolu'ya gelen Orta Asya Horasan kültürü bu topraklarda Roma kültürüyle, eski Yunan kültürüyle kaynaştı. Aynı kültürün Hint boyutu yine 16. yüzyılda Delhi-İsfahan-İstanbul üçlüsü içinde Türk boylarının üç Hint-İran-Anadolu ekseninde kurduğu devletlere şahitlik etti, şiirlerle bile, mimari eserlerle bile bütün bu Avrasya coğrafyasını Anadolu'ya taşıdık. Tac Mahal ile Selimiye arasında yapılacak bir kıyaslama 16. yüzyıldaki ortak değerlerimizin Asya'dan Avrupa'ya doğru Anadolu eksenine doğru nasıl ilerlediğinin yansımalarıdır. Bu şiirde, Baki, Fuzuli hepsinin ortak temeli de bu."

Davutoğlu, "Elimizi değmediğimiz, etkilemediğimiz hiçbir medeniyet havzası yoktur" ifadelerini kullanarak, Mısır, Bağdat ve Saraybosna'nın İstanbul'la aynı kültürel esintileri taşıdığını belirtti.

Ayrıcalıklı vasıflarının, kadim bütün medeniyetleri bünyelerinde barındırmalarından kaynaklandığını vurgulayan Davutoğlu, moderniteyi en kapsamlı şekilde yaşadıklarını, şimdi de küreselleşmenin bütün tarihi akımlarının Türkiye üzerinden geçmesinden pozitif anlamda gurur duyduklarını kaydetti.

Bütün bu medeniyetlerin izlerini Türkiye'nin her bir şehrinde gördüklerini ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Başka hiçbir toplumun böyle bir ayrıcalığı yok. Türk sanat müziğinden, klasik Türk müziğine, modern müzik akımlarına kadar hepsi için de bu geçerlidir" diye konuştu.

Davutoğlu, 64. hükümetin kültürel eylem planında bu unsurların yansımasına önem verdiklerini belirterek, "O zaman gördük ki bu unsurları en doğrudan yansıtan temel ünite, temel alan şehir hayatı. Şehir ile medeniyet ile kültür arasında doğrudan bir irtibat kurarak, bu eylem planını hazırladık" değerlendirmesinde bulundu.

PEK ÇOK TARİHİ ADIM ATTIK

Hükümet olarak kalkınma perspektiflerinin hiçbir zaman ekonomik alan ile sınırlı olmadığına vurgu yapan Başbakan Ahmet  Davutoğlu, "Ekonomik kalkınma ile eş zamanlı olarak, Türkiye'nin demokratik standartlarını yükselten, vatandaşlarımızın hak ve özgürlük alanlarını genişleten pek çok tarihi adım attık. Siyasi ve ekonomik reformlar kadar ilhamını Türkiye'nin medeniyet birikiminden alan kültürel kalkınma da bizim için hayati önemdedir" dedi.

Kültürel hayatı zenginleştirmenin, gelecek nesillere çok daha zengin bir kültürel miras bırakmak anlamına geleceğini anlatan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:"Siyasi ve ekonomik istikrarını kültürel zenginliğiyle eş güdümlü hale getiremeyen ülkelerin, gücünü koruma imkanları da yoktur. 'Güçlü ülke' demek sadece askeri bakımdan güçlü ülke demek değildir, aksine sanatıyla, ilmiyle, bilimsel faaliyetleriyle çığır açan ülke demektir. Bir ülkeyi maddi kalkınmasıyla beraber güçlü kılacak en önemli unsur, tarihsel birikimine ve kültürel değerlerine verdiği önemdir. Bu anlamda kültürel kalkınma, geçmiş değerlerimizin bir anı, bir hatıra haline getirilerek donuk ve statik bir şekilde hatırlanması değildir. Bize düşen, medeniyet mirasımızı, kültürel değerlerimizi korumakla birlikte gelişebilecekleri verimli alanlar oluşturmak ve onları geleceğe taşıyacak bir ortamı da sağlamaktır."

