ABD Başkanı Joe Biden’in Ermeni lobilerini sevince boğan mesnetsiz açıklamalarına ülke genelinde tepkiler gelmeye devam ediyor. Biden'e bir tepkide Erzurum'un Aşkale ilçesinden geldi.
Atatürk Üniversitesi Aşkale MYO Müdürü Prof. Dr Mutlu Kundakçı kendi köyleri olan Cinis Şehitliği den Ermenilerin yaptığı vahşeti anlatarak Tarihi incelemeler için Bilim ve Tarih adamlarına incelemeler yapmak için Cinis'e davet etti.
Prof. Dr. Mutlu Kundakçı, Şehitlikte yaptığı açıklamada, ‘Şu anda bulunmuş olduğumuz Cinis Köyü bugün burada 24 Nisan 2021 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri başkanı Biden köyümüze de yaşanmış olan Ermeni katliamı ile alakalı tam tersi iddialarda bulunarak başka ülkelerinde tesiri ve etkisinde kalarak hiçbir somut belgeye hiçbir delile dayanmadan mesnetsiz olarak yapmış olduğu soykırım iddialarına cevap vermek üzere bulunuyoruz. Coğrafi konum olarak Doğu Anadolu Erzurum Karasu boyu ve yerleşim yeri olarak birçok devlet ve milletin hakimiyetini yaşamıştır. Urartularla başlayan bu medeniyet yolculuğu venter İskitler ile devam etmiştir kendilerine hay ve hayastan olarak demek de olan Ermenilerin ne zaman bu bölgede görüldükleri tam olarak bilinmemektedir. Bunlar kimler ve İskitler ve Türklerdir. Roma medeniyeti ile tanışan bu müstesna nahiyenin İslamiyet ile tanışması 645 de elfin kabilesinden İslam kumandanı Habip bin Beslemenin gaza için bu bölgeye gelmesiyle başlıyor. 11 yüzyılın başlarında Oğuz Türkleri ile tanışan Cinis Selçuklu hakimiyetine girmiştir. Şu anda kullanılan Cinis ismi zannedildiği gibi Ermenilerden gelen bir isim olmayıp bu bölge Türkmenlerinden bize bir hatıra olmaktadır’ dedi.
Moğol istilasına uğrayan Cinis’in İlhanlılar Karakoyunlular ve Akkoyunların da uğradıkları bir yer olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mutlu Kundakçı, ‘Timur'un Anadolu'ya ilerleyen orduları yine bu havaliden geçmiştir Osmanlılar 1514 de Cinis yöresinde görülmüştür. Yavuz Sultan Selim İran seferi sırasında bizzat Cinis'e gelmiş ve burada konaklamıştır. Kanuni Sultan Süleyman ve dördüncü Murat ta yine Cinis'e uğrayan Osmanlı sultanlarıdır. 1829-1855, 1877-1878 ve 1916-1918 yıllarında Osmanlı-Rus savaşlarında bu köyde ciddi yıkımlar meydana gelmiştir. Evliya Çelebi 1645 yılında Erzurum'a giderken Cinis'e uğramış ve seyahatnamesinde köyün 150 haneli bir Türk köyü olduğunu yazmıştır. Cinisle ilgili kayıtlara 1530 yılında Osmanlı arşivlerinden rastlamaktayız. Tapu tahrir belgelerinde buranın bir Nahiye olduğu görülmektedir Yine Sultan Abdülmecid devrine ait 24 .11.1845 tarihi defterde köyde 51 haneli mevcut olduğu bunlar 38'i de Müslüman 13'ün gayrimüslim olduğu yazılmıştır.1916'da başlayan Rus işgali köyde seferberlik döneminin yaşanmasına neden olmuştur. Bütün Osmanlı ülkesinde olduğu gibi seferberlik ilan edilip savaşın çıkacağı kaçınılmaz olunca Cinis'te de askere gidecekler köyden ayrılmış geride yaşlılar kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Savaşın başlaması Sarıkamış dramı ve Erzurum'un Ruslar tarafından işgal edilmesi bütün bölge halkı gibi Cinis'lileri de telaşlandırmıştır. Rus ve Onlarla birlikte Osmanlı'ya karşı savaşan Ermenilerin korkusundan imkanı olanlar göç etme kararı almışlar imkanı olmayan bazı ailelerde arkalarında her şeylerini bırakarak 2 metreye yakın kar ve eksi 40 derecede göç yoluna çıkmışlardır ve iç Anadolu'daki bazı şehirlere göç etmişlerdir. Göç yolunda, gittikleri şehirlerde çok güçlükler ve kayıplar yaşamışlardır Köyde kalıp Kara günler yaşayan aileler ise bunu Bolşevik ihtilali sonucu Rusların geri çekilmesiyle büyük katliama uğramıştır. Cinis çevre köylerden getirilen Türkler ve içinde yaşayan ahalisi ile korkunç bir katliama uğramıştır Ermeni çeteleri söğütlübahçe, Şükrü beyin konağı ve cami başta olmak üzere köyün değişik yerlerinde Türk ahaliyi katlederek büyük bir soykırım yapmışlardır. İçlerinde Şevket Süreyya Aydemir'in de bulunduğu deli Halit paşa komutasındaki öncü birlikler Cinis'e ulaştıklarında korkunç bir manzara ile karşılaşmışlardır Şevket Süreyya Aydemir "suyu arayan adam" isimli eserinde aynen şöyle yazmaktadır. İleri hareket geliştikçe karşılaştığımız görüntüler tabiatın kahrını arka planı attı savaş bir kan sarhoşluğu halini aldı bu sarhoşluk bir an geldi ki en vahşi haddine vardı. Cinis'te bütün köy halkını ayakta ve köyün ağzında bekliyor gördük. Onlar köye gideceğimiz yolu üzerinde süngülerin birbirlerine sokulan ve yapışan kadın erkek çocuk ve bu insanlar dayanılmaz bir soğuk altında kaskatı dolmuşlar ve öylece kalmışlardı evet Şevket Süreyya Aydemir işte bunları yazıyor kitabında. Köyde Ermeniler tarafından yapılan katliamlara çeşitli kaynaklar ve görgü şahitlerinden somut deliller ışığında bilgileri diliyoruz Ermeniler Ruslar çekildikten sonra katliamlara başlamış ve etraf köylerden halkı Cinis'te toplantı var bahanesiyle toplamışlardır. Toplantı bahanesiyle çocukları ve kadınları camiye gençlerle yaşlarda Şükrü beyin konağına doldurmuşlar. Camiye dolduranların 500 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Camideki halkın yakılması için öküzlerin üzerine gaz yağ dökülerek içeri atılmış tüm insanları sararak diri diri yakmışlardır. 600 kişiden sadece 13 kişi yaralı olarak bu katliamından kurtulabilmiştir 587 kişi hunharca katledilmiştir Sonradan köylerine dönen Cinis'liler bu insanları toplayarak eski caminin yanı başına defin etmişler. Yeni Cami yaptırma kararı ile birlikte şehitler şu anda bulunduğumuz Şehitlik mezarlığı getirmişlerdir’ şeklinde konuştu.