Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bir yandan uluslararası medya yönlendirmelerine karşı farkındalık oluşturup diğer yandan da Türk medyasının küresel bir aktöre dönüşmesi yönünde adımlar atılması gerektiğini belirterek, "Öncelikli olarak her türlü uluslararası manipülasyonlara karşı ülkemizi ve medyamızı korumalıyız. Toplumsal yapımıza zarar verecek etkilere karşı dikkatli olmak durumundayız. Biz Türk medyasının dünyanın en güvenilir medyalarından biri olmasını istiyoruz" dedi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Medya Buluşması programı Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Programa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve medya temsilcileri katıldı. Burada bir konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakanlık olarak yürüttükleri çalışmalarda sektör temsilcileriyle bir araya gelmeye ayrı bir önem verdiklerini belirterek, paydaşlarının düşüncelerinin kendilerinin aldıklarını kararların en temel referanslarını oluşturduğunu ifade etti.
Kültür, sanat ve medya gibi özel alanların netice itibariyle aktörlerin üretimleriyle var olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, "Bu açıdan sektörün içindeki kişiler olarak sizlerin yapacağı değerlendirmeleri çok önemsediğimi açıkça belirtmek isterim. Bugün gelinen noktada medyanın, kültür ve sanat dünyasının ne kadar büyük bir alanı kapladığını en iyi sizler biliyorsunuz. Bugün dünyanın büyük güçleri arasındaki rekabette gerek medya gerekse kültür araçları rekabetin en yoğun yaşandığı alanların başında gelmektedir. Ekonomik rekabette, politik alanlarda, turizmde, uluslararası ilişkilerde büyük güçlerin medya ve kültür araçlarını en etkin şekilde kullandığı görülmektedir. Bugün, gelinen noktada artık şunu çok açık bir şekilde söyleyebiliriz; dünyanın en etkin ülkeleri ve hatta şirketleri medya gücünü kendi çıkarlarına uygun bir şekilde diledikleri gibi yönetme ve yönlendirme yarışı içerisine girmiş durumdadırlar. Bu manipülasyonlardan en olumsuz şekilde etkilenenler ise maalesef medyadan edindiği bilgilerin güvenilir olduğunu düşünen toplumlar olmuştur. Bu durum dünyanın en saygın üniversitelerinde ciddi tartışmalara ve bilimsel araştırmalara konu olmaktadır. Ayrıca geleneksel medyada geliştirilen söylemlerin yeni medya araçlarıyla hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması da sorunu çok daha derinleştiren bir etki yapmaktadır. Takdir edersiniz ki, böyle bir tablo karşısında, uluslararası manipülasyonlara, siyasi ve ekonomik yönlendirmelere, toplumların diledikleri gibi koşullandırılmasına, bireylerin özgürlük alanlarının ihlal edilmesine karşı biz seyirci kalamayız. Bu bombardıman karşısında, ülkemizi, insanımızı ve medyamızı korumak ve güçlendirmek zorundayız. Medyatik manipülasyonlara karşı toplumsal ve bireysel bağışıklık sistemimizi güçlendirmek adına önlemler almak mecburiyetindeyiz" dedi.