Bu noktada medeniyet ve kültürel değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında özellikle sanat ve eğitim camiasına büyük sorumluluk düştüğüne dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, "Bütün sanat dallarında, mimaride, tiyatroda, sinemada, müzikte ve daha birçok alanda bu ulvi misyonun büyük kısmı sizin omuzlarınızdadır, sizin yüreklerinizdedir" dedi.

SİYASETİN MERKEZİNE MEDENİYET DEĞERLERİNİ YERLEŞTİRMİŞ BİR HAREKETİZ

Siyasetinin merkezine, politikalarının odağına medeniyet değerlerini yerleştirmiş bir hareket olduklarını ifade eden Davutoğlu, "14 yıldır Türkiye'nin kalkınması için nasıl her alanda çalışmalar gerçekleştirmişsek, hepsinin nüvesi olan, merkezi olan kültür ve sanat alanında da çalışmalar gerçekleştirmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Bir medeniyetin değerlerinin, taşıyıcısı, aktarıcısı ve sahibinin insan ve öncelikle sanatçılar olduğuna dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:"Bu anlamda insan faktörünü merkeze almayan bütün çabalar akamete uğramak durumundadır. İnsan onurunu esas almayan bir yönetim ne yerel ne de evrensel bir değer üretebilir. Bu perspektif doğrultusunda biz hükümet olarak eğitimden kültüre, sanat değerlerinin gelişmesine, düşünce özgürlüğüne kadar her alanda vatandaşlarımızın hizmetinde olmayı sonuna kadar sürdüreceğiz."

Başbakan Davutoğlu, medeniyetlerin en önemli nişanının şehirler olduğunu belirterek, "Medeniyetler muhtevalarını, üsluplarını inşa ettikleri şehirlere yansıtırlar. Bu çerçevede şehirlerimizin, şehirleşme anlamında gerçekleştireceği gelişme çok önemlidir. Bir taraftan modern hayatın gereklerine uygun olarak alt yapıdan üst yapıya kadar birçok alanda inşa faaliyeti yürütürken, diğer taraftan da şehirlerimizin tarihi dokusunu koruyacak, kültürel veya sanatsal atmosferini ve mimarisini geliştirecek, ihya faaliyetlerini yürütmek zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.

Birçok önemli şehrin tarihi dokusuna uygun bir şehirleşme içinde bulunmadığını anlatan Başbakan Davutoğlu, "Sanayileşmenin ve buna bağlı olarak yaşanan yoğun nüfus hareketlerinin getirdiği çarpık şehirleşme, geçmişte ülkemiz için artık yönetilemez hale gelmişti ve 2500 yıllık İstanbul bir metropol gecekondu şehri haline gelmişti. Ancak, gerek Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde, gerekse de sonrasında AK Parti'li yönetimler sayesinde İstanbul her anlamda medeniyet mirasıyla daha barışık, daha yaşanabilir bir şehir haline geldi" diye konuştu.

İstanbul'u koruma yolundaki çabaların artırılması gerektiğini bildiren Davutoğlu, "İstanbul'un tarihi dokusunu en büyük mirasımız, en büyük emanetimiz olarak görmeliyiz" dedi.

İbn-i Haldun'un yaşanabilir, korunmuş şehirlere "Ümran" dediğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, "Şehir ile sosyal hayat arasındaki, şehir ile tabiat arasındaki uyumu bozduğunuz zaman o belde 'Ümran' olmaktan çıkar ve dolayısıyla da şehir hüviyetini kaybeder" ifadesini kullandı.

Medeniyet mirası açısından eşsiz şehirlere ve eşsiz güzelliklere sahip olduklarını belirten Davutoğlu, Türkiye'de şehir kimliği olan, tarihi belleği taşıyan, çok sayıda şehir bulunduğunu kaydetti.

