Erzurum’dan Azerbaycan’a bu yılın ekim ayında 329. 5 bin, yılın on ayında ise 3 milyon 586 bin dolar tutarında ihracat gerçekleştirildi. İlden Azerbaycan’a yapılan ihracat değeri bir önceki yıla göre 2.5 milyon dolardan 3.5 milyon dolara yükselerek yüzde 42.4 oranında artış gösterdi.
ERZURUM’UN PAYI
Erzurum Ocak – Ekim ayları diliminde Azerbaycan’a en yüksek değerde ihracat yapan 30, Doğu Anadolu Bölgesinde ise 3’üncü sırada yer aldı. Türkiye’nin 77 ilinden Azerbaycan’a yapılan ihracat tutarı toplamında Erzurum’un payı yüzde 0,19 oldu. Ülkeden bu ülkeye 1.8 milyar dolarlık ihracat kaydedildi.
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Doğu Anadolu Bölgesinde Azerbaycan’a en yüksek değerde ihracat yapan il Iğdır oldu. Bu ili Malatya ve Iğdır takip etti. TİM verilerine göre bu yılın Ocak – Ekim ayları arasında Azerbaycan’a Iğdır’dan 32 milyon 494 bin, Malatya’dan 3 milyon 597 bin, Erzurum’dan 3 milyon 586 bin dolar tutarında ihracat yapıldı.
ERZURUM 30’UNCU SIRADA
Erzurum Azerbaycan’a en yüksek değerde ihracat yapan 30 il içinde yer aldı. Azerbaycan’a en yüksek değerde ihracat yapan iller; İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Gaziantep, Konya, Iğdır, Manisa, Adana, Kayseri, Mersin, Antalya, Eskişehir, Denizli, Çorum, Sakarya, Hatay, Rize, Trabzon, Mardin, Aydın, Kahramanmaraş, Samsun, Balıkesir, Tekirdağ, Şırnak, Isparta, Malatya, Erzurum olarak kaydedildi.
İLLER İHRACAT DEĞERLERİ
Bu yılın 10 ayında Azerbaycan’a, İstanbul 973.6, Ankara 213.3, İzmir 81.015,77, Kocaeli 60.4, Bursa 59.1, Gaziantep 50.2, Konya 36.6, Iğdır 32.4, Manısa 32.4, Adana 31.0, Kayserı 25.7, Mersin 25.7, Antalya 25.2, Eskışehir 24.2, Denizli 9.7, Çorum 7.7, Sakarya 7.7, Hatay 6.8, Rize 6.7, Trabzon 6.6, Mardin 5.9, Aydın 5.6, K.Maraş 5.2, Samsun 5.0, Balıkesir 4.9, Tekirdağ 4.7, Şırnak 4.2, Isparta 3.6, Malatya 3.5, Erzurum’dan 3.5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
‘ÜLKEMİZİN VE ÜRETİCİMİZİN POTANSİYELİNE GÜVENİYORUZ’
TİM Başkanı Mustafa Gültepe yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
Antalya'da 3-5 Kasım tarihlerinde yaptığımız TİM Delegeler Buluşmamızda, belirlediğimiz hedeflere ulaşma noktasında; birliklerde görev alan, fikir üreten ve emek veren delegelerimizle bir araya geldik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü de büyük bir coşkuyla kutladığımız buluşmamızda, ihracat hedefimize ulaşabilmek için yol haritamızı oluşturduk.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına, Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ile başlıyoruz. Bizim ilk büyük sınavımız da 12.Kalkınma Planı'nda 2028 için öngörülen 375 milyar dolarlık hedefe ulaşmak. Yani gelecek beş senede mevcut ihracatımıza 120 milyar dolar daha eklememiz gerekiyor. Bu, küresel ticaretteki değişimi doğru okuyabilirsek daha erken de başarabileceğimiz bir hedef.
Türkiye İhracatçılar Meclisimizin kurulduğu 30 yıl önce, 15,3 milyar dolar olan ülke ihracatımızı, 2023 yılı sonunda 255 milyar dolara çıkarmış olacağız. En büyük ihracat pazarlarımızdaki daralma, savaşlar ve dünya ekonomilerinin enflasyon ile mücadele ettiği bir yılı, önceki yıla benzer bir performans ile kapatabilecek olmamızı başarı olarak görüyorum.
Maalesef bu yıl emek yoğun sektörlerimizin büyük maliyet baskısıyla karşı karşıya kalması nedeniyle pazar kayıpları yaşadık. İlk dokuz ayda 27 sektörümüzün 13'ünün ihracatında kayıp gerçekleşti.
Zor birkaç yılın daha bizi beklediğinin farkındayız. Fakat biz bu ülkenin potansiyeline çok güveniyoruz. Dünyayı adeta bir ablukaya alan salgın yıllarında, üretici ve ihracatçılarımızın gösterdiği performans, bu potansiyelimizin göstergesiydi.
Üretim altyapısı, tasarım ve teknoloji açılarından rakiplerimizle yarışabilecek bir ülkeyiz. Kaybettiğimiz pazarları geri kazanmanın yanı sıra yeni pazarlar bulmamız gerekiyor. Orta Doğu'ya yönelik önemli bir açılımımız oldu ve kısa sürede ihracatımıza olumlu yansımaları meydana geldi. Bu etkileşimi diğer pazarlarda da gerçekleştirebilmek için TİM ve ihracatçı birlikleri olarak, hem ürün çeşitliliğimiz artırmak hem de yeni pazarlar bulmak için yoğun bir mesai harcıyoruz. 2023'ü, 148 ticaret heyeti ve 53 alım heyetiyle, yani toplamda 200'ün üzerinde heyetle tamamlayacağız. Bu mesaimiz 2024 yılında
da devam edecek. Bu pazarlarda kendimizi daha iyi anlatabilirsek, pazar kaybetmemize neden olan fiyat tutturamama sıkıntısını da aşabiliriz diye düşünüyorum.
Her kriz, içinde bir fırsat barındırır ve önemli olan da bu fırsatı görebilmektir. Bunu da ancak bize çizilen çemberin dışına çıkarak görebiliriz. Ay sonunda düzenleyeceğimiz Türkiye Innovation Week etkinliğimizi de değişimi okuyabilmek açısından çok değerli buluyorum.’