"Öncelikli olarak her türlü uluslararası manipülasyonlara karşı ülkemizi ve medyamızı korumalıyız"
Dünyanın farklı başkentlerinde siyasi ve ekonomik hedeflerle İstanbul’daki, Çanakkale’deki, Sakarya’daki, Diyarbakır’daki vatandaşların yönlendirilmesine ve hatta etkisizleştirilmesine Türkiye Cumhuriyeti olarak sessiz kalamayacaklarını belirten Bakan Ersoy, "Biz, iki gün sonra Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayacak ve bu ikinci yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için hedefler belirlemiş bir devlet olarak vatandaşlarımızı uluslararası komplolara terk edemeyiz. Buranın altını önemle bir kez daha çizmek istiyorum, eğer biz bu ikinci yüzyılın Türkiye Yüzyılı olmasını gerçekten istiyorsak işte tam bu noktada ülkesini, insanını seven herkesin üzerine düşen bir görev olduğunu unutmamalıyız. Biz Türkiye Yüzyılı derken sadece siyasi ve ekonomik hedeflerden bahsetmiyoruz. Türkiye Yüzyılı hedeflerinde siyasi, ekonomik, teknolojik ve savunma sanayi anlamında atılan adımlar elbette çok önemlidir. Ancak bunların yanında demin de bahsettiğim gibi artık küresel bir güç haline gelen farklı alanlarda da yapılması gerekenler söz konusudur. Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru ilerlerken, ülkemizin bölgede ve dünyada etkisini arttıran bir ülke olmasını hedeflerken bu süreçte medyamızın, kültür ve sanat dünyamızın da kapasitesini arttırarak küresel bir güce kavuşmasından bahsediyoruz. Bir yandan uluslararası medya yönlendirmelerine karşı farkındalık oluşturup diğer yandan da Türk medyasının küresel bir aktöre dönüşmesi yönünde adımlar atmalıyız. Öncelikli olarak her türlü uluslararası manipülasyonlara karşı ülkemizi ve medyamızı korumalıyız. Toplumsal yapımıza zarar verecek etkilere karşı dikkatli olmak durumundayız. Biz Türk medyasının dünyanın en güvenilir medyalarından biri olmasını istiyoruz. Etkin, güçlü, objektif Türk medyasının kendi çocuklarımızı, aile yapımızı, toplumsal değerlerimizi koruması gerektiğine inanıyoruz. Uluslararası güçlerin oyuncağı haline gelen terör grupları medyamızı yönlendirmesin istiyoruz. Bu farkındalığın yanında bir diğer hedefimizse Türk medya ve kültür endüstrisinin küresel değerini arttırmaktır" ifadelerini kullandı.
"Kurduğumuz ajans sayesinde 200’den fazla ülkede Türkiye’nin ve Türk kültürünün tanıtımını gerçekleştirdik"
Türkiye'nin bugün dünyada Amerika’dan sonra en çok dizi ihraç eden ikinci ülke olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, dünyanın 173 ülkesinde Türk dizilerinin izlendiğini, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak da çok ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti.
Türkiye'nin tanıtımına büyük bir önem verdiklerini söyleyen Bakan Ersoy, "Kurduğumuz ajans sayesinde 200’den fazla ülkede Türkiye’nin ve Türk kültürünün tanıtımını gerçekleştirdik. Bu sayede Türk dizilerine olan ilgi neticesinde bugün dünyanın dört bir yanında dilimize ve kültürümüze ilişkin yoğun bir ilgi görülmektedir. Kısa bir süre önce yine RTÜK ve Yunus Emre Enstitümüz tarafından uluslararası alanda yapılan bir araştırma, yabancı ülkelerde insanların Türkçe öğrenmesinin birinci nedeninin Türk dizileri olduğunu ortaya koydu. Bir yandan uluslararası etkilere karşı medyamızı korurken diğer yandan da Türk medyasının küresel bir güce dönüşmesini sağlamanın böyle önemli etkileri olduğunu da görmeliyiz. Bunun için biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Türk medya ve kültür dünyasının etkisini arttırmaya dönük atılacak adımlarda her türlü desteği vermeye hazırız. Medya ve kültür dünyası temsilcilerimizle iş birliğimizi arttırmayı hedefliyoruz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız da biliyorsunuz her ortamda Türk yapım şirketlerinin uluslararası arenaya dahil olması gerektiğini belirtiyor. Bu açıdan biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Sözlerimin başında da ifade etmiştim sizlerden gelecek fikirler bizim açımızdan büyük bir önem taşıyor. Unutmamalıyız ki, Türkiye Yüzyılı’nda her alanda kendini yetiştirmiş, okuyan, anlayan ve dışardan gelen dayatmalara karşı sorgulayan, yaşadığı çağa değerler üreten nesiller ancak bu farkındalıklar sayesinde yetişebilir" dedi.