BİZİM ŞEHİR TASAVVURUMUZ AYNI ZAMANDA MEDENİYET TASAVVURUMUZDUR

"Bizim medeniyetimiz kadar bizden önce de pek çok medeniyete mekan olmuş, ev sahipliği yapmış şehirlerimiz var." diyen Davutoğlu, "Bizim şehir tasavvurumuz aynı zamanda medeniyet tasavvurumuzdur. Şehir mirasımız aynı zamanda medeniyet birikimimizdir. 2023 vizyonumuz, ufkumuz, hedeflerimiz doğrultusunda şehirlerimizi insan dostu, çevre dostu, estetik, müreffeh ve yaşanabilir şehirler haline getirmek istiyoruz" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, altını çizmek istediği bir konu daha bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

"AK Parti hükümetleri ve 64. hükümet olarak göreve geldiğimiz ilk günden bu yana şehirlerimizi sosyal, kültürel ve ekonomik boyutlarıyla bir bütün olarak ele aldık. Bu doğrultuda sanayi ve yaşam alanlarının doğru planlanması, altyapı, konut ve ulaşım gibi önemli alanlarda hizmet standartlarının yükseltilmesi, tarihi yapıların ihya edilmesi, şehrin kimliğini oluşturan unsurların ön plana çıkması için birçok projeye imza attık. AK Parti 2002 yılında kurulmasına rağmen, kökleri çok eskide olan, büyük bir tarihsel birikime sahip bir harekettir. AK Parti hükümetleri de her zaman bunun farkında olmuş, milletimize bu birikimle hizmet etme anlayışı içinde olmuştur."

Hükümete geldikleri ilk günden bu yana pek çok anlamda önemli atılımlara, reformlara imza attıklarını anımsatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:"Milletimizle omuz omuza vererek, 78 milyon vatandaşımızın hür ve özgürce yaşadığı, kaliteli hizmet aldığı bir Türkiye inşa ettik. 'Türkiye'yi nasıl daha güçlü bir ülke haline getirebiliriz, vatandaşlarımızı nasıl daha onurlu kılarız, nasıl daha müreffeh bir ülke haline getiririz' diyerek dertlendik, onu bir memleket meselesi olarak gördük. Milletimizden bu kutsal emaneti alıp, bu göreve geldiğimiz ilk günden bu yana bu bilinçle çalıştık, bu motivasyonla hareket ettik. Türkiye'yi müreffeh, güçlü ve demokratik bir ülke olarak geleceğe hazırlamaya gayret ettik. Yok saymayı, reddiyeyi, kendi tarihini, değerlerini küçümsemeyi ortadan kaldırdık. Medeniyet değerlerimize, kültürel ve tarihsel birikimimize sahip çıktık, onları geleceğe güçlü bir şekilde taşımanın çabası içinde olduk. Bu doğrultuda, bu bilinçle tarihsel dokumuza, medeniyet değerlerimize sahip çıktık."

Davutoğlu, AK Parti ile Türkiye'de birçok alanda değişimler yaşandığını belirtti. UNESCO dünya miras listesinde Türkiye'den 2002 yılında sadece 9 varlık bulunurken, 2015 yılında bu sayının 15'e çıktığını anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"2002 yılında UNESCO dünya miras geçişi listemizde 18 olan varlık sayımızı da 2015 yılında 60'a çıkardık. Devlet tiyatrolarının 2002 yılında 23 olan sahne sayısını 2015 yılında 64'e çıkardık. 2002-2014 döneminde özel tiyatrolara yapılan yardımların maddi tutarı 5 kat, yardım alan özel tiyatro sayısı 10 kat artırıldı. Sinema sektörüne aktarılan toplam devlet desteği 2002 yılında 475 bin lira iken bu rakamı 2015 yılında toplam 27 milyon liraya yükselttik. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Tarihe yolculuk başladı' sloganıyla hayata geçirilen müze kartı uygulamasıyla 2015 yılında 6 milyon 632 bin vatandaşımız müze kartı imkanından faydalandı. Kültürel varlıklarımızın korunması için 4 bin 129 taşınmaza yaklaşık 70 milyon lira yardım yapıldı. Arkeolojik kazı ve araştırmalarına aktarılan ödenek miktarını yaklaşık 20 katına çıkardık. 2002 yılında Bakanlar Kurulu kararlı Türk kazısı sayısı 57 iken 2015 yılında 120'ye çıktı. 1992-2002 yılları arasında yurt dışından getirilen eser sayısı 2 bin 527 iken 2003-2015 yılları arasında yurt dışından getirilen eser sayısı 4 bin 268 adet oldu."

