Diyarbakır Annelerinden Ayşegül Biçer, “Buradan da bütün çocuklarımıza çağrımızdır; ya leş olarak orada öleceksiniz ya da devletimize teslim olup kendi vatanımız, toprağımız için mücadele ederek şehit olacaksınız. Buradan tüm anne ve babalara da çağrımdır; lütfen evlatlarınıza sahip çıkın” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, başkanlık binası konferans salonunda düzenlenen Sessiz Direnişin Sembolü: Diyarbakır Anneleri Sempozyumu’na katıldı. Sempozyuma, PKK tarafından aldatılan veya kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle bin 105 (3 yıl 10 gün) gündür HDP'ye karşı oturma eylemi yapan Diyarbakır Annelerinden Ayşegül Biçer’in yanı sıra Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran da katıldı.
“Evlatlarımızın hepsini dağdan indirmeden buradan kalkmayacağız”
Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer sempozyum sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Diyarbakır Annelerinin büyük bir mücadele sürdürdüğüne vurgu yaparak, “Evet, ben kendi evladıma kavuştum 28 Temmuz 2021’de. Ama orada olmaya devam edeceğim. Çünkü bir tek benim oğlum Mustafa değil, benim oğlum gibi binlerce çocuğu kandırarak dağa götürdüler. Onların ölüme mahkum edilmesini kabullenemiyoruz. Kabul de etmiyoruz. Biz oradayız. HDP İl Binası önünde 3 Eylül 2019’dan bu yana evlat nöbeti tutmaktayız. Kimimiz evladımıza kavuştuk, kimimiz evladımızı bekliyoruz. Orada hepimiz birbirimize söz vermiştik. Evlatlarımızın hepsini dağdan indirmeden buradan kalkamayacağız. Sloganımız da, ‘Ya zafer ya ölüm olacak’ demiştik. Hepimiz de kararlıyız” dedi.
“Ya leş olacaksınız ya da dönerek devletinizi savunurken şehit olacaksınız”
Terör örgütü PKK’nın HDP ile olup Kürtlere zulmettiğini söyleyen Biçer, “Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve HDP zulmü var. Buna 'dur' demek için annelerimiz orada mücadele veriyor. 84 milyonun çocuğuna sahip çıkarak orada tek yumruk olduk. Dünyaya sesleniyorum; gelin annelerimizin feryadına ortak olalım, seslerine ses, nefeslerine nefes olalım. Artık çocuklarımız bir hiç uğruna ölmesin, askerimize polisimize silah sıkmasın. Kendi evladımı kazanmış olabilirim ama gidip evimde oturamam. Çünkü bu dava vatan bayrak davasıdır. Bu dava evlatlarımızı hain taşeron terör örgütüne kurban vermeme davasıdır. Buradan da bütün çocuklarımıza çağrımızdır; ya leş olarak orada öleceksiniz ya da devletimize teslim olup kendi vatanımız, toprağımız için mücadele ederek şehit olacaksınız. Buradan tüm anne ve babalara da çağrımdır; lütfen evlatlarınıza sahip çıkın. Lütfen gelin Diyarbakır Anneleri ile tek yumruk olalım. 84 milyon evladımıza sahip çıkalım diyorum. Uyuşturucuya düşmüş çocuklarımız var. Teröre düşmüş çocuklarımız. Bunlar virüs gibi her yerdeler. Buna 'dur' demek de annelere düşüyor. Beşik sallayan anne neden dağları yıkmasın? Gelin şu dağları yerle yeksan edelim” diye konuştu.