Türkiye’yi “kulağıyla-gözüyle Tek Adam’ın sesine esir eden bu düzen” 10 yıldır sürüyor. TV’lerin sahibi patronlar “Başbakan’ı sesli görüntüsüyle yayınlama yarışına” girdiler. Öğlen başlıyor. Her saat başı, ertesi günün sabahına kadar yayın tekrarlanıyor.
Ne kadar tekrar.
O kadar propaganda.
Türkiye esir edildi.
24 saat kesintisiz Başbakan dinletiyorlar. Halk kulağından zehirleniyor. Gözlerinden narkozlanıyor. Dün yine aynı, 10 TV kanalında Başbakan vardı. Uzunca süre “akil adamlığın
faziletinden, faydasından” söz etti.
* * *
Ben de gündeme uyayım.
Akil adam portresi yazayım.
“Akil Adamlar”ın Doğu Anadolu Heyeti’ne seçilen 9 kişiden biri olan Prof. Dr. İzzetin Doğan, 12 Eylül Darbesi sonrası siyasi hayata katılan “ Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP)” nin kurucuları arasında yer aldı.
MDP’yi Evren destekliyordu.
Halk, Evren’in sözüne uyup MDP’yi seçseydi muhtemelen bugün “akil adam olan Prof. İzzetin Doğan, Adalet Bakanı” olacaktı. Şimdiki Başbakan Tayyip Erdoğan da bizzat kendi sözleriyle “12 Eylül’ün işkence görenlerinden biri olarak” belki de Ülker bisküvilerinin bayisi olmaya devam edecek, “akil adam ataması” yapamayacaktı.
* * *
Tarih öyle akmadı.
Halk MDP’yi seçmedi.
Seçmen ANAP’ı iktidar yaptı.
Bugünün akil adamı İzzetin Doğan da inanç kimliğini kullanarak arkadaşlarıyla Cem Vakfı’nı kurdu. Demokratik ortamda Alevi haklarını savunmaya geçti. Ancak o yıllarda iktidara gelen ANAP’ın desteğiyle Cem Vakfı’na Antalya Belek’te “Turizm Teşvik Belgeli” çok değerli 60 bin metrekare devlet arazisi tahsis edildiği haberleri çıktı.
Nasıl oldu?
Ne döndü?
Ne alındı?
Anlaşılamadı.
Cem Vakfı’na verilen bu değerli devlet arazisi Mustafa Nazik adlı bir işadamının üzerine geçti ve üstüne lüks turistik otel dikildi.
* * *
Arşive giriyorum.
Portreye arşivden aldığım bilgilerle devam ediyorum. 12 Aralık 2008 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki haberde şu bilgiler yer alıyor: Keban Baraj Gölü inşaatı yapılırken,
tarlaları ve köyleri baraj suyu altında kalan Alevi vatandaşlar İstanbul’a göç etiler. Küçükçekmece Kayabaşı’nda 6 bin 825 dönüm araziyi vadeli satın aldılar. “Dede”
dedikleri Hukuk Fakültesi asistanı İzettin Doğan’a “hukuk işlemleriyle sen ilgilen” diye başvurdular.
Dedelik var.
Hukuk bilgisi de var.
İzzetin Doğan, hemşerilerine destek oldu. Kendi de Kayabaşı’ndan arazi satın almaya başladı. Oğlu Sedat Doğan İsviçre’de hukuk eğitimini bitirdi, ülkeye döndü ve arsa toplama işini CHP eski İstanbul İl Başkanı (şimdi Cem Vakfı Genel Başkan Yardımcısı) Cemal
Canpolat’la birlikte yürüttüler.
AKP iktidarı döneminde TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu’nun da devreye girmesiyle Kayabaşı’nda arsa sahibi diğer Alevi vatandaşlara gidildi.
Arsaları birleştirelim, TOKİ’ye “hasılat paylaşımı modeliyle verelim, kazanalım” teklifi götürdüler.
Vekaletler alındı.
Arsalar birleştirildi.
TOKİ konutları yükseldi.
Arsa sahipleri dolandırıldıkları hissine kapıldılar. Pek çok arsa sahibi “yüzde 5 komisyon dediler yüzde 20 aldılar, mağdur edildik” diye İzzettin Doğan ve oğlu Sedat Doğan’ı suçlayarak mahkemeye başvurdu.
Durmak yok.
Yola devam.
İzzettin Dede!
Oldu akil adam.
http://sozcu.com.tr/2013/yazarlar/necati-dogru/bir-akil-adam-portresi.html