21 Mart Down Sendromu Farkındalık günü dolayısıyla Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Konferans salonunda panel düzenlendi.
Farkındalık etkinliğine, ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Elemanı Araştırma Görevlisi Mehmet Işık, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Özel Sporcular Milli Takım Antrenörü İsmail Güler, Palandöken Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Hacer Türk ve Erzurum Teknik Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencileri katıldı. Programın moderatörlüğünü ETÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Nurgül Karakurt yaptı.
Rektörü Prof. Dr. Çakmak, panelin açılış bölümünde yaptığı konuşmada, “Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, bu kişilerle aynı toplumda farkında olarak birlikte yaşamak. Sıradan bir insan vücudunda 46 kromozom bulunuyor, down sendromlu insanlarda ise artı bir kromozom bulunuyor. Aslında onlar bizden artı bir öndeler. Bu kişileri toplumda birer engelli gibi görsek de ki, asla böyle bir durum yoktur, onlar aslında bizlerden bir adım daha önde duruyorlar. 21 Mart'ın özel olarak seçilmesinin ayrı bir önemi var o da şöyle açıklanıyor, down sendromlu bireylerde 3 adet 21'inci kromozomları olması dolayısıyla bu sayı 47 oluyor. Senenin 3'üncü ayı ve ayın da 21'inci günü anlamına geliyor” dedi.
Moderatör Nurgül Karakurt ise kendi oğlu Tarık’ın down sendromlu olduğunu, aile içerisinde oğlunun eğitimi ve verilen sporlarla aşamalı olarak hayata kazanması ile ilgili duygularını hazırlamış olduğu videolarla anlattı.
İlk sunumu Araştırma Görevlisi Mehmet Işık yaptı. Işık konuşmasında, “Bu bireylerle hayatımızın her alanında karşılaşıyoruz. Üniversite öğrencileri bile bulunuyor. Bizler belki bunların farkında bile olmuyoruz. Bizlerin dikkat etmesi gereken en önemli konu bu bireyleri topluma nasıl kazandırmalıyız. Kendi yaşamlarını kazanmaları için ne yapabiliriz. Özellikle eğitim konusunda bir takım zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu kişileri eğitirken nereden başlamalıyız konusunda bir takım zorluklarla karşılaşıyoruz. Bu kişileri eğitirken hangi yöntemleri kullanmalıyız. İyi bir eğitim vermeliyiz ki o çocuktan iyi birey olmalarını sağlayalım. Ama bazen bu bilgileri verecek bilgilere de sahip değiliz” diye aktardı.
Özel Sporcular Milli Takım Antrenörü İsmail Güler ise down sendromlu Tarık’ı sporla hayata tutunması konusunda evde ve spor salonunda çektikleri videolarla anlatmaya çalıştı. Anlatım esnasında duygusal anlar yaşandı. Güler şunları söyledi:
“Ben Tarık’ı eğitirken, o kişi ve ben yalnız kaldık, yani Tarık kaderiyle baş başa kaldı ve eğitimini öyle tamamladı. Bizler yalnızca ona yardımcı birey olduk ve o da bu durumu iyi algıladı ve birlikte başardık”.
Palandöken Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Hacer Türk ise sunumunda, “Onlar bizim çocuklarımız ve onlarla gurur duyuyorum. Bir yerde konusu olduğu zaman onlar benim öğrencilerim diyerek gururlanıyorum. Salonun girişinde bizim özel çocuklarımızın kendi el becerileri ile yaptıkları materyaller var, onlara fırsat verilirse neleri başaracaklarını görebiliyoruz” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra öğrenciler günün önemini anlatan pankartlarla sahneye gelerek birlik mesajı verdiler.