Başbakan Davutoğlu, Kültürel Kalkınma Eylem Planı'nın, kültür ve sanat alanındaki sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan istişare ve çalışmalar çerçevesinde hazırlandığını vurgulayarak, "Kültürel Kalkınma Eylem Planımızın çatısı 8 ana stratejik alandan oluşuyor. Her biri aynı zamanda bir hedeftir ve bu hedeflere ulaşmak için atılacak adımlar da ayrı ayrı planlanmış durumdadır. Bu 8 başlığın altında toplam 32 eylem yer alıyor" diye konuştu.

Birinci başlıkta şehrin tarihi dokusunun yer aldığına işaret eden Davutoğlu, bu başlık altında Bursa İznik, İstanbul tarihi Yarımada, Diyarbakır, Suriçi, Amasya, Mardin ve Edirne gibi kadim şehirlerin tarihi bölgelerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak, eski kent dokusunu koruyacak eylemler bulunduğunu aktardı.

"Kültür ve tarihi birikim açısından oldukça zengin şehirlerimiz bu kültürel tarihi birikime değer vermeyen, bu değerleri korumayı önemsemeyen yönetimler altında modernleşmenin tetiklediği hızlı değişime yenildiler" diyen Davutoğlu, şehirlerdeki tarihi mirasın neredeyse tarumar edildiğini dile getirdi.

KENTLERİN TARİHİ DOKULARI KORUNACAK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çocukluğundan beri aşkla sokaklarında dolaştığı tarihi yarımadanın çok sayıda esirin tarumar edilişine şahit olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Yeni dönemde Diyarbakır'da, Cizre'de görüyorsunuz, büyük bir barbarlıkla yüzyıllar boyunca bu toprakların değerlerine bayraklık eden eserler, yapılar, terör örgütü tarafından barbarca tahrip edildi. Şimdi bu kültürel ve tarihsel birikimi hiç vakit kaybetmeden yeniden ihya etmek üzere kapsamlı bir çalışma başlatıyoruz. İşte burada kültür ve tarih bilinci önemli. 'Suriçi'ni yeniden inşa edeceğiz.' dediğimde Toledo örneğini verdiğim zaman, yakın dönemde yaşanan bazı faşizan yöntemleri hatırlayan zihinler çıktı. Dün de yine Meclis'te bu örnekten hareketle beni eleştiren bir milletvekili, 'Niye bizim şehirlerimizden örnek vermiyor da bir Hristiyan şehrini örnek veriyor?' diye cehaletini ortaya koydu. Toledo, Tuleytula adıyla Endülüs Emevileri tarafından kurulan bir şehirdir ve hemen hemen Diyarbakır ile aynı dönemde minareleriyle, burçlarıyla, iki ayrı coğrafyada birbirine benzeyen iki şehirdir. Bugün Toledo'ya eski adıyla Tuleytula'ya gidenler orada gördükleri minareleri, kuleleri çan kulesi zannetmesinler, her biri Endülüs Emevileri'nden kalan birer minaredir. Zamanla kimlik değiştirmişlerdir ama mimari bizim mimarimizdir. Ama kültür bilincine, tarih bilincine sahip olmayanlar bunları idrak edemez."

Her şehrin kültür yönetim planı çıkarılarak, Türkiye Kültür Şehirleri programının başlatılacağını açıklayan Davutoğlu, şehirlerin bu anlamda kültürel ihya planının en önemli mekanları, en odak noktaları olacağını bildirdi.

18 MÜZE AÇILACAK

İkinci başlığın ise kültürel alanların canlandırılması hakkında olduğunun altını çizen Başbakan Davutoğlu, "Bu başlık altında yapacağımız çalışmalar kapsamında başkent Ankara'da uluslararası simge olacak büyüklükte ve içerikte Anadolu Kültür Merkezi'ni inşa edeceğiz. Ankaramızın özellikle müze ve kültürel imkanlar bakımından İstanbul'a ve diğer şehirlere göre maalesef daha az imkanlara sahip olduğunu gördük. Böyle bir merkezi inşa edeceğiz. Aynı şekilde tarihi başkentimiz İstanbul'da yine uluslararası simge olacak büyüklükte ve içerikte İstanbul Kültür Merkezi'ni inşa edeceğiz. Müzeciliğin teşviği için gerekli düzenlemeleri hayata geçireceğiz. 2016 yılında inşallah 18 yeni müze açacağız" ifadesini kullandı.

Kitabın ve kütüphanenin önemini anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:"Benim kitap ve kütüphane sevgimi biliyorsunuz. Ülkemiz maalesef kütüphanecilik konusunda da sahip olduğu potansiyeli hayata geçirebilmiş değildir. Tarihin geçmiş dönemlerinde en büyük kütüphanelere ev sahipliği yapmış olan bu aziz ülke, bugün bu alanda istediğimiz düzeyde değil. Her ilimizin büyük bir kütüphaneye sahip olmasına arzu ediyoruz. Şimdi de hemen hemen bütün şehirlerimizin tamamında kütüphane mevcut. Ancak birçoğu bir binanın bir katında faaliyet gösteriyor. Bu eylem planıyla her bir şehrimizde o yöremizin kültürel mimari özellikleriyle inşa edilmiş, şehrin ana sembollerinden biri olacak büyüklükte ve şehrin ana kültür damarlarından biri olacak fonksiyonellikte kütüphane inşa edeceğiz. İçinde kitap, kütüphane bulunmayan ev nurdan, ışıktan kopuktur, içinde büyük bir kütüphaneye sahip olmayan bir şehir medeni bir şehir olarak görülemez. Hayatımda taşıdığım hiçbir çanta içinde kitap olmadan taşınmadı."

Gençlere de tavsiyelerde bulunan Başbakan Davutoğlu, bütün yeni neslin öncüsü olacak gençlerin yanlarında nereye giderlerse gitsinler mutlaka bir kitap bulundurmalarını istedi.

Gençlerin laptopları kitap gibi örneklendirebileceklerini dile getiren Davutoğlu, "Kitap kokusunu hissetmemiş bir insan, huzuru, sükunu, ilmi hiçbir zaman teneffüs edemez. Biz kitap kokusuyla büyüdük, laptopu da tanıdık. Laptop ne kadar mekanikse kitap kokusu o kadar güzeldir. Bir kütüphaneye girdiğinizde şöyle kütüphanenin kokusunu yüreklerinize çektiğinizde onunla birlikte yüreğinize bir merhametin, bir hikmetin, bir irfanın geldiğini de hissedersiniz" diye konuştu.

Davutoğlu, kitap kokusunun mutlaka her eve girmesi, her ele sinmesi, her yüreğe dokunması gerektiğini belirtti.

Kitap okumanın yaygınlaştırılması için bir kampanya başlatılmasını öneren Davutoğlu, insanların birbirlerine kitap hediye etmelerini, selam verirken de kitap vermelerini, özür dileyecekleri insanların gönlünü kitapla almalarını istedi. Davutoğlu, bu doğrultuda kütüphane yapımını teşvik edeceklerini bildirirken, Rami Kütüphanesi Projesi'ni hayata geçireceklerini belirtti.

Bu kapsamda Rami Kışlası'nı restore ederek, 10 milyon kitap kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük kütüphanesi haline getireceklerini açıklayan Davutoğlu, programın üçüncü başlığının ise "şehir kültürünün zenginleştirilmesi ve tanıtımı" ile ilgili olduğunu söyledi.

Bu başlık altında yapacakları çalışmalarda 30 büyük şehre bir milyon kitabın bulunduğu kütüphaneler oluşturacakları bilgisini paylaşan Davutoğlu, "Yaşayan kütüphaneler kapsamında mevcut kütüphaneleri zenginleştireceğiz. Kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarılması için bir dijital kültür arşivi oluşturacağız" diye konuştu.

Bunun yanı sıra müze ve kütüphane girişlerine kolaylık sağlayacak "Kültür Park" projesini de hayata geçireceklerini vurgulayan Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile yaptıkları değerlendirmelerde, özellikle bazı derslerin müzelerde verilmesi gerekliliği üzerinde durduklarını ve bunu hayata geçireceklerini anlattı.

KLASİK ESERLER SESLENDİRİLECEK

Davutoğlu, "e-Kütüphane" projesi ile telif hakkı taşımayan Türk ve yabancı klasik eserlerin seslendirilerek yayınlanmasını da sağlayacaklarını aktararak, ayrıca kültürel hayatın zenginleştirilmesine yönelik 81 ilde tiyatro ve sahne sanatları ile ilgili projelere destek vereceklerini bildirdi.  

Tiyatro sahnesi olmayan illere gerçek anlamda en az bir tiyatro sahnesi kazandıracaklarını açıklayan Davutoğlu, "Yeri gelmişken özel tiyatrolarımıza da bir müjde vermek istiyorum; 2015'te özel tiyatrolara 4 milyon 500 bin lira destek vermiştik, bu yıl bunu yüzde 100 artırarak 9 milyon Türk lirasına çıkarıyoruz." dedi.

Dördüncü başlığı ise "Anadolu medeniyet izlerinin gün yüzüne çıkarılmasına yönelik çalışmalar" olarak açıklayan Davutoğlu, bu başlık altında bu izlerin gün yüzüne çıkarılmasına yönelik "Restorasyon Teknikleri Araştırma ve Uygulama Merkezi"ni kuracaklarını bildirdi.

Davutoğlu, "Milli tarihimizin yapı taşlarını ihya etmek için 'Aziz Mekanlar Projesi'ni hayata geçireceğiz. Bu proje çerçevesinde tarihimiz açısından önem taşıyan Edirne, Çanakkale, Erzurum, Sivas gibi tarihi kentlerimizdeki tabya, kale ve anıtsal eserler gibi özel mekanlar tespit edilerek ihya edilecek" ifadesini kullandı.

GENÇLERİN PROJELERİNE 50 MİLYON LİRA BÜTÇE

Beşinci başlığın "kültür ekonomisi ve girişimciliğinin desteklenmesi"ne ilişkin olduğunu belirten Davutoğlu, bu başlık altında yapacakları çalışmalar kapsamında gençlerin kısa film, dergi, kitap gibi sanatsal faaliyetleriyle, sportif faaliyetlerine proje bazlı karşılıksız destek verileceğini söyledi. Bu kapsamda "Genç Ders Projesi"ni hayata geçireceklerini açıklayan Davutoğlu, bu program için genel bütçeden 50 milyon lira ayırdıklarını bildirdi.

Davutoğlu, kültür girişimleri ve kültür endüstrisi ile ilgili projeleri de destek kapsamına alacaklarının altını çizerek, kültür merkezi, çok amaçlı salon, sinema salonu, müzeler, kütüphane, kültür ve sanat araştırma merkezi yapan girişimcilerin destek kapsamını da genişlettiklerini dile getirdi. Davutoğlu, bu kapsamda gelir vergisi stopaj indirimi, sigorta pirimi işveren paylarında indirim, su bedeli indirimi ve enerji desteği sağlayacaklarını kaydetti.

KÜLTÜR SPONSORLUĞU HAYATA GEÇİRİLECEK

Altıncı başlığın ise "kültür sponsorluğu sisteminin geliştirilmesi" ile ilgili olduğunu bildiren Davutoğlu, bu kapsamda her yıl kültür sponsorluğuna yönelik çalışmaları ve yatırımları en çok olan kişi ve kurumlara "Kültür Sponsorluğu Ödülü" vereceklerini söyledi.

Başbakan Davutoğlu, buna ilişkin yasal düzenlemeleri de yapacaklarını vurgulayarak, "Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyonuna ilişkin harcamalarla, makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların yüzde 100'ü, gelir vergisi ve kurumlar vergisi matrahından indirilmeye devam edilecek" diye konuştu.   

SANATÇIYA VEFA

Yedinci başlığın "beşeri kapasitenin güçlendirilmesi ve eğitim hakkında" olduğunu dile getiren Davutoğlu, bu başlıkta istihdamın planlanması doğrultusunda bir program hazırlanacağını ve diğer kuruluşlarla beraber yapılacak çalışmalarla öğrenci sayılarıyla ilgili planlı adımlar atılacağını vurguladı.

Davutoğlu, "sanatçılara vefa" olarak adlandırdıkları çalışma ile belli dönemlerde SGK primlerini yatıramayan sanatçıların emekli olmasını kolaylaştıracak çalışmaları başlattıkları bilgisini vererek, şöyle konuştu:"Bu konuda bir talep gelmişti, bunu gerçekleştireceğiz. Yıllarını sanata adamış ama emekliliğinde rahat bir yaşam sürdürmeye yönelik birikim yapamamış sanatçılarımızın evsiz, barksız bir şekilde bin bir zorlukla hayata tutunmaya çalışması hepimizi derinden üzüyor. Yadigar Ejder, Yüksel Gözen, Sami Hazinses, Kazancı Bedih gibi sanatçılarımızın yaşadığı mağduriyetleri, kimisinin nasıl bir trajedi ile hayata veda ettiğini hepimiz biliyoruz. Sami Hazinses'i hatırlamayan, bizim çağımızda hiçbir sinema takipçisi yoktur. Ama onun hazin vedasını da yüreğimizde bir acı olarak tutuyoruz. Bu çalışma ile hayatlarını sanata adamış sanatçılarımıza kolay emeklilik sağlayarak, sanatlarını icra edemedikleri dönemde de rahat bir hayat imkanı sağlamayı öngörüyoruz. 'Bir Usta Bir Atölye Projesi' hayata geçirilerek, ülkemize mal olmuş, plastik sanatlar alanındaki ustaların atölyelerinde yetenekli gençlerin ustalaşmasını ve sanatçıların desteklenmesini sağlayacağız."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "yasal düzenlemeler yapılması ve yeniden yapılanmanın" sekizinci başlık  olduğunu ifade ederek, bu kapsamda 4848 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da, 5224 Sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasıyla, Desteklenmesi Hakkında Kanun'da, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'nda, 5225 Sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimleri Teşvik Kanunu'nda değişiklikler yapacaklarını bildirdi.

TELİF HAKLARIYLA İLGİLİ DÜZENLEME

Kültür ve sanat alanına yönelik açıkladıkları proje ve desteklerin yanı sıra senarist, yönetmen, besteci, söz yazarları, ressamlar, oyuncu, yapımcı ve yayıncıların telif haklarının en etkili şekilde korunması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Davutoğlu, "Telif Hakları Yasası'nı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu mayıs ayı içerisinde TBMM'ye sunacağımızın müjdesini de vermek istiyorum" dedi.  Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bütün bu eylem ve projeleri tasarlarken bu işin istihdamını da düşündük ve bununla ilgili adımları atıyoruz. Şimdi özellikle bu alanda kadro haberi bekleyen gençlerimize de bir müjdem var; gençlerimizin kültür ve turizm alanında iş alışkanlıklarını geliştirmeye dönük olarak bin 200 gencimizi, 6 aylık süreyle geçici olarak istihdam edeceğiz. Bu gençlerimizin 730'u ören yerlerimizde, 470'i de havaalanlarında turizm faaliyetlerine destek olacaklar. Kültür ve Turizm Bakanlığımızda istihdam edilmek üzere 600 kişilik yeni kadro açıyoruz. Bunların 200'ü kütüphaneci, 100'ü sanat tarihçisi, 100'ü arkeolog olacak. Ayrıca 200 kişi de daha çok kültür varlıklarımızın restorasyonu ve şehirlerimizin yeniden inşası için düşündüğümüz projelerde görevlendirmek üzere, mimar, mühendis, şehir plancısı, kağıt restoratörü gibi mesleklerden alınacak."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilecek bu çalışmaların hayırlı olması temennisinde bulunurken, programa katılan sanatçılara da teşekkür etti.

Davutoğlu, toplantının ardından gazetecilerin ve sanatçıların sorularını yanıtlayarak, çözüm önerilerini dinledi.

GENÇDES PROGRAMI İLE GENÇ SANATÇILARA DESTEK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, sanatçılara verilecek desteklere ilişkin, "Sanat faaliyetini icra ve şahsi olarak hayatını en iyi şekilde idame ettirme anlamında her türlü desteği vereceğiz. GENÇDES programı ile genç sanatçılara destek vereceğiz" açıklamasında bulundu.

Sanatçılara her türlü desteği vermenin görevleri olduğuna işaret eden Davutoğlu, sanatçıların olmadığı bir toplumun sabah güneşinin doğmadığı bir gün gibi olduğunu belirtti.

Sanatçılara verilecek desteklerin isteğe bağlı emeklilik, sanat faaliyetini icra ederken yapılan faaliyetlere destek ve sponsorluk gibi hususları kapsayacağını anlatan Başbakan Davutoğlu, "Sanat faaliyetini icra ve şahsi olarak hayatını en iyi şekilde idame ettirme anlamında her türlü desteği vereceğiz. GENÇDES programı ile genç sanatçılara destek vereceğiz. Sanat icra etmeye başladıklarında telif hakları üzerindeki çalışmayı tamamlıyoruz. Telif hakları üzerinden sanatçılarımızın haklarını koruyacağız" dedi.

Davutoğlu, teknolojinin hızlı gelişimi dolayısıyla bütün sanatçıların muzdarip olduğu, hiçbir izin almadan her türlü sanat eserinin internet ortamından fütursuzca kullanıldığı bir durum söz konusu olduğuna dikkati çekerek, sanatçıların haklarının korunması için en iyi tiyatro, opera salonları, kütüphaneler ve geleneksel sanat icra edecekleri mekanları sağlayacakları söyledi. Davutoğlu, aynı zamanda özel tiyatrolara verilen destek gibi bu desteklerin yüzde 100 artırılacağını ifade etti.

Programa Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve  aralarında Metin Şentürk, Orhan Gencebay, Yavuz Bingöl, Metin Özülkü, Ercan Saatçi, Serkan Çağrı, Birol Güven, Ali Rıza Binboğa, Ahmet Yenilmez, Osman Sınav ve Züleyha Ortak'ın da bulunduğu sanat dünyasından isimler katıldı.

 
Erzurumspor’dan ‘Tahrik’ uyarısı
 
Tire maçının hakemi açıklandı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Malezya’dan Erzurum’a gönül köprüsü
Malezya Saıns İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Ahmad ve beraberindeki ...
Tekirdağ’da ‘Dadaş’ Gündemi
Tekirdağ Erzurumlular Derneği, Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun ...
Mülteci dramına sanatlı tepki...
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi(GSF) tarafından Suriyeli ...
 
Erzurum’da hayallerini sahneye taşıyacaklar
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) öğrencileri, ders esnasında tiyatro ile ...
Prof.Dr.Fuat Sezgin Hocaya büyük ilgi
Prof. Dr. Fuat Sezgin Fahri Doktora Diploma Töreni, Atatürk Üniversitesi’nde gerçekleşti.
'Erzurum çok önemli bir Şehir'
Vali Altıparmak, ‘Bilmeyenler için söyleyeyim Erzurum çok önemli bir Şehir. ...
 
Şeyhül Muharririn’e vefa
Elazığ Belediyesi ve Ahmet Kabaklı Anadolu Lisesi, “Edepten Ebede Giden ...
EMİTT 2016’da Ilıca Gündemi
İstanbul’da bu yıl 20.si düzenlenen EMITT 2016 fuarında Erzurum’un yöresel ...
Erzurum tarihine rölöve yaklaşımı
Erzurum Rölöve ve Anıtlar Birliği Müdürü Suat Bakır, “Rölöve ve Anıtlar